Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/367 E. 2020/387 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/367
KARAR NO : 2020/387

DAVA : İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalıya yönelik olarak A serili … no’lu 16.03.2018 tarihli faturaya müstenit alacak için … 13.İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilip kesinleşmesinin ardından davalı tarafça yapılan tebligatın usulsüz olduğu iddia edilerek … 6.İcra Hukuk Mahkemesi’nin …E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, Mahkemece bu davada tebligatın usulsüz olduğuna hükmedildiğini, davalı borçlunun ödeme emrini öğrenme tarihinin 23.08.2019 olarak tespit edildiğini, davalı borçlunun itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili ….Ltd.Şti. ile davalı arasında akdedilen sözleşme gereğince, davalının 113 bölüm oynadığı “…” dizisinden, müvekkilinin hak edişine düşen %20 oyuncu komisyon bedeli oranında alacaklı olduğunu, davalıya alacaklar hususunda noter aracılığı ile ihtarname gönderildiğini ancak davalının ihtarnamelere karşı herhangi bir cevap vermediğini ve ödeme yapmadığını, açılan icra takibine karşı haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini beyanla , davalının haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline, asıl alacağa banka mevduatına uygulanan en yüksek avans faizin uygulanmasına, davalının %20’den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında münakit 28.06.2015 tarihli Sözleşmenin; müvekkili oyuncu ile davacı ajans arasında imzalanan ve Menajerlik Sözleşmesi olarak tanımlanan, davacının müvekkili oyuncuya mesleki işlerinin yönetimi konularında temsilcilik hizmeti vermeyi taahhüt ettiği bir sözleşme olduğunu, Menajerlik Sözleşmesinin atipik bir sözleşme olduğunu ve huzurdaki ihtilafa konu sözleşmenin de hizmet ve vekalet akdinin unsurlarını bünyesinde barındırdığını bu nedenle de 5846 Sayılı Kanun kapsamında halli gereken bir uyuşmazlık olmadığını, dava yönünden özel ihtisas mahkemeleri değil, asliye hukuk mahkemesinin genel görevli mahkeme olduğunu, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, itirazın iptali talepli davanın TTK 5/A maddesi kapsamında ticari uyuşmazlıktan kaynaklandığı kanaatine varıldığı takdirde ise, bu tür davalar yönünden zorunlu arabuluculuğun dava şartı olması nedeni ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ilamsız icra takibine dayanak fatura alacağı ve muavin defteri kaydı ile ödeme emrinin konusu olarak belirtilen ”ajans komisyon bedeli” alacağının birbirleriyle çelişkili olduğunu, davacının öncelikle dayanak faturayı müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ ettiğini ispatlaması gerektiğini, ilamsız icra takibine dayanak yapılan 16.03.2018 tarih ve 111.451, TL bedelli, “…” dizisinin 113 Bölüm %20 oyuncu komisyon bedeli açıklaması ile düzenlenen faturanın son ödeme tarihinin 16.03.2018 tarihli olarak belirtilmesinin, ödeme tarihi ile düzenleme tarihinin aynı olmasının, fatura içeriğinin gerçek bir alacağa dayanmadığını kanıtladığını, faturadaki diğer açıklamaların da hukuka aykırı olduğunu ve bahse konu faturanın müvekkiline tebliğ dahi edilmediğini, faturanın tanzim edilmiş olmasının fatura içeriğinin doğru ve haklı olduğu anlamına gelmediğini, ayrıca müvekkilinin Menajerlik Sözleşmesi’ni hizmet alamadığından 18.08.2017 tarihinde haklı nedenle feshettiğini ve davacının ajans komisyon bedelini yapımcı şirketten doğrudan aldığını, davacının müvekkilinin sözleşmeyi haklı nedenle feshetmesi üzerine müvekkilini cezalandırmak amacıyla müvekkilini borçlu hale getirmek çabasında olduğunu, davacının 26.03.2018 tarihli ihtarname içeriğinden anlaşıldığı kadarı ile sözleşmede müvekkili aleyhine düzenlenen 30.000-USD tutarındaki cezai şartı bahse konu fatura ile tahsil etmek istediğini, müvekkilinin davacıya ajans komisyon bedelinden kaynaklanan herhangi bir borcu olmadığını aksine alacağının söz konusu olduğunu, müvekkili oyuncu, davacı ajans ve yapım şirketi arasında münakit 24.03.2015 (yenileme tarihi 14.07.2015) tarihli Dizi Film Ajanslı Oyuncu Sözleşmesi’nin 7. maddesi ile müvekkili oyuncuya bölüm başı ücret+KDV+Stopaj ödeneceği, ajansa ücretin %20’si+KDV ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 7.3. maddesinde ”Oyuncu ve Ajans Ödemeleri, doğrudan Ajansa yapılacaktır.” düzenlemesi gereği davacının ajans komisyon bedelinin tamamını yapımcı şirketten tahsil ettiğini, dolayısla müvekkilinin borca itirazında haklı olduğunu, taraflar arasındaki ihtilafın 28.06.2015 tarihli menajerlik sözleşmesinden kaynaklandığını, sözleşmenin oyunculuk ile geçimini sağlayan müvekkilinin çalışma özgürlüğü ile ekonomik özgürlüğünü önemli ölçüde sınırlayan, tek taraflı cezai yaptırımlar içerdiğini, özellikle de menajerlik hizmeti veren davacının, 5 yıllık süre boyunca müvekkil oyuncuyu ekonomik olarak kendisine bağlamayı hedeflediğini, müvekkilinin özgürlüklerini kısıtlamak suretiyle yüksek tutarlarda cezai şartla donatılmış bu sözleşmeyi müvekkiline dayattığını, sözleşmeyi imzaladığı esnada reşit dahi olmayan müvekkili oyuncunun özgür iradesi ile 5 yıl gibi uzun süreli bir sözleşme yapmayacağının ziyadesiyle açık olduğunu, sözleşmenin müvekkilinin çalışma hak ve özgürlüğünü ihlal eden, sözleşme serbestisine açıkça aykırı düzenlemeler içeren Kelepçeleme Sözleşmesi niteliğine haiz olduğunu ve aşırı yararlanma düzenlemeleri içerdiğinden kesin hükümsüzlük halinin mevcut olduğunu, davacı ajans şirketin, menajerlik sözleşmesi ile yükümlendiği edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirmediğini, müvekkilini zor durumda bıraktığını, temsilcilik görevini layıkıyla yerine getirmediğini, ihtiyacı olan mesleki desteği sağlamadığını bu nedenlerle müvekkilinin noter vasıtasıyla menajerlik sözlemesini 18.08.2017 tarihi itibariyle feshettiğini ve yapım şirketini durumdan haberdar ettiğini, müvekkili oyuncunun alacaklı olması nedeniyle takas taleplerinin bulunduğunu, ilamsız icra takibi ile asıl alacağa uygulanan faiz türü ve oranının hukuka aykırı ve fahiş olduğunu, ilamsız icra takibine konu alacağın mevcut dokümanlardan anlaşıldığı kadarıyla davacının, müvekkili oyuncunun haklı feshi üzerine müvekkilini cezalandırmak amacıyla cezai şart alacağı olan 30.000 USD’yi komisyon bedeli alacağı gibi takibe koyduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, kötü niyetle ve müvekkili zor durumda bırakmak amacıyla bilinçli bir süreç başlattığını, müvekkilinden komisyon alacağı olmadığını bilmesine rağmen ilamsız icra takibi başlatarak ve hatta usulsüz tebligat yapmak suretiyle müvekkilini haciz baskısı ile karşı karşıya bırakarak kötü niyetli davrandığından bahisle, görev yönündeki itirazları doğrultusunda davanın reddine, arabuluculuk başvurusu zorunlu olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, her halükarda haksız, maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, müvekkilinin davacıdan alacaklı olması nedeniyle TBK madde 143/1 uyarınca takas taleplerinin dikkate alınarak karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İş bu dava taraflar arasında akdedilen sözleşmeye dayalı dizi film oyuncu komisyon bedeline ilişkin alacağın tahsili istemine yönelik yapılan takibe vaki itirazın İİK.’nın 67. maddesine dayalı iptaline ilişkindir.
HMK’nın 114. Maddesi hükmünde, dava şartları düzenlenmiş olup 114/1-c maddesinde “mahkemenin görevli olması”ndan açık bir şekilde bahsedilmiştir. HMK’nın 115. Maddesi düzenlemesine göre; “mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır…. Yasal düzenleme kapsamında dava şartlarının yargılamanın her aşamasında aşamasında değerlendirilmesinin gerekli olduğu, boşuna zaman ve masraf kaybına neden olunmaması gözetilerek yargılamanın sürüncemede kalmaması ve hızlandırılması, usul ekonomisi ilkesi gereğince dava şartı olan görev değerlendirilmiştir.
TTK 4. maddesine göre; her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın TTK da düzenlenen davalar ticari dava sayılır.
Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ile Türk Ticaret Kanununda tanzim olunan hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı belirtilmiş, 5.maddesinde de ticari davaların Ticaret Mahkemeleri tarafından bakılması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
Mahkememiz ihtisas mahkemesi olup, 5846 sayılı Yasa’nın 76.maddesinde açıkça belirtildiği üzere; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan davalara, SMK ile düzenlenmiş olan marka, patent, tasarım gibi uyuşmazlık konusu davalara bakmakla görevlidir. Dosyada buna ilişkin herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. (Bu yönde Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2014/3102-5641 sayılı 11/04/2014 tarihli kararı “5846 sayılı FSEK’in 1.ve 1/A maddelerinde amaç ve kapsamı düzenlenmiş olup, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir.”)
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; ihtisas mahkemesi niteliğinde olan mahkememizin davada görevli olmadığı, gerek FSEK gerekse SMK kapsamında değerlendirilmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen Menajerlik Sözleşmesi ve yenilenen “Dizi Film Ajanslı oyuncu Sözleşmesi”ne ilişkin olarak …” dizisinin 113 Bölüm %20 oyuncu komisyon bedelinin tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin davanın izahı yapılan hükümler çerçevesinde Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görev alanında kaldığı anlaşılmakla görevin kamu düzeninden olduğu hususu nazara alınarak, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın görev yönünden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 20.maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesini mütaekip iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle , İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.