Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/366 E. 2020/475 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/366
KARAR NO : 2020/475

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması
DAVA TARİHİ : 26/11/2019
KARAR TARİHİ : 17/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin 12/10/2009 tarihinde kurulduğunu, ticari faaliyetlerini tüm Türkiye çapında bilinirliğe sahip … internet sitesi üzerinden sürdürdüğünü, 2009 yılından bugüne … internet sitesi üzerinden faaliyetini sürdüren müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli “…” ibareli birçok markanın ve de … sayılı ile tescilli “…” ibareli ve … sayı ile tescilli “…” ibareli tanınmış markasının hak sahibi konumunda olduğunu, davalının müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli … ibareli markasının davalıya ait https://… adlı internet sitesinin alan adında hukuka uygun şekilde izin alınmaksızın kullanıldığının … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, davalının müvekkili şirketin aleyhine haksız rekabete sebebiyet veren eylemleri nedeniyle aynı değişik iş dosyası üzerinden ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını ve 22/11/2019 tarihinde tedbir kararı verildiğini belirterek, ihtiyati tedbir kararının dava sonuçlanıncaya kadar devamına, müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenip yasaklanmasına, haksız rekabet sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan davaya itiraz ettiğini, davacının ve kendisinin aldığı alan adının bütün alan adlarının senelik ücretinin ödemek şartıyla kiralama olduğunu, süresi dolduktan sonra koruma uzatma transfer ücretlerini ödemedikleri zaman, ücreti öncelikli olarak verenin istediği alan adını alarak kiraladığını, ancak com.tr alan adlarında şirket veya kişiye ait ürün varsa evrak istendiğini, bunların itirazının da ODTÜ nezdinde yapıldığını, aldığı alan adının aktif bir alan adı olmadığını, herhangi bir e-ticaret sitesinde kullanılmadığını ve başka bir e-ticaret sitesine yönlendirme yapılmadığını, müşterilerin aldatıcı bir şekilde kullanılmadığını, alan adının senesi uzadıkça değeri arttığından yatırım amaçlı aldığını, davacının alan adının kendi markasına zarar verdiğini düşünüyorsa kiralama ücreti karşılığında ya da ücretsiz olarak devredebileceği belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, değişik iş dosyası dosya arasına alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, …tescil numaralı “…” ibareli tanınmış markanın 99.sınıf emtiasında, … tescil nolu “…” ibareli markanın 03, 09, 14, 16, 18, 25, 35, 36, 38, 41 ve 42.sınıf emtialarında 11/03/2020 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 03, 09, 14, 16, 18, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 35, 38 ve 41.sınıf emtialarında 14/11/2018 tarihinde tescil edildiği ve … A.Ş. adına kayıtlı oldukları anlaşılmıştır.
Mahkememize ait … D.iş sayılı dosyasından alınan raporda bilirkişinin, tespite konu edilen https://…/ uzantılı internet sitesine yönelik yapılan incelemeler sonucunda, söz konusu sitenin yer sağlayıcısının İsim Tescil ve erişim sağlayıcısının …. Ltd. Şti isimli firmalar olduğu, ayrıca alan adı kayıt başlangıç tarihinin 23/10/2019, alan adını kayıt edenin… ve alan adı kayıt ettiren bilgisinin gizlenmiş olduğu, söz konusu siteye girildiğinde sitenin yapım aşamasında olduğunun gözlendiği, talep eden tarafa ait … isimli tescilli markanın tespite konu olan https://…/ uzantılı internet sitesinde alan adı olarak kullanıldığı, hususlarında tespitlerini bildirdiği anlaşılmıştır.
İsim Tescil’e müzekkere yazılarak alan adı sahiplik bilgileri sorulmuş, 07/01/2020 tarihli cevabi yazıda davaya konu sitenin …’ya ait olduğunun bildirildiği anlaşılmış, bildirilen … davalı olarak dosyaya eklenmek suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
6100 sayılı HMK’nın “USUL EKONOMİSİ İLKESİ” başlıklı Madde 30-“(1) Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne amirdir.
Davalının alan adını kullandığına ilişkin cevap dilekçesindeki ikrarı dikkate alınarak bilirkişi incelemesinin esasa etkili olmayacağına kanaat getirilmiş, usul ekonomisi gözetilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ve TTK hükümlerine aykırılık nedeni ile açılmış dava konusu https://… alan adlı internet sitesinde davacıya ait … ibareli markanın izinsiz kullanıldığından bahisle marka hakkına tecavüzün durdurulması, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması talebine ilişkindir.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmamak şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
SMK’nın 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c) Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Sonuç olarak; gerek diş dosyasındaki tespit raporu gerekse davalının cevap dilekçesindeki ikrarı izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde davalının davacıya at tescilli ve tanınmış ” … “markasını “https://…/” şeklinde alan adı olarak kullandığı bu kullanımın izahı yapılan 6769 sayılı SMK 7/2-d kapsamında markanın izinsiz kullanımı ve marka hakkına tecavüz teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış, markaya tecavüze dayalı taleplerin kabulü ile davalı kullanımlarının davacıya ait markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, siteye erişimin engellenmesine, alan adının terkinine karar vermek gerekmiştir.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Somut olaya dönüldüğünde; diş rapordaki tespitler dikkate alındığında davalının davacıya ait markları izinsiz iltibasa sebebiyet şekilde kullanımlarının izahı yapılan TTK md. 54 ve TTK md. 55/l-a (4) kapsamında haksız rekabete sebebiyet verdiği sonucuna ulaşılmış, yine davacının haksız rekabete dayalı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı diş rapor içeriği, davalının ikrarı yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde markaya tecavüz ve haksız rekabete dayalı sübut bulan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, kullanımın ağırlığı ilan ile elde edilmek istenen menfaat gözetildiğinde ilan talebinin yerinde olmadığı dikkate alınarak bu talep reddolunmak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda ….site isimli internet sitesine erişimin engellenmesine, alan adının terkinine,
2-Dosya kapsamı dikkate alınarak ilan talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 10,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen talepler yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 95,40 TL posta gideri ve 88,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 184,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır