Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/352 E. 2022/36 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/352 Esas
KARAR NO : 2022/36

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2019
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin faaliyet alanına ilişkin onlarca marka ve endüstriyel tasarımın maliki olduğunu, mübekkilinin … tescil nolu … ibareli markanın ve … tescil nolu “..” başlıklı endüstriyel tasarımında maliki olduğunu, müvekkili markasının tescilli olduğu sınıflarda uzun zamandır kullanıla geldiğini, müvekkili markası ile davalı adına tescilli … tescil nolu “….” ibareli marka ile … tescil nolu … ibareli markaların görsel, işitsel, anlamsal ve sınıfsal olarak aynı yahut ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, markaların görünüş, renk, okunuş, sınıf ve telaffuz açısından birebir aynı olduğunu, “…” markasının “…” kelimesinden önce kullanılan “…” kelimesinin pirinç anlamına geldiğini, yine “…” kelimesinden sonra kullanılan “…” kelimesinin markaya ayırt edicilik katmadığını, markada ön planda olan kelimenin … ibaresinin olduğunu, markanın esas ve ayırt edici unsuru olduğunu, benzerlik incelemesinde bu ibarenin dikkate alınması gerektiğini, markaların görsel ve işitsel olarak çok benzer olduğunu, hükümsüzlüğü talep edilen marka ile müvekili markasının telaffuzu ve kulakta bıraktıkları etkinin birebir aynı olduğunu, yalnızca farklı bir yazı karakteri kullanılarak markalar arasındaki ayniyet ortadan kaldırılmaya çalışıldığını, davaya konu “…” markasında … kelimesinden önce kullanılan “…” kelimesinin bir tür pirinç anlamına geldiğini,
hükümsüzlüğü talep edilen markaya ayırt edicilik katmadığını, … ibaresinin markanın esas ve ayırt edici unsuru olduğunu, markanın gerek görsel ve gerek işitsel olarak ilk dikkate çeken ve akılda kalıcılık sağlayan öğresinin … ibaresi olduğunu, davalı markası ile müvekkili markasının görsel ve işitsel olarak birebir aynı olduğunu, hükümsüzlüğü talep edilen marka olan “…” ibaresinde, müvekkili markası olan fazladan bir … harfi eklenerek farklılık yaratılmaya çalışılmışsa da söz konusu marka müvekkili markasından farklılaşmadığını aksine müvekkili markasını çağrıştırdığını, markaların görsel olarak ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, işitsel olarak da markaların aynı olduğunu, taraf markalarının aynı sınıflarda tescilli olduğunu, davalı markalarının aynı zamanda müvekkiline ait …Tescil nolu “…” başlıklı tasarıma da benzediğini, davalının iş bu davaya konu hükümsüzlüğü talep edilen markaları yine müvekkiline ait … tescil numaralı “…” başlıklı tasarımın birbir aynısı ile beraber kullandığını, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi … D.iş Dosyasından tespit yaptırıldığını yaptırılan bu tespit ile markalar arası benzerliğin tespit edildiğini, kkili markasının yüksek ayırt ediciliğe sahip olduğunu, ayrıca davalının müvekkiline benzer marka kullanmayacağına dair 19.07.2018 tarihinde taahhütte bulunduğunu, tüm bu sebepler ile davalı markalarının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap dilekçesi sunmadığı, yargılamaya katılmadığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan deliller ve TPMK kayıtları celp edilmiş olup, davacıya ait 01/10/2014 başvuru tarihli … başvuru nolu markanın …, … Ve … Sınıftaki mal ve hizmetler yönünden 01.10.2014 tarihinde n itibaren geçerli olmak üzere, 07.03.2016 tarihinde tescil edildiği, davalıya ait 18/01/2018 başvuru tarihli … başvuru nolu markanın … Sınıftaki mal ve hizmetler yönünden 18/01/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 29.05.2018 tarihinde tescil edildiği yine davalıya ait 09/03/2018 başvuru tarihli … başvuru nolu markanın … Sınıftaki mal ve hizmetler yönünden 09.03.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere dava sonrası tescil olunduğu anlaşılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle taraf markalarının tescilli olduğu sınıflar ve emtialar gözetilerek davacıya ait tasarım tescili de irdelenmek sureti ile her bir hükümsüzlük iddiası yönünden tek tek değerlendirme yapılarak hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında dosya alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi olunmuş olup, dosyaya sunulan 13/09/2021 tarihli heyet raporunda özetle; … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi …D.iş Dosyası Bilirkişi Raporunun sonuç bölümünde “…’e ait … tescil numaralı “…” markası, …’a ait ürün numunelerinin ambalajlarında 6709 sayılı SMK’nın 7/2/a-b ve 7/3/a maddelerinde anılan şekilde kullanıldığı ve bu sebeple 6769 sayılı SMK’nın 29/1 maddesine göre marka hakkına tecavüzün oluştuğu, …’e ait …tescil numaralı “…” isimli tescilli tasarımı, …’a ait ürün numunelerinin ambalajlarında ayırt edilemeyecek kadar benzer şekilde kullanarak 6769 sayılı SMK’nın 59/1 kapsamındaki haklarına tecavüzün oluştuğu kanaatine varıldığının rapor edildiğini, davacı markası görsel olarak beyaz zemin üzerine kırmızı büyük harfler kullanılarak yazılmış “…” kelime markasından oluşturduğunu, davalının ilk görselde yer alan markası “…” markasında Turk kelimesi markada tanımlayıcı ibare olup markadaki esas unsur “…” ibaresi olduğunu, markada logo etkisi mevcut olduğu davacı markası ile davalı markasında yer alan “…” ibaresi görsel olarak düşük oranda benzerlik taşıdığını, davacının marka ibaresinin “…” iken davalı markasında, davacı markasına benzerlik taşıyan ibare “…” ibaresi olduğu iki markada da esas unsure olan bu ibareler benzerlik taşıdığını, bu iki ibare yan yana konulduğunda; “…” ve “…” her iki markada da esas unsur olan ibareler görselde düşük oranda benzerlik taşıdığını, davalının ikinci görselde yer alan markası da kelime markası olup beyaz zemin zerine büyük harfler ile yazılmış “…” ibaresinden oluştuğunu, davacı markası ile davalı markası yan yana konulduğunda; davalı markasında yer alan “…” ibaresi ile davacının marka ibaresi olan “…” ibaresi görsel olarak yüksek oranda benzediğini, zira davalı markasında, davacı marka ibaresi olan “…” ibaresi yalnızca araya fazladan bir … harfi eklenerek kullanıldığını, davalı markasının da kelime markası olduğu “…” ibaresi başına eklenmiş olan “…” ibaresi görseldeki benzerliği azaltmadığını, her üç markada esas vurgu “..” kelimesi olup her ne kadar latin harflerle yazılış bakımından farklılık yaratılmak istense de Arapça yazılış ve işitsel bakımdan aynı olduğunu, “…” kelimesi sepet anlamına geldiği, … = … … anlamına geldiğini, “…” kelimesi tebessüm anlamına geldiğini, … tebessümü anlamına geldiğini, … = … anlamına geldiğini, markalar arası benzerlik karşılaştırması yapılır iken dikkate alınacak kriterlerden bir tanesi de 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu madde 6/1’de nispî ret nedenleri arasında sayılmış olan markaların “kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği” olduğunu, somut olayda davacı ve davalı markaları görsel olarak benzerlik taşıması yanı sıra aynı sınıf tescilinde de örtüştüğünü, her iki markada prinç markası olarak kullanılmakta olduğu markalar … Sınıfta hububat alt grubunda örtüştüğünü, markaların kullanım alanları dikkate alındığında somut olayda marka karşılaştrımasında ortalama tüketici algısının dikkate alınması gerektiğini, aynı sınıflarda örtüşen taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri aynı sektörde kullanımları dikkate alındığında, ortalama tüketicinin mal ve hizmetlerin aynı işletmeden ya da ekonomik olarak bağlı işletmelerden kaynaklandığını düşünme ihtimallerinin olduğu, markaların ortalama tüketici üzerinde yarattığı genel izlenimde iltibas tehlikesinin olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
İş bu dava marka hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte dan 6769 sayılı SMK’nın 4/1 maddesi uyarınca Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.
6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesine göre 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. 5. Madde “Marka tescilinde mutlak ret nedenleri ” ne ilişkindir. Madde 5/1-ç de ” Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” mutlak red nedeni olarak düzenlenmiştir. 6. Madde ise “Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” ne ilişkin olup, madde 6/1 “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” yine yine 6/9’a göre “Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir. hükmüne amirdir.
Karıştırılma ihtimali yönünden;
SMK’daki deyimiyle “halk tarafından ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali” incelenirken gerek Yargıtay içtihatlarında gerek öğretide kabul edildiği üzere markaların bir bütün olarak bıraktıkları intiba dikkate alınmalı ve inceleme buna göre yapılmalıdır. Zira benzerlik göreceli bir kavram olduğundan bu olgunun objektif bir esasa bağlanması gereklidir.Objektif esas ise markanın bütünü dikkate alındığında ilk bakışta kolayca ayırt edilemeyecek şekilde bir benzerliğin olmasıdır.
Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun söz konusu içtihadında belirtildiği üzere, karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde asıl olanın ortalama tüketicinin algılaması olduğu, tüketicinin her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabileceğinin düşünülmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, markada yer alan yardımcı unsurların ve ayrım gücü az olan ifadelerin her zaman hatırda tutulamayacağının, tüketicinin daha önce gördüğü, yararlandığı, satın aldığı ve denediği bir malın yahut hizmetin göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadar hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer ve hizmetlere ilişkin alışverişlerinde de aynı veya benzer markayı taşıyan ürünü satın al almak yahut hizmetten yararlanmak isteyeceği, bu şekilde genel olarak ürünün önemine göre tanıdığı, beğendiği, bilinirliği ve güvenirliği kanıtlanmış bir markayı seçerek zaman kısıtlılığının yarattığı olumsuzluklardan kurtulmaya çalışacağı, markanın sağladığı garanti fonksiyonundan yararlanmayı düşüneceği dikkate alınmalıdır.
Sadece alıcıların belirli bir mal veya hizmet yerine başka bir mal veya hizmeti almak istemeleri halinde değil alıcıların mal ve hizmetlerin birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen bunların kaynağının aynı işletme olduğuna veya malları satan ve yahut hizmetleri sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanmaları halinde de iltibas ihtimali bulunmaktadır. İki işaret arasındaki benzerlik, telaffuzdan, biçim ve anlam benzerliğinden, genel görünümden ve çağrışımdan doğabilir.
Markanın işlevlerinden biri de, söz konusu malların kaynağını/menşeini garanti etme işlevidir. Markalar bilindiği gibi tek ibareden oluşmuyor ise “esas unsur” ve “yardımcı unsur”lardan oluşabilir. Bu durumda inceleme markanın bütünü dikkate alınarak ayrıca markalarda yer alan esas unsurlar karşılaştırılması suretiyle gerçekleştirilecektir.
Mal ve hizmetlerin aynı ya da benzer olup olmadığı yönünden; karıştırılma tehlikesinin değerlendirilmesinde malların ve hizmetlerin benzerlik derecesi ile markaların benzerlik derecesi arasında karşılıklı bir bağlantı mevcuttur. Buna göre örneğin markaların kullanıldığı mal ve hizmetler arasında düşük benzerlik derecesi, markalar arasındaki benzerlik derecesinin yüksek olmasıyla dengelenebilir. (Sevilay Uzunallı, Markanın Korunmasının Kapsamı ve Tazminat Talebi, Ankara 2012, s.83 vd.). Mal ve hizmetlerin aynılığı veya benzerliği değerlendirilirken yalnızca tescil edilmiş veya başvurusu yapılmış mal ve hizmetler dikkate alınmalıdır; listede yer almayan, ancak fiilen kullanıldığı veya kullanılma niyeti olduğu belirtilen mal ve hizmetler değerlendirmede dikkate alınmayacaktır (Uzunallı, s.90).
Mal ve hizmetlerin aynılığı ile kast edilen durum açıktır. Mal ve hizmetlerin aynılığı, ilke olarak mal ve hizmetlerin aynı şekilde yazılmış, ifade edilmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, aynı mal ve hizmetin birden fazla isme sahip olması veya piyasada anıldığı isimle teknik, bilimsel, literatüre geçmiş isminin farklı olması veya yabancı dildeki isminin Türkçeye de geçmiş olması durumlarında da mal ve hizmetler farklı şekilde ifade edilmiş olsalar da aynı olarak kabul edilecektir.
Nice sınıflandırması ve Türk Patent tebliğine göre farklı sınıflarda yer almalarına rağmen halk nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ticaret ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmetlerin ‘benzer’ olarak değerlendirilmesi de mümkündür ve aynı husus öğreti de kabul edilmektedir (Yasaman Hamdi, Marka Hukuku, Cilt II sh.779). Nitekim Yargıtay’da kararlarında bu yönde değerlendirme yaparken, mal ve hizmetlerin nice sınıflandırması ve TPE tebliğine göre mutlaka aynı sınıfta kullanılmasını değil, benzer mal ve hizmetler yönünden kullanılmasını esas almaktadır (Yargıtay kararları için bkz; Uzunallı, s.41 vd; Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, İstanbul 2012, s. 253 vd.).
Somut olaya dönüldüğünde;
Gerek … Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde alınan tespit raporu gerekse mahkememiz nezdinde alınan heyet raporunda tespit olunduğu üzere; davacı markası görsel olarak beyaz zemin üzerine kırmızı büyük harfler kullanılarak yazılmış “…” kelime markasından oluştuğu, Davaya konu davalının “…” markasında yer alan “…” kelimesi markasında tanımlayıcı ibare olup markadaki esas unsur “…” ibaresi olduğu, markada logo etkisi mevcut olup davacı markası ile davalı markasında yer alan “…” ibaresi görsel olarak düşük oranda benzerlik taşıdığı, davacı marka ibaresi “…” iken davalı markasında, davacı markasına benzerlik taşıyan ibare “…” ibaresi olup iki markada da esas unsur olan bu ibarelerin benzerlik taşıdığı, iki ibare yan yana konulduğunda; “…” ve “…” ibarelerinin iki markada da esas unsur olduğu, davalının davaya konu diğer markasının beyaz zemin üzerine büyük harfler ile yazılmış “…” ibaresinden oluştuğu, davacı markası ile davalı markası yan yana konulduğunda; … … ve … davalı markasında yer alan “…” ibaresi ile davacının marka ibaresi olan “…” ibaresi görsel olarak yüksek oranda benzer olduğu, davalı markasında, davacı marka ibaresi olan “…” ibaresi yalnızca araya fazladan bir … harfi eklenerek kullanıldığı, davalı markasının kelime markası olup “…” ibaresi başına eklenmiş olan “…” ibaresi görseldeki benzerliği azaltmadığı, Arapça Dil bilgisi alanında uzman bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmelerde; her üç markada esas vurgu “…” kelimesi olup her ne kadar latin harflerle yazılış bakımından farklılık yaratılmak istense de Arapça yazılış ve işitsel bakımdan aynı aynı olduğu, “…” kelimesinin sepet anlamına geldiği, … = … … anlamına geldiği, “…” kelimesi tebessüm anlamına geldiği, … tebessümü anlamına geldiği, … anlamına geldiği, davacının … başvuru nolu …+ Şekil markasının …, … Ve …. Emtiada tescilli olup, davalının … başvuru nolu … markasının da … Sınıfta yine … başvuru nolu şekilli markası da … Sınıfta tescilli olduğu, markalar arasında mal ve hizmetler yönünden de benzerliğin oluştuğu, davacı ve davalı markaları görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik taşıdığı aynı sektörde kullanımları dikkate alındığında, ortalama tüketicinin mal ve hizmetlerin aynı işletmeden ya da ekonomik olarak bağlı işletmelerden kaynaklandığını düşünme ihtimallerinin olduğu, markaların ortalama tüketici üzerinde yarattığı genel izlenimde iltibas tehlikesinin olduğu tespit ve değerlendirmelerinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı sunulan rapor içerikleri izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendridildiğinde; davacıya ait … tescil numaralı “…” markası ile davaya konu davalı adına … no ile tescilli “… + şekil” ibareli ve … no ile tescilli “…” ibareli markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunduğu, tescilli oldukları mal ve hizmetler yönünden de benzerliğin bulunduğu, aynı sektörde kullanımları dikkate alındığında, ortalama tüketicinin mal ve hizmetlerin aynı işletmeden ya da ekonomik olarak bağlı işletmelerden kaynaklandığını düşünme ihtimallerinin olduğu, markaların ortalama tüketici üzerinde yarattığı genel izlenimde iltibas tehlikesinin olduğu, iltibasa dayalı hükümsüzlük şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davacının sübut bulan davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, dava dilekçesinde belirtilen tasarım tesciline benzerliğe ilişkin iddialar yönünden davanın tecavüze yönelik olmadığı dikkate alınarak hükümsüzlük talebiyle sınırlı değerlendirme yapılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile,
TPMK nezdinde davalı adına … no ile tescilli “… + şekil” ibareli ve … no ile tescilli “…” ibareli markaların HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, SİCİLDEN TERKİNİNE,
2-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 36,30 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan: 3.879,50 TL bilirkişi ücreti + posta gideri ve 95,20 TL harç (vekalet+peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.974,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip Hakim
¸ ¸