Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/351 E. 2020/123 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/351
KARAR NO:2020/123

DAVA:Marka Hükümsüzlüğünün Tespiti, Tecavüzün Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi
DAVA TARİHİ:18/11/2019
KARŞI DAVA:Marka (Kullanmama Sebebiyle İptali İstemi)
K. DAVA TARİHİ:30/12/2019
KARAR TARİHİ:18/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1962 yılından itibaren ucuzluk marketi sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin ticari faaliyetleri kapsamında … unvanını ve markasını taşıyan malları piyasaya sunduğunu, markayı TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, müvekkiline ait “…” markası Türkiye ve yurtdışında tanınmış marka olduğunu, davalı tarafın “…” ibaresini TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, söz konusu markanın müvekkili markası ile aynı sınıflarda tescilli olduğunu, markaların yöneldiği malların benzer olduğunu, fonetik ve görsel açıdan benzer olduğunu, benzerlikler sebebiyle iltibas oluştuğunu, bu suretle davalının haksız kazanç sağladığını, SMK m.29 kapsamında haksız menfaat temin etmek suretiyle müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiği hususlarında şüphe bulunmadığını belirterek, davalı şirketin, müvekkilen ait … markasına yönelik tecavüzün tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, davalı adına tescilli “…” markasının SMK m.25 kapsamında hükümsüzlüğüne, TPMK kaydından sicilden terkinin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; … markasının uzun yıllardır müvekkili adına tescilli ve iktisadi bir değere haiz önemli bir marka olduğunu, müvekkilinin markası üzerinde kazanılmış bir hakka haiz olup hükmüzlüğünün kabul edilemeyeceğini, davacının … markası ile aralarında iltibas yaratacak bir benzerlik bulunmadığını, davacı markasının 2014 yılında Türk mahkemelerince tanınmışlığına ilişkin verilen kararlar olsa da bu vasfı halen koruduğunu söylemenin doğru olamayacağını, müvekkilinin markası ile ilgili çalışmalarına 2010 yılından beri devam ettiğini, belirterek asıl davanın reddini, karşı dava yönünden davalı karşı davacı markalarının üçüncü kişilere devrinin önlenmesine ve kullanmama nedeniyle iptalini talep etmiştir.
Davacı karşı davalı vekili asıl davada cevaba cevap karşı davada davaya cevap dilekçesinde özetle; … markasının uzun yıllardır tescilli ve iktisadi değeri haiz bir marka olmasının müvekkilinin hakkının ihlal edildiğini gerçeğini değiştirmeyeceğini, “…” … markasının eski tarihli … markasının seri markası niteliğinde olmadığını, markının şekli itibariyle … markasından tamamen ayrıldığını, davalı karşı davacı tarafından seri marka yaratma amacıyla seçilmediğini, davalı karşı davacının, müvekkilinin markasının tanınmış marka olmadığı yönündeki değerlendirmelerinin isabetli olmadığını, açılan karşı davanın kötü niyetli olduğunu, taleplerinin yasal dayanak ile örtüşmediğini, hukuki yararlarının bulunmadığını belirterek asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava 6769 sayılı SMK kapsamında açılmış marka hükümsüzlüğünün tespiti, tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesine ilişkin talepli davadır.
Karşı dava 6769 sayılı SMK kapsamında açılmış kullanmama nedeniyle marka iptali istemli davadır.
Davacı karşı davalı vekili 12/02/2020 havale tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiklerini, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmişlerdir.
Davalı karşı davacı vekili 12/02/2020 havale tarihli dilekçesinde karşı davadan feragat ettiklerini, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmişlerdir.
Taraf vekillerinin vekaletnamelerinin incelenmesinde, davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davanın ve karşı davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın ve karşı davanın vaki feragatlar nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 144,00 TL’den 54,40 TL karar harcının düşülmesine, kalanı 89,60 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı karşı davacıya iadesine,
3-Karşı dava yönünden, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 350,00 TL’den 54,40 TL karar harcının düşülmesine, kalanı 295,60 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı karşı davacıya iadesine,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/02/2020

Katip …

Hakim …