Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/347 E. 2020/209 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/347
KARAR NO : 2020/209

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2015
KARAR TARİHİ : 16/06/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü talepli davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; “müvekkilinin fındık sektöründe uzun yıllardan beri faaliyet gösterdiğini, davalıya ait …, … ve … markalarının dava tarihinden önceki 5 senelik dönemde usulüne uygun olarak kullanılmadığını, davalının kullanma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, ispat yükünün davalı tarafa ait olduğunu” iddia ile davalı adına tescilli …, … ve … no’ lu …, … ve … ibareli markaların hükümsüzlüğünü, iptalini ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
2-Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; “müvekkilinin davaya konu markaları dava tarihinden önceki 5 senelik dönemde kesintisiz olarak kullandığını, bu markalarla bal, reçel, çikolata, puding, ekmek, bisküvi, pasta gibi ürünler satışı yaptığını, davacının aksi yöndeki iddialarının gerçek dışı olduğunu” savunarak davanın reddini istemiştir.
… 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, … Esas, … Karar ve 08/12/2015 tarihli kararı ile, davanın kabulüne, davalı adına tescilli … no’ lu … ibareli markanın, … no’ lu … ibareli markanın ve … no’ lu … ibareli markanın kullanmama nedeniyle iptallerine ve sicilden terkinlerine karar vermiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Temyiz üzerine dosyayı değerlendiren Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/5137 Esas, 2017/6920 Karar ve 05/12/2017 tarihli bozma ilamı ile, Mahkemece ilk verilen karar tarihinden sonra, Anayasa Mahkemesince 14.12.2016 tarihli 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verildiği, 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, bu durumda, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçeleri ile mahkemece verilen kararı bozmuştur.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararları 153. maddesinin 6. bendinde belirtildiği üzere, geriye yürümez ise de; Hukuk Genel Kurulunun 31/03/2004 tarihli ve 156/194 sayılı kararında benimsenen görüşe göre de, iptal kararının kesinleşen işlem ve kararlara etkili olmayacağı, görülmekte olan davalarda ise, geriye yürümeme kuralının uygulanmayacağı, dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin iptal kararının derdest dosyalar ve kesinleşmemiş karar dosyalarında uygulanacağı sonucuna varıldığından, somut olayımızda dava dosyasının henüz derdest olması sebebiyle 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptalinden dolayı davanın yasal dayanağı kalmamış bulunmaktadır.
Ülkemizin taraf olduğu TRİPS’in (Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması) hükümleri üye ülkeler tarafından uygulanacağı birinci maddede açıkça belirtilmiştir. Sözleşmede hüküm altına alınan maddeler üye ülkelerde belirtilen uyuşmazlıklarda oluşan yasal boşluklarda uygulanabilecek ve boşluğu doldurabilecek nitelikte ve Anayasanın 90. maddesi çerçevesinde Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde hükümler Mahkememizce de uyuşmazlıklara uygulanabilir ise de, Paris Sözleşmesinde belirtilen kullanmamaya ilişkin iptal sebebinin yasal boşluğu doldurur nitelikte olmadığı gibi, TRİPS’in markayı kullanma koşulu başlıklı 19. maddesinin 1. bendinde “Tescilin idame ettirilmesi için markanın kullanılması gerekli ise, tescil sahibi tarafından markanın kullanılmasını önleyen engellerin varlığına dayalı olarak geçerli nedenler ileri sürülmedikçe, tescil ancak markanın kullanılmadığı kesintisiz en az üç yıllık bir süre geçtikten sonra iptal edilebilir. Marka ile korunan mal veya hizmetlere uygulanan ithalat kısıtlamaları veya hükümetçe uygulanan başka koşullar gibi markanın kullanılmasına engel oluşturan ve marka sahibinin iradesinden bağımsız olarak doğan koşullar, markanın kullanılmaması için geçerli nedenler olarak kabul edilecektir” şeklinde markanın iptali için yapılacak değerlendirmenin ve incelemenin sınırları ve şekli belirtilmiş, sürenin asgarisi ifade edilmiş olup, bu halde de belirtilen madde mahkemelerce doğrudan uygulanması gereken hüküm niteliğinde olmayıp, iptalle ilgili oluşturulacak ulusal yasalarda yapılması gereken uygulamaya ilişkin belirlemeyi yapar, sonuç olarak da tavsiye niteliğinde olduğundan, TRİP 19. maddenin de uygulanma koşulları mevcut değildir.
6100 sayılı HMK’nın “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. Maddesi -“Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder…” hükmüne içermektedir.
Tüm bu hususlar nazara alındığında, her ne kadar dava açıldığı tarihte 556 sayılı KHK’nın 14. kapsamında değerlendirmeye girilmiş ise de, dosya temyiz aşamasında iken 06/01/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren KHK’nın 14. maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptali sebebiyle davanın yasal dayanağı kalmamış olmakla, davanın niteliği itibariyle de yasal boşluğun Medeni Kanunun 1. maddesi kapsamında doldurulamaması sebebiyle, karar tarihinde yasal dayanağı bulunmayan davanın konusuz kalması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş, mahkememizce verilen önceki tarihli hüküm, tarafların haklılık durumları dikkate alınarak yargılama gideri ve vekalet ücreti kabul ve red durumu değerlendirilmek suretiyle takdiren belirlenmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE, davadaki haklılık durumuna göre davacı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 27,70 TL’nin mahsubu ile kalan 26,70 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen talepler yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 272,50 TL posta gideri ve 55,40 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 327,90TL yargılama giderinden takdiren1/2 oranında kısmı olan 163,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸