Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/337 E. 2020/473 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/337
KARAR NO : 2020/473

DAVA : Kullanmama Nedeniyle Marka İptali
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Kullanmama Nedeniyle Marka İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu … numaralı “…” ibareli markasının %50’sinin 11/06/2010 tarihli marka devir sözleşmesi ile müvekkili şirket tarafından devralındığını, müvekkili şirket ile davalı şirketin markanın %50 oranında paylı maliki olduğunu, müvekkili şirket tarafından dava konusu markanın kullanımına devam edildiğini, ancak davalı şirket tarafından 5 yılı aşkın süredir kullanılmadığını belirterek, dava konusu “…” ibareli markanın davalı şirket yönünden iptaline, TPMK sicilinden terkinine, paylı mülkiyetin sonlandırılmasına, hükmün TPMK Resmi Marka Gazetesi’nde şerh ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmiş, herhangi bir cevap sunulmadığı ve delil de bildirilmediği anlaşılmıştır.
İşbu dava 6769 sayılı SMK hükümlerine göre açılmış Kullanmama Nedeniyle Marka İptali talepli davadır.
GEREKÇE
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK)’nın 9/1.maddesinde yer alan “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir 2-Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fikra anlamında markayı kullanma kabul edilir: a)Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması. b)Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması. 3-Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.” şeklindeki düzenleme ile kanun koyucunun Markalar Sicilini kullanılmayan markalardan arındırma amacını güttüğü anlaşılmaktadır.
Aynı şekilde SMK m.26/I-a) hükmü de SMK m.9/I’de belirtilen hallerin bir iptal sebebi olduğunu ortaya koymaktadır.
Marka üzerindeki hakkın kazanılması için sicile tescil edilmesi yeterli olsa da kanun koyucu tescil edilmiş marka ile marka hakkı sahibine sağlanan korumanın devam edebilmesini bazı şartlara bağlamıştır. Bunun arkasında; tescil edilen bir markanın haksız yere sahibinin tekelinde kalmasının engellenmesi, marka sicilinin kullanılmayan markalarla dolu bir ‘çöplük’ haline gelmesini önlemek veya kullanılmayan bir markadan onu kullanmak ve bir değer yaratmak isteyen bir başka kişinin yararlanmasının önünü açmak gibi pek çok ekonomik ve toplumsal nedenler yatmaktadır. Zira marka hakkı sahibine inhisari bir yetki veren ve herkese karşı ileri sürülebilir nitelikte olduğundan kanun koyucu, bu geniş hakkın yanı sıra marka sahibine hakkaniyet ölçüsünde birtakım sorumluluklar da yüklemiştir. Markanın usulünce kullanılması zorunluluğu da bunlardan bir tanesidir.
SMK madde 9’da marka kullanılmama sebebiyle iptali edilebilmesi için haklı bir sebep olmaksızın tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından tescil tarihinden itibaren 5 yıl boyunca Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmamış veya kullanımına beş yıl ara verilmiş olması gerektiği düzenlenmiştir. Ciddi biçimde kullanımdan bahsedebilmek için en öncelikli kriter markanın kullanım yoğunluğu ve markadan elde edilen ekonomik yarardır. Markanın sadece birkaç defa ambalajlara basılması veya az sayıda bastırılan broşürlerde kullanılması gibi kullanım süresi ve etkisi sınırlı, hatta göstermelik denebilecek kullanımlar SMK md.9 anlamında ciddi kullanım teşkil etmez. Markanın ciddi kullanımı belirlenirken markanın kullanım şekli, kapsamı, süresi gibi objektif kriterlerden hareket edilmelidir. Marka sahibi markasını aynı mal veya hizmeti üreten teşebbüslerin oluşturduğu piyasada farklı bir yer edinmek veya yeni bir mal veya hizmet piyasası oluşturmak biçimde kullanmışsa ciddi bir kullanımdan söz edilebilir.
Markanın kullanılmadığı gerekçesiyle açılan iptal davalarında ispat yükü davalı üzerindedir. Bu kapsamda davalının markasını ciddi biçimde kullandığına dair delil ibraz edemediği gibi herhangi bir beyanda da bulunmadığı görülmüştür. Tüm bu sebeplerle dosyaya sunulu deliller doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE, davalı adına TPMK nezdinde %50’si tescilli … (7) numaralı “…” markasının SMK m.26 vd. uyarınca kullanmama nedeniyle davalı şirket yönünden %50’sinin iptali ile sicilden terkinine,
2-Kararın kesinleşmesi halinde TPMK’ya müzekkere ile bildirilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 10,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 209,00 TL posta gideri ve 88,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 297,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸