Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/335 E. 2020/143 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/335 Esas
KARAR NO:2020/143

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:11/02/2011
KARAR TARİHİ:25/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, “Davalılardan …’ ın … yılında … Bölgesi’ndeki arsa üzerinde inşa etmeyi düşündüğü … adlı kompleksin mimari projesinin hazırlanması konusunda davalı … ile anlaştıklarını, bu anlaşma üzerine davalı …’nun mimari projeyi hazırladığını, …’ ın … yılı Ağustos ayında bu kez davacı …’ den yeni bir proje hazırlamasını istediğini, ileride sorun olmaması için öncelikle …’ nun muvafakatini alarak proje çalışmasını yapıp, …’ a teslim ettiklerini, bu projenin beğenilmesi üzerine davacı … Şirketi ile davalılardan … arasında 2 ayrı sözleşme akdedildiğini, davacıların mesaisiyle hazırlanan projenin … Belediyesi’ ne sunulduğunu, ruhsat alındıktan sonra inşaata başlandığını, ekonomik kriz ortaya çıkınca davalı …’ nin müvekkillerine olan borcunu ödemediğini ve inşaatı durdurduklarını, 2005 yılında davalılardan …’ ın … kökenli … Grup ile anlaştıklarını ve …’ ni kurduklarını, davalılardan …’ nun müvekkiline ait mimari proje için müvekkilerinden izin almaksızın proje üzerinde alıntı ve değişiklikler yaparak ikinci projeyi oluşturduğunu ve 13/04/2006 tarihinde … Belediye Başkanlığı’ na ibraz ettiklerini, bundan dolayı müvekkilleri tarafından bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve … FSHCM nin … Esas sayılı dosyasında bu kişi hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, müvekkilinin, eser niteliğindeki dava konusu mimari projenin hazırlanması konusunda anlaşma yaptığı …’ ın aynı zamanda …’ nin yönetim kurulu başkanı olduğunun ve projeyi … Belediyesi’ ne sunan kişi olduğunu, bu projenin daha sonra …’ ne satıldığını, bu şirketin ortaklarından birisinin de projeyi satan şirket olduğunu, davalılardan …’ nun … ile sözleşme imzaladığını, bu kişinin eylemi olmaksızın diğer davalıların dava konusu işlemleri gerçekleştirmesi mümkün olmadığını” iddia ile davalıların müvekkillerine ait mali ve manevi hakları ihlal etmelerinden dolayı FSEK 68/1 maddesi gereğince şimdilik 500.000 TL maddi tazminatın 05/06/2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, bu talebin kabul edilmemesi durumunda FSEK 70/2-3 maddeleri gereğince 500.000 TL maddi tazminatın aynı tarihten itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, manevi hakları da tecavüze uğrayan davacılar için 50.000 TL manevi tazminatın da gene aynı tarihten itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, tecavüzün ref’ ini, eser üzerinde yapılan değişikliklerin ortadan kaldırılmasını, eski hale getirilmesini ve hükmün gazetede ilanını talep ve dava etmiştir.
2-Davalılardan … ve … Merkezleri Şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, “müvekkilleri yönünden davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, projenin onayından sonra inşaat ruhsatının sahibinin müvekkilleri olmadığını, inşaat ruhsatının hiçbir zaman kullanılmadığını ve projenin hiçbir şekilde hayata geçirilmediğini, müvekkillerinin bu olayda doğrudan ya da dolaylı bir sorumluluğunun bulunmadığını” savunarak davanın reddini istemiştir.
3-Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle, “… FSHCM tarafından verilen mahkumiyet kararının itiraz üzerine … Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kaldırıldığını ceza mahkemesi tarafından eksik inceleme ile karar verildiğini, projenin uygulamaya konulmadığını, iddia olunan tüm hususların gerçek dışı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını” savunarak davanın reddini istemiştir.
4-Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle, “davanın müvekkili yönünden zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin dava konusuyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, bundan dolayı müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müteselsilen sorumlu tutulamayacağını, maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığını, ticari avans faizi istenemeyeceğini” savunarak davanın reddini istemiştir.
5-Davalılardan … süresi içerisinde usule uygun bir cevap dilekçesi vermemiş, yargılamaya katılmamış, ancak bozma ilamından sonra katılarak davanın reddini istemiştir.
6-Yargılama sırasında davalılardan …’ nin tam bölünmesi sonucunda … A.Ş ile … A.Ş adında iki yeni şirket ortaya çıkmış ve 6102 sayılı TTK’ nun 159 vd maddeleri gereğince tam bölünen şirket … … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ nin alacak ve borçlarının bu iki yeni şirkete geçtiği, bölünme sözleşmesinde alacak ve borçlar ile ilgili herhangi bir düzenleme yer almadığından, tam bölünen ve tüzel kişiliği ortadan kalkan …’ nin borçlarından dolayı bu iki şirketin sorumlu olduğu ve … yerine davalı sıfatı aldıkları kabul edilerek, bu şirketlere tebligat yapılmak suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
7-…’ nin tam bölünmesi sonucunda ortaya çıkan bu iki şirkete husumet düştüğünden, kendilerine usulen dava tebligatı gönderilmiş olup, bunlardan … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, “müvekkilinin …’ nin tam bölünmesi sonucunda kurulan iki şirketten birisi olduğunu, farklı bir tüzel kişiliğe sahip bulunduğunu, … ile hiçbir organik bağının olmadığını, dava konusu projelerle bir ilgilerinin olmadığını, maddi ve manevi tazminat taleplerinin unsurlarının oluşmadığını” savunarak davanın reddini istemiştir.
8-Tam bölünme sonrasında kurulan diğer şirket … Anonim Şirketi’ ne 16/12/2013 tarihinde yapılan tebligata rağmen bu şirket tarafından davaya herhangi bir cevap verilmemiş, yargılama bu şirketin yokluğunda sürdürülüp sonlandırılmıştır.
9-Uyuşmazlık davacı gerçek kişinin mali ve manevi hak iddia ettiği mimari proje üzerinde eser sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davacı tüzel kişi şirketin mali hak sahibi olup olmadığı, maddi ve manevi tazminat taleplerinin, ref ve men talepleri ile mimari projedeki değişikliklerin ortadan kaldırılması ve eski hale getirme taleplerinin ve ilan talebinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
10- …. FSHHM’ce verilen 22.04.2014 tarih, … esas, … karar sayılı karar, davalılar …, … Tic. A.Ş, …A.Ş. Ve … tarafından temyiz edilmiş, vaki temyiz talepleri üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 29/09/2015 tarih, 2014/12478 esas, 2015/9635 karar sayılı ilamı ile “dava dilekçesinin davalı …’ya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, yargılaması sırasındaki diğer tebligatların ve özellikle sözlü yargılama güünün usulüne uygun biçimde tebliğ edilmemesi nedeniyle, hükmün davalı … yararına bozulmasına” karar verilmiştir.
11-Bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılamada, …. FSHHM’ce davalılardan … … sorumlu bulunmadığı gerekçesiyle verilen red kararı Yargıtay 11. HD’ nin 2017/4966 esas 2019/4371 karar sayılı bozma ilamıyla “Mahkemece, davalılardan … yönünden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, 5840 sayılı FSEK’nun 66/1,2 ve 3. fıkralarında, ”Manevi ve mali hakları tecavüze uğrayan kimse tecavüz edene karşı tecavüzün ref’ini dava edebilir. Tecavüz, hizmetlerini ifa ettikleri sırada bir işletmenin temsilcisi veya müstahdemleri tarafından yapılmışsa işletme sahibi hakkında da dava açılabilir…” , FSEK 22/3. maddesinde ise ”…mimarlık eserlerine ait plan, proje ve krokilerin uygulanması da çoğaltma sayılır.” hükmü yer almaktadır. Davalı …’ın bölünmeden önceki ünvanı … … İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti olan diğer davalı şirketin yöneticisi olup, anılan şirket intihal suretiyle oluşturulan mimari projeyi zemine uygulamak suretiyle eserden doğan hakkın izinsiz olarak çoğaltılması haksız fiilini işlemiştir. Bu durumda, FSEK 66/2,3 maddesi uyarınca şirketin yöneticisi olan …’ın da eserin izinsiz olarak çoğaltılmasından doğan telif tazminatından sorumlu tutulması gerekmekte olup, yanılgılı değerlendirme ile anılan davalı hakkında davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
12- Bozma ilamına uyularak yeniden yargılama yapılmış davalı … … gerçekleştirilen haksız fiilden sorumlu olduğu sonucuna varılmış ve her ne kadar bir kısım davalılarca zamanaşımı def’ inde bulunulmuş ise de, iddia olunan eylemin aynı zamanda ceza hukuku bakımından 5846 sayılı yasanın 71. maddesinde yazılı suç oluşturması nedeniyle eylemin ceza zamanaşımına tabi olduğu, ayrıca 5846 sayılı yasanın 68/1 maddesinin uygulanması talebiyle açılan iş bu davanın sözleşme zamanaşımı olan 10 yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu gözetilerek zamanaşımı def’ i yerinde görülmemiştir.
13-Dosyada mevcut ve birbirini doğrulayan her iki bilirkişi raporu, … FSHCM’ nin 12/10/2010 tarih ve … Esas, … Karar sayılı mahkumiyet kararı ile tüm dosya kapsamına göre, … yılında davalı … tarafından hazırlanan projeden sonra davalılardan …’ ın talebi üzerinde davacı gerçek kişi … tarafından hazırlanan ve FSEK 18. maddesi gereğince mali hakları kullanma yetkisi davacı … Şirketi’ ne ait bulunan mimari projenin davalılardan … tarafından ve diğer davalıların istekleri doğrultusunda birtakım değişiklikler yapılarak, davacı gerçek kişi …’ in hazırladığı mimari proje esas alınmak suretiyle tüm davalılarca iktibas edilerek izinsiz şekilde kullanıldığı, her ne kadar bir kısım davalılar tarafından husumet itirazında bulunulmuş ise de, davacı gerçek kişi … tarafından hazırlanan mimari projeyi değiştiren davalı … yanında, dava konusu üçüncü projeyi talep ve sipariş eden, yaptıran … ve şirket sahibi …’ ın bu projeyi kullanan, belediyeye ibraz eden, kullandıran davalılar … (tam bölünme nedeniyle ortaya çıkan sorumluluktan dolayı … A.Ş ve … Sanayi ve Ticaret A.Ş nin) ile bu şirketin müdürü olarak hareket eden ve … adına davalılardan … ile mimari projedeki değişiklikler için sözleşme imzalayan davalı …’ nın da sorumlu oldukları, birlikte hareket ederek mali ve manevi hakları birlikte ihlal eden davalıların Borçlar Kanunu’ nun 61. maddesi gereğince müteselsil sorumluluğuna gidilmesinin gerektiği, fonksiyon şemasında, dış peyzajda, yaya ulaşım organizasyonunda, parsel içi ulaşım akslarının genişliklerinde, toplam inşaat alanında ve ünitelerdeki kat sayılarında birtakım değişikliklerin yapıldığı, nitekim bu izinsiz kullanım ve değişiklikler nedeniyle …. FSHCM tarafından verilen 13/12/2010 tarih ve … Esas, … Karar sayılı mahkumiyet kararı ile davalılardan …’ nun cezalandırıldığı, mimari projenin gerçek kişi davacı …’ e ait olduğu, bununla birlikte 5846 sayılı yasanın 18/2 maddesi gereğince mali hakları kullanma yetkisinin davacı … Şirketi’ ne ait bulunduğu, böylece davacı gerçek kişi …’ in eser sahibi olarak manevi tazminat talep yetkisinin olduğu, buna karşılık mali haklar davacı şirkete ait bulunduğundan gerçek kişi davacının maddi tazminat talep yetkisinin olmadığı, davacı tüzel kişi … Şirketi’ nin ise FSEK 18/2 maddesi gereğince mali hakları kullanma yetkisine sahip olmasından dolayı mimari projenin değiştirilerek izinsiz kullanımı nedeniyle maddi tazminat talep yetkisi bulunmasına rağmen, manevi hak sahibi olmadığı ve bundan dolayı manevi tazminat talep yetkisinin de bulunmadığı, böylelikle davacı gerçek kişinin maddi tazminat talebinin, davacı tüzel kişinin ise manevi tazminat talebinin reddinin gerektiği, bilirkişi hesaplamalarına göre davalılarca izinsiz kullanılan mimari projeden dolayı talep edilebilecek rayiç bedelin 2006 yılı rakamlarına göre 174.797 TL olduğu, FSEK 68/1 maddesi gereğince mali hak sahibi davacının, bu rakamın 3 katına kadar tazminat talep yetkisinin bulunduğu ancak Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 28/02/2013 Tarih ve 2012/133 Esas, 2013/ 33 Karar sayılı iptal kararının gerekçesinde belirtildiği üzere mahkemelerin 3 kat bedele hükmetmek zorunda olmadıkları, üst sınır 3 kat rayiç bedel olmakla birlikte somut olayın özelliklerine göre mahkeme hakiminin hakkaniyete uygun bir oranda artırım yaparak telif tazminatına hükmedebileceği, somut olayda projenin birebir olarak tamamının kullanılmadığı, kullanımın kısmi bir kullanım niteliğinde olduğu, bilirkişi raporlarında ayrıntılı olarak gösterilen ve yukarıda değinilen hususlarda projede değişiklikler yapıldığı, yapılan değişikliklerden dolayı eser sahibi davacının zaten manevi tazminat talebinin bulunduğu, dolayısıyla 3 kat bedele hükmedilmesinin somut olayda hakkaniyete uygun olmayacağı, tüm dosya kapsamına göre rayiç bedelin 2 katı oranında bir telif tazminatına hükmolunmasının daha adil ve isabetli olacağı, her ne kadar FSEK 68. maddesinin uygulanması ile birlikte taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisi kurulacak ise de, bu ilişkinin sadece dava konusu kullanımla sınırlı olacağı, 5846 sayılı yasanın 68. maddesinin bulunduğu bölüm başlığının “tecavüzün ref’i davası” olduğu, dolayısıyla telif tazminatına hükmolunmasının bir ref biçimi olarak düzenlendiği, bu şekilde telif tazminatına hükmedilmesiyle mali hakka tecavüzün ref’ inin de gerçekleşmiş olacağı, projede yapılan değişikliklerden dolayı FSEK 16. maddesi gereğince eser sahibi gerçek kişi davacının manevi tazminat talep yetkisinin bulunduğu, ihlal olunan manevi hakkın niteliği, ihlalin gerçekleşme biçimi, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal konumları itibariyle 25.000 TL manevi tazminata hükmolunmasının oluşa ve hakkaniyete uygun düşeceği, manevi hak ihlalinden dolayı manevi tazminata hükmolunmak suretiyle manevi haklara tecavüzün de bu şekilde ref edilmiş olacağı, telif tazminatına ve manevi tazminata hükmolunması ile eserin mimari proje niteliği ve projenin uygulanmış oluşu karşısında değişikliklerin ortadan kaldırılması ve eski hale getirilme taleplerinin kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, yapılan yargılama sonucunda davacıların büyük ölçüde haklı olduklarının ortaya çıktığı ve karar özetinin 3. kişilere duyurulmasında davacılar yönünden haklı bir sebebin bulunduğu, bu nedenle hüküm fıkrasında gösterilen şekilde ilan talebinin de kabulünün gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davacılardan … tarafından meydana getirilen ve mali hakları kullanma yetkisi diğer davacı … Sanayi ve Ticaret Ltd Şti ye ait olan mimari projenin davalılarca değiştirilerek izinsiz kullanımları nedeniyle gerçek kişi davacı …’ in manevi haklarının, tüzel kişi … Şirketinin ise mali haklarının ihlal edildiği anlaşılmakla,
a) FSEK 68/1 maddesi gereğince rayiç bedel 174.797 TL kabul edilerek ve takdiren rayiç bedelin 2 katı hesabıyla 349.594,00 TL telif tazminatının 05/06/2006 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … Şirketine verilmesine, adı geçen davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine,
b) Mali hakka tecavüzün bu şekilde ref’ ine
c) Davacı gerçek kişi …’ in mali hak sahibi olmaması nedeniyle bu gerçek kişi tarafından açılan maddi tazminat talebinin reddine,
2-a)FSEK 16 ve 70. Maddeleri gereğince davacı gerçek kişi …’ in manevi haklarına tecavüz nedeniyle takdiren 25.000 TL manevi tazminatın 05/06/2006 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
b) Gerçek kişi davacı …’ in manevi haklarına tecavüzün bu şekilde ref’ ine,
c) Manevi hak sahibi olmayan tüzel kişi davacı … Şirketi tarafından açılmış bulunan manevi tazminat talebinin reddine,
3-FSEK 68/1 maddesi çerçevesinde telif tazminatı biçiminde maddi tazminata hükmolunduğundan, terditli olarak FSEK 70. Maddesinde yazılı gerçek olmayan vekaletsiz iş görme hükmüne dayalı maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesi yer olmadığına,
4-FSEK 68/1 maddesi kapsamında farazi sözleşme ilişkisi kurulacak şekilde telif tazminatına ve manevi tazminata hükmolunduğundan değişikliklerin ortadan kaldırılması ve eski hale getirme taleplerinin reddine,
5-Karar kesinleştiğinde karar özetinin, masrafı davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmak üzere Türkiye çapında yayın yapan ve kararın kesinleşeceği tarih itibariyle tirajı en yüksek üç gazeteden birinde 12 punto harflerle ve bir kez ilanına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince, 25.588,51 TL karar harcının davalılardan tahsiline, peşin yatan 8.167,50 TL harcın mahsubuna,
7-Davacılar tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 8.167,50.TL harcın davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince kabul olunan telif tazminatı nedeniyle 26.175,64 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ ne verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince kabul olunan manevi tazminat nedeniyle 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalılardan, davalı … dışındakilerin müşterek müteselsil sorumlu oldukları miktarın 3.000,00 TL olarak belirlenmesiyle alınarak, davacı …’ e verilmesine,
10-Davacılar tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı toplam 5.571,30 TL yargılama giderinden davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 3,794,50 TL’ sinin davalılardan alınarak, davacılara verilmesine,
11-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince red olunan telif tazminatı nedeniyle 14.224,36 TL, red olunan manevi tazminat nedeniyle 3.000,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 17.224,36 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, davalılar; … Anonim Şirketi, … …Turizm ve Sanayi Ticaret Anonim Şirketi, … ve …’ na verilmesine, ( bu hüküm bu davalılar yönünden temyiz olunmaksızın kesinleştiğinden tekraren geçirilmiştir.)
12-Davalı … ve … …Turizm ve Sanayi Anonim Şirketi tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı toplam 577,40 TL yargılama giderinden davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 184,14 TL’ sinin davacılardan alınarak, bu davalılara verilmesine
13-Davalı … tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı toplam 590,40 TL yargılama giderinden davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 188,29 ‘ sinin davacılardan alınarak, bu davalıya verilmesine,
14-Davalılar … Anonim Şirketi ile … ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı toplam 14,90 TL yargılama giderinden davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 4,75 TL’ sinin davacılardan alınarak, bu davalılara verilmesine,
15-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı, davalı … ve bir kısım davalılar vekillerinin yüzüne karşı, tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/02/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza