Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/319
KARAR NO : 2020/445
DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Men’i Durdurulması,
DAVA TARİHİ : 18/10/2019
KARAR TARİHİ : 08/12/2020
Mahkememizde görülmekte bulunanMarka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Men’i Durdurulması, talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1998 yılında bebek ve çocuk kıyafetleri toptan ve perakende, yurtiçi ve yurtdışı satış/pazarlaması ticari faaliyetine başladığını, müvekkilinin 2008 yılından bu yana … ticaret unvanlı firmasında da … markasını kesintisiz kullanmaya devam ettiğini, … markasının …’in markası olduğu ticari ve tüketici tarafından bilinmekte ve tanınmakta olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin … markasını tescil ettirdiğini, davalı tarafın şahıs şirketinin 2018 yılında faaliyete başladığını müvekkilinin iş yeri adresine çok yakın bir lokasyonda olduğunu, ticaret unvanının “… ” olmasına rağmen iş yerinin dış cephesine … … – … tabelası asıldığını, ayrıca sosyal medya hesaplarında da … olarak kullanım yaptığını, davalı tarafın müvekkilinin kardeşi olduğunu, bu nedenle müvekkilinin uzun yıllardır … markasını kullandığını, bu marka ile ticari çevre ve bilinirlik sağladığını, yurt içi ve yurt dışı müşterilerinden alınan geri bildirimler sonucu davalı firma ile müvekkil firmasının aynı firma olduklarını beyan ettiklerini, davalının bu yanılgıdan faydalandığının tespit edildiğini, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet niteliğindeki fiillerin son verilmesi için davalı tarafa öncelikle şifai olarak uyarılarda bulunulduğunu, sonuç alınamadığından noter aracılığı ile ihtarname gönderildiğini, ancak davalı eylemlerinin halen devam ettiğini belirterek davalı kullanımlarının müvekkilinin … tescil numaralı marka haklarına tecavüz oluşturduğunun tespitini, tecavüzün durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edilmiş, ancak herhangi bir cevap sunulmadığı anlaşılmıştır.
Dava 6769 sayılı SMK hükümlerine göre açılmış Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Men’i Durdurulması talepli davadır.
Bildirilen tüm deliller toplanmış, marka kayıtları getirtilmiş, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; davaya konu … tescil numaralı 05 ve 25.sınıflarında tescilli markanın tescilli ve koruma altında olduğu, davalının 2018 yılında ticari faaliyetlerine başladığını, tarafların marka tescil sınıfları ile ticaret faaliyet konuları karşılaştırıldığında tarafların marka tescil sınıfları ile ticari faaliyet konularının benzer olduğunu, davalının sosyal medya kullanımları ile davacının markası karşılaştırıldığında, her iki taraf marka/logosunda … ibaresinin asli unsur olduğu, tüketici nezdinde görsel, işitsel ve izlenim itibariyle davalı kullanımlarının davacı markası ile benzer olduğu ve davalı kullanımları ile davacı markası arasında iltibas kurulabileceği, davalının iş yeri tabela ve sosyal medya kullanımlarının vergi levhasında belirttiği kendi ad ve soyadının belirtmesi şeklinde kullanmadığı, davalının …- … ibareli kullanımlarının davalının ticaret unvanını kullanımı şeklinde değerlendirilemeyeceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava 6769 sayılı SMK hükümlerine göre açılmış Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Men’i Durdurulması talepli davadır.
Davacı davasındaki taleplerini sahibi olduğunu iddia ettiği … tescil numaralı markaya dayandırdığından, dosyada mündemiç Türk Patent ve Marka Kurumundan gelen 09/12/2019 tarihli davacı adına kayıtlı … numaralı ‘’… ” ibareli marka sicil kaydı dosya arasına alınmıştır.
… tescil numaralı 05 ve 25 Nice sınıflarındaki (Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış giysiler (iç ve diş giysiler); Penye, triko, kot, deri, kağıt vb. malzemeden giysiler; spor yaparken giyilen giysiler; banyo ve plaj giysileri; iç çamaşırlar, eldivenler… Çoraplar, Ayak gailen: Ayakkabılar, çizmeler, botlar, terlikler, patikler ve bunların parçalan, spor ayakkabıları ve bunların çivileri, ayakkabı parçaları yani pençeler, topaklar, konçlar, sayalar… Başlıklar, şapkalar, bereler, kepler, kasketler…, Bebekler için bu sınıfa dahil özel eşyalar: Bebekler İçin tekstilden bezler, bebekler için tekstilden kundak bezleri, zıbınlar, naylon donlar, mama önlükleri (kağıt mama önlükleri hariç)… Kravatlar, papyonlar, fularlar , şallar, baş örtüleri, pareolar, geçme elbise yakalan, bandanalar, manşonlar, kol bantları, baş bantları, bileklikler.. Kemerler, pantolon askıları, jartiyerler..) markanın 20/11/2006 tarihinde başvurusunun yapılarak 14/12/2007 tarihinde davacı adına tescil edildiği, yenilenmesinin yapılarak halen hükümde olduğu ve 20/11/2026 tarihine kadar 10 yıllık yasal korumasının devam ederek kaydında lisans, devir, intikal vb. hukuki işleme rastlanmadığı ve böylelikle 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) çerçevesinde geçerliliğini koruduğu tespit edilmiştir.
Markasının Karıştırılma İddiasına İlişkin İnceleme
Marka sahibi, markası hangi sınıflarda tescil edilmişse, markasının başkası tarafından kullanılmasını ve tescilini önleme yetkisi, o mal veya hizmetler ve onlarla benzer olan mal veya hizmetlerle sınırlıdır. Tanınmış marka bu kuralın istisnasını oluşturmaktadır.
Somut uyuşmazlığa bakıldığında;, davacı adına tescilli …numaralı markanın TürkPatent kayıtlarında 05 ve 25 Nice sınıflarda tescilli olduğu, buna karşın davalının mahkeme dosyası arasına alınan vergi levhası sureti kayıtlarına göre, … adı altında 01/02/2018 tarihinde işe başladığı ve “dış giyim eşyalarının toptan ticareti (îş giysileri ile triko olanlar dahil, kürk ve deriden olanlar hariç)…” ana faaliyet adı altında davalının ticaret yaptığı tespit edilmiştir. Dosyada bulunan deliller ve bilirkişilerce yapılan tespitler doğrultusunda davalının internette ve işyeri tabelasında kullandığı marka/logo ve tanıtımlara dair incelemelerde de görüldüğü üzere davalının bebek giysileri alanında iştigal ettiği dolayısıyla davacının … tescil numaralı dava konusu ettiği markası ile benzer sınıflarda yer alan ürünlerin ticaretini yaptığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bir diğer deyişle, davacının marka tescil sınıflan ve davalının ticari faaliyet alanları karşılaştırıldığında, tarafların faaliyet konularının bebek giysilerinin ticareti olduğu tespit anlaşılmıştır. Diğer yandan davalının işe başladığı 01/02/2018 tarihinden önce davacının … numaralı marka tescilinin 14/12/2007 tarihinde davacı adına tescil edildiği tespit edilmiştir. Bu kapsamda davacının dava konusu ettiği marka tescil tarihi ve davalının işe başlama tarihi karşılaştırıldığında davacının, davalının işe başlama tarihinden çok önce markasını tescil ettirdiği görülmektedir. Davalı, mahkeme dosyasına herhangi bir cevap, beyan ve delil sunmadığından önceye dayalı hak sahibi olup olmadığı anlaşılamamıştır. SMK. m.7/2-b’ye göre, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin izinsiz kullanılması halinde marka sahibinin bu fiilin önlenmesini talep etme hakkı bulunmakla, bu durum marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Karıştırılma ihtimali genel bir ifade ile ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Karıştırma ihtimali “aynı mal ve/veya hizmet-benzer markalar’, “aynı marka, benzer mal ve/veya hizmet “, “benzer marka-benzer mal ve/veya hizmet” hallerinde olmaktadır. Markaların benzerlik karşılaştırılmasında, SMK’nın aradığı ve doktrinde kabul gören görsel,işitsel ve kavramsal değerlendirmeler, markanın esas unsuru, yardımcı unsuru türünden tüm ilkeler “markanın bir bütün olarak tüketicide bıraktığı genel intiba” değerlendirmesine katkı yapan unsurlardır. Şöyle ki, tüketiciler bir markayı duyduklarında, gördüklerinde veya okuduklarında iltibas tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarında standart düşünce yapısının bir gereği olarak algılarını birleştirmekte ve bu birleşim sonucu olarak bütüne göre karar vermektedir. Eğer oluşan bu bütün içerisinde tüketicinin aklında iki markanın birbiri ile ilişkili olduğu yönünde az da olsa bir ihtimal beliriyorsa ve bu markaya güvenle mal veya hizmetlerin karıştırılma ihtimali doğuyorsa, markalar arası iltibasın veya en azından iltibas tehlikesinin kabulü zorunludur.
Taraflara Ait Marka/Logolann Görsel, İşitsel ve Genel İntiba Yönüyle Benzerlik Karşılaştırması
Davacı vekilince dosyaya sunulan davalı kullanımındaki … ibareli görseller ile davacı adına TürkPatent nezdinde … tescil numaralı “…” markaları karşılaştırılmış,… tescil numaralı davacı markasının asli unsurunun … olduğu, davalının ticaret unvanının … Tekstil olmasına rağmen tabelasında renkli karakterlerle … … ibaresinin kullandığı tespit edilmiştir. Davalının dosya kapsamında işyeri tabelasından da görüleceği üzere … ibaresini her bir harf farklı renkte olacak şekilde kullanarak bu ibarenin altında Instagram ve Whatsapp sosyal medya mecralarında da Keleş şekil+ logodan oluşan tabelanın kullanıldığı görülmektedir.
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında, dava konusu edilen davacı markasının nice sınıflan kapsamında bebek giyim markası olduğu, bebek giyiminin ebeveynler ve özellikle anneler tarafından sıklıkla tercih edilen ürün grubu olduğu gözetildiğinde tüketici grubunun ortalama tüketici olduğu, davacı markası gibi sadece kelime unsurundan oluşan kelime markalan hem görsel, hem işitsel hem de kavramsal bir etki alanına sahip olduğundan bu tür markaların bir bütün olarak tüketici kitlesi üzerinde bıraktığı görsel ve işitsel etkiye bakılır.
Davacının kelime markası incelendiğinde birden fazla tanımlayıcı nitelikte kelimenin markanın içinde yer aldığı görülmektedir. Her biri tanımlayıcı nitelikte olan birden fazla kelimenin birlikte kullanılmasıyla oluşturulan kelime kombinasyonlarının tanımlayıcılığı konusunda değerlendirilmesi gereken başlıca husus bu şekilde oluşturulmuş markanın birlikte tanımlayıcı bir anlama sahip olup olmadığıdır.
Avrupa Adalet Divanının “…” kararında ifade ettiği gibi; “tanımlayıcılık sadece her kelimenin ayrı ayrı anlamına göre, birlikte oluşturdukları bütüne göre de değerlendirilmelidir. Tescili talep edilen kelime kombinasyonuyla, ilgili tüketici kesiminin malları/hizmetleri veya onların karakteristik özelliklerini tanımlamak için günlük dilde kullandıkları terimler arasındaki belirgin farkla, kelime kombinasyonuna marka olarak tescil edilmesini sağlayacak derecede ayırt edicilik kazandıracaktır.”
Avrupa Adalet Divanı karan gereğince de, davacı markası incelendiğinde, “…” ve “…” ibarelerinin ilgili ortalama tüketici nezdinde bebek giysisi özelliklerini tanımlamak için kullanıldığından bu ibareler tanımlayıcı nitelikte olup, bir markadaki asli unsur, marka örneği üzerinde bulunan ve markanın ayırt edicilik özelliğini sağlayan işaret olarak tanımlandığından açıklanan sebeplerle davacı markasının asli unsurunun … ibaresi olduğu tespit edilmiştir. Davacının markasının asli unsurunu oluşturan … ibaresinin her bir harf farklı renk olacak şeklinde sırasıyla yeşil, mavi, san, kırmızı ve turuncu renklerinden oluştuğu görülmektedir. Davalı işyeri tabelasındaki logonun her bir harf farklı renk olacak şekilde … ibaresinden oluştuğu görülmektedir. Davalının kullandığı ibarelerde de … ibaresi tanımlayıcı nitelikte olup, asli unsur … ibaresidir. Taraf marka ve logolarının her ikisinde de … ibaresinin ortak olduğu tartışmasızdır. Bu ortak hususun işitsel aynılığı aşikardır. Davalının tabelasında kullanılan … ibaresindeki her bir harfin farklı renk ile yazılması davacı markasındaki gibi olduğundan bu şekilde her bir harfin farklı renkten oluşması ortalama tüketici nezdinde karıştırma ihtimalini daha da arttıran bir faktör olarak tespit edilmiştir.
Davalının Ticaret Unvanının Kullanımına Yönelik Değerlendirme
Davalının mahkememiz dosyasında bulunan vergi levhası sureti kayıtlarına göre, “…” adı altında 01/02/2018 tarihinde işe başladığı tespit edilmiştir. Davalı kullanımının tescilli unvan kullanımı olarak kabul edilip edilmeyeceği incelendiğinde, SMK ile birlikte tescilli unvan kullanımının artık zayıfladığı doktrinde kabul edilmektedir. Nitekim, davalı ticaret unvanını sicilde yazılı ve kayıtlı olduğu şekilde ve markanın asli unsurunu içeren ticaret unvanındaki sözcüklerin farklı renkte, büyük puntolarla ya da öne çıkarılarak davalı şirket tarafından kullanılmamış olması gerekmektedir. Dosyada bulunan fotoğraflardan da görüldüğü üzere davalının işyeri tabela ve sosyal medya kullanımlarının vergi levhasında belirttiği gibi kendi ad ve soyadının belirtmesi şeklinde kullanmadığı, farklı şekil ve unsurlarla kullandığı, davalının …-… ibareli kullanımlarının davalının ticaret unvanını kullanımı şeklinde değerlendirilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller, TPMK kayıtları, mahkememizce hükme esas alınan 16/06/2020 tarihli bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı kullanımlarının davacıya ait … tescil numaralı marka haklarına tecavüz teşkil ettiğine ilişkin hukuki kanaate varılmakla davanın kabulü cihetine gidilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının davacıya ait … tescil numaralı marka haklarına tecavüz oluşturduğunun tespitine, tecavüzün durdurulmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 10,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 2.250,00 TL bilirkişi ücreti, 111,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.361,50 TL ve 88,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.450,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2020
Katip …
¸
Hakim …
¸