Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/303 E. 2020/327 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/345
KARAR NO : 2020/371

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ : 03/11/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardan beridir ticari hayatın içinde olduğunu, Hırdavat ve bu sınıfları kapsayan benzer alt sektörlerde hizmet verdiğini, markalaşmaya önem verdiğini, …, … tescil numaralı markaları adına tescil ettirdiğini, davalının yaklaşık 30 yıldır “…” sektöründe hizmet verdiğini, … başvuru numaralı markasını 07.10.2011 tarihinde tescil ettirdiğini, yine … kod numaralı … markasını 28.10.2011 tarihinde … sektörü dışında tescilini yaptırdığı sınıflarda 5 yıldan fazla süredir herhangi bir hizmet vermediğini, bu hali ile davalı tarafça kullanılmayan markaların sınıflarının yeni markaların tescil edilmesine karşı bir bariyer teşkil ettiğini, kullanılmayan tescilin ticari hayatta bir anlamı bulunmadığını, davalı tarafın haklı bir sebebi bulunmadan tescil ettiği … kod numaralı marka için 01,02,03,06,07,09,11,16,17,19,20 ve 21.sınıflarının tüm mal ve hizmeti için diğer marka olan … numaralı marka için ise birçok emtiada kayıtlı bulunan mal ve hizmetler yönünden kullanmadığını, müvekkilinin “…” esas unsurlu markaları (…, …) belirtilen sınıflarda hizmet verdiğini, piyasasında ciddi bir tüketici kitlesi tarafından beğeniyle kullanıldığını, hal böyle olunca tüketiciler nezdinde müvekkilinin markasının karıştırılma ihtimali ve davalı tarafın seri markası izlenimi oluştuğunu, bu durumun yıllardır ticari hayatta var olan müvekkiline zarar verdiğinden bahisle ,… numarası ile davalı adına tescilli bulunan “…” ibareli markanın TPE nezdinde tutulan sicil kaydına, dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrini önleyecek şekilde tedbir konulmasına, … numarası ile davalı adına kayıtlı bulunan “…” ibareli markanın 01,02,03,06,07,09,11,16,17,19,20 ve 21. Sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmek sureti i le sicilden terkinine, … numarası ile davalı adına kayıtlı bulunan “…” ibareli markanın emtialarından dilekçelerinde belirttikleri mal ve hizmetle yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … A.Ş’nin, … Merkez adresinde tescilli olduğunu, bu nedenle … Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduklarını, devamla davacının ilgili olduğu sınıfların 6(7.bent) metalden hırdavatçı (nalburiye) eşyaları 9(8.benti), koruyu amaçla giysiler ve donanımlar 16(5.bent), bantlar 20(7.bent) ahşap veya sentetik malzemelerden mamul hırdavat (nalburiye) eşyaları 35 (sayılan malların satışı)ndan ibaret olduğunu, yasada açıkça belirtilen “ilgili kişi” kapsamına bu bentlerin dışında davacının dava açmada hukuki menfaatinin bulunmadığını, davacının tendi adına tescili talep ettiği markanın emtia sınıfları konusunda da iştigal ettiğini ispatlaması gerektiğini, … markasının müvekkili adına tescilli olduğunu ve uzun yıllardır birçok sınıfta aktif olarak kullandığını, başta çay sektörü olmak üzere birçok yan sektörlerde de aynı unvanı kullandığını, müvekkilinin … markasının müvekkili tarafından … olarak uygulamada kesintisiz ve aktif olarak kullanıldığını, “Çaylar, buzlu çaylar, bal, arı sütü, propolis, digital çay kazanı” gibi alanlarda piyasada yer aldığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, 6769 Sayılı SMK kapsamında açılmış markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkindir.
6769 sayılı SMK’nun 156. Maddesi bu kanunda öngörülen davalarda görevli ve yetkili mahkemenin tespitine ilişkindir. SMK 156/5 maddesi “üçünçü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibine aleyhine açılacak olan davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.” hükmüne amirdir.
Yine 6100 sayılı HMK’nın 19/2 maddeside ” Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz..” hükmü düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalı ortaklığın adresinin davanın açıldığı tarih itibarıyla … olduğu, SMK 156/5 gereği yetkili mahkemenin davalı ikametgahı mahkemesi olduğu, davalı tarafça usulünce yetki itirazında bulunduğu, yetkili mahkemenin Rize Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla davalının yetkiye yönelik itirazının kabulüne, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davalı vekilinin yetki itirazının kabulü ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-HMK m. 20 gereği dosyanın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili Rize Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemede dikkate alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle , İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2020

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.