Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/297 E. 2021/9 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/297
KARAR NO : 2021/9

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 13/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardır reklam, medya satın alma ve planlama, kampanya ve ajans hizmetlerinde faaliyet gösterdiğini, “…” markasını ticari faaliyetlerinde devamlı olarak kullandığını, markasını 2012 yılında TPE nezdinde … marka nolu tescil ettirdiğini, … başvuru no ile de markanını kullanım alanının genişletmiş ve şeklini de revize ettiğini, davalının müvekkiline ait markanın “…” olan kısmı “…” şeklinde değiştirmek suretiyle internet sitesi tesis ettiğini ve “…” adesi üzerinden ticari faaliyet göstermeye ve menfaat elde etmeye başladığını, bu eylemleri ile müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını, müvekkilinin yasal izni olmaksızın müvekkiline ait markayı kar amacı güdülerek ticari faaliyetlerinde kullanmasının ve ticari faaliyetlerini salt bu kapsamda sürdürmesinin müvekkili şirketin fikri mülkiyet haklarına halel getirdiğini, ticari faaliyetlerinde de madden ve manen zarar görmesine ve güvenirliğinin zedelenmesine sebebiyet verdiğini, davalının bu eylemlerinin kasıtlı ve kötü niyetli olduğunu, internet üzerinden arama motoruna müvekkiline ait ” …” web sitesinin adresi girilse dahi, davalıya ait olan “…” adresinin ilk sırada yer aldığını, davalının haksız kullanımı sebebiyle müvekkiline ait web sitesinin aşağı sıralarda kaldığını, davalının bu eylemleri ile müvekkilini zarara uğratmaya devam ettiğini, bu kullanımın davalıya ait twitter, instagram, linkedin, facebook adreslerinden de yapıldığını beyanla; davalı web sitesi(…) ve medyastore adı altında açılan “twitter, instagram, linkedin, facebook” adreslerinin üzerinde inceleme yaptırılarak tarih kayıt ve içerik sağlayıcı bilgilerinin alınması, adresinde arama yapılarak tecavüz oluşturan diğer belge ve aletlerin alıkonularak marka hakkına ihlalin ve haksız rekabetin tespitine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliğ edildiği ancak herhangi bir cevap dilekçesi veya delil sunmadığı anlaşılmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde; … tescil numaralı “…” ibareli markanını 41.sınıfta,… tescil numaralı “…” ibareli markanın 35. Ve 41. Sınıflarda davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış; dosyaya sunulan 26.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda;”…Davalı şirketin adres bilgilerinin ve … isimli web sitesinin whois bilgilerinin tespiti sırasında bahse konu domaninin (isminin) … tarafından 10 Ağustos 2018 tarihinde satın alındığı, tescil işlemlerini gerçekleştiren … adresinin tespit edildiği, … numaralı hat ve … mail adresine ilişkin bilgiler verildiği görülmüştür. Sosyal medya siteleri “twitter, instagram, linkedin, facebook” adreslerinin, kuruluş tarihlerinin ve içeriğinin tespiti yapıldığında genel hatları itibariyle 22 Kasım 2016 olduğu, İnstagram profil oluşturulma tarihinin 22 Kasım 2016 yılı olduğu, Facebook profil oluşturma tarihinin 22 Kasım 2016 yılı olduğu, Twitter profil oluşturma tarihinin Kasım 2016 yılı olduğu, Linkedin profil oluşturma tarihinin tespit edilemediği, bahse konu … isimli web sitesinin içeriğinin bulunmadığı web sayfasının yapım aşamasında olduğu, bu sebeple web sayfası ile ilgili değerlendirme yapılamadığı, davacı şirketin bahsine konu … isimli en kapsamlı arama motorunda yapılan “… ” yazıldığında davalı şirketin ilk sırada bulunmadığı, tespit talep eden tarafa ait “…” markasının 41.sınıfta tescilli marka olarak koruma altında olduğu, “…” ibareli markasının 35,41 sınıflarda TPMK nezdinde başvuru aşamasında olduğu, aleyhine tespit talep edilen TPMK nezdinde 38,42 sınıflarda “…” ibareli marka başvurusu olduğu, aleyhine tespit istenenin sosyal medya hesaplarında … ibaresi ile alan adı olarak … şeklinde kullandığı, 35 ve 41.sınıflara ilişkin kullanımın tespit isteyenin tescilli ve başvuru aşamasındaki “…” ve “…” ibareli markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı….” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE:
Dava, 6769 sayılı SMK ve 6102 sayılı TTK hükümleri uyarınca açılmış, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talebine ilişkindir.
Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller SMK Madde 29’ da sayılmıştır. Marka hakkına tecavüz sayılan haller Sınai Mülkiyet Kanun’ nun 7. Maddesine atıf yapılmak suretiyle 29. Maddesinde düzenlenmiştir.
6769 sayılı SMK madde 29’ a göre, Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanılması ve yine madde 29/b’ ye göre Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edilmesi marka hakkına tecavüz sayılmaktadır.
Marka hakkı sahibinin markasına zarar vermeye yönelik tüm fiilleri engelleme hakkı vardır. Marka hakkına tecavüz de bunların başında gelir. Marka hakkına tecavüzün varlığı için Sınai Mülkiyet Kanun’ da belirtilen eylemlerden birinin gerçekleşmiş olması ve somut olayda bu eylemin hukuka uygunluk sebeplerinden birinin bulunmaması gerekir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ nun 7. Maddesinde ise; Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır.
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmıştık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
6769 sayılı SMK’ nin yukarıdaki ilgili maddeleri genel olarak, marka sahibinin tescilli markası ile iltibasa neden olacak işaretlerin kullanılmasını yasaklamaktadır. Madde metninde de belirtildiği üzere; tescilli marka ile aynı veya benzer olan bir işaretin tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerde kullanılarak halk tarafından karıştırılma ihtimaline yol açılması marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir. Aynca işaret ile tescilli marka arasında halk nazarında “ilişkilendirme” olduğu ihtimali de “kanştınlma ihtimali” kavramına dahil sayılmıştır. Marka sahibi tescilli markası ile bağlantı kurulması ve veya kanştınlma olasılığı taşıyan markaların aynı veya benzer mal ve hizmetlerde kullanılmasını önleme yetki ve hakkına sahiptir.
Dava, davacının tescil ettirdiği marka adı ile ayırt edilemeyecek tarzda benzerinin davalı şirketçe kullanılması iddiasına dayanan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet ile ilgilidir.
Bu bakımdan marka hakkına karıştırılma ihtimali yaratmanın incelenmesi gerekir.
Karıştırılma İhtimalinin Unsurları
a)Markalann Aynılığı / Benzerliği
Markalar arasında ayniyet veya benzerliğin tespitinde markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınması gerekmektedir. Arkan’ a göre; marka incelemesi, markayı oluşturan unsurlar parçalara bölünerek yapılmamalıdır. Markaların tek başına ayrım gücü bulunmayan tanımlayıcı işaretlerden oluşan kısımlarının aynı yada benzer olup olmadıklarının üzerinde durulmasına gerek yoktur. (Prof. Dr. Sabih Arkan, Marka Hukuku, cilt 1, s. 99).
İltibasın, karıştırılma olasılığının belirlenmesinde iki markanın bir bütün olarak bıraktıktan genel izlenime bakılmalıdır. Markanın esas unsurunun kullanılıp kullanılmaması iltibası belirlemede önemlidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’nun kayıtlarından davacının markasının … numara ile 41.sınıfta tescilli “…” olduğu görülmüştür. Ayrıca … numara ile 35 ve 41. Sınıflarda “…” ibareli marka başvurusu bulunmaktadır. Davalının ise … numara ile 38 ve 42. Sınıflarda “…” marka başvurusu bulunmaktadır.
Mahkememizce aldırılan 26/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda bilişim uzmanı bilirkişisince; davalının “…” markasını İnstagram, Facebook, Twitter, Linkedin vb. Sosyal medya hesaplarında kullandığı, web sayfası yapım aşamasında olsa da ekran görüntüsünden mezkur markanın kullanıldığı tespit edilmiştir.
Davacı markasında “…” ibaresinin siyah ve büyük puntolarla diğer ibarelerden belirgin bir şekilde ve ön planda ve vurgulu kullanıldığı, davalıya ait marka kullanımında ise … ibaresinin renkli ve büyük harfler ve puntolarla diğer ibarelerden belirgin bir şekilde ön planda ve vurgulu kullanıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların faaliyette bulundukları sektör itibari ile media/medya ibareleri tanımlayıcı olsa da sektördeki pek çok firma tarafından mezkur ibarelerin farklılaştırılarak kullanıldığı bu anlamda davalının da Media ibaresini, davacı gibi … ibaresi ile farklılaştırmaya çalıştığı hükme esas alınan bilirkişi raporu ve mahkememiz gözlemi ile de tespit edilmiştir. Yukarıda … yapılan alıntıda da belirtildiği üzere her iki markanın bütünü itibari ile bıraktığı izlenim dikkate alındığında; davalının kullanmış olduğu “…” ibaresinin davacı adına tescilli “…” markası ile iltibas yarattığı, her iki firmanın hizmet verdiği kitlenin ortalama tüketici kitlesi olduğu, markaların aynı sınıfta kullanıldığı bu anlamda karıştırılma ihtimali ve iltibas yarattığı kanaatine varılmakla tecavüz ve haksız rekabet şartlarının oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Bilindiği üzere TTK. 56 maddesi uyarınca haksız rekabet; aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerde iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir. 57. Madde de tahditi olmayıp örnek kabilinden haksız rekabet halleri sayılmıştır. 5. Bentte başkasının emtiası iş mahsülleri , faaliyeti veya ticari işletmesi ile iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak hususu ile başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtası ile iltibasa meydan verebilecek suretle ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak haksız rekabet olarak düzenlenmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi davalı kullanımlarının, davacı adına tescilli marka ile aynı sınıfta olduğu, karıştırılma ve iltibas yarattığı değerlendirmesi karşısında bu durumun haksız rekabete neden olacağı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, TPMK kayıtları hükme esas alınan denetime elverişli 26/11/2019 tarihli bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda davanın kabulü cihetine gidilmiş, davalı kullanımlarının davacı adına TPMK nezdinde tescilli “…” ibareli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı kullanımlarının davacı adına TPMK nezdinde tescilli “…” ibareli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 14,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan;1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 109,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.609,00 TL yargılama gideri ile 88,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.697,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’sine göre tespit olunan 5.900,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.