Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/286 E. 2020/53 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/252
KARAR NO : 2020/21

DAVA : Marka Tecavüzünün Tespiti, Durdurulması, Haksız Rekabetin Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/07/2011
KARAR TARİHİ : 09/01/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan marka tecavüzünün tespiti, durdurulması, haksız rekabetin önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, “müvekkilinin … markası ve ticaret ünvanı ile tekstil alanında dünya çapında faaliyet gösteren ve dünyada üç binden fazla satış noktası bulunan bir şirket olduğunu, … markasının TPMK nezdinde … tescil numarası ile tescilli olduğunu, bu markanın müvekkili tarafından tanınmış marka haline getirildiğini, müvekkilinin … ibaresini taşıyan başkaca marka tescillerinin de bulunduğunu, davalının ise yetkili satıcı, lisans sahibi veya distribütör olmadan, henüz müvekkili tarafından Türkiye pazarına sunulmamış ve marka hakkı henüz tükenmemiş olan … markalı malları satarak müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğini, bundan dolayı müvekkilinin zarara uğradığını” iddia ile davalının müvekkili tarafından Türkiye pazarına sunulmamış … markalı ürünleri satmasının yasaklanmasını, haksız rekabet niteliğindeki eylemlerinin önlenmesini, bu markayı tanıtım materyalinde kullanmasının engellenmesini, 2.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 08/12/2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 254.904,62 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, “müvekkilinin A ve A+ çocuk giyim sektöründe lider bir marka olduğunu, … mağazaları ile 2007′ den bu yana konumunu pekiştirdiğini, yıllık 600.000 adet üretim rakamına ulaştığını, bazı markaların lisans hakkı sahipleriyle anlaşmalar yaparak bu firmalara üretim ve ihracat yaptığını, aynı zamanda bu markaları taşıyan malları yurt dışından ithal ederek Türkiye’ de pazarladığını, …’ un da bunlardan biri olduğunu, dava konusu … markalı malların 2009 yılında alınan 6840 adetlik sipariş nedeniyle … şirketi ile yapılan anlaşma gereği üretildiğini, bu şirketin İtalya’ da ekonomik dar boğaza girdiğini ve iflas ettiğini, böylece müvekkilinin aldığı sipariş gereği teslim etmesi gereken bir kısım malları teslim edemediğini, İtalya’ ya gönderemediğini, bu şirket ile mutabık kalınarak malların … mağazalarında satışı konusunda anlaştıklarını, şirket iflas idaresine devredildiği için gerekli evrakı ve sözleşmeleri temin etmekte güçlük yaşadıklarını, dolayısıyla davanın iyi niyetli olmadığını” savunarak davanın reddini istemiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, davalı tarafça üretim, ithal ve/veya satışı yapılan dava konusu … markalı mallar nedeniyle davacının marka hakkına tecavüzün söz konusu olup olmadığı, bundan dolayı davacının maddi ve manevi zararının bulunup bulunmadığı, varsa bunun miktarının ne olduğu, yasaklama, önleme ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Davacı taraf TPMK nezdinde … ibareli … nolu marka tesciline sahip olup, bu marka 25. sınıftaki giyim eşyasıyla, bu malların mağazacılık biçiminde satılına dair 35. sınıftaki hizmetlere ilişkindir.
YARGITAY BOZMA İLAMI:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda verilen “Islah edilmiş haliyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu ürünler nedeniyle davalının eylemlerinin, davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, bu tecavüzün durdurulmasına, dava konusu … markalı ürünlerin toplatılmasına ve karar kesinleştikten sonra imhasına, davacı tarafından ya da davacının izniyle Türkiye de satışa sunulmamış dava konusu bu ürünlerin davalı tarafça satışının yasaklanmasına, davalının bu şekildeki haksız rekabetinin önlenmesine, bu mallar yönünden … markasının davalı tarafça tanıtım materyalleri üzerinde kullanılmasının önlenmesine, takdiren 254.904,62 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ticaret unvanına tecavüz iddiası sabit görülmediğinden, ünvana tecavüzün tespiti, durdurulması taleplerinin reddine, karar kesinleştiğinde karar özetinin, Türkiye çapında yayın yapan ve kararın kesinleşeceği tarih itibariyle traji en yüksek 3 gazeteden birinde 1/8 gazete tek sayfası ebadında ve bir kez ilanına,” karar davalı vekilince temyiz edilmiş olup, Yargıtay 11. HD’nin 10/03/2016 tarih, 2015/5115 esas, 2016/2672 karar sayılı ilamıyla, “Mahkemece, taraflarca sunulan belge ve kayıtlar ile davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapora itibar edilerek yazılı şekilde maddi tazminatın tahsiline karar verilmiştir. Ancak, davacının kazanç kaybının tespitine ilişkin olarak temel alınan bu rapor, hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı tarafın yoksun kalınan kazanç tercihi, 556 sayılı KHK’nın 66/1-b maddesine dayalı olup, davalının dava konusu ürünler nedeniyle elde ettiği karın belirlenmesi gereklidir. Bu yöntemde mütecavizin malvarlığında markanın haksız kullanımı sonucu meydana gelen artış hesaba katılmaktadır. Kazanç hesaplanırken, mütecavizin sadece haksız markalı ürünlerden elde ettiği kazanca bakılır. Mahkemece alınan 07.01.2013 tarihli bilirkişi raporunda kar marjı hesaplanırken İMKB’de kote “A+” olarak adlandırılan sosya-ekonomik gruba yönelik tekstil/konfeksiyon ürünleri üreten şirketlerin kar oranının ortalamasını kullanmanın uygun olacağı belirtilerek dava dışı … ve … firmalarının bilançolarındaki brüt kar oranı dikkate alınarak ortalamasına göre hesaplama yapılmıştır. İtiraz üzerine alınan ikinci heyet raporu ve ek raporda ise Türkiye’de tekstil sektöründeki perakende satış mağazacılığında kar oranının %15 ila %40 arasında değiştiği, davalı tarafça yapılan üretim miktarının 12.700 adet olduğu kabul edilerek, davalının dava konusu mallar nedeniyle elde edebileceği net gelirin %30 kar marjı üzerinden 108.845,22 Euro olabileceği belirtilmiştir. Davalı vekili, söz konusu rapora tazminat hesabının somut veriler yerine afaki oranlar baz alınarak yapıldığını, satış fiyatını düşüren faktörlerin dikkate alınmadığını belirterek itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece davalının dava konusu ürünler nedeniyle elde ettiği karın belirlenmesinde dosyaya ibraz edilen sipariş formları, davalı tarafça kesilen faturalar ve satış fiyatını etkileyen diğer hususlar nazara alınıp dava konusu ürünlerin üretim giderleri de düşülmek suretiyle davalının satışa sunduğu 12.700 adet ürün üzerinden hesaplama yapılıp sonucuna göre maddi tazminatta karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası dava dosyası mahkememizin iş bu esas sırasına kaydolunmuştur.
Yargıtay bozma ilamı sonrası yeni bir heyet oluşturulmuş, bozma kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı sonrasında alınan raporda bilirkişilerin, davalı tarafından 17/01/2012 tarihli delil listesi ekinde sunulan, … tarafından düzenlenmiş çeşitli marklara ait sipariş formları göz önünde bulundurularak, 23/07/2009 tarihli … markalı sipariş formunda toplam 6.840 adet ürünün iskontolu sipariş tutarının 117.244,50 Euro değeri tazminat hesaplanmasında esas alındığı, hesaplamaya esas alınan ürün birim fiyat hesaplamasının; 117.244,50 Euro/6.840 Ad. = 17,14€ olduğu, 12.700 adet ürüne göre tazminat hesaplamasının; beher ürün satış fiyatı 17.14 € x 12.700 Adet = 217.678,00€ olduğu, 12.700 adet ürün için davalının elde edebileceği kar oranı belirlenmesi ülkemizde ekonomik dalgalanmalara bağlı bulunan saplamalar göz önünde bulundurulduğu takdirde net olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı, dava konusu ürünlerin üretim giderleri, kullanılan malzemesi, tasarım şekli v.b. gibi bir çok parametreye bağlı olduğu için somut bir ürün analizi yapılmadan hesaplanması veya ön görülmesinin mümkün olmadığı, raporda sipariş formalarındaki indirimli net fiyatlar esas alınarak hesap yapıldığı, perakende fiyatlarında yapılacak hesaplamalarda sektörel bazlı yaklaşımı göz önünde bulundurularak, tekstil sektöründe ürün maliyetlerinin (genel giderlerde dahil) %60 ila %85 arasında olduğu, dava dosyası ekinde yer alan bilirkişi raporlarında belirtilen tekstil sektöründe olası kar oranları %15 ila %40 arasında olduğu kanaatine katıldıklarını, hususunda görüşlerini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bozma ilamı ve bozma sonrası sunulan rapor doğrultusunda değerlendirildiğinde; her ne kadar bozma ilamında “davalının dava konusu ürünler nedeniyle elde ettiği karın belirlenmesinde dosyaya ibraz edilen sipariş formları, davalı tarafça kesilen faturalar ve satış fiyatını etkileyen diğer hususlar nazara alınıp dava konusu ürünlerin üretim giderleri de düşülmek suretiyle davalının satışa sunduğu 12.700 adet ürün üzerinden hesaplama yapılıp sonucuna göre maddi tazminatta karar verilmesi gerektiği” belirtilmiş ve bu kapsamda alınan raporda bozma ilamında belirtildiği üzere 12.700 adet ürün üzerinden davalının önceki siparişlerdeki fiyatlar üzerinden – beher ürün satış fiyatı dikkate alınarak- değerlendirmelerde bulunulmuş ise de, kar oranının ekonomik dalgalanmalara bağlı olarak değişkenlik gösterdiği, bu sapmalar dikkate alındığında kar oranının net olarak tespitinin mümkün olmadığının belirtildiği, davalının, ticari kayıtlardaki kar marjı üzerinden hesaplama yapılmasına yönelik talebinin ticari defterlerin usulünce tutulmadığı ve kayıtlardaki kar oranlarının sektör uygulamaları ile bağdaşmadığı dikkate alındığında dinlenilemeyeceği, yine bozma ilamında belirtilen üretim giderlerinin düşülmesine ilişkin tekrardan bir inceleme hususu değerlendirilmiş ise de usulünce tutulan ticari kayıtlar olmadığı dikkate alındığında yapılacak olan değerlendirmelerin farazi olacağı ve net bir zarar tespitine imkan vermeyeceği gibi usul ekonomisine de uygun düşmeyeceği, şu hale göre tam bir zarar tespitinin mümkün olmadığı, zarar talebinin TBK 50. Maddesi kapsamında değerlendirilmesinin gerek ve zorunlu olduğu anlaşılmakla; diğer siparişlerdeki beher ürün fiyatı üzerinden yapılan hesaplamaya göre davaya konu ürünlerin değerinin 217.678 £ olduğu, tekstil sektör uygulamaları, toplu sipariş durumu ve dosya kapsamında sunulan ve ele alınan delil durumu dikkate alındığında takdiren %30 kar marjının yerinde olduğu (esasen dosyadaki raporlarda yer alan sektör uzmanlarının değerlendirmelerinde bu oranın daha yüksek olduğu anlaşılmış ise de mahsubu gereken üretim giderleri ve satışı etkileyen diğer unsurlar gözetildiğinde bu oranın hakkaniyete uygun düştüğü kanaatiyle), bu tespitler kapsamında maddi tazminat talebinin dava tarihindeki kur değeri -2,3419- üzerinden yapılan hesaplamaya göre tespit olunan 152,934,03 TL (217.678 * %30 * 2,3419 TL ) üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerektiği anlaşılmakla bozma dışında kalan hususlara dokunulmaksızın aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Islah edilmiş haliyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu ürünler nedeniyle davalının eylemlerinin, davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, bu tecavüzün durdurulmasına, dava konusu … markalı ürünlerin toplatılmasına ve karar kesinleştikten sonra imhasına, davacı tarafından ya da davacının izniyle Türkiye de satışa sunulmamış dava konusu bu ürünlerin davalı tarafça satışının yasaklanmasına, davalının bu şekildeki haksız rekabetinin önlenmesine, bu mallar yönünden … markasının davalı tarafça tanıtım materyalleri üzerinde kullanılmasının önlenmesine,
2-Takdiren 152.934,03 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Ticaret unvanına tecavüz iddiası sabit görülmediğinden, ünvana tecavüzün tespiti, durdurulması taleplerinin reddine,
4-Karar kesinleştiğinde karar özetinin, Türkiye çapında yayın yapan ve kararın kesinleşeceği tarih itibariyle traji en yüksek 3 gazeteden birinde 1/8 gazete tek sayfası ebadında ve bir kez ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 11.130,02 TL karar harcından peşin yatırılan 178,20 TL ile 4.319,00 TL’nin mahsubu ile kalan 6.632,82 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tecavüz talebine ilişkin hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebine ilişkin hesaplanan 18.478,73 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebine ilişkin hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen (ticaret unvanına ilişkin kısım) talepler yönünden hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat talebi yönünden hesaplanan 13.637,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 3.897,45 TL bilirkişi ücreti, 448,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.345,95 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 2.673,04 TL’si ve 4.524,60 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 7.197,64 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan; 115,50 TL posta giderinin -ret ve kabule göre hesaplanan- 44,45 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/01/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır