Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/264 E. 2021/40 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/264
KARAR NO : 2021/40

DAVA : Patent (Tecavüzün Tespiti İstemli), Patent (Delillerin Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Patent (Tecavüzün Tespiti İstemli), Patent (Delillerin Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Davacının … yayın numaralı Avrupa patentinin Türkiye’deki ulusal validasyonu olan TÜRKPATENT nezdinde … sayı ile tescilli “…” başlıklı patentin sahibi olduğunu, davalının “…” ismi altında ürettiği ve satışa sunduğu ürününün, davacının … sayılı patentinin kapsamı içinde olduğu, dava konusu “…” ürününün halihazırda davalı tarafça piyasada satıldığını, bu kapsamda satın alınan davalı ürünü ile buna ait satış faturasının mahkemeye dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, bu itibarla, davacı şirket tarafından gerek fikri mülkiyet haklarının korunması ve ayrıca daha fazla zarar görülmesinin önüne geçilmesi amacıyla tespit ve ihtiyati tedbir talepli davanın açılmasının zaruri hale geldiğini, iddia edilerek, davalının ürünlerinin davacının … sayılı patenti kapsamında kaldığının tespitini, davalının fiillerinin davacının patentinden kaynaklanan haklarına tecavüzün ve haksız rekabet durumunun tespitini, meni ve refı ve ihtiyati tedbir talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacının patentinin 1 nolu isteminin kapsamının, bitki üreme materyalinin tedavisine yönelik, … veya … ve … veya … veya … ve … kombinasyonlarını koruduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 89/6 maddesi gereğince istemlerin koruma kapsamı belirlenirken başvuru ve patent sahibinin, başvuru ya da patentin geçerlik sürecinde koruma kapsamıyla ilgili beyanlarının dikkate alınacağı, başvuru sahibinin Avrupa Patent Ofısi’ne (EPO) sunmuş olduğu dilekçe ve açıklamaların da bu kapsamda değerlendirileceğini, başvuru sahibinin davacının patentinin dayandığı … nolu Avrupa patentinin EPO’daki inceleme sürecinde sunduğu cevaplarında açıkça vurguladığını, … nolu Avrupa patentine konu buluşun, tekniğin bilinen durumundaki dokümanlarda açıklanan buluşlardan farklılaşmasını sağlayan özelliğin, üçüncü bir bileşene gerek kalmadan, yalnızca iki bileşen ile sinerjik etki sağlanması ve bu sinerjik etki sayesinde de belirtilen avantajların elde edilmesi oluğunun anlaşıldığını, başvuru sahibinin beyanlarında, tekniğin bilinen durumunda bulunan … şeklindeki üç bileşenden ibaret kombinasyonların, dava konusu patentin kapsamında bulunmadığının ifade edildiğini, davalının … isimli ürünün ruhsatnamesinde aktif madde bileşenlerinin… üçlüsü olduğunu, davalının … isimli ürünün dava konusu… sayılı patentin koruma kapsamında olmadığı ve patent ihlalinin de söz konusu olmadığını, dava konusu patentin dayandığı EP patentine konu EPO uzman görüşünde referans verilen … dokümanının rüçhan tarihinin 14.06.2001 olduğu, … dokümanının 8 numaralı bağımlı isteminin koruma kapsamının … bileşimi olduğunu, davalıya ait … isimli ürünün tekniğin bilinen durumuna ait olduğunu, üretilip pazarlanmasının patent ihlali olmadığını, literatürde “…” olarak da bilinen ve patent başvurusu ya da varsa rüçhan tarihinden önceki tekniğin kullanılması anlamına gelen ilke gereğince patent ihlalinin olmayacağını, davalının fiillerinin ne hasız fiil ne de patent ihlali olmadığını, iddia edilmiş ve ihtiyati tedbir talebinin ve davanın reddini talep etmiştir.
Dosyada taraflarca sunulan deliller toplanmış, Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş, teknik ve özel bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde,… Başvuru nolu, … Başvuru tarihli, patentin buluş başlığının “…” olduğu, … Tarihinde tescil edildiği ve … Adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu … sayılı patent belgesi, Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC) kapsamında 25.11.2002 tarihinde yapılan … nolu Avrupa patent başvurusunun tescil işlemleri neticesinde, … numara ile tescil edilen Avrupa Patentinin, Avrupa Patent Sözleşmesinin Türkiye’ de Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin 11 inci maddesi uyarınca Türkiye’de yayınlanması neticesinde, davacı … firmasına verilmiştir.
Dava konusu patentin dayandığı … numaralı Avrupa patenti, 27.11.2001 tarihli … sayılı başvurunun rüçhan hakkından yararlanmaktadır. Davacı “…” başlıklı buluşu için 25.11.2002 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle geçerli patent belgesine sahiptir.
Mahkememizce alınan 21/06/2019 tarihli raporda bilirkişilerin, davalının dava konusu ürünlerinin, …isimli ürünler olduğu, davalının dava konusu ürünlerinin, davacıya ait …sayılı patentin kapsamına girmediği, eşdeğer nitelikte olan unsurlar da dikkate alındığında, eşdeğer olarak da davaya konu patentin kapsamına girmediği, hususlarında düşünce ve kanaatine ulaştıkları anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış patente tecavüzün ve haksız rekabet durumunun tespitini, meni ve ref’ı talebine ilişkindir.
Patente tecavüz yönünden;
6769 sayılı SMK “Patent hakkının kapsamı ve sınırları” başlıklı mülga 551 sayılı KHK’nın 73. Vd Maddelerine paralel olarak düzenlenen MADDE 85- “(1) Patent sahibi, buluşun yeri, teknoloji alanı ve ürünlerin ithal veya yerli üretim olup olmadığı konusunda herhangi bir ayrım yapmaksızın patent hakkından yararlanır. (2) Patent sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:a) Patent konusu ürünün üretilmesi, satılması, kullanılması veya ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulması. b) Patent konusu olan bir usulün kullanılması. c) Kullanılmasının yasak olduğu bilinen veya bilinmesi gereken usul patentinin kullanılmasının başkalarına teklif edilmesi. ç) Patent konusu usul ile doğrudan doğruya elde edilen ürünlerin satılması, kullanılması, ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulması.(3) Aşağıda sayılan fiiller patentin sağladığı hakkın kapsamı dışındadır: a) Sınai veya ticari bir amaç taşımayan ve özel maksatla sınırlı kalan fiiller. b) Patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller. c) İlaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dâhil olmak üzere, patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller. ç) Sadece bir reçetenin oluşturulması için eczanelerde yapılan ilaçların seri üretim olmadan hazırlanarak kullanılması ve bu şekilde hazırlanan ilaçlara ilişkin fiiller. d) Patent konusu buluşun Paris Sözleşmesine taraf devletlerin gemi, uzay aracı, uçak veya kara nakil araçlarının yapımında veya çalıştırılmasında veya bu araçların ihtiyaçlarının karşılanmasında, söz konusu araçların geçici veya tesadüfi olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunması şartıyla kullanılması…..” hükümlerine amirdir.
Yine aynı yasanın mülga KHK 83 maddesine paralel olarak düzenlenmiş olan “Korumanın kapsamı” başlıklı MADDE 89- (1) Patent başvurusu veya patentin sağladığı korumanın kapsamı istemlerle belirlenir. Bununla birlikte istemlerin yorumlanmasında tarifname ve resimler kullanılır.(2) İstemler, kullanılan kelimelerin verdiği anlamla sınırlı olarak yorumlanamaz. Ancak istemler, koruma kapsamının tespitinde, buluşu yapan tarafından düşünülen fakat istemlerde talep edilmeyen, buna karşılık ilgili teknik alanda uzman bir kişi tarafından tarifname ve resimlerin yorumlanması ile ortaya çıkacak özellikleri kapsayacak şekilde genişletilemez. (3) İstemler, başvuru veya patent sahibine hakkı olan korumayı sağlayacak ve üçüncü kişilere de korumanın kapsamı açısından makul bir düzeyde kesinlik ifade edecek şekilde yorumlanır. (4) Patent başvurusunun sağladığı korumanın kapsamı, patentin verilmesine kadar geçen süre için başvurunun yayımlanmış olan istemleri ile belirlenir. Ancak patentin verildiği hâli veya itiraz veya hükümsüzlük işlemleri sonucunda değiştirilmiş hâli, koruma alanının genişletilmemiş olması şartıyla başvurunun sağladığı korumayı geçmişe dönük olarak belirler. (5) Patent başvurusunun veya patentin sağladığı koruma kapsamının belirlenmesinde, tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte istemlerde belirtilmiş unsurlara eşdeğer nitelikte olan unsurlar da dikkate alınır. Bir unsur, esas itibarıyla istemlerde talep edilen unsur ile aynı işlevi görüyor, bu işlevi aynı şekilde gerçekleştiriyor ve aynı sonucu ortaya çıkarıyorsa, genel olarak istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri olarak kabul edilir. (6) İstemlerin kapsamını belirlemek için patentin verilmesi ile ilgili işlemler sırasında veya patentin geçerliliği süresince, koruma kapsamının belirlenmesinde patent başvurusu veya patent sahibinin beyanları dikkate alınır. (7) Patent, buluşla ilgili örnekler içeriyorsa istemler bu örneklerle sınırlı olarak yorumlanamaz. Özellikle ürün veya usulün sahip olduğu ilave özelliklerin patentte açıklanan örneklerde bulunmaması, bu örneklerde bulunan özellikleri kapsamaması veya bu örneklerde belirtilen her amaç veya özelliği gerçekleştirememesi hâllerinde, ürün veya usul istemlerle sağlanan koruma kapsamının dışında tutulmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
SMK ‘nın MADDE 141- “(1) Aşağıdaki fiiller, patent veya faydalı model hakkına tecavüz sayılır: a) Patent veya faydalı model sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek. b) Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak. c) Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu usulü kullanmak veya bu usulün izinsiz olarak kullanıldığını bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak. ç) Patent veya faydalı model hakkını gasp etmek. d) Patent veya faydalı model sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. (2) Patent konusunun, bir ürün veya maddenin elde edilmesine ilişkin bir usul olması hâlinde mahkeme, aynı ürün veya maddeyi elde etme usulünün patent konusu usulden farklı olduğunu ispat etmesini davalıdan isteyebilir. Patent konusu usulle elde edilen ürün veya maddenin yeni olması hâlinde, patent sahibinin izni olmadan üretilen aynı her ürün veya maddenin, patent konusu usulle elde edilmiş olduğu kabul edilir. Aksini iddia eden kişi bunu ispat etmekle yükümlüdür. Bu durumda, davalının üretim ve işletme sırlarının korunmasındaki haklı menfaati göz önünde tutulur. (3) Patent başvurusunun veya faydalı model başvurusunun 97 nci maddeye göre yayımlandığı tarihten itibaren, patent başvurusu veya faydalı model başvurusu sahibi, buluşa vaki tecavüzlerden dolayı dava açmaya yetkilidir. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (4) Mahkeme, 99 uncu maddenin üçüncü veya yedinci fıkrası ile 143 üncü maddenin onuncu veya onikinci fıkrası uyarınca yapılan yayımdan önce, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez.” hükümlerine amirdir.
Yine 6769 sayılı SMK’nın “Tecavüzün mevcut olmadığına ilişkin dava ve şartları” başlıklı MADDE 154- (1) Menfaati olan herkes, Türkiye’de giriştiği veya girişeceği ticari veya sınai faaliyetin ya da bu amaçla yapmış olduğu ciddi ve fiili girişimlerin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil edip etmediği hususunda, hak sahibinden görüşlerini bildirmesini talep edebilir. Bu talebin tebliğinden itibaren bir ay içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın menfaat sahibi tarafından kabul edilmemesi hâlinde, menfaat sahibi, hak sahibine karşı fiillerinin tecavüz teşkil etmediğine karar verilmesi talebiyle dava açabilir. Bildirimin yapılmış olması, açılacak davada dava şartı olarak aranmaz. Bu dava, kendisine karşı tecavüz davası açılmış bir kişi tarafından açılamaz. (2) Birinci fıkra uyarınca açılan dava, sicile kayıtlı tüm hak sahiplerine tebliğ edilir. (3) Birinci fıkra uyarınca açılan dava, hükümsüzlük davasıyla birlikte de açılabilir. ” hükümlerine amirdir.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
İzahı yapılan yasal mevzuat kapsamında Patent başvurusu veya patentten doğan korumanın kapsamı istemler ile belirlenir. Patentler, buluşun yeni olduğu iddia edilen ve korunması arzulanan asıl teknik özelliklerinin tanımlandığı bir veya daha fazla sayıda bağımsız (ana) istem içerebilir. Buluşun diğer alt teknik özellikleri ise, bu bağımsız (ana) isteme bağlı olarak yazılan bağımlı istemlerde tanımlanır. Bu nedenle, bağımlı bir istem, bağımlı olduğu ana istemde tanımlanan asıl teknik özelliklerle birlikte, diğer alt teknik özellikleri de içerir. Diğer bir ifadeyle, ana istemdeki tüm teknik unsurları içeren isteme “bağımlı istem” denir. Buluşun asıl teknik özelliklerinin ana istemde tanımlandığı dikkate alınırsa, koruma kapsamı en geniş olarak ana istemde belirlenmekte, buluşun asıl teknik özelliklerine ek olarak diğer alt teknik özellikleri ise bağımlı olan istemde verilmektedir.
Dolayısıyla, patent ile korunan bir hakka tecavüz eyleminin gerçekleşmesi için, ana istemde (veya birden fazla ana istem varsa bu ana istemlerin herhangi birinde) bahsedilen unsurların tamamının, tecavüz ettiği iddiasında bulunulan üründe bulunması gerekmektedir. Zira, bağımsız (ana) isteme tecavüz gerçekleşmeksizin, bu isteme bağımlı olan isteme tecavüzden bahsedilemeyecektir.
Bu nedenle, öncelikle, davacının ürünlerinin ve fiillerinin davalıya ait patent belgelerine muhtemel bir tecavüzünün olup olmadığının değerlendirilmesinde, davacının ürünlerinin ve fiillerinin, davalının patentlerindeki ana istemlerin kapsamına girip girmediğinin değerlendirmesi yapılacaktır. Bu nedenle istemlerin koruma kapsamının belirlenebilmesi istemlere yönelik herhangi bir tecavüzün olup olmadığının anlaşılmasında büyük önem arz etmektedir. Patentin ana isteminde yer alan unsurların tamamının tecavüz iddiasıyla davalık olan üründe bulunmadığının tespit edilmesi halinde kural olarak bu ana isteme bağlı olan diğer bağımlı istemler itibariyle de tecavüzün olmadığı söylenebilecektir.
Dosyaya sunulan bilirkişi heyet raporunda;
-… Sayılı Patente konu buluş, özetle, bitki üreme materyalinin tedavisi için mantarları yok eden (…) karışımlar ve bu tür karışımların ürünün korunmasına yönelik kullanım metotları ile ilgili olduğu, buluş konusundaki önceki teknik ve buluş ile önceki teknikte çözümü amaçlanan problem açıklandığı,
-… sayılı patentin 8 inci sayfasından itibaren istemler verilmiştir. Toplam 9 adet istem vardır. Bu istemlerden 1 numaralı istem ana istemdir, diğer istemler bu isteme ve bu isteme bağlı olan diğer istemlere bağımlı olarak yazılmıştır. Bunlar incelendiğinde,
1 -5 nolu istemler buluş konusu “…”nun içeriğini,
6-8 nolu istem, bitki üreme materyalinin 1 nolu istemde tanımlanan kompozisyonun uygulanması yoluyla bitkilerin başatlıklara karşı korunma metodunu,
9 nolu istem, istem 6’daki metotla tedavi edilmiş bitki üreme materyalini, koruma altına aldığı, dolayısıyla, 1 nolu istem koruma kapsamının en geniş olarak belirlendiği istem olup, tecavüzün olup olmadığının değerlendirilmesinde, davalının ürünlerinin ve fiillerinin, bu istemin kapsamına girip girmediğinin, patentin bağımsız (ana) isteminde belirtilen buluşun, davacının ürününü kapsayıp kapsamadığının değerlendirilmesi gerektiği,
-Davalı tarafın “…” iddiası yönünden, davalı taraf, … isimli ürünün tekniğin bilinen durumuna ait olduğunu, literatürde “…” olarak da bilinen ve patent başvurusu ya da varsa rüçhan tarihinden önceki tekniğin kullanılması anlamına gelen ilke gereğince patent ihlalinin olmayacağını, tekniğin bilinen durumuna dahil olan bir bilgiyi kapsayacak şekilde korunmaya çalışılmasının, EPC. Md. 54(l)’e göre yenilik kriterine aykırı olduğunu da ileri sürdüğü, davalının, davaya konu patentin tekniğin bilinen durumu karşısında patentlenebilirlik kriterlerinden yenilik (EPC. Md. 54(1)) ve/veya buluş basamağı niteliğine sahip olup olmadığına ilişkin iddiaları, hükümsüzlük davası kapsamında ele alınabilecek bir husus olduğu, tecavüz davası kapsamında, patentin yeni olup olmadığı ya da hükümsüzlüğünü gerektirecek koşulların oluşup oluşmadığı görevi verilmediği, kaldı ki, “…” ilkesinin patente tecavüz davlarında uygulanması ve bunun koşulları ülkelerin kanunlarına ve yerleşik içtihatlarına göre değişiklik gösterdiği, bazı ülkelerde, patentin koruma kapsamı belirlenirken, birebir tecavüzün varlığı halinde bu ilke uygulanmamakta, ancak, eşdeğer tecavüzün değerlendirilmesinde dikkate alınabildiği, kimi ülkeler, tecavüz davasında “…” savunmasını doğudan kabul etmeyerek, hükümsüzlük davası açılması halinde, tecavüz davasında, bu hükümsüzlük davasını bekletici mesele yapabildiği, bazı ülkelerde ise, patent başvuru ya da rüçhan tarihinden önce buluşu iyiniyetli kullanan kişiler, patent tecavüzüne karşı muaf tutulabilmekte ve patent sahibinin bu kişileri önleme hakkı verilmediği, buna benzer bir düzenleme, 6769 sayılı SMK’nın 87(1) maddesinde düzenlendiği fakat, somut olayda, 6769 sayılı SMK’nın 87(1) kapsamında, davalının davaya konu patentin başvuru tarihinden önce buluşu iyiniyetli olarak kullandığını veya kullanım için ciddi ve gerçek tedbirler aldığı yönünde bir bilgi ya da iddia da bulunmadığı, diğer taraftan, bir kompozisyonun ya da bileşiğin tekniğin bilinen durumunda açıklanmış olması, söz konusu kompozisyonun ya da bileşiğin kullanımının kati suretle bir patente tecavüz etmeyeceği de söylenemeyeceği, şöyle ki, somut olaya konu patentte olduğu gibi, geniş aralıktan (ya da alteratiflerden) dar bir aralığın (ya da alternatifin) seçilmesi yoluyla ortaya çıkan buluşların da patente konu olabildiği, Spersifık bir aralığın seçilmesi yoluyla oluşturulan buluşlara “seçim buluşları” (selection invention) denildiği, bu tür buluşlarla, özellikle kimyasal konulardaki literatürde karşılaşıldığı, bu buluşların yeniliğinin değerlendirilmesinde farklı durumlar olabildiği, örneğin, seçim buluşlarının yenilik değerlendirmesinde, seçime konu özelliklerin tekniğin bilinen durumunda açık bir şekilde yer alıp almadığının belirlenmesi gerektiği, bu kapsamda, iki listeden seçim yapılarak genel alternatifler arasından özgün kimyasal maddeler veya bileşiklerin seçilmesi, patente konu olabildiği, dolayısıyla, önceki teknikte geniş bir alternatifler listesi içinde açıklanmış olan bir bileşen ya da kompozisyon seçilerek, bunun beklenmedik bir etkisinin ya da sinerjik etki göstermesinin bulunması durumunda, söz konusu bileşen ya da kompozisyon buluş olarak korunabildiği, böyle bir durumda, salt önceki teknikte açıklandı diyerek, bu bileşenin/ kompozisyonun patent korumasından yararlanamayacağı söylenemeyeceği, sonuç olarak, patente ihlal değerlendirmesinde, söz konusu bileşenin/ kompozisyonun, patente konu buluş kapsamında kalıp kalmadığı irdelenebileceği, patentin hükümsüzlüğü davası kapsamında ise, söz konusu bileşenin/ kompozisyonun patentle korunabilir olmadığı değerlendirilebileceği, söz konusu hususun hukuki bir değerlendirme olduğu, heyetin görevlendirilmesi halinde, davalının ürününün, tekniğin bilinen durumuna dahil olup olmadığı değerlendirilebileceğini, dava ve görevlendirme kapsamında tekniğin bilinen durumuna dahil olup olmadığı değil, davaya konu patentinin isteminde tanımlanan buluş kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirildiği,
-Davalının … isimli ürününün … şeklinde tanımlanan üç etkin madde bileşenini içerdiği hususunda taraflar arasında bir çekişme bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu … sayılı patentin isteminin koruma kapsamının belirlenmesi hususunda toplandığı,
-Davacı, dava konusu patentinin dayandığı Avrupa patentinin EPO’daki inceleme süreci dikkate alındığında, buluş konusu kompozisyonun üçüncü bir bileşene gerek kalmadan, yalnızca iki bileşen ile sinerjik etki sağladığını, başvuru sahibinin beyanlarında, tekniğin bilinen durumunda bulunan … şeklindeki üç bileşenden ibaret kombinasyonların, dava konusu patentin kapsamında bulunmadığının ifade edildiğini iddia ettiği, diğer taraftan, davacı ise, patentin isteminin açık bir şekilde (I) ve (II) bileşenlerinin karışımını içeren agrokimyasal kompozisyonarı kapsadığı, patent hukukuna göre “içermek” terimi ile yazılan ürün istemlerinin başka unsurlar da içerebileceğinin kabul edildiğini, bileşen (I) … ile bileşen (Il)’nin … mevcut olmasının, ihlalin varlığının kanıtı için yeterli olduğunu, patent sahibinin EPO nezdinde yapmış olduğu beyanların hiçbirinde patent kapsamındaki agrokimyasal kompozisyonların ek unsur içeremeyeceğine dair bir söylemde bulunmadığını iddia ettiği,
-Davaya Konu Patentin İsteminin Yorumlandığında; davaya konu patentin dayandığı EP patentinin EPO’daki süreci incelenmesi gerektiği, yapılan incelemede, davaya konu patentin dayandığı … nolu Avrupa patentinin isteminin Türkçe çevirisinde, aşağıda karşılaştırılmalı olarak gösterildiği üzere iki adet hatanın yapıldığının tespit edildiği, ilk olarak, Türkçe çeviride, … bileşiğinin kimyasal ismi parantez içinde verilirken “…” olması gereken ifade, “…” şeklinde yazıldığı, burada, bileşiğin adı doğru bir şekilde … olarak ifade edildiğinden, parantez içerisindeki yanlış yazımın, açık maddi hata kapsamında olduğunun değerlendirildiği ve istemde tanımlanan bileşiğin …bileşiği olduğu hususunda tereddüt olmadığı kanaatine ulaşıldığı, ikinci hata ise, orijinal EP patentinde “…” olan İngilizce ifadenin karşılığı olan “…uygun bir taşıyıcı ile birlikte…” ifadesinin Türkçe çeviride mevcut olmayışından kaynaklandığı, Türkçe çevirideki bu hata nedeniyle, davaya konu patentin kapsamı, uygun bir taşıyıcı içerip içermediğine bakılmaksızın (1) ve (II) bileşenlerinin bir karışımını içeren her kompozisyonu kapsadığı, dolayısıyla Türkçe çeviri, EP patentinden daha geniş olduğu, Türkçe çevirinin metni, Avrupa patentinin işlem dilinde olan metninden daha geniş olduğu anlaşıldığından, EPC’nin 70 maddesi ve EPC’nin Türkiye’de Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin 15 inci maddesi uyarınca, davaya konu patentin koruma kapsamının belirlenmesinde Avrupa patentinin orijinal İngilizce metni esas alınması gerektiği,
-İstemin koruma kapsamını belilerken, 1 nolu isteme konu bitki üreme materyalinin tedavisi için agrokimyasal kompozisyonun, “…” + “(I) ve (II) olarak tanımlanan bileşenlerin bir karışımını” içereceği, yani, istemde belirtilen bu unsurların dışında başka unsurların da bulunabileceğinin anlaşıldığı, nitekim tarifnameye dönüldüğünde, buluş konusu formülasyonların çözücüler, katı taşıyıcılar, ve uygun olduğu yerde yüzey aktif bileşikler gibi katkı maddeleri ile homojen olarak karıştırma ve/veya öğütme ile hazırlanabileceği ifade edildiği, (Tarifname sf. 4 ilk para.), tarifnamenin 4 üncü sayfasında, formülasyonda kullanılabilecek uygun çözücüler, katı taşıyıcılar, uygun yüzey aktif bileşikler ve adjuvanlar tanımlandığı, sonuç olarak, 1 nolu istem, “…” + “(I) ve (II) olarak tanımlanan bileşenlerin bir karışımını” ve bunların yanında tarifnamede sayılan diğer bileşenleri de (çözücüler, katı taşıyıcılar, yüzey aktif bileşikler ve adjuvanlar) kapsadığı, bu noktada, “(I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımı” ifadesinde sözü edilen karışımın, “yalnızca (I) ve (II) bileşenlerini” mi yoksa “(I) ve (II) bileşenleri ile birlikte başka bileşenleri” mi kapsadığı kritik nokta olarak ortaya çıktığı, istemdeki bu ifadenin yorumlanmasının, SMK 89 uncu madde kapsamında tarifname kullanılmış ve patent sahibinin beyanlarının dikkate alındığını,
-Davaya konu patentin dayandığı … nolu Avrupa patentinin başvuru sürecindeki ilk istemi, aşağıda görüldüğü üzere “(I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımı” ifadesi yerine, “en az iki aktif bileşen” (…) ifadesini içerdiği ve istemin devamında yine (I) ve (II) bileşenlerinin alternatifleri tanımlandığını, başvurunun isteminin ilk halinde, (I) bileşen yine … veya …’ olduğu, (II) bileşen ise … ve … yanında kresoksim metil alternatifini de içerdiği, dolayısıyla, ilk istemde, buluş konusu agrokimyasal formülasyonun en az aktif bileşen içerdiği vurgulanarak, I ve II bileşenlerinin yanında başka bileşenlerin de olacağı açıkça belirtildiği,
-EPO uzmanı 14.10.2014 tarihli inceleme bildiriminde, “en az iki bileşen” ifadesinin, daha başka bileşenler içerebileceği anlamına geldiğini, bu ifade nedeniyle istemin açık uçlu ve muğlak olduğunu, bu nedenle, söz konusu ifadenin çıkarılması gerektiğini ifade ettiklerini,
-Yine, EPO uzmanı 14.10.2014 tarihli inceleme bildiriminde, … olarak atfedilen dokümanda, fludioksonil ve aktif bileşen listesinden en az biri, diğerlerinin yanı sıra … ve …, … veya … temelli … bileşenlerin açıklandığını, bu nedenle, …’in 1 ila 10 nolu istemlerdeki yapılanmaları kapsadığını ve bu istemlerin yeni olmadığını, … dokümanının bileşen (I) … ile bileşen (II) … aktif bileşenlerini içeren tohum ilaçlama … bileşimini açıkladığını, 1 ila 10 nolu istemlerin bu doküman karşısında da yeni olmadığını, … dokümanında da diğerlerinin yanı sıra … ve … ile … tedavisinin açıklandığı, 1,2 ve 8 ila 10 nolu istemlerin bu doküman karşısında yeni olmadığının belirtildiğini, taraflar arasında tartışmanın odaklandığı husus olan istemin “yalnızca (I) ve (II) bileşenlerini” mi yoksa “(I) ve (II) bileşenleri ile birlikte başka bileşenleri” mi kapsadığı konusu, davaya konu patentin ilk metninde “en az iki bileşen” şeklinde yer almakta iken, EPO inceleme görüşü üzerine bu ifade başvuru sahibi tarafından çıkarıldığı, çünkü, söz konusu ifade, açık uçlu olduğundan, tekniğin bilinen duruma dahil olan formülasyonlarla örtüşen alternatifleri de kapsadığı ve bu durum istemlerin yeniliğini ortadan kaldırdığı, buluş sahibi, EPO inceleme uzmanının yukarıdaki görüşüne karşı 19.04.2005 tarihli cevabında, yeniden düzenlenmiş olan 1 nolu istemini ve istemdeki değişikliklere ilişkin beyanını sunduğu, değiştirilmiş olan 1 nolu istemde “en az iki aktif bileşen” ifadesi çıkarıldığını, yerine patentin mevcut istemindeki “(I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımını içeren” ifadesi getirildiği, başvuru sahibi, 19.04.2005 tarihli cevabında, 1 nolu istemde agrokimyasal kompozisyonun bitki üreme materyalinin tedavisi için (I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımını içeren şeklinde yeniden tanımlandığını ifade ettiği, başvuru sahibi, ilgili alanda uzman kişinin, buluşun böyle bir kompozisyonla sınırlı olacağını ve kompozisyonun (I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımını esas aldığını anlayacağını beyan ettiği, başvuru sahibi, 19.04.2005 tarihli cevabında, buluş basamağıyla ilgili değerlendirmelerinde, … dokümanının pamuk üzerine on altı fungusit tedavisini ortaya koyduğunu, üç bileşenli …, … ve … tedavisi de dahil olmak üzere on altı tedavinin tümünün, tedavi olmamasından daha iyi olduğunu açıkladığını kabul ettiği, bu noktada, davalının … isimli ürününün de, tıpkı …’de açıklandığı gibi, … şeklindeki üç bileşeni içerdiği, başvuru sahibi, 19.04.2005 tarihli cevabında, istemlerde tanımlanan iki bileşenli (I) ve (II) tedavisinin, örneğin, … + … kombinasyonunun beklenmedik derecede hastalık kontrolü sergilediğini bulduğunu beyan ettiği, yine başvuru sahibi, 19.09.2005 tarihli cevabında, yenilikle ilgili değerlendirmelerinde, … dokümanının … içeren üç aktif bileşenli kompozisyonu açıkladığını, Tablo 4’de …içeren formülasyon (… isimli ürününün içeriği) karışımının açıklandığını, mevcut istem takımının bunun karşısında yeni olduğunu ifade ettiği,
-Başvuru sahibinin yukarıdaki beyanları dikkate alındığında, 1 nolu istemde geçen “(I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımını içeren” ifadesinin, yalnız (I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımı ile sınırlı olduğu, bunlara ilave bir aktif bileşeni kapsamadığının anlaşıldığı,
-EPO tarafından bir başvuruya patent verilebileceğine karar verildiğinde, patent verilebilmesi için yapılması gereken değişik önerileri gösterildiği ve söz konusu önerilerin de değişiklik başvuru sahibince onaylaması beklendiği “patent verilmesi planlanan metin” (…) olarak adlandırılan metin sunulduğu, söz konusu metinde, başvurunun ilk hali üzerinde yapılan değişiklikler görülebildiği, bu metin incelendiğinde, tarifnamenin ilk sayfasında ve istemlerde, buluş konusu kompozisyonun içerdiği etkin bileşenler tanımlanırken “en az iki” ifadesinin çıkarıldığını,
-Dolayısıyla, 6769 sayılı SMK 89(1)’e göre, patentin sağladığı korumanın kapsamı istemlerle belirlenirken, istemlerin yorumlanmasında tarifname kullanıldığında, mevcut tarifnamede buluş konusu karışımın özellikle “…” içerdiğinin belirtildiği, patent verilme sürecinde “…” İfadesinin çıkarılması nedeniyle, başvuru sahibinin, ikiden fazla aktif bileşenden vazgeçmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği,
-Her ne kadar, davacı taraf, patent sahibinin EPO nezdinde yapmış olduğu beyanların hiçbirinde patent kapsamındaki agrokimyasal kompozisyonların ek unsur içeremeyeceğine dair bir söylemde bulunmadığını iddia etse de, bu iddia yukarıdaki değerlendirmeler ışığında heyetimizce kabul edilebilir bulunmadığı, başvuru sahibinin beyanları ve başvuruda yapılan değişiklikler dikkate alındığında, buluş konusu karışımın kapsamının, içerdiği etkin (aktif) bileşenler yönünden yalnızca (I) ve (II) bileşenlerini kapsayacak şekilde sınırlandırıldığının anlaşıldığı,
-Sonuç olarak, davaya konu patentin 1 nolu isteminin koruma kapsamı, “içermesi” ifadesi dikkate alındığında, buluş konusu konu bitki üreme materyalinin tedavisi için agrokimyasal kompozisyonu, “… + “(I) ve (II) olarak tanımlanan bileşenlerin bir karışımını” ve bunların yanında tarifnamede sayılan çözücüler, katı taşıyıcılar, yüzey aktif bileşikler ve adjuvanlar gibi diğer bileşenleri de içerdiği, fakat, “(I) ve (II) olarak tanımlanan bileşenlerin bir karışımı” ifadesi, başvuru sahibinin beyanları ve tarifname dikkate alındığında, etkin (aktif) bileşenler yönünden yalnızca (I) ve (II) bileşenlerini kapsayacak şekilde sınırlı olduğu, 1 nolu isteme konu bitki üreme materyalinin tedavisi için agrokimyasal kompozisyon, etkin bileşenler yönünden; … ve …, … ve …, …, …, ikili etkin bileşenlerinin bir karışımını içerdiği,
-Patente tecavüz, patentle korunan istemlerde yer alan unsurların tümünün birebir kullanılması suretiyle “aynen tecavüz” şeklinde veya patentle korunan istemlerde korunan unsurların tümü veya bir kısmı yerine bunlara eşdeğer unsurların kullanılması suretiyle “eşdeğer yoluyla tecavüz” şeklinde gerçekleşebileceği, tecavüz incelemesinde öncelikle istemlerdeki unsurların birebir kullanılıp kullanılmadığı tespit edilmesi gerektiği, bu şekilde bir kullanım yok ise istemlerdeki unsurların eşdeğeri sayılabilecek unsurların varlığı araştırılması gerektiği,
-Dava konu patentin 1 nolu istemi Bitki üreme materyalinin tedavisi için, uygun bir taşıyıcı ile birlikte aşağıdaki (I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımını içeren … veya …ve …, VEYA … veya … ve … agrokimyasal kompozisyonlarını kapsadığı, burada, (e) özelliği (I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımı yalnızca (I) ve (II) bileşenlerini kapsayacak şekilde yorumlandığı,
-Davalıya ait …isimli ürünlerin dava konu patentin 1 nolu istemindeki (a) ve (b) özelliklerini içermesi hususunda tartışması bulunmadığı, davaya konu … isimli ürünler, istemdeki (c) özelliğinden farklı olarak, üç bileşenli (…, … ve …) bir karışım içerdiği, bu nedenle, davalının ürününde, davacıya ait … sayılı patentin 1 nolu isteminde yer alan unsurların tümünün birebir kullanılmadığı ve davalının ürünü, bu istemin kapsamına girmediği,
-Patente tecavüzün belirlenmesinde ikinci aşamayı eşdeğer yoluyla tecavüz incelemesi oluşturduğu, nitekim 6769 sayılı SMK 89(5) maddesi tecavüzün belirlenmesinde eşdeğer unsurların da dikkate alınması gerektiğini açıkça hükme bağlandığı, dolayısıyla, davacının ürünlerinde, davalı patentlerindeki istemlerde yer alan bazı unsurların/özelliklerin yerine bunlara eşdeğer nitelikteki unsurların/özelliklerin kullanması, patente tecavüz olasılığını ortadan kaldırmayacağını,
-Somut olayda, istemdeki unsurların tamamının davacının ürününde kullanılmamış olması ancak, bunlardan bir kısmının davacının ürününde mevcut olması halinde aşağıdaki olasılıklar ortaya çıkabilir:
İstemdeki unsurların hepsi davacının ürününde varsa ve bunlardan başka (tali nitelikteki) başka ilave unsurları da içeriyorsa yine tecavüzden bahsedileceği, yine istemdeki unsurların bir kısmı davacının ürününde varsa ve istemdeki unsurlardan birkaçı çıkarılmış ancak bunların yerine eşdeğerleri ikame edilmişse yine tecavüzden bahsedileceği (eşdeğer tecavüz), ancak İstemdeki unsurların bir ya da birkaçı davalının ürününde yoksa ve çıkarılmış olan bu unsurların eşdeğeri de kullanılmamışsa tecavüzden söz edilemeyeceğini, diğer taraftan, patent sahibine sağlanan korumanın sınırlarının kesin olarak belirlenmesi, patentin sağladığı korumanın kapsamına girmeden, ilgili alanda rekabet etmek isteyen, buluşu kullanmak için patent sahibinden lisans almak ya da alternatif teknolojiler geliştirmek isteyen rakipler açısından da, önem arz ettiği, dolayısıyla, koruma kapsamı, buluşu yapan tarafından düşünülen fakat istem(ler)de talep edilmeyen, buna karşılık ilgili teknik alanda uzman bir kişi tarafından tarifname ve resimlerin yorumlanması ile ortaya çıkacak özellikleri kapsayacak şekilde de geniş kabul edilmemesi gerektiği,
-Eşdeğerler doktrininin patent sahibi lehine tanınmış tekelci hakkı güçlendirmesine karşılık, bu doktrinin sınırlandırıldığı bazı durumlar bulunduğunu, bu sınırlandırmalardan en önemlisi “… olarak adlandırılan, Türkçe’de “kısıtlayıcı beyanlar” olarak nitelendirilen ilke olduğu, buna göre, patent sahibi, patentin verilmesi işlemleri sırasında patent alabilmek için buluşunun belli özelliklerini sınırlandırmışsa ve bu şartlarda patentini almışsa, veya patent verildikten sonra patentin koruma süresince başkalarına karsı buluşunun belli özelliklerini sınırlandırmışsa (örneğin aleyhine açılmış bir hükümsüzük davasında buluşunun bazı özellikleri kapsamadığı gibi beyanlarda bulunmuş ise) bu unsurlardan vazgeçmiş sayılacağını, vazgeçilmiş sayılan bu unsurlara dayanarak daha sonra eşdeğer yoluyla tecavüz olduğu iddiasında bulunamayacağını, bu ilke doğruluk ve güven kuralının bir yansıması olarak kabul edildiğini, kısıtlayıcı beyanlar doktrini bu kadar açık şekilde olmasa da 6769 sayılı SMK 89 maddesinin altıncı fıkrasında düzenlendiğini, buna göre; “İstem veya istemlerin kapsamını belirlemek için patentin verilmesi ile ilgili işlemler sırasında veya patentin geçerliliği süresince, koruma kapsamının belirlenmesinde patent başvurusu veya patent sahibinin beyanları dikkate alınır” bu düzenleme karşısında, patent başvurusu veya patent sahibinin buluşuna ilişkin yapmış olduğu beyanlar istemlerin yorumunda dikkate alınacak, dolayısıyla önceden vazgeçmiş olduğu unsurlardan hareketle sonradan kendisine fayda sağlaması söz konusu olmayacağını,
-Bu açıklamalar kapsamında somut olay açısından davaya konu buluş konusu karışımın kapsamının, içerdiği etkin (aktif) bileşenler yönünden yalnızca (I) ve (II) bileşenlerini kapsayacak şekilde sınırlandırıldığı, başvuru sahibinin, EPO’ya 19.04.2005 ve 19.09.2005 tarihli cevaplarında, önceki teknikte (…’de) … + … + … içeren formülasyon (… isimli ürününün içeriği) karışımının açıklandığını, mevcut istem takımının bunun karşısında yeni olduğunu ve istemlerde tanımlanan iki bileşenli (I) ve (II) tedavisinin, beklenmedik etki gösterdiğini ifade ederek, bir şekilde, davalının ürününe konu karışımın istemin kapsamında olmadığını kabul etmiş olduğu ve ikiden fazla etkin bileşenli karışımlardan vazgeçmiş sayıldığı, davalının ürününün, bir an için istemdeki buluş ile aynı sonuca ulaştığı söylense dahi, bunu aynı şekilde gerçekleştirmediği, yani iki bileşenli değil üç bileşenli karışım ile gerçekleştirmediği, dolayısıyla, davacının ürünü dava konusu patentin istemine eşdeğer olarak da kapsamına girmediği,
Davalıya ait … isimli ürünler, davacıya ait … sayılı patentin buluşun en geniş olarak tanımlandığı 1 nolu bağımsız isteminin kapsamına girmediği, dolayısıyla, 1 nolu isteme bağlı olan 2-5 nolu istemlerin, 1 nolu istemdeki kompozisyonun uygulanmasıyla bitkilerin başatlıklara karşı korunma metodunu içeren 6-8 nolu istemlerin ve bu metotla tedavi edilmiş bitki üreme materyalini içeren 9 nolu istemlerin de kapsamına girmediği tespit ve değerlendirmelerinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 29/06/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyanlarında: 01.05.2020 tarihli bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkili analiz ve değerlendirmeler içerdiğini. hatta raporda huzurdaki davanın bir ihlal davası olduğunu, hükümsüzlük talebi içermediğinin de göz ardı edildiğini, raporda hatalı şekilde dava konusunun da dışına çıkılarak ve dava ile ilgili olmamasına rağmen eşdeğer patent ihlali analizi yapılarak dava konusu ürünlerin müvekkilinin … no’lu patenti kapsamına girmediği yönünde hukuka aykırı bir kanaat bildirildiğini, bu nedenle, hatalı, eksik inceleme ve değerlendirme içerir bu bilirkişi raporuna karşı müvekkili tarafından itiraz edilmesi zorunluluğunun hasıl olduğunu, bilirkişiler tarafından incelenecek hususun son derece açık ve net olarak davaya konu… isimli ürünün Müvekkilinin … no’lu patenti kapsamında kalıp kalmadığı olduğunu, dava konusu patentin istemlerinin herhangi bir şüpheye yer vermeyecek şekilde açık ve net yazıldığını, açık olmayan tek bir unsur olmadığı için patentin başvuru sürecine bakılmasına ihtiyaç olmadığını ve koruma kapsamının istemler ile belirlendiğini, istemde net bir şekilde agrokimyasal kompozisyonun (I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımını “içerdiği” belirtildiğini, istemde bu bileşenler dışında başka bileşenlerin mevcut olamayacağına dair bir sınırlandırmanın söz konusu olmadığını, dosya kapsamında yer alan açıklamalar çerçevesinde, hem davalının piyasaya sunmuş olduğu ürünün ambalajı üzerinde hem de Tarım Bakanlığı’na ait ruhsat veri tabanında yer alan bilgiler açıkça davalı şirkete ait “…” isimli ürünün müvekkili şirkete ait … numaralı patentinin kapsamı içinde kalmakla müvekkili şirkete ait patenti ihlal ettiğini gösterir ve ispatlar nitelikte olduğunu, tüm tazminat ve sair yasal hakları ile fazlaya dair haklar, talep ve dava etme hakkı saklı kalmak kaydı ile; bilirkişi raporuna itiraz edip, dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii ile ihlal davasına ilişkin yeni bir bilirkişi raporu alınmasını, bu talebim kabul edilmemesi halinde ise itirazın kapsamında bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmesini mahkeme’den talep etmiştir.
Rapordaki değerlendirmeler dikkate alındığında raporun talepleri karşılar şekilde gerekçeli olarak denetime elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği, davacı vekilinin raporda yönelik itirazlarının da raporda gerekçelendirildiği tekrardan inceleme yapılmasının usul ekonomisine uygun düşmeyeceği anlaşılmakla ek ve yeni inceleme taleplerinin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı davalının “…” ismi altında ürettiği ve satışa sunduğu ürününün, kendisine ait …sayılı patentinin kapsamı içinde olduğu iddiasıyla patente tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refı talebi ile iş bu davayı açmış ise de buluş sahibinin, EPO ya sunmuş olduğu 19.04.2005 tarihli cevabında, yeniden düzenlenmiş olan 1 nolu istemini ve istemdeki değişikliklere ilişkin beyanını sunduğu, değiştirilmiş olan 1 nolu istemde “en az iki aktif bileşen” ifadesi çıkarıldığı, yerine patentin mevcut istemindeki “(I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımını içeren” ifadesi getirildiği, başvuru sahibi, 19.04.2005 tarihli cevabında, 1 nolu istemde … bitki üreme materyalinin tedavisi için (I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımını içeren şeklinde yeniden tanımlandığını ifade ettiği, başvuru sahibi, ilgili alanda uzman kişinin, buluşun böyle bir kompozisyonla sınırlı olacağını ve kompozisyonun (I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımını esas aldığını anlayacağını beyan ettiği, başvuru sahibi, 19.04.2005 tarihli cevabında, buluş basamağıyla ilgili değerlendirmelerinde, … dokümanının pamuk üzerine on altı fungusit tedavisini ortaya koyduğunu, üç bileşenli …, … ve … tedavisi de dahil olmak üzere on altı tedavinin tümünün, tedavi olmamasından daha iyi olduğunu açıkladığını kabul ettiği, bu noktada, davalının … isimli ürününün de, tıpkı …’de açıklandığı gibi, … + … + … şeklindeki üç bileşeni içerdiği, başvuru sahibi, 19.04.2005 tarihli cevabında, istemlerde tanımlanan iki bileşenli (I) ve (II) tedavisinin, örneğin, … + … kombinasyonunun beklenmedik derecede hastalık kontrolü sergilediğini bulduğunu beyan ettiği, yine başvuru sahibi, 19.09.2005 tarihli cevabında, yenilikle ilgili değerlendirmelerinde, … dokümanının … içeren üç aktif bileşenli kompozisyonu açıkladığını, Tablo 4’de … + … + … içeren formülasyon (… isimli ürününün içeriği) karışımının açıklandığını, mevcut istem takımının bunun karşısında yeni olduğunu ve istemlerde tanımlanan iki bileşenli (I) ve (II) tedavisinin, beklenmedik etki gösterdiğini ifade ederek, bir şekilde, davalının ürününe konu karışımın istemin kapsamında olmadığını kabul etmiş olduğu, 1 nolu istemde geçen “(I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımını içeren” ifadesinin, yalnız (I) ve (II) bileşenlerinin bir karışımı ile sınırlı olduğu, bunlara ilave bir aktif bileşeni kapsamadığı ve ikiden fazla etkin bileşenli karışımlardan vazgeçmiş sayıldığı, davalının ürününün, bir an için istemdeki buluş ile aynı sonuca ulaştığı söylense dahi, bunu aynı şekilde gerçekleştirmediği, davacının EPO nezdindeki beyanları ve istemler üzerinden yapılan teknik inceleme sonucunda davalıya ait davaya konu … isimli ürünün davacıya ait … sayılı patentin kapsamına girmediği, eşdeğer nitelikte olan unsurlar da dikkate alındığında eşdeğer olarak da davaya konu patentin kapsamına girmediği, davacının patent kapsamında olması için (1) ve ( ll) bileşenleri içermesinin yeterli olduğu iddiasının buluş sahibinin EPO nezdindeki beyanları ve sunulan rapor kapsamında kabulünün mümkün olmadığı patente tecavüz ve haksız rekabet şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL karar harcından peşin yatırılan 44,40- TL’nin mahsubu ile kalan 14,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 5,900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu Belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu Kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.