Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/231 E. 2019/546 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/231
KARAR NO : 2019/546

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … arasında 26/09/2006 tarihinde Franchise sözleşmesi imzalandığını, 25/02/2011 tarihli devir sözleşmesi ile sözleşme kapsamındaki tüm hak ve yükümlülüklerin davalı tarafa devredidiğini, davalı taraf ile 18/06/2013 tarihinde Franchise sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşme ile davalı tarafın … markası adı altında restoran açmaya ve işletmeye yetkilendirildiğini, ancak sonrasında davalı sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirmediğini bunun üzerine davalı tarafa 29/03/2019 tarihli yazı ile sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirilmesi aksi halde sözleşme ve mutabakatların feshedileceğinin bildirildiğini, davalı tarafın verilen süreye rağmen edimlerini yerine getirmediğinden dolayı sözleşmenin feshedildiğini, ancak davalının sözleşme feshine rağmen sandviç üretimi ve satış faaliyetlerine devam ederek müvekkilinin markasını iziniz olarak kullanmaya devam ettiğini ve her geçen gün müvekkilinin hem zararının hem de cezai şart alacağının arttığını belirterek, davalı tarafından haksız olarak kullanılan ürünlere el konulmasını, müvekkilinin zararı ve cezai şart alacağının tazmini bakımından davalı tarafından en az 20.000,00 TL teminat yatırılmasını, müvekkilinin markasına yapılan tecavüzün kaldırılmasını ve ürünlerdeki müvekkili şirket markasının silinmesini ve gerektiğinde imhasını ve müvekkili lehine cezai şart alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; 13/05/2019 tarihinde davacı tarafın ülke ofisinde şirket yetkilileri ile devir haklarının 5+1 ay içerisinde kullanılması konusunda anlaştıklarını, anlaşmaya rağmen 22/06/2019 tarihinden kendisinden 18.419,87 TL borçlu olduğunun bildirildiği sözleşmeye imza atılmasının istendiğini ve karşı tarafa imza atamayacağını bildirdiğini, marka sahiplerinin baskı ile korkutulduğunu ve devredilmeye zorlandığını belirterek davanın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 25/10/2019 tarihli dilekçesinde ve 17/12/2019 tarihli duruşmadaki beyanında tarafların sulh olduklarını, sulhün haricen gerçekleştiğini ve esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Sulh 6100 sayılı HMK’nın 313 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde tarafların dava konusu hususunda sulh oldukları sulhe göre hüküm kurulması taleplerinin bulunmadığı, yargılama giderleri konusunda bir belirleme yapılmadığı anlaşılmakla esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın sulh nedeniyle, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 44,40 TL karar harcının peşin alınan 95,20 TL harçtan düşülmesiyle artık 50,80 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihindeki AAÜT’ ye göre hesaplanan 3.931,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak (posta gideri) hesaplanan 107,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avanslarından tebligat giderleri haricindeki kullanılmayan kısımlarının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸