Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/228 E. 2020/320 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/228
KARAR NO : 2020/320

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Men’i,
DAVA TARİHİ : 19/07/2019
KARAR TARİHİ : 15/10/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Tecavüzünün Tespiti, Men’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin dünya çapında ünlü … bir doktor olduğunu, … markalı gıda takviyesi ürünün müvekkilin buluşu olduğunu, müvekkili tarafından yetkilendirilen … Şirketi ve … Limited Şirketi ünvanlı firmalar tarafından İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden onaylı olarak Türkiye’de üretim ve satışı yaptığını, ancak haricen edinilen bilgiler kapsamında ve yapılan araştırmalar neticesinde müvekkilinin tescilli ürünün sahtesinin üretilip piyasaya sunulduğunu, el altından satışının yapıldığını tespit ettiklerini, durumun öncelikle halk sağlığını tehdit etmekle birlikte sahte ürünlerin el altından faturası şekilde satışının yapılmasının aynı zamanda vergisel açıdan da devleti zarara uğrattığını, ayrıca müvekkilin tescilli markasına tecavüz oluşturduğunu, halihazırda … Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai haklar soruşturma bürosuna ve sahte hap nedeniyle de … Cumhuriyet Başsavcılığı kaçakçılık soruşturma bürosuna şikayet ettiklerini, sonuç olarak müvekkiline ait ürünün sahte olarak üretilip müvekkile ait tescilli marka ile üretim ve satışının hukuka aykırı olduğunu, tüketiciyi yanıltma haksız kazanç elde etmeye dönük hareket olduğunu belirtmiş, öncelikli ve ivedi olarak haksız ve hukuka aykırı halk sağlığını da tehdit eden dava konusu tecavüzün önlenmesi bakımından müvekkiline ait markalı sahte hap ve sair ürün, pano, levha, tabela, kartvizit. poşet, karton kutu ve benzeri her türlü ticari emtianın toplatılması ile yapılan reklam ve durumların engellenmesi hususunda tedbir kararı verilerek yasa ile koruma altına alınmış müvekkiline ait markaya davalı yanca yapılan tecavüzün tespiti ve men’ini, kararın bir örneğinin Türkiye genelinde yayın yapan üç büyük gazetede birer gün arayla yayınlanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosyada bildirilen tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, … nolu “… ” ibareli markanın 29 ve 30 sınıflarda, … nolu “… ” ibareli markanın 29 ve 30 sınıflarda, … nolu “… ” ibareli markanın 05 sınıfta ve …nolu “… ” ibareli markanın 05 sınıfta davacı adına tescilli oldukları anlaşılmıştır.
Tedbir taleplerinin değerlendirilmesi açısından tensibin 14 nolu ara kararı ile inceleme ara kararı oluşturulmuş olup, oluşturulan bilirkişi heyetince sunulan 05/08/2019 tarihli heyet raporunda özetle; davalı adreslerinde yapılan incelemeler neticesinde; davalılardan …TİC. LTD. ŞTİ. firmasına ait otelde yapılan incelemede ambalajı ve hologramı orijinalinden farklı 1 adet … markalı ürüne satışa hazır şekilde rastlanmak suretiyle, davalının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun m.29/c gereği davacı markasına tecavüz ettiği, davalılardan … firmasının adreste bulunmadığı, davalılardan … TİC. LTD. ŞTİ.(…) firmasına ait işyerinde yapılan incelemede 18 adet … markalı sahte ürüne satışa hazır şekilde rastlanmak suretiyle, davalının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun m.29/c gereği davacı markasına tecavüz ettiği, davalılardan …(…) firmasına ait işyerinde yapılan incelemede 3 adet … markalı sahte ürüne satışa hazır şekilde rastlanmak suretiyle, davalının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun m.29/c gereği davacı markasına tecavüz ettiği, davalılardan … (…) firmasına ait işyerinde yapılan incelemede 9 adet … markalı sahte ürüne satışa hazır şekilde rastlanmak suretiyle, davalının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun m.29/c gereği davacı markasına tecavüz ettiğine dair kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili dosyaya sunmuş olduğu HMK 124/3 kapsamında beyanlarını içerir 16/09/2019 tarihli dilekçesinde özetle; davanın davalı …Ticaret A.Ş., … LTD. ŞTİ (dava dilekçesinde …olarak belirtilen), … (dava dilekçesine … olarak belirtilen), … (dava dilekçesinde … İşletmeciği) karşı açıldığını, dava dilekçesinde belirtilen … İşletmeciği olarak belirtilen işletmenin kapatıldığının incelemede tespit edilmiş olması sebebiyle bu davalı yönünden açmış oldukları davayı atiye terk ettiklerini bildirmiş 28/01/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında bu davalı açısından açılan davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı … temsilcisi 28/01/2020 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanında özetle; …’ta iki adet işletmesinin bulunduğunu, bahse konu ürünlerin turistler tarafından getirilerek işletmeye bırakıldığını öğrendiğini, tespit sonrası herhangi bir satışın söz konusu olmadığını, herhangi bir markaya tecavüzlerinin söz konusu olmadığını, bundan sonrasında da kesinlikle satmayacaklarını belirttiği anlaşılmıştır.
Davalı … ve … vekili 28/01/2020 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanında özetle; bahse konu ürünlerin müvekkillerinin iştigal konuları dikkate alındığında satışa arz edilmiş ürünler olmadığını, …’te tespit olunan ürünün garsonlardan bir tanesinin kendi kullandığı ürün olduğunu, otelde bu tür ürünlerin satılmasının mümkün olmadığını, Et Lokantasında tespit olunan ürününde müşteri tarafından bırakıldığını, herhangi bir satışa arzın söz konusu olmadığını, açılan davayı kabul etmediklerini belirttiği anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış marka tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi ve ortadan kaldırılması, ilan talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın “USUL EKONOMİSİ İLKESİ” başlıklı Madde 30-“(1) Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne amirdir.
Dosya kapsamı davacının talepleri dikkate alındığında, tespit kapsamında önceden raporun alınmış olması tekrardan inceleme yapılmasını gerektirir bir durumun bulunmaması dikkate alındığında usul ekonomisi gözetilerek bilirkişi incelemesi yapılmaksızın yargılamaya devam olunmuştur.
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile iîişkilendiribne ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /ifcra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanmast veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya me?ru bagtoaftsı c/maması şartıyla işaretin aynt veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
SMK’nın 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c) Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde; sunulan tespit raporunda davalılar adreslerinde yapılan incelemeler neticesinde; davalılardan …TİC. LTD. ŞTİ. firmasına ait otelde yapılan incelemede ambalajı ve hologramı orijinalinden farklı 1 adet… markalı ürüne, davalılardan …TİC. LTD. ŞTİ.(…) firmasına ait işyerinde yapılan incelemede 18 adet … markalı sahte ürüne, davalılardan …(…) firmasına ait işyerinde yapılan incelemede 3 adet … markalı sahte ürüne, davalılardan … (…) firmasına ait işyerinde yapılan incelemede 9 adet … markalı sahte ürüne satışa hazır şekilde rastlanmak suretiyle davalıların izahı yapılan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun m.29/c gereği davacı markasına tecavüz teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış, davalıların TTK 18/2 gereği uhdelerinde tespit edilen ürünlerden sorumlu olmadıklarına dair savunmalarına itibar edilmemiştir.
6100 sayılı HMK Madde 150- ” (1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir…. (4) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır. (5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. (6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır. (7) Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır.” hükümlerine amirdir.
Davacı vekilinin 16/09/2019 tarihli dilekçesi ile davalı … Baklavaları yönünden davayı takip etmediklerini bildirdiği, iş bu davalı yönünden 28/01/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında yenileninceye kadar işlemden kaldırıldığı karar tarihi itibarı ile 3 aylık yenileme süresinin geçtiği anlaşılmakla bu davalı yönünden açılan davanın HMK 150/5 gereği açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı alınan bilirkişi raporu ve izahı yapılan mevzuat kapsamında talep değerlendirildiğinde; davalı … yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalılar yönünden yerinde yapılan incelemelerde davacıya ait tescilli markayı içerir taklit ürünlerin satıldığının tespit edildiği, davalıların bu yöndeki eylemlerinin izahı yapılan mevzuat kapsamında markaya tecavüz teşkil ettiği sonucuna ulaşılmakla davanın kabulü ile markaya tecavüzün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda “…” ibaresinin yer aldığı pano, levha, kartvizit vs.her türlü ticari emtianın davalılar uhdesinde olmak kaydıyla toplatılarak, karar kesinleştiğinde masrafları davalılara ait olmak üzere imhasına ve ilana dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davalı … yönünden açılan davanın HMK 150/5 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Diğer davalılar yönünden açılan davanın KABULÜ ile, davalılarca piyasaya sürülen ürünlerin davacı adına tescilli markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda “…” ibaresinin yer aldığı pano, levha, kartvizit vs.her türlü ticari emtianın davalılar uhdesinde olmak kaydıyla toplatılarak, karar kesinleştiğinde masrafları davalılara ait olmak üzere imhasına,
3-Karar özetinin karar kesinleştiğinde tiraji en yüksek üç gazeteden birinde bir defaya mahsus ilanına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 10,00 TL bakiye karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen talepler yönünden 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalı … dışındaki davalılardan ayrı ayrı tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan: 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 223,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.823,70 TL ve 88,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.912,50 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır