Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/224 E. 2019/332 K. 19.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/224
KARAR NO : 2019/332

DAVA : Eser Hak Sahipliğinin Tespiti, Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/07/2019
KARAR TARİHİ : 19/07/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan eser hak sahipliğinin tespiti, tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin Türk sinema tarihinin başyapıtları arasında yer alan pek çok filme imza attığını, gerek yurtiçinde gerek yurtdışında sayısız ödüle layık görülmüş ülkenin önde gelen senarist, yönetmen ve yapımcılarından olduğunu, müvekkilinin 1996 tarihli “…” adlı sinema eserinin senaryo yazarı, ortak yapımcısı ve yönetmeni olduğunu ve bu nedenle eser sahibi sıfatına haiz olduğunu, müvekkilinin eser sahipliğinden doğan mali haklarından faydalanabilmek ve eserin ticaret mevkiinde değerlendirilmesini sağlayabilmek amacıyla esere ilişkin mali haklarını 26/12/1996 tarihinde eserin diğer ortak yapımcısı olan … Ltd. Şti’ye sözleşme kapsamında devrettiğini, sözleşmenin hali hazırda sona erdiğini, esere ilişkin hak sahipliğinin müvekkiline geri döndüğünü, ancak eserin izinsiz ve hukuka aykırı olarak çeşitli platformlar üzerinden umuma iletilmek yoluyla kullanıldığını ve eserin ilgili platformlarda milyonlara varan izleyici elde etmesine karşın bu kullanımlar sebebiyle müvekkilinin eser sahipliğinden doğan mali ve manevi haklarını kullanabileceği ve bu suretle fikri haklarının kullanımı sebebiyle hakkı olan ücreti … Ltd. Şti’nin iflası sebebiyle talep edebileceği bir muhatap bulamadığını, davalıların eseri herhangi bir suretle müvekkilinin muvafakati alınmaksızın izinsiz ve hukuka aykırı bir şekilde kullandıklarını iddia ederek, müvekkilinin esere ilişkin hak sahibi olduğunun ve eser sahipliğinden doğan mali hakların kendisine ait olduğunun ve hak sahipliğinin hangi tarihten itibaren müvekkiline geri döndüğünün tespitine, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik FSEK 68.maddesi kapsamında şimdilik 1.000 TL’nin davalılardan tahsiline, davalıların eseri kullanmalarının men’ine ve ref’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Kanun “MADDE 20-13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3.Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1)Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE 26- (1)Bu Kanunun; a) 10, 20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde…yürürlüğe girer” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesine göre “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;…. d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükümlerine amirdir.
Tüm dosya kapsamı yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “bu Kanunun (TTK) 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle uygulamasının zorunlu olduğu, aynı yasanın 23. maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını ya da arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olup, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın ise 16/07/2019 tarihinde açıldığı, ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılmadığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği görülmekle, davacı tarafından açılan davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın tensiben usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçeleri ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının davasının “davadan önce zorunlu arabulucuğa gidilmemiş olması nedeniyle” dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca 44,40 TL karar harcı peşin alındığından yeniden alınmamasına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren esas kararla birlikte 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/07/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸