Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/197 E. 2019/509 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/197
KARAR NO : 2019/509

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2014
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İsviçre yasalarına göre kurulu bir firma olduğunu, … ve … gibi tanınan ve bilinen pek çok markanın sahibi olduğunu, … markası üzerindeki tescillerinin 1958 yılına dayandığını ve markanın 1984 yılından bu yana yoğun olarak kullanıldığını, ayrıca … markasının TPE tarafından tanınmış marka olarak kabul edildiğini, markanın renkli olarak kullanılması sonucunda mavi renk tonuyla markanın bütünleştiğini, müvekkilinin … (…) ibaresinin gerek kelime gerekse görsel ve kavramsal olarak birçok tescilde kullandığını, davalı tarafın … ve … sayılı markalarının 34 üncü sınıflarda TPE nezdinde tescil edilmiş olduğunu, adı geçen markaların müvekkilinin … markası ile aynı sınıfta tescilli olduğunu, marka örnekleri karşılaştırıldığında marka görsellerinin ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, bu durumun iltibasa ve haksız rekabete yol açtığını, mavi rengin tütün ürünleri ile alakalı herhangi jenerik veya tamamlayıcı özelliğinin olmadığını, müvekkilinin … markalarının tütün sektöründe yüksek tanınmışlığa haiz olduğunu, dava konusu markaların varlığının müvekkilinin tanınmış ve ayırt ediciliği yüksek markalarının ayırt edici karakterini zedelediğini ve markaya zarar verdiğini, davacı şirketin dava konusu markaları kasten ve kötüniyetli olarak seçtiğini, davalı tarafın … nolu … markasının yapılan itiraz sonucunda TPE tarafından reddedildiğini, açıklanan nedenlerle davalı adına tescilli … numaralı “…” markası ile … numaralı “…” markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin 1985 yılında kurulmuş bir şirket olduğunu, dünyanın pek çok ülkesinde faaliyet gösterdiğini, Türkiye’de Pazar payında ikinci dünyada ise üçüncü sırada olduğunu, dava konusu … markasının ilk tescilinin 1970 yılına dayandığını, 1994 yılından bu yana Türkiye piyasasında olduğunu, müvekkilinin markaları ile davacı tarafın markaları arasında bir benzerlik bulunmadığını, marka ve ürün ambalajları arasında farklılıklar olduğunu, renklerin tek bir firmanın tekeline verilmesinin mümkün olmadığını, piyasada çok sayıda mavi tonlu tütün mamulleri yer aldığını, markalarda geçen … ve … ibarelerinin tali tamamlayıcı özellikte olduğunu markalarda öne çıkan hususların … ve … ibareleri olduğunu, herkesin kullanımına açık olan gece mavisi anlamına gelen … ibaresinin davacı tarafın tekeline bırakılmasının mümkün olmadığını, sigara tüketicilerinin tat ve marka bağımlılıklarının yüksek olması nedeniyle ürünler arasında seçim yaparken marka, tat, koku gibi özelliklerin ön plana çıktığını, ayrıca tütün ürünlerinin doğrudan raflarda yer almadığını, satış elemanları tarafından ürünlerin verildiğini, tüketicinin … zannederek … sigarasını almasının mümkün olmadığını, davacının TPE nezdinde tescilli … markasının … ibaresini içermediğini, TPE nezdinde içinde … kelimesinin yer aldığı pek çok tütün markasının tescilli olduğu gibi mavi renkli tütün paketlerinin piyasada çok yaygın olduğunu, müvekkilinin markalan kötü niyetli olarak tescil ettirdiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, açıklanan nedenlerle davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca benzerlik ve kötü niyet nedeniyle açılmış marka hükümsüzlüğü talepli davadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 2014/63 esas-2015/241 karar ve 27.10.2015 tarihli karar ile “…Davacı … tarafından davalı … İnc aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının REDDİNE…” dair karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15.05.2017 tarih ve 2016/408 esas, 2017/2897 sayılı kararı ile “…Dava, markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkin istemine ilişkin olup, mahkemece taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı adına önceden tescilli olan … sayılı ve “…” ibareli markanın ayırt edici unsurlarından birisinin de “…” ibaresi olduğu, davalı şirketin sonradan tescil ettirdiği dava konusu … ve … sayılı markalarda da bu ibarenin aynen kullanıldığı, markaların tescil kapsamlarının da aynı olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi gereğince taraf markalarında geçen “…” ibaresi yönünden markalar arasında karıştırılma tehlikesinin bulunduğunun gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı…” gerektirdiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkememizce bozmaya uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
556 Sayılı KHK’nın 8/1 b mad. “(1)Tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda aşağıdaki hallerde marka tescil edilemez:
(b) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa.”
Tüm dosya kapsamı Yargıtay İlamı doğrultusunda bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı adına önceden tescilli olan … sayılı ve “…” ibareli markanın ayırt edici unsurlarından birisinin “…” ibaresi olduğu, davalı şirketin sonradan tescil ettirdiği dava konusu … ve …. sayılı markalarda bu ibarenin aynen kullanıldığı, markaların tescil kapsamlarının da aynı olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi gereğince taraf markalarında geçen “…” ibaresi yönünden markalar arasında karıştırılma tehlikesinin bulunduğunu nazara alınarak, davanın kabulüne, davalıya ait … tescil nolu … ve … tescil nolu … ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜNE, davalıya ait … escil nolu … ve … tescil nolu … ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 25,20 TL’nin mahsubu ile kalan 19,20 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan: 1.900,00 TL bilirkişi ücreti, 270,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.170,20 TL ve 50,40 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.220,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’sine göre tespit olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı 03/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır