Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/195 E. 2020/90 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/195
KARAR NO:2020/90

DAVA:Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/06/2019
KARAR TARİHİ:11/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1990 yılından bu yana çayır, mera, yem bitkileri tohumlarının araştırılması, üretimi, yurtiçi ve yurtdışı pazarlaması konularında faaliyet gösterdiğini, davalı şirket ise unvanından da anlaşılacağı üzere tarımsal ve hayvansal ürünlerin doğrudan satış ve pazarlaması işi ve ayrıca televizyon yayınları ile iştigal ettiğini, davalı tarafından müvekkili şirkete 27.05.2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, ihtarname içeriğinde; TPE nezdinde … numaralı “…” ve … numaralı “…” markalarının davalı adına tescilli olduğu, bu markalarının satışının müvekkili şirket tarafından yapıldığı, markanın tanınır olduğu ve müvekkil şirketin markaları iltibas teşkil edecek şekilde kullandığının iddia edildiğini, bu ihtarnameye cevaben …. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarname içeriğinde; “…” ve okunuşuyla “…” ibarelerinin bitkisel bir tür ismi olduğu ve tür sınıflandırması içerisinde yer aldığı, her iki marka tescilinin de Sınai Mülkiyet Kanunu’na aykırı olarak tescil edildiğini, somut olayda mutlak ve nispi ret nedenlerinin mevcut olduğu ve davalının kötü niyetli hareket ettiği hususları davalı tarafa bildirildiğini, ihtarname sonrasında ise davalı tarafça ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğini, davalıya ait markalar açısından mutlak ret nedenlerinin mevcut olduğunu, davalının “cins” adını tescile konu ettiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, davalı adına tescilli markaların ticaret alanında sektördeki herkes tarafından kullanıldığını, bu durumun Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/1-d maddesi anlamında ayrı bir mutlak ret nedeni olduğundan bahisle, davalıya ait … başvuru numaralı “…” ibareli marka ile … başvuru numaralı “…” ibareli markanın Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tutulan sicil kaydına, SMK’nın 159. Maddesi uyarınca dava sonuçlanıncaya dek üçüncü kişilere devrini ve diğer hukuki işlemlere konu edilmesini önleyecek şekilde teminatsız olarak yahut teminat mukabilinde ihtiyati tedbir konulmasına, davalıya ait … başvuru numaralı “…” ibareli marka ile … başvuru numaralı “…” ibareli markadan kaynaklı haklara dayanarak davalı tarafından Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 149, 150 ve 151. vd. maddedeki hakların kullanılmasının engellenmesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalıya ait … başvuru numaralı “…” ibareli marka ile … başvuru numaralı “…” ibareli markanın Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/1-c, 5/1-d ve 6/9 maddeleri uyarınca ayrı ayrı hükümsüzlüğüne karar verilmek sureti ile sicilden terkini ile dava konusu işaretin kullanıldığı iş evrakı, reklam, mal veya ambalajlar üzerinden kaldırılmasına ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının ispat yükümlülüğünü yerine getirmeksizin iddiaları doğrultusunda tedbir kararı verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının dava konusu markalar sebebiyle hakkın zarara uğrama tehdidinin bulunmadığını, aksine müvekkilinin dava konusu markaları davacıdan önce tescil ettirmiş olması sebebiyle kazanmış olduğu ve bu zaman değin sahip olduğu hakları haleldar olma tehlikesiyle karşı karşıya olanın müvekkili olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 10.02.2020 tarihli dilekçesi ile tarafların sulh olduklarını aralarında protokol imzaladıklarını bildirdiği, dilekçeye ekli sunulan Sulh Protokolü’nün
“1-…. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasına konu yargılama ile ilgili olarak taraflar aşağıdaki şartlarda anlaşmış olup, işbu sulh protokolü tanzim edilmiştir.
2- Dava konusu edilen davalıya ait … başvuru numaralı “…” ibareli markaya dair hükümsüzlük davası davalı tarafından kabul edilmiştir.
3- Davacı ise diğer … başvuru numaralı “…” ibareli markaya ilişkin talebinden feragat etmiştir.
4- Davalı taraf vekalet ücreti olarak davacı vekiline 5.000,00 TL’yi (BeşBinTürkLirası) 14.02.2020 tarihine kadar defaten ödeyecektir. Davacı bunun dışında davalıdan herhangi bir yargılama gideri veya vekalet ücreti talep etmemektedir. Bu durum feragat dilekçesinde belirtilecektir.
5- Davalı taraf, feragat edilen talep nedeniyle herhangi bir yargılama yahut vekalet ücreti talep etmemektedir. Davalı taraf ayrıca 10.02.2020 tarihli beyan dilekçesi içeriğinde bu hususu belirtecektir.
6- Davalı taraf, davacı tarafından dosyaya yatırılan 20.000,00 TL (YirmiBinTürkLirası) teminatın iadesine muvafakat etmektedir.
7- Taraflar bu protokolü elektronik imza ile ayrı ayrı imzalayarak 10.02.2020 tarihinde UYAP üzerinden mahkemeye sunmayı ve 11.02.2020 tarihli celsede protokol hükümleri doğrultusunda işlem yapılmasını kabul etmişlerdir.
8- Taraflar bu anlaşma ile öncesi de dahil olmak üzere birlikte tarafların her ne nam ve ad altında olursa olsun birbirlerinden hiçbir hak veya alacaklarının olmadığını ve karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettiklerini taraflar kayıtsız şartsız beyan ederler.
9- İşbu 9 maddelik protokol taraf vekillerince elektronik olarak imza altına alınmıştır.” şeklinde taraflarca imza altına alındığı anlaşılmakla, davanın sulh sözleşmesine göre kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın sulh sözleşmesine göre KABULÜNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Yargılama gideri ve ücreti vekalet hususu sulh protokolünde düzenlendiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2020

Katip …

Hakim …