Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/182 E. 2020/451 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/182
KARAR NO : 2020/451

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/06/2019
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Kore kökenli bir şirket olduğunu, … markasını 31.01.2019 tarihinde ülkemizde tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin “elektrik geçirmeyen üzerlerine afiş ilan yapıştırılamayan … özellikli Paint (Boya) ve Sheet (Kaplamalar) ile … (Yazı Silici) ürünlerini imal edip ülkemizde dahil olmak üzere birçok ülkede piyasaya sunduğunu, müvekkilinin buluşunun tescili için TPE’ye yaptığı başvuru talebinde markaya ait özellikleri açıkça ifade ettiğini ve buluşunun adını reklam materyallerinin yapıştırılmasını önlemeye yönelik kaplama tabakası olarak bildirdiğini, müvekkili şirketin Türkiye’deki distribütörünün … LTD.ŞTÎ şirketi olduğunu, müvekkili şirketin iştigal alanı olan yapı malzemeleri, yapışmaz boya, yapışmaz tabaka konusunda müvekkili şirkete ait “ … “ markasının köklü bir marka olduğunu, ülkemiz dahil olmak üzere dünya çapında kendi sektöründe önemli bir üne sahip olduğunu, marka koruması, 6769 sayılı SMK uyarınca tescil yoluyla elde edildiğinden, … markasının tescilden doğan haklarının münhasıran müvekkili şirkete ait olduğunu, davalı …Ltd.Şti.’nin müvekkilinin eski Türkiye distrübütörü olduğunu, hiçbir hakkı, yetkisi ve izni olmamasına rağmen müvekkili şirketin adı ile kurulmuş internet sitesi ve instagram adresleri üzerinden müvekkili şirketinin markasına çok benzer bir isim olan … markası ile aynı özelliklerde kendileri üretiyormuş gibi satışa sunduğunu, müvekkil şirkete ait markayı alenen taklit ettiğini, müvekkili şirketin geçmiş yıllardan beri ülkemizde faaliyet gösterdiğini, bir dönem davalı … LTD ŞTİ, ile Türkiye distribütörlüğü anlaşması imzalandığını, ancak süreç içerisinde gerçekleşen bir dolandıncılık hadisesi sebebiyle taraflar arasındaki anlaşmanın müvekkili şirket tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini, sonrasında davalı şirket tarafından … ibaresi ile ilgili olarak Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde başvuruda bulunulduğunu, ancak … sayılı tescil başvurusunun marka hakkının müvekkili şirkete ait olması sebebi ile reddedildiğini, ancak davalıların hiçbir hakkı ve yetkisi olmamasına rağmen müvekkiline ait markayı kullanmaya ve taklit etmeye devam ettiklerini, internet siteleri üzerinden satışa sundukları boyalar üzerinde müvekkili şirkete ait korece işaretlerin kullanıldığını, müvekkili şirketin ülkemizdeki tanınmışlığından haksız bir şekilde faydalanıldığını beyanla , ilk etapta davalı şirketçe müvekkili şirkete ait markanın ismiyle kurulmuş olan ve içerikleri incelendiğinde müvekkili şirkete ait … markasının aleni bir şekilde taklit edildiği … adlı internet sitesine ve … kullanıcı adı ile açılmış instagram hesaplarına erişimin tedbiren engellenmesine, internet sitesi ve instagram hesabından satışa arz edilen boyaların yerlerinin tespit edilerek el konulması suretiyle müvekkili şirkete ait markaya karşı mevcut tecavüzün tüm sonuçlarıyla beraber giderilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı ile, davalılardan …’ın ortağı olduğu, dava dışı “… Ltd. Şti.” arasında 23.11.2012 tarihinde bir Distribütörlük Sözleşmesi imzalandığını, sonrasında davalılardan …’ın … İhracat unvanlı bir şahıs firması kurduğunu, tarafların ortak iradesi ile daha önce imzalanmış bulunan Distribütörlük Sözleşmesinin, davacı ile “…” arasında yapılan 21.01.2014 tarihli yeni bir sözleşme ile devam etiğini, sözleşmenin feshedilmediğini, taraflar arasında halen devam etmekte olan hukuki/ticari bir ilişki mevcut olduğunu ve dolayısıyla davalıların davacının marka hakkına tecavüz ettiği iddiasının temelsiz olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın davacı tarafın kendi üzerine düşen sözleşmeden kaynaklı hukuki ve ticari sorumlulukları yerine getirmemesinden kaynaklı olduğunu, davacının dürüstlük kuralına uymadığını ve kendi lehine kötü niyetle haksız menfaat elde etmeye çalıştığını, Davacı şirketin 2014 yılında talep üzerine davalıya 90.000.-USD tutarında mal gönderdiğini, malların karşılığı olarak 30.000.-USD’nin 04.09.2014 tarihinde davacı şirkete banka yoluyla transfer edildiğini, bakiye 60.000.-USD ödemenin de 03.10.2014 tarihinde yine aynı şekilde davacı şirkete transfer edildiğini, fakat davalının e-posta hesaplarının bilgisayar korsanları tarafından hacklenmesi nedeni ile davacıya ödenen 60.000 USD’nin bilgisayar korsanlarının bildirdiği hesaba transfer edildiğini, dolayısıyla bu ödemenin davacıya yapılmadığını, bu konudaki sorumluluğun basiretli bir tacir gibi davranmayan ve e-posta hesaplarını korumak için gerekli güvenlik tedbirlerini almayan davacıya ait olduğunu, taraflar arasındaki bu olay nedeniyle yaşanan hukuki ve ticari ihtilafın çözülme sürecinin uzun sürdüğünü, davalının davacıya gönderdi 60.000 USD’nin ya da gümrükte bekleyen malların teslimini beklerken, bir taraftan da iyi niyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde karışılıklı görüşmelerle çözüm bulmaya çalıştığını, distribütörlük sözleşmesinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmeye de devam ettiğini, ancak davacının banka hesabına transfer edilen 60.000 USD’yi davalıdan ayrıca talep ettiğini ve gümrükte bekleyen malların davalı tarafından teslim alınmasına izin vermediğini, davalıdan gelen mal taleplerine zaman içinde önce yanıt vermeyi geciktirdiğini sonrasında yanıt vermeyi tamamen bıraktığını, ayrıca davalı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının …. ve … soruşturma sayılı dosyası ile de suç duyurusunda bulunduğunu, taraflar arasında halen Distribütörlük Sözleşmesi devam ederken başka bir şirket ile de bir sözleşme düzenlendiğini, davacının sözleşmeye ve taleplere rağmen uzun zamandır davalıya mal vermeye yanaşmadığını, dolayısıyla davalının elinde numuneler dışında satışa sunulacak bir mal da bulunmadığını beyanla, haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava Dava, 6769 sayılı SMK kapsamında açılan marka hakkına tecavüzün tespiti, giderilmesi taleplerine ilişkindir.
Dosyada tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır.
Dosyaya sunulan 17.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”…davalı firma … ve … aynı firma olan Turkolim Endüstriyel tarafından yönetilmektedir. Ürün satıcıları ve uygulayıcıları instagram sitesinde resimlerini ve yaptığı işlerin uygulamasını şüphe götürmeyecek şekilde resimlendirmiştir. Web sitesi sosyal medya ve youtube kanallarından bire bir aynı firma gibi kendisini lanse etmektedir. Firma adresleri web adresi ve telefon numarası web adresinde net biçimde belirtilmektedir. Davalı Firma web adresinde aynı ürünler başka bir resim konulmadan bire bir aynı resimler ile Davacı … firması ürünlerini satmakta olduğu, davalının …’nin …numara ile 02. Sınıfta “…” ibareli marka başvurusunun reddedildiği. davalının sözkonusu marka başvurusunun davacının marka başvurusundan önceki tarihli olduğu, davalı tarafından … internet sayfasında kullanılan “…” ibareli markanın “…”internet sayfası ve … instagram hesabındaki kullanımın davacının tescilli” …” markası ile yaırt edilemeyecek denli benzer olduğu ve bu sebeple iltibas yarattığı…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
Davalıya ait “…” ve “…” adresli web sitelerinin incelenmesinde davalı firmanın davacı … firmasının ürünleri ile bire bir aynı ürünleri kullandığı ve davacının yasal web adresindeki resimlerin birebir aynısını kullandığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Markalar arasında ayniyet veya benzerliğin tespitinde markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınması gerekmektedir. Arkan’a göre; marka incelemesi, markayı oluşturan unsurlar parçalara bölünerek yapılmamalıdır. Markaların tek başına ayırım gücü bulunmayan tanımlayıcı işaretlerden oluşan kısımlarının aynı yada benzer olup olmadıklarının üzerinde durulmasına gerek yoktur.
İltibasın, karıştırılma olasılığının belirlenmesinde iki markanın bîr bütün olarak bıraktıkları genel izlenime bakılmalıdır. Markanın esas unsurunun kullanılıp kullanılmaması iltibası belirlemede önemlidir.
Marka Hakkına Tecavüz Yönünden Tespit ve İnceleme
6769 Sayılı SMK mm 6/1 maddesi uyarınca “markanın tescil haklarına giren aynı mal ve hizmetlerle ilgili olan, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve hizmetleri kapsayan ve bu suretle tüketici nezdinde tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere davacı markasına iltibas teşkil edecek şekilde gözde ve kulakta tüketicileri yanıltmasına” neden olacak ve bu durum 6769 Sayılı SMKnun 7/2 (a) ve (b) maddeleri uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil ve haksız rekabet teşkil edecektir.
6769 Sayılı SMK nun 29/1. Maddesinde marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemler sayılmıştır. Buna göre;
a)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak
b)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c)Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerekliği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak ” şeklindeki eylemler marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilmiştir.
SMK Md. 6/1 maddesinde belirtilen nispi red sebepleri değerlendirilirken, ilgili sektördeki ortalama tüketici algıları dikkate alınmaktadır. Bu tüketici modeli, kural olarak alışveriş sırasında çok vakit harcayan, inceden inceye araştıran karşılaştıran bir tüketici anlamına gelmemekte, ancak bilgisi olan ve malı daha önce almış, kullanmış veya bilen bir tüketici olarak kabul edilmektedir. Halk tarafından karıştırılma ihtimalinde ölçü ise, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halkın olduğu gözönünde tutulacaktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından “umumi intiba” olmasa bile, halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir.
Marka sahibi, markası hangi sınıflarda tescil edilmişse markasının başkası tarafından kullanılmasını ve tescilini önleme yetkisi, o mal veya hizmetler ve onlarla benzer olan mal ve hizmetlerle sınırlıdır. Tanınmış marka bu kuralın istisnasını oluşturmaktadır.
Davacı tarafın … numara ile “…” markasının 02. Sınıfta tescilli olduğu, davacının boya alanında faaliyet gösterdiği, davalının … numara ile reddedilen “…” markasının 02. Sınıfta başvurusunun yapıldığı, davalının da boya alanında faaliyet gösterdiği, ayrıca bilişim alanına ilişkin yapılan incelemede davalıya ait … adlı web sitesinde davacının ürünlerinin satışa sunulduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda; firmaların hizmet verdiği kitle özel bir tüketici grubu ya da uzmanlık/ihtisas sahibi bir tüketici grubu değildir. Bu sebeple ortalama tüketici kitlesinin dikkate alınması gerekmektedir. Markaların aynı sınıflarda korunduğu ve kullanıldığı, aynı zamanda çağrıştırma sebebiyle bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzerlik olduğu ve iltibas yarattığı kanaatine varılmıştır.
Davalının marka kullanımının, her iki markanın aynı işletmeye ait olabileceği, bu markaların seri markalar olabileceği türde bir bağlantı kurulmasına sebep olduğu, başkasına ait marka hakkının doğrudan ya da dolaylı ve iltibaslı kullanımı ile alınan bilirkişi raporu ve sunulu deliller kapsamından davalı eyleminin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller sunulan bilirkişi raporu, yukarıda izah edilen mevzuat kapsamında bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davanın kabulü cihetine gidilmiş, davalının kullanımlarının, davacının …numaralı “…” ibareli tescilli markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, davacının tescilli markası ile iltibasa yol açan her türlü kullanımın durdurulmasına, önlenmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının kullanımlarının, davacının … numaralı “…” ibareli tescilli markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, davacının tescilli markası ile iltibasa yol açan her türlü kullanımın durdurulmasına, önlenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 10,00 TL bakiye karar harcının davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 216,40 TL posta gideri olmak üzere toplam1.616,40 TL ve 88,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.705,20 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2020

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.