Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/167 E. 2019/453 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/167
KARAR NO : 2019/453

DAVA : Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2018
KARAR TARİHİ : 07/11/2019

İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04.03.2019 tarih ve 2018/437 esas-2019/215 karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmakla, yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetletle; müvekkili şirket ile davalılar arasında ” …” adlı dizi film projesine ilişkin 28/09/2017 tarihli “Oyuncu Sözleşmesi” ‘nin imzalandığını, 20/12/2017 tarihli devir protokolü ile projenin yapımcılığının üçüncü kişilere devredildiğini, sözleşmenin devri kapsamında taahütlerin yerine getirilmemesi üzerine sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirilmesi hususunun yayıncı kuruluşa ihtar edildiğini, yayıncı kuruluşun ödeme yükümlüğünü yerine getirmemesi üzerine … 26. İcra Müdürlüğü’ nün … esas ve … 28. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, icra takibine kısmi ödemede bulunan yayıncı kuruluşun borca itiraz etmesi üzerine bakiye tutar üzerinden … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, oyunculuk sözleşmesinin, sözleşme süresince yapımcı dışında üçüncü bir gerçek veya tüzel kişinin yapımında veya bir yayın kuruluşunda oyunculukla ilgili görev alınamayacağı yönündeki 6/c ve 7(d) hükmü, “Sözleşme kapsamındaki hak ve vecaiblerini yapımcının önceden yazılı izni olmaksızın kısmen ve/veya tamamen üçüncü şahıslara devir, temlik ve ciro edilemeyeceği” yönünde devir yasağına ilişkin 7/(i) ve 8/2. Hükmü, “Sözleşme kapsamında yapımcıya ait gizli bilgilerinin üçüncü kişilerle paylaşılamayacağı” yönündeki 10/(d) bendi hükmü davalı taraflarca ihlal edilerek sözleşmeye aykırı davranılmış olup belirtilen madde hükümlerinin ihlali nedeniyle ahde vefa ilkesine aykırı davranan davalıların cezai şart ihlal sayısının tespit edilerek cezai şart alacaklarının miktar olarak tespitini, fazlaya ilişkin hakları ile diğer hakları saklı olmak üzere şimdilik 100,00-TL cezai şartın temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi oranında ticari temerrüt faiziyle birlikte alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı tarafla dava dışı yayıncı kuruluşun sözleşme ilişkisinin, devir yoluyla sona ermesinin, davacının bu sözleşmeyi devam ettirme çabasının, hakkın kötüye kullanılmasına yönelik örnek teşkil ettiğini, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi değil Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’ nin olduğunu, görevsizlik kararı verilerek davanın İstanbul Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesini, sözleşmenin devrinde sözleşmeye bağlı bütün hak ve borçlar devredenden devralana geçtiğini, davacı tarafın oyuncu sözleşmesini feshetmemesi dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava dosyası İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04.03.2019 tarih ve 2018/437 esas-2019/215 karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş ve mahkememizin iş bu esasına kaydolunmuştur.
Dava, 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca açılmış oyunculuk sözleşmesinden kaynaklı sözleşmeye aykırılığın tespiti ve cezai şart alacağı talebine ilişkindir.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, taraflarca sunulan deliller dosya arasına alınmıştır.
Taraflar arasında 28/09/2017 tarihli sözleşme incelendiğinde; konusunun “…” isimli dizi filmine ilişkin olduğu, davacı … Ltd.’nin sözleşmede yapımcı olarak yer aldığı, davalı …’ın oyuncu olarak diğer davalı …’nin ise ajans/menajer sıfatıyla sözleşmede imzasının bulunduğu, yine aynı tarihli “Mali Hak Devir Beyanı” başlıklı sözleşmeyle davalı oyuncu …’ın sözleşmeye konu diziden kaynaklı mali haklarını davacı … Ltd.’ye devrettiği, aynı tarihli “Muvafakatname” başlıklı sözleşmeyle dizideki hakların davacı yapımcı tarafından yayıncı kuruluş olan … A.Ş’ye devrine muvafakat verildiği, daha sonra davacının yayıncının ve dava dışı … Ltd.Şti.’nin taraf olduğu “… isimli TV dizisinin yapım sözleşmesi ek protokol 1” başlıklı ek bir protokolün yapılarak davacının ilk sözleşmeden kaynaklı yapımcılık hak ve yükümlülüklerini ek protokolün 4. Bendi gereği dava dışı … Ltd.Şti’ne devrettiği, ek protokolün 4.3. Bendinde …Şti.’nin ve taahhüt eden sıfatıyla … 9. Bölümden itibaren sözleşmeye taraf olduğu sözleşme ile belirlenmiş tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getireceğini taraf değişikliği dışında sözlemenin aynı şartlarla devam ettiğinin belirtildiği, 3. Bölüme kadar taraf yükümlülüklerinin yerine getirildiği 8. Bölüme kadar olan davacının hak ve yükümlülüklerinin devam ettiğinin kabul edildiği ve bakiye hususların kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Borçlar Kanunu 26.maddesi “taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler” hükmüne amirdir.
Sözleşme özgürlüğü, bireylerin özel borç ilişkilerini hukuk düzeninin sınırları içinde özgürce kurabilme ve düzenleyebilme yetkisi olarak tanımlanmakta olup, bu kapsamda tarafların özel borç ilişkilerinde ceza koşulu yanında ayrıca diledikleri oranda faiz ödemeyi kararlaştırabilecekleri ve bu hususun sözleşme özgürlüğünün gereği olduğu izahtan varestedir.
6100 sayılı HMK’nın “USUL EKONOMİSİ İLKESİ” başlıklı Madde 30-“(1) Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne amirdir. Dosya kapsamı davacının talepleri ve sözleşme hükümlerinin teknik bir incelemeyi gerektirmediği, hukuki değerlendirme gerektirdiği, bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı anlaşılmakla bilirkişi incelemesi yapılmaksızın yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili 13.09.2019 tarihli duruşmadaki beyanında özetle; ” … müvekkilim yapım şirketidir, … kanalı ile sözleşme imzalanmıştır, oyuncular ile müvekkilim arasındaki ilişki oyunculuk sözleşmesidir, bu sözleşme davalı şirketin oyuncular ile ilgili bilgileri üçüncü şahıslarla paylaşması neticesinde ihlal edilmiştir, oyuncularla müvekkilim şirket temas kuramamaktadır, ancak bağlantılı hak sahipleri alacaklarını müvekkilimden tahsil etmek istemektedir, bu davamızın konusu oyunculuk sözleşmesine aykırı olarak davalı oyuncunun müvekkilimin sorumluğu olduğu ilk sekiz bölüm ödemelerini üçüncü şahıslardan tahsil ederek sözleşmenin devir yasağına ilişkin 9/i bendi ihlal edilip etmediğinin tespitidir, bu nedenle isticvabını talep ediyoruz… Bizim buradaki talebimiz bir tespit davasıdır, oyuncunun çağırılarak üçüncü şahıslardan ödeme alıp almadığını, alındı ise kimin tarafında verildiğinin sorulmasını istiyoruz, çünkü müvekkilimiz şirket ile oyuncular arasında yapılan sözleşmenin özel hükümleri gereği sözleşmeye aykırılık vardır, her ne kadar yapım şirketi değişmiş ise de ilk sekiz bölüme ilişkin ödemeler müvekkilim tarafından yapılmıştır…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili 13.09.2019 tarihli duruşmadaki beyanında özetle; “Müvekkilim oyuncudur, davacı tarafın müvekkilimin hangi eylemi ile kendilerine yönelik bir ihlal gerçekleştirdiğini, açıklamalıdır, biz dava dilekçesi ve ek dilekçelerden müvekkilimin neden dolayı sorumlu olduğunu anlayamadık, öncelikle bunun açıklattırılmasını istiyoruz, ayrıca müvekkilimi sözleşmeye aykırılık ile taraf olarak herhangi bir ilgisi yoktur, yapım şirketi ile kanal arasındaki sözleşmenin bir süre sonra yapım şirketinin sözleşmeyi başka birine devretmesi söz konusudur, oyunculuk sözleşmesi de yapım sözleşmesi ile birlikte devralan yapımcı şirkete geçmiştir, müvekkilimin alacağının yeni yapım şirketinden talep etmesini herhangi bir hukuka aykırı tarafı yoktur, ayrıca bundan dolayı da davada pasif husumet ehliyeti dahi yoktur, ayrıca dava dilekçesinin ticari sırların ifşasına da dayanılmıştır, bu konuda da davacı tarafın iddiasının somutlaştırması ve bu iddianın da açıklattırılmasını istiyoruz, ve son olarak müvekkilimin başka bir yapım şirketinden ödeme alması ticari sırların ifşası anlamına gelmez, Mahkemenizin 2018/450 esas sayılı dosyasında da davacının aynı iddiaları ile başka bir müvekkilimiz hakkında açtığı dava reddedilmiştir, ayrıca … 26. Asliye Hukuk Mahkemesi … esas sayılı dosyasında da pasif husumet ehliyetinden konusu benzer olan davada ret kararı verilmiştir…Her ne kadar davacı tespit davası açtığını söylese de cezai şartın ödenmesine ilişkin eda davası hükümlerine dayanılmaktadır, müvekkilimin ödemeyi kimden aldığı önem arz etmemektedir, yapım işleri devam etmiştir…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6100 HMK’nın 114/1-d maddesi gereği davanın kaynağının oyunculuk sözleşmesi olduğu bu sözleşmenin davadışı üçüncü kişiye devredildiği anlaşıldığından davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
6100 sayılı HMK Madde 114 dava şartlarına ilişkindir. ” Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması” dava şartı olarak öngörülmüş olup, Madde 115 “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. ” hükümlerine amirdir.
Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gereken bir husustur.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereği davalı oyuncunun sözleşme süresince yapımcı dışında üçüncü oyunculukla ilgili görev alınamayacağı yönündeki 6. ve 7(d) hükümleri ile sözleşme kapsamındaki hak ve vecaiblerini yapımcının önceden yazılı izni olmaksızın kısmen ve veya tamamen üçüncü şahıslara devir, temlik ve ciro edilemeyeceği” yönünde devir yasağına ilişkin 7/(i)ve 8(2) hükmü, ” sözleşme kapsamında yapımcıya ait gizli bilgilerin üçüncü kişiler ile paylaşılamayacağı” yönündeki 10 (d) bendinin davalı taraflarca ihlal edilerek sözleşmeye aykırı davranıldığı, belirtilen madde hükümlerinin ihlali nedeniyle ahde vefa ilkesine aykırı davranan davalıların cezai şart ihlal sayısının tespit edilerek cezai şart alacaklarını tespiti ile fazlaya ilişkin haklarını ile diğer hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL cezai şartın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili talep etmiş ise de; 6100 HMK’nın 114/1-d maddesi gereği davanın kaynağının oyunculuk sözleşmesi olduğu bu sözleşmenin davadışı üçüncü kişiye devredildiği anlaşıldığından davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, dair karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Uyuşmazlığın Fsek kapsamında cezai şart koşullarının oluştuğunun tespiti ile cezai şartın ödenmesine ilişkin olduğuna,
2-6100 HMK’nın 114/1-d maddesi gereği davanın kaynağının oyunculuk sözleşmesi olduğu bu sözleşmenin davadışı üçüncü kişiye devredildiği anlaşıldığından davanın husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
3-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 8,50 TL karar harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davalılar yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT’sine göre tespit olunan 3.931,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır