Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/164 E. 2020/329 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/164
KARAR NO : 2020/329

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/05/2019
KARAR TARİHİ : 22/10/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde özetle, müvekkili …’nın 1876 yılında Almanya’da kurulduğunu, kurulduğu günden bugüne 140 yılı aşkın süredir tüm dünyada “…”, “…” ve “…” alanlarında lider tanınmış markalarıyla faaliyet gösteren çok uluslu bir şirket olduğunu, … iş biriminde dünya genelinde pek çok piyasa ve kategoride lider konumunda yer aldığını, Türkiye dahil 70 küsür ülkede şirketi ellibini aşkın çalışanı olduğunu, müvekkilinin 235 sayılı bültende yayınlanan … tescil nolu tasarımın sahibi olduğunu ve 2015 yılından beri Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tek ve gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin … markasının tam 142 ülkede usulüne uygun olarak tescil ettirildiğini ve en eski tescilinin 1996 yılına dayandığını, müvekkili şirketin en değerli aktiflerinden biri olan … markası adı altında ev temizliği malzemelerine ilişkin olarak tuvalet blokları dahil olmak üzere pek çok ürünü piyasaya sunduğunu, davalı şirketin http://…/ adresli web sitesinde “50’den fazla ülkede ürünlerimize ulaşmak mümkün” şeklinde beyanda bulunduğunu, davalı şirketin müvekkiline ait çok tanınmış … ibareli markasını müvekkili ile aynı hizmet sınıfı olan 03.sınıfta kötü niyetli olarak … numarası ile 04/03/2019 tarihinde TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, davalı yanın müvekkiline ait tasarımların aynısını ve ayırt edilemeyecek kadar benzerlerini içeren ürünler üretip sattığını ve müvekkili şirketin tasarım tescillerinden kaynaklanan haklarını ihlal ettiğini, davalının müvekkiline ait tescilli tasarımı neredeyse birebir uyguladığı ürünleri kendisine ait … alan adlı internet sitesinde ve sosyal medya hesapları ile üçüncü kişilere ait e-ticaret siteleri üzerinden izinsiz olarak tanıtım, promosyon ve satış faaliyetlerini yürüttüğünü, yine davalıya ait … alan adlı internet sitesinde belirtildiği üzere müvekkiline ait tasarım haklarına tecavüz teşkil eden “…” ürünleri de dahil olmak üzere davalıya ait ürünlerin elliden fazla ülkeye ihraç edildiğini ve yurt dışında pek çok ülkeye ürünlerin satışının yapıldığını, davalının haksız ve izinsiz olarak müvekkili şirkete ait tasarımların kopyasından ibaret bir tısarımı içeren tuvalet kokusu giderici ürün üretip satmasının, müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz oluşturduğunu, davalının basiretli davranma yükümlülüğünü açık biçimde ihlal ettiğini ve kötüniyetli olduğunu belirterek, davalı tarafından izinsiz olarak üretilen “…” ürünlerinin gerek davalının adresinde ve davalıya ait … alan adlı internet sitesinde gerekçe üçüncü kişilerin adreslerindeki üretim, dağıtım, tanıtım ve satışının durdurulmasına, bu ürünlere ve ürünlerin üretimine yarayan makine, araç, kalıp, ambalaj, etiket, kutu, iş evrakı, katalog ve her türlü tanıtım ve promosyon araçlarına el konulmasına, davalıya ait … alan adlı web sitesine, …,…, …, … ve … adlı sosyal medya hesaplarına Türkiye’den erişimin engellenmesine, davalıya ait …tescil nolu “…” ibareli marka üzerine devir ve temlikinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; marka ve görsel tasarım tescili davalı müvekkilimize ait olan “…” marka ürün hakkında haksız yere ihtiyati tedbir kararı verildiğini, özellikle internet sitesi ve sosyal medya engellemeleri ile müvekkil şirketin büyük bir mağduriyete uğradığını, davacı tarafın ihlal edildiğini iddia ettiği “…” isimli ürünün görsel ve tasarımının kendisine ait bir fikri ve sınai hak olduğunu ispat etmesi gerektiğini, Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı doğrultusunda müvekkili şirketin işyerinde davaya konu edilen ürünlerin muhafaza işleminin yapıldığını, fabrika müdürüne yeddiemin olarak teslim edildiğini, oysa söz konusu ürünlerin davacı şirket ile herhangi bir bağı olmadığını, söz konusu ürünlerin marka-tasarım ve isim tescil hakkının müvekkiline ait olduğunu, davacının kendisine ait olduğu çizimlerle, müvekkiline ait ürünlerde yer alan görsellerin iltibas yaratacak derecede benzeşmediğini, hal böyleyken müvekkilinin FSEK kapsamında davacının haklarını ihlal ettiği iddiasının kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin kullandığı görseller ile dava konusu ürünün hangi açılardan benzeştiğinin detaylı olarak açıklanmadığını, ihlal niteliğinde olduğu iddia edilen görsellerin, davacıya ait ürünlerin birçok noktada farklılık gösterdiğinin sabit olduğunu, iddia edilen benzerliğin hangi açılardan olduğunun ve yoğunluk derecesinin açıklanmadığını, ürünlerin şekil olarak benzerlik göstermesi sebebiyle, davacıya ait ürünlerin dava konusu görsellerin benzerlik göstermesinin olağan olup olmadığının tartışılmadığını beyanla öncelikle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, davacı adına WIPO tescilli … no’lu tasarıma tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, … alan adına erişimin engellenmesi ve alan adının terkinine, davalı adına tescilli …tescil nolu … markasının kötü niyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine ilişkindir.
Davacı vekilinin 04.11.2020 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında sulh sözleşmesi imzalandığını, Mahkeme tarafından verilen …numaralı … markasının üçüncü kişilere devrinin önlenmesine yönelik 08.07.2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiği, 22.10.2020 tarihli duruşmadaki beyanında; karşı taraf ile sulh olduklarını, sözleşme imzaladıklarını, herhangi bir vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 22.10.2020 tarihli duruşmada dava taraf ile sulh sözleşmesi çerçevesinde herhangi bir vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
6100 sy HMK m.313vd.’na göre sulh davaya son veren taraf işlemlerinden olup, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Somut davada dava konusunun tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri maddi alacak konusunda olduğu, tarafların iradelerini sakatlayan bir durumun bulunmadığı, taraf vekillerinin sulh olma yetkilerinin bulunduğu anlaşıldığından geçerli bir sulh olduğuna kanaat getirilerek karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-22/10/2020 tarihli sulh protokolü uyarınca tarafların sulh olduğu davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Taraf vekillerinin masraf ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmadıklarından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karaşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.22/10/2020

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.