Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/161 E. 2021/382 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/161
KARAR NO : 2021/382

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/05/2019
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; dünyaca tanınmış ve herkesçe bilinen … markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde müvekkili şirket adına tescilli bir marka olduğunu, ayrıca tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin kombiden dizel enjektörlere, güneş panellerinden elektrikli el aletlerine uzanan geniş bir ürün yelpazesinde ürünlerinin mevcut olduğunu, … Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü Emtia Kaçakçılığı Büro Amirliği’nin, yapmış olduğu istihbari çalışmalar neticesinde … adresinde … 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin …D. İş numaralı arama el koyma kararına istinaden gidilmiş ve çeşitli emtialarla birlikte 285 adet … ibareli kırıcı/delici el aletine de el konulduğunu, el konulan ürünler üzerinde yapılan incelemelerde ürünlerin sahte olduğunun tespiti üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde … Sayılı Kanun gereği marka hakkına tecavüz suçundan şikayette bulunulduğunu ve … numaralı dosyası ile soruşturma yürütülmüş olup davalıların da arasında bulunduğu kişiler hakkında Sınai Mülkiyet Kanununa muhalefet suçu sebebi ile … 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yargılamanın halen devam ettiğini, davalılar hakkında ceza soruşturması devam ederken Muratbey Tasfiye İşletme Müdürlüğü’nün … Sayılı kararının kendilerine 16.5.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, kararda … 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin … D. İş numaralı arama el koyma kararına konu ürünlere ilişkin olarak 10 iş günü içerisinde tedbir kararı getirilmediği takdirde tasfiye edileceğinin (satılacağı) bildirildiğini, söz konusu ürünlerin marka taklidi ve sahte ürünler olduğunu, satılarak tasfiye edilmesi halinde müvekkili şirketin marka marka bilinirliğine ve piyasaya sunduğu güvene geri dönülmez zararlar verileceğini, davalının müvekkili şirketin markasının ayırt edilemeyecek şekilde benzerini taklit etmek suretiyle kullanmasını sebebi ile müvekkilinin marka hakkına tecavüzün tartışmasız olduğunu beyanla, öncelikle 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 158. ve 149. Maddeleri uyarınca ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu Madde 51/3 fıkrası uyarınca … Tasfiye İşletme Müdürlüğü’nün … Sayılı kararına konu ve … Tasfiye İşletme Müdürlüğü’nün 10 numaralı kaçak oşya ambarında…E. sırasında bulunan eşyalardan müvekkili adına tescilli … markalı ürünlerin taklidi olan markalı tüm eşyaların, sahteliğinin şüpheye mahal vermediği, dava sonunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar evvelemirde teminatsız olarak, kabul edilmemesi halinde ise düşük bir miktar teminatla ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle gümrük müdürlüğünün bünyesinde muhafaza edilmesine, davalılar tarafından müvekkili şirketin marka haklarına vaki tecavüzün durdurulmasına ve giderilmesine, … Tasfiye İşletme Müdürlüğü’nün… Sayılı kararına konu ve … Tasfiye İşletme Müdürlüğü’nün10 numaralı kaçak eşya ambarında …E. Sırasında bulunan 266 adet … marka matkap cinsi eşyaların sahteliğinin tespitine, marka hakkına tecavüz teşkil eden eşyaya el konulması ile dava sonunda imhasına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekilinin 09.02.2021 kayıt tarihli beyan dilekçesinde özetle; müvekkili …’nın olay zamanında … Şirketinin sahibi olduğunu, kargo taşımacılığı yaparak geçimini sağladığını, firmalardan sipariş edilen ürünleri alarak büyük kargo firmalarına düşük taşıma ücreti ödeyerek siparişleri teslim ettiğini, kendisinin büyük kargo firmalarıyla anlaşma yapmış olmasından dolayı taşıma ücretlerinin indirimli olduğunu ancak kargolarda gönderici olarak müvekkilinin isminin yazıldığını, bu nedenle müvekkilinin husumetli olarak gösterildiğini, müvekkilinin kendi müşterilerinden teslim aldığı kapalı kutuda olan ve sahte olup olmadığını bilmediği, bilmesinin de mümkün olmadığı malları diğer davalı …’nin deposuna bıraktığını, büyük kargo firmalarına teslim etmek için beklettiğini, müvekkilinin yalnızca kargo taşımacılığından para kazandığını, kolluk kuvvetleri arama el koyma işlemleri için depoya geldiklerinde müvekkilinin de beyanını alarak işlemlere başladıklarını, müvekkilinin o esnada tesadüfen bulunduğunu, ancak savcılık tarafından müvekkili hakkında da iddianame düzenlemiş sahte olduğu iddia edilen malların müvekkile ait olduğunu belirtilmiş ise de … 1.Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosya kapsamında müvekkilini arama esnasında tesadüfen orada bulunduğuna, malların müvekkile ait olmadığına kanaat getirilerek müvekkili hakkında beraat kararı verildiğini beyanla müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Celp olunan … 1.Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin … esas-… karar sayılı 18.02.2020 tarihli kararı ile “…
A-1- Sanıklar … ve … hakkında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununa muhalefet suçundan açılan kamu davasında toplanan delillerden ve zabıta marifetiyle yaptırılan araştırma ile tanık beyanından bu sanıkların yüklenen suçu diğer sanıkla birlikte işlediklerine dair mahkumiyetleri için yeterli her türlü şüpheden uzak somut kesin ve inandırıcı delil elde edilememekle yüklenen suçun bu sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması karşısında 5271 sayılı CMK’nun 223/2-e maddesi uyarınca sanıklar … ve … ‘nin ayrı ayrı BERAATLERİNE,
B-1-Sanık …’ın yüklenen marka hakkına tecavüz eylemi sabit görülmekle eylemine uyan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 30. Maddesinin 1.fıkrası uyarınca suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri,suçun işlendiği yer ve zaman,meydana gelen zararın ağırlığı,kasta dayalı kusurunun ağırlığı göz önüne alınarak takdiren 1 YIL HAPİS ve 5 GÜN ADLÎ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
B-2- Sanığın aynı fiil ile birden fazla katılana karşı aynı suçu işlediği anlaşılmakla tayin olunan cezasından 5237 sayılı TCK nun 43/1-2 maddeleri uyarınca takdiren 1/4 oranında artırım yaptırılarak sanığın 1 YIL 3 AY HAPİS ve 6 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, ” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Sanık … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulan ilk derece mahkemesi kararının, istinaf başvurusunun reddine karar verilerek onandığı, 20/10/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava, 6769 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca, marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması, giderilmesi, ürünlere el konulması ve imhası taleplerine ilişkindir.
… 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin kesinleşen … Esas, … Kara sayılı dosyasının incelenmesinde, soruşturma aşamasında alınmış, mahkemece de hükme esas alınan bilirkişi raporunda; ele geçirilen ürünlerin, orjinal ürün numuneleri ile kıyaslamalı olarak incelenmesinde işbu dosya davacısına ait tescilli markaların, aynı emtia sınıfı ürünler üzerinde iktibas yaratmak sureti ile kullanıldığı, orjinalleri ile ayırt edilemeyecek derecede benzer nitelik taşıdıkları , ürünlerin taklit oldukları, ortalama tüketici nezdinde iltibasa ve aldatmaya neden olacağı tespit edilmiştir.
Gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” olgusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıyacağından hukuk hakimini de bağlayacaktır. Eş söyleyişle, hukuk hâkiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgular ile bağlı olduğu yargısal uygulamada yerleşik biçimde kabul edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 74. maddesinde “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmü ile hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır. İlkenin esası; bir ceza kuralı ile kamu hukuku yönünden yaptırım amaçlanmışken, aynı uyuşmazlığa ilişkin hukuk kuralı ile kişilerin birbirlerine karşı hak ve ödevlerini düzenleyen medeni hukuk alanında bir yaptırım amaçlanmasına dayanmaktadır.
Bu açık hüküm karşısında; ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.04.2011 tarihli ve 2011/17-50 E., 2011/231 K. sayılı kararı ile de aynen benimsenmiştir.
Vurgulamakta yarar vardır ki, hukuk usulü bir şekil hukukudur. Davanın açılması, itirazların ileri sürülmesi, tanıkların ve diğer delillerin bildirilmesi belirli süre koşullarına bağlı kılındığı gibi, ikinci tanık listesi verilememesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı gibi, yargılamanın süratle sonuçlandırılması gayesi ile belirli kısıtlamalar getirilmiştir. Bunun sonucunda, hukuk hâkimi şekli gerçeği arayacak, maddi gerçek öncelikli hedef olmayacaktır. Ancak ceza hâkimi bunun tersine, öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacaktır. O hâlde ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını (illiyet ilişkisi) tespit eden kesinleşmiş hükmünün hukuk hâkimini bağlamasına, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi bir engel oluşturmaz (Hukuk Genel Kurulunun 16.09.1981 tarihli 1979/1-131 E., 1981/587 K.; 27.04.2011 tarihli ve 2011/17-50 E., 2011/231 K. sayılı kararları).
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Hukuk Genel Kurulunun 11.10.1989 tarihli ve 1989/11-373 E., 1989/472 K.; 27.04.2011 tarihli ve 2011/17-50 E., 2011/231 K.; 09.04.2014 tarihli ve 2013/4-1008 E., 2014/490 K. sayılı kararları).
Bu kapsamda kesinleşmiş ceza yargılamasında tespit edilen ürünlerin taklit oldukları, ortalama tüketici nezdinde iltibasa ve aldatmaya neden olacağına ilişkin saptamalar, maddi olay bakımından kesin olarak tespit edilmiştir. Buna dayalı olarak da sanık/ işbu dosya davalısı … yönünden verilen ceza’nın kesinleştiği, diğer davalı … yönünden suç oluşmadığından beraat kararı verildiği ve yüksek mahkeme denetiminden de geçerek ilamının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalılardan … yönünden, iş yerinde yapılan arama sırasında tesadüfen orada bulunduğu, iş yerinin … tarafından işletildiği, tecavüze konu eylem bakımından davalı Asım’ın bir sorumluluğunun bulunmadığı, dosya içerisinde de aksine bir durumun davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile davalılardan … bakımından davanın HMK 114/1-d maddesi uyarınca pasif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller … 1.Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kesin hükmün hukuk hakimini bağlayıcı etkisi gözetilerek ve kesinleşen yargılama kapsamında alınmış rapor içerikleri gözetilerek, davalılardan … kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile bu tecavüzün durdurulmasına, men’ine, tedbir kararı ile el konulan ürünlerin karar kesinleştiğinde masrafı davalı …’a ait olmak üzere imhasına, … Tasfiye İşlemler Müdürlüğünün … sayılı kararına konu 260 adet … marka matkap cinsi ürünlerin sahteliğinin tespitine, davalılardan … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine dair karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalılardan … kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile bu tecavüzün durdurulmasına, men’ine, tedbir kararı ile el konulan ürünlerin karar kesinleştiğinde masrafı davalı …’a ait olmak üzere imhasına,
2-.. Tasfiye İşlemler Müdürlüğünün … sayılı kararına konu 260 adet … marka matkap cinsi ürünlerin sahteliğinin tespitine,
3-Davalılardan … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 14,90 TL bakiye karar harcının davalı …’tan tahsiline,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı …’ya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan:218,55 posta gideri 88,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 307,35 TL yargılama giderinin davalı …’tan dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.