Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/160 E. 2021/183 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/160
KARAR NO : 2021/183

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2019
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dosyaya sunduğu dilekçeler ile; 2011 yılında kurulmuş olan müvekkili şirketin ABD’de yerleşik olup, çok uluslu bir teknoloji ve sosyal medya şirketi olduğunu, müvekkilin günümüzde çok iyi bilinen uygulama ve ürünlerin sahibi konumuna geldiğini ve dünyada geniş bir tüketici kitlesi tarafından tanınmakta olduğunu; müvekkilin en önemli ve en bilinen ürünlerinin, mobİl uygulamaları … ve … olduğunu; … uygulamasının müvekkil şirketin Mart 2016’da özel karikatür ve avatar geliştiricisi … şirketini satın almasından sonra, müvekkil şirket tarafından tüketicilerin kullanımına sunulmuş olduğunu; … uygulamasının kişilerin kendi kişisel karikatür/avatar versiyonlarım emoji şeklinde bir tür emojİ uygulaması olduğunu; 2016 n ilk andan itibaren dünyada büyük yankı uyandırmış ve kısa sürede oldukça popüler bir uygulama haline geldiğini, 2017 yılında … uygulamasının … tarafından en popüler ve en çok indirilen mobil uygulama olarak belirlendiğini, 2018 yılında … uygulamasının en iyi 10 ücretsiz uygulama sırasına girmiş olduğunu; davalı adına tescilli olan … markasının müvekkilin … markası gibi kişilerin kendi karikatür/avatamnı yaratarak kullanılan bir emoji uygulaması olduğunu; davalıya ait … tescil no.lu … markasının müvekkilin markası ile yüksek benzerlik taşıdığını ve müvekkilin tanınmış markasından doğan haklarını ihlal ettiğini; SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca markanın müvekkilin önceki tarihli tescilli markalarıyla benzer olmasının tüketici nezdinde karıştırılma ihtimaline sebep olacağını; SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddeleri uyarınca müvekkil markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlanacağını, müvekkil markasının itibarının zarar görme ve ayırt edici karakterinin zedelenmesi ihtimalinin bulunduğunu, SMK’mn 6/9 maddesi uyarınca davalı markasının kötüniyetli olarak tescil edilmiş olduğunu; bu gerekçelerle davalı adına tescilli olan … tescil no.lu … markasının hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin dosyaya sunduğu dilekçelerinde özetle; markanı yaratıcısı …’ın başarılı bir Türk girişimci olduğunu, İnstagram’da 1,7 milyon takipçisi bulunan ve davaya konu edilen markanın yaratıcısı olan müvekkilin davacı taraf markasının ününe ihtiyacı olmadığını, müvekkili … adına tescilli olan “…” markasının müvekkilin … olan soyadı üzerinden yaratılmış olduğunu. müvekkilin markasında kendine özgün logo ve yazı karakteri kullanılmış olduğunu, davacının dilekçesine konu ettiği hususların SMK m.5 uyarınca mutlak red nedeni olduğunu, davacının dilekçesine konu ettiği iddialar gerçek olsaydı, davacının kullandığını iddia ettiği markası uluslararası alanda tanınmış bir marka olsaydı Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından SMK m.5 hükmü uyarınca müvekkilin marka başvurusunun reddedilmesi gerektiğini, oysa mutlak red denetiminden geçmiş olan davalı markasının tesciline karar verilmiş olduğun, “…” ibaresinin davaya konu sektör açısından genel bir ibare olduğundan herkes tarafından kullanılabildiğini, bu ibareyi barındıran birçok marka bulunduğunu; müvekkilin markasında yer alan “…” harfinin İngilizcede “…” olarak telaffuz edildiğini aynı zamanda İngilizcede “olmak” anlamına gelen “…” ibaresinin de “…” olarak telaffuz edildiğini, müvekkilin “…” harfini okunuşu itibariyle “…” gibi kullanmış ve “…”, “…”, “…” gibi “…”, “…”, “…” gibi slogan halinde kullanmış olduğunu; bu bağlamda “…” markasındaki “…” harfinin hem müvekkilin isminin baş harfini oluşturmakta hem de İngilizce “…” anlamına gelen “…” kelimesi yerine kullanılmakta olduğunu; oysa davacının “…” markasındaki “…” ibaresinin ne “…” harfi ile ne de “…” kelimesi ile hiçbir benzerliği bulunmadığını, müvekkilin markası bir bütün olarak değerlendirildiğinde özel ve özgün bir kompozisyon olduğunun görüleceğini, taraf markalarının hitap ettiği kitlenin ortalama kullanıcıdan daha dikkatli, bilinçli bir kitle olduğunu, müvekkilin markasının uluslararası da bir çok tescil işlemine konu olmuş olduğunu, Sırbistan, Rusya ve Avustralya’da da markasının tescil edilmiş olduğunu, diğer bir çok ülkede ise tescil başvuru sürecinin devam ettiğini; müvekkili tescilli markasına dair kullanımın asla davacı yanın markasından doğan haklarına tecavüz teşkil etmediğini, müvekkile ait İnternet sitesi ve sosyal medya hesaplan incelendiğinde açıkça görüleceği üzere müvekkilin tescilli markasını kullanımının davacı yan markasına tecavüz niteliğinde olmadığını, huzurdaki davanın açılmasının hakkın kötüye kullanılması kapsamında olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 05.02.2021 tarihli dilekçesi ile ,
Taraflar arasında sulh anlaşması yapıldığını, bu anlaşmaya göre davalının davaya konu … sayılı “…” markası da dahil olmak üzere dünya çapındaki “…” marka tescillerinden feragat etmeyi kabul ettiğini, davaya konu markanın da TÜRKPATENT nezdinde tümüyle geri çekildiğini, anlaşma gereği, işbu davadan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 vd. maddeleri uyarınca tümüyle feragat ettiklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin sunduğu vekaletnamenin incelenmesinde davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
MK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. Maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.