Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/151 E. 2019/426 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/151
KARAR NO : 2019/426

DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/05/2007
KARAR TARİHİ : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Manevi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yakıt tasarrufu ile ilgili yaptığı çalışmalar sonucu manyetik molekül rezonansına dayanarak geliştirdiği faydalı model patentinin yakıt tasarruf sistemlerini ürettiği ve … ismiyle tüketicilere sunduğunu ve 16/05/2001 tarihinde … Numarası ile marka tescil belgesi aldığını, Davalı şirketin müvekilinin ürettiği … benzer … adı altında yakıt tasarruf cihazı üretmeye başladığı ve abartılı bir şekilde yakut tasarrufu yaptığını belirterek piyasaya sürdüğünü her iki ürünün içerik, yazılış ve genel kompozisyonun birbirine benzediğini ürünler arasında iltibas yarattığını, davalının marka ihlali teşkil eden eylemlerinin ve … yakıt tasarruf cihazının üretim ve satışının durdurulmasını ve piyasada bulunanların toplatılmasını, davalının haksız rekabet ve marka ihlali teşkil eden eylemleri nedeniyle 5.000 TL.maddi ve 5.000 TL.manevi tazminata hükmedilmesini, markaya tecavüz edecek şekilde üretilen … yakıt tasarrufu cihazlarına el konulmasını talep ve dava ettiği, 31.07.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinin neticei talep bölümünün 3.bendini, davalı markasının aynı emtia sınıfındaki tescilinin iptali (markanın hükümsüzlüğü) şeklinde ıslah ettiğini bildirdiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; markalarının hükümsüzlüğü için açılmış bir dava bulunmadığını, müvekkilinin TPE nezdinde 30/03/2005 tarih ve … no ile … markasını 7,12, ve 37 sınıflarda tescil ettirdiğini, her iki marka arasında, marka tecavüzü oluşturacak bir benzerlik bulunmadığını; davacı şirketin faydalı model belgesinin, bizzat kendi beyanlarına göre 50 yıldır bilinen bir sisteme ait olduğunu ve bu nedenle davacımn, ürünün bizatihi kendisiyle ilgili hiçbir talepte bulunamayacağını; davacıya ait … markasının “ekonomik” sözcüğünün kısaltması olan “…” ve “yakıt” sözcüğünün kısaltması olan “…’tan oluştuğunu; her iki kısaltmanın yapılan işin bizatihi kendisini anlattığını, yapılan işle doğrudan bağlantı kurulabilecek bir özellik taşıdığını ve bu nedenle de davacının markasının zayıf marka olduğunu; … markasındaki “…” ibaresinin “ekonomik” sözcüğünün kısaltması olmakla beraber, 66 ibaresinin yapılan işle irtibat kurulabilecek bir şeyin kısaltması olmadığını, tümüyle yapılan işten bağımsız olduğunu ve bu nedenle … markasının ayırt edici karakteri yüksek bir marka olduğunu; her iki markanın görsel olarak ve telaffuz bakımından birbiriyle karıştırılmasının mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava markanın hükümsüzlüğü ve markaya tecavüzün men-i haksız rekabet maddi ve manevi tazminat talepli 556 sayılı KHK ve TTK hükümleri gereği açılmış davadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; Mahkememizin 17.06.2014 tarih ve 2007/129 esas-2014/114 karar sayılı kararı ile;”… A.Ş ( eski unvan … A.Ş) tarafından davalı … LTD. ŞTİ aleyhine açılan marka hakkına tecavüzün meni, marka hükümsüzlüğü ve haksız rekabetin ve maddi manevi tazminat talepli davanın reddine” dair karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 04.03.2015 tarih ve 2014/17235 esas-2015/2912 karar sayalı kararı ile; “… davacı tarafça davalının, ilan ve reklam yoluyla üretmiş olduğu ürünün Dünya’da ve Türkiye’de ilk patentli ürün olduğu ve kullanıldığı araçlarda %25-%35 civarında yakıt tasarrufu sağladığına ilişkin açıklamasının, yanıltıcı ve aldatıcı reklam niteliğinde olduğu, bu eyleminin 6762 sayılı TTK’nın 56 vd maddeleri uyarınca haksız rekabet oluşturduğu ileri sürülmüştür. Bu durumda mahkemece, söz konusu ilan ve reklamların yanıltıcı beyan ve aldatıcı reklam olup olmadığı tartışılmaksızın, söz konusu “…” markalı cihazın tüm jeneratör ve içten yanmalı motorlarda yakıt tasarrufu sağlayacağı ve egzos emisyonlarını iyileştireceğine dair söz konusu cihazın sahip olduğu vasıflar itibariyle haksız rekabet oluşturmadığı kanaati ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması…” gerekçesiyle bozulduğu ve bozmaya uyulurak yargılamaya Mahkememizin 2016/155 sayılı esası ile devam olunduğu; Yargıtay bozması sonrasında haksız rekabete yönelik olarak mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporunda; davalı davalı şirketin, … markalı ürünü ile ilgili olarak reklam filmlerinde, ürün broşürlerinde, yazılı basında ve web sitesinde; “Dünyada ve Türkiye ‘de tek patentli yakıt tasarruf cihazı”, “… bütün yakıtlarda %25 ile 35 tasarruf sağlar.” şeklindeki ifadelerinin her ikisinin de gerçeği yansıtmadığı, ve hedef kitle bakımından yanıltıcı olduğunun belirtildiği, toplanan deliller ve Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu ışığında davalı …’in “Dünyada ve Türkiye ‘de tek patentli yakıt tasarruf cihazı”, “… bütün yakıtlarda %25 ile 35 tasarruf sağlar.” şeklindeki ifadelerinin her ikisinin de gerçeği yansıtmadığı, ve hedef kitle bakımından yanıltıcı olduğu, bu nedenle haksız rekabet oluşturduğu ve davalının söz konusu dönem içerisinde 37,654 TL net kar elde etmiş olduğu kanaatine varılarak, Mahkememizin 18.05.2017 tarihli 2016/155 esas-2017/113 karar sayılı kararı ile; “…Mahkememizin 17/06/2014 tarihli kararındaki marka hakkına tecavüz ve hükümsüzlük taleplerinin Yargıtay 11.HD’nin 2014/17237 esas, 2015/2912 karar sayılı ilamıyla kesinleştiğinden bu hususta yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 2-Davalının ürününün dünyada ve Türkiye’de ilk patentli ürün olduğu ve kullanıldığı araçlarda %25, %35 civarında yakıt tasarrufu sağladığına ilişkin ilan ve reklamlarının TTK’nun 56 ve devamı maddeleri uyarınca yanıltıcı beyan ve aldatıcı reklam mahiyetinde olduğundan, 5.000 TL maddi ve takdiren 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-… yakıt tasarruf cihazının üretim ve satışının durdurulmasına ve piyasada bulunan ürünlerin toplatılmasına, üretime yarayan araç ve gereç cihaz ve makinelere yönelik talebin reddine, 4-Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tırajı en yüksek 3 gazededen birinde bir kez ilanına…” dair karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 11.02.2019 tarih ve 2017/3937 esas-2019/1057 karar sayılı kararı ile,”… Dava dilekçesinde, davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinden kaynaklı 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminat talep edilmiştir. Mahkemece, marka hakkına tecavüze ilişkin davanın reddine, haksız rekabete yönelik davanın ise kabulüne karar verilerek 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. HMK 110. maddesi uyarınca davacı aynı davalıya karşı birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini aynı dava dikelçesinde ileri sürebilir. Ancak, söz konusu maddi ve manevi tazminat kalemlerinin, davalının iki ayrı hukuki sebebe dayalı eylemlerinden dolayı talep edildiği ve davacı tarafça da hangi eylem için ne miktarda tazminat talebinde bulunulduğu açıkça belirtilmediğine göre, davacınn bağımsız taleplerine konu her bir eylem için eşit miktarda maddi tazminat talep edildiği gözetilerek yarı oranında maddi tazminata ve bu miktar dikkate alınmak suretiyle de takdiren manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken mahkemece tazminat taleplerinin tümünün kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile bozulduğu ve Mahkememizce bozmaya uyularak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 11.10.2019 kayıt tarihli dilekçesi ile; Yargıtay Bozma kararına uyularak; davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin, reddedilen diğer talepleri de değerlendirilerek, bozma kararı doğrultusunda belirlenmesine karar verilmesini talep ettiği, davacı vekilinin 15.10.2019 tarihli duruşmadaki beyanında önceki kararda direnilmesini ve beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı Yargıtay Bozma İlamı doğrultusunda değerlendirildiğinde; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 11.02.2019 tarih ve 2017/3937 esas-2019/1057 karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda; davanın kısmen kabulü ile, davalının ürününün dünyada ve Türkiye’de ilk patentli ürün olduğu ve kullanıldığı araçlarda %25, %35 civarında yakıt tasarrufu sağladığına ilişkin ilan ve reklamlarının TTK’nun 56 ve devamı maddeleri uyarınca yanıltıcı beyan ve aldatıcı reklam mahiyetinde olduğu anlaşılmakla, 2.500 TL maddi ve takdiren 2.500 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … yakıt tasarruf cihazının üretim ve satışının durdurulmasına ve piyasada bulunan ürünlerin toplatılmasına, üretime yarayan araç ve gereç cihaz ve makinelere yönelik talebin reddine ve hükmün ilanına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davalının ürününün dünyada ve Türkiye’de ilk patentli ürün olduğu ve kullanıldığı araçlarda %25, %35 civarında yakıt tasarrufu sağladığına ilişkin ilan ve reklamlarının TTK’nun 56 ve devamı maddeleri uyarınca yanıltıcı beyan ve aldatıcı reklam mahiyetinde olduğundan, 2.500 TL maddi ve takdiren 2.500 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-… yakıt tasarruf cihazının üretim ve satışının durdurulmasına ve piyasada bulunan ürünlerin toplatılmasına, üretime yarayan araç ve gereç cihaz ve makinelere yönelik talebin reddine,
3-Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tiraji en yüksek 3 gazededen birinde bir kez ilanına,
4-Alınması gereken 341,55 TL karar harcından peşin alınan 135,00 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 206,55 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan: 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 370,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.870,80 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.935,00 TL ile 148,10 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.083,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan:2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 93,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.093,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.046,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 2.500,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT’sine göre tespit olunan 2.500,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan maddi tazminat talebi yönünden AAÜT 13/2 maddesine göre tespit olunan 2.500,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
10-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan manevi tazminat talebi yönünden AAÜT 13/2 maddesine göre tespit olunan 2.500,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
11-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸