Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/147 E. 2021/262 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/147
KARAR NO : 2021/262

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Durdurulması, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 14/05/2019
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüzün Durdurulması, Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “…” markasının davadışı … Şirketi adına 11/01/2017 tarihli …, 06/04/2017 tarihli … ve 10/08/2017 tarihli …marka numaralı ile tescil edildiğini, ardından ilgili markaların müvekkili şirkete devredildiğini, davalı tarafından … başvuru numaralı, 08/09/2017 tarihi ile kayıtlı olan “…” ibareli marka tescil başvurusunda bulunulduğunu, marka tescil için başvurulan ibarenin, müvekkilinin adına tescilli marka ile aynı sınıfta olduğunu ve karıştırılmaya müsait olduğunu, davalının daha sonra “…” ismi ile logoyu ve “…” ismi ile logoyu kendisi adına tescil ettirdiğini, davalının “…” ile “…” markalarının müvekkilinin “…” markası ile karıştırılma tehlikesi mevcut olduğunu, bu suretle müvekkilinin marka haklarına tecavüz edildiğini belirterek, müvekkilinin markasına tecavüzün durdurulmasına, davalıya ait ” …”, “…” ve “…” markalarının hükümsüzlüğüne ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait “…” markasının tüketiciye yansıyan bir ürününün olduğunun tespit edilemediğini, alınan duyumlarda … markasının yurt dışında kullanıldığını, müvekkili markalarının ise yurt içinde kullanıldığını bu yönüyle karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davacı tarafça, müvekkilinin “…” markasından sonra “…” ve “…” markalarına itiraz edilmediğini, bu yönüyle davacının kötü niyetli olduğunu, davacının markasının tanınmış bir marka olmadığını, dava konusu markaların anlam, yazılış, okunuş olarak ta benzerlik taşımadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; davaya konu davacının …, …, …nolu esaslı unsuru “…” olan markaları ile davalının …nolu esaslı unsuru … olan markası bir bütün olarak incelendiğinde anılan markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunduğu, her iki tarafın markalarının tescilli olduğu ürünlerde ortak hedef kitlenin aynı olduğu, hedef kitlenin aynı olması, ürünlerin dağıtım kanallarının aynı olması, aynı ortamda satışa arz edilecek olması dikkate alındığında iltibas tehlikesinin bulunduğu, Davaya konu …, …, … davacı markaları ile davalının…, … markaları bir bütün olarak incelendiğinde görsel benzerlik bulunduğu kanaati oluştuğu, somut dosya kapsamında davacının davaya konu olan tescilli markalarının tamamının 14/05/2019 olan dava tarihinden geriye yönelik 5 yıllık süreyi doldurmadığının anlaşıldığı, kullanmama def’inin yapılabilmesi için gerekli olan ilk şartın, markanın Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olmasının gerektiği, “Davacının markalarına tecavüz şartlarının oluştuğu, davacının … markası ile davalının …. nolu … markasının 35.hizmet sınıfında farklı alt sınıflarda tescil edildiği ancak tescil edilen bu alt sınıflarda perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri. alt başlıkların çoğunlukla tekstil ürünü olması, ürünlerin hedef kitlelerinin ve dağıtım kanallarının aynı olması nedeniyle ortalama tüketicide karışıklık tehlikesi yaratacağından kısmen hükümsüz kılınması, “Davalının davaya konu … ve … nolu markalarının tescil edildiği 18 ve 25 emtia sınıflarının tamamında hükümsüz kılınması, davalının davaya konu …ve …nolu markalarının tescil edildiği 35.hizmet sınıfında da kısmen hükümsüz kılınması şeklinde görüş ve kanaat bildirildiği, itiraz üzerine aynı bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi ek raporunda da kök rapordaki görüş ve kanaatlerin tekrar edildiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
İşbu dava 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış …, …, … markalarının davacının … markalarına tecavüz ettiğinin tespitine, tecavüzün menine ve kaldırılmasına, ayrıca davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
Türk Patent ve Marka Kurumuna müzekkere yazılarak, davacıya ait … nolu 11.01.2017 tescil tarihli, … nolu 06.04.2017 tescil tarihli, … nolu 10.08.2017 tescil tarihli, … nolu markalar ile davalıya ait … nolu ve 08.09.2017 başvuru tarihli, … nolu 10.01.2018 tarihli, … nolu 24.01.2018 tarihli markalara ilişkin marka tescil belgelerinin onaylı suretlerinin gönderilmesi istenmiş, kurum cevabi yazısından markaların halen sahibi adına geçerliliğini koruduğu, markalar üzerinde herhangi bir lisans ya da devir kaydına rastlanmadığı anlaşılmıştır.
Marka hakkına tecavüz 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. ve 30 maddelerinde düzenlenmiştir. Mezkur Kanunun 29. maddesinde, “marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak sureliyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak dağıtmak başka bir şeklide ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş haklan izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek” marka hakkına tecavüz sayılan fiiller olarak sayılmıştır,
6769 sayılı Yasanın 7. maddesinde ise marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları düzenlenmiştir. Buna göre marka hakkı sahibi, izinsiz olarak yapılması halinde 2. fıkra kapsamında “Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması tescilli marka ile aynı veya benzer alan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer alan ve Türkiye de ulaştığı tanınmıştık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikieki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması” fiillerinin önlenmesini talep etme hakkı düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere burada hem markalar arası aynılık/benzerlik hem de mal ve hizmet sınıflan arasında aynılık/benzerlik karşılaştırmasının yapılması ve iltibasın yani karıştırılmanın söz konusu olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. İltibas değerlendirmesinin önce işaretlerin, sonra mal ve hizmetlerin benzerliği şeklinde bir sıralama yerine, her ikisinin bir arada ve birbirine nitelik olarak etkisi de gözetilerek birlikte yapılması gerekir.
Markalar arası karşılaştırma
Bilindiği üzere Karıştırılma (iltibas) terimi, ticari alandaki faaliyetlerde, şeyler arasında bir benzerliği veya kanşınu ifade etmekte olup, satın alman iki mal arasında veya kullanılan iki unvan arasında veya iş mahsullerinde birbirinden ayrılmayacak derecede benzerliğe istinat ettirilmesidir. (FRANKO, İltibas,116) İltibas doğrudan iltibas ve dolaylı iltibas olarak ikiye ayrılabilir, buna göre, kanşiklığı yaratan aynı veya benzeri bir işaret, bu işaretin hitap ettiği çevrede, söz konusu markanın kullanıldığı mal veya hizmetin, iltibasa maruz bırakılan mal ve hizmetle özdeşleştirilmesine yol açıyorsa doğrudan iltibas söz konusu iken, karışıklığı yaratan aynı veya benzeri bir marka, bu markanın hitap ettiği çevrede, işaretler arasındaki farklılığı anlasalar bile benzerliğe dayalı olarak mal veya hizmetler arasında yanlış bağlantılar kurmasına yol açıyorsa dolaylı iltibas söz konusu olur. İltibas ihtimalinin tespitinde, markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki, eski markanın sahip olduğu ayınm gücü, telaffuz, biçim ya da anlam itibariyle bıraktığı etki, markaların kullanılacağı mal/hizmet türlerinin birbirine yakın olup olmadığı’, markaların benzer ahcı çevrelerine hitap edip etmedikleri hususları dikkate alınmalıdır.
Dolayısıyla somut olayda üzerinde durulması gereken konular; markaların benzerliği ve kullanım alanlarındaki benzerlik, bu benzerliğin ortalama tüketici algısında karışıklığa yol açacak nitelikte olup olmadığıdır. Yargıtay ve doktrince kabul edilen görüşe göre; benzerliğin tespitinde markaların genel görünümleri dikkate alınarak, markalar arasında bütünsel benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Buna göre, markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken herkesin kullanımına açık olan tenimi tanımlayıcı/ tasvir edici ibareler kapsam dışı bırakılmakta ve benzerlik değerlendirilmesi markanın esas/baskın unsuru baz alınmak suretiyle yapılmaktadır. Bununla birlikte, bir markanın farklı unsurlardan oluşmasına rağmen bütün itibariyle bıraktığı etki, diğer bir markayı çağrıştırabilmektedir. Bunun yanında markalar arasındaki benzerlik görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik şeklinde ortaya çıkabilir. Ancak bu tür benzerlik hallerinin hepsinin birden aynı somut olayda bulunması şart olmayıp, somut olaydaki özelliklere göre bunlardan birinin var olması karıştırma ihtimalinin mevcut olduğunun kabulü için yeterlidir.
Bu bilgiler ışığında somut olay bakımından yapılan değerlendirmede, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, davacının … numaralı markası dışında kalan tüm markaların kelime markası olduğu ve beyaz zemin üzerine büyük siyah harflerle farklı yazı karakterlerinde yazıldığı, davalının da tüm markalarında … ibaresine yer verdiği, … ibaresinin, davacı adına daha önce tescil olunmuş … ibaresinin Türkçe olarak okunuş şekline sahip olduğu, dolayısı ile taraf markaları arasında fonetik anlamda benzerli bulunduğu sonucuna varılmıştır. Görsel olarak davacının markası beş harf olmakla birlikte davalının markasının ilk harfi ile son harfinin aynı olması, C harfinin okunuşunun K olarak okunması da markalar arasında yüksek benzerlik olduğu sonucunu çıkarmaktadır. Anlamsal benzerlik açısından ise, … ibaresinin TDK sözlük bilgilerine bakıldığında krem rengine yakın beyaz renk olarak ifade edildiği, … ibaresinin de ingilizcede aynı anlama geldiği gözetilerek bu anlamda da benzerlik söz konusu olduğu, anılan nedenler mucibince davacının …, …, … nolu esaslı unsuru … olan markaları ile davalının …nolu esaslı unsuru … olan markası bir bütün olarak incelendiğinde anılan markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Mal ve hizmet sınıfları yönünden karşılaştırma
Yargıtay içtihatlarına göre, birden ziyade kişiler adına tescilli ya da tescil başvurusu yapılan markaların kullanılacağı mal veya hizmetlerin benzer olup olmadıklarının tespitinde öncelikle TÜRKPATENT tarafından yayınlanan sınıflandırmaya ilişkin tebliğler uygulanacaktır Bu durum marka tescil ve sınıflandırmada belirlilik ve tescilli markanın koruma sınırının saptanmasında da birlik ve istikrarın koşuludur. Ancak sınıflandırma ürünlerin benzerliğinin tespiti noktasında bağlayıcı bir etkisi bulunmamaktadır, ürün benzerliği değerlendirmesinde halk nezdinde katıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerekmektedir. Nitekim Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 11/4 hükmüne göre, “ mal veya hizmetlerin aynı sınıflarda yer almaları benzer olduklarına, farklı sınıflarda yer almaları da benzer olmadıklarına karine teşkil etmez”. 
Yargıtay’ın kararlarında sınıfsal benzerlik araştırmasında, piyasanın anlayışı, benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, mal veya hizmetlerin birbiri yerine ikame edilebilme veya rekabet etme olanaklarının bulunup bulunmadığı, birinin diğerini tamamlama imkanı olup olmadığı, mal veya hizmetlerin dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, kullanan yöntemleri, amaçlan, hedeflenen halk kesiminin aynı olup olmadığı kriterlerin ölçü alınmaktadır.
Bu hususlar dikkate alınarak, her iki tarafın marka kullanım alanlarına bakıldığında; davalının 14.08.2018 tarihli tescilli markasının tescil edildiği 35. Hizmet sınıfında tescil kapsamında olan “…….Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri. Kampçılar için uyku tulumları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” alt hizmet grupları tamamen ev tekstil ürünlerine yönelik olarak tescil edilmiştir. Buna karşılık davacının … markası ise 35 hizmet sınıfında “……Koruyucu arnaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden: yapılmış iç-diş giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. mallarının bir araya getirilmesi-hizmetleri; (belirtilen hizmetler: perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” alt başlıklarda tescil edilmiştir. Her iki markanın 35. Hizmet sınıfında farklı alt sınıflarda tescil edildiği anlaşılmaktadır. Her iki grup hizmet incelendiğinde doğrudan ayniyet bulunmamakla beraber bağlantılı/ilişkili sayılıp sayılmayacağına bakılması gerekmektedir. Bu çerçevede her iki alt gruba bakıldığında davacının tescil ile koruduğu ürünlerin (iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler,: bereler, takkeler, kepler) kişiye özel giysi özelliği taşıması ve bu ürünlerinde üretiminde de kullanılan malzemenin, ayakkabı, sandalet ve terlik hariç çoğunluklu ürünlerde, tekstil olması özelliği çok yüksek olmakla birlikte davalının ürünleri (perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri. Kampçılar için uyku tulumları) genel olarak ev tekstilidir. Davacının tescilli ürünlerinin daha çok bireysel ihtiyaçlara yönelik iken davalının tescilli ürünleri eve ait ihtiyaçlara yönelik olması ve ürünler arasında ayniyet bulunmasa dahi benzerlik bulunduğunun kabulü gerekir. Her ne kadar biri diğerinin yerine ikame edilemeyecekse de yani çorap yerine nevresimlerin ikamesi mümkün değil ise de dağıtım kanalları farklı olsa da, uygulamada giysi mağazalarında ev tekstili ürünlerin bir arada satıldığı bilinmektedir. Tüm bu bilgiler dikkate alındığında her iki markanın tescil edildiği ürünlerin hitap ettiği kitle bayanlardır. Hedef kitlelerinin aynı olması, ürünlerin dağıtım kanallarının aynı olması, ürünlerin ve/veya ürünleri satan mağazaların aynı ortamda bulunabilecek olması düşünüldüğünde müşteri kitlesi nezdinde karıştırmaya yol açacağı kanaatine varılmaktadır. Kaldı ki, ürün benzerliğinin tespiti somut olay bazında, ilgili markaları oluşturan işaretlerin benzerlik derecelendirmesini de göz önüne alarak belirlenmelidir. Yani, somut olayda giysi ürünleri ile ev tekstil ürünlerinin her durumda geçerli olacak şekilde “benzer” olduğu söylenemez. Ancak bir markanın işaretsel anlamda ayırt ediciliği ne kadar yüksek ise bu bağlamda marka “güçlü” hale gelecek ve ilgili markanın koruma kapsamındaki mal ve hizmetlerin benzerlerinin tespitinde daha geniş bir alana yayılması mümkün olacaktır
Davacının markası ile davalının markasının esaslı unsuru … ifadesi olup, markanın baskın/esaslı unsurunun taklit edilmesi benzerlikte önem arz etmektedir. Davalı’nın markanın esaslı unsurunun yanına fer’i nitelikte ayırt ediciliği düşük … VE … ibarelerini ek getirerek benzerlik yarattığı görülmüştür. Bu benzerlik davalının sonra tescil edilen markasının davacının önce tescil edilen markasının ayırt etme gücüne zarar verebileceği, …/… markası ile karşılaşan tüketiciye doğrudan davacının markasını hatırlatacağı, her iki markanın aynı anda kullanılması sebebiyle tüketicide işletmeler arasında ekonomik bir bağlantı olduğunu düşündüreceği nazara alınarak iltibas tehlikesi yaratacağı değerlendirilmiştir. İltibas tehlikesinin tespitinde, benzerlik ve aynılığın yanı sıra korunması gereken markanın pazarda tanınmışlık derecesi ve ayırt etme gücü, işaretin marka ile bağlantı kurulmasına, düşünsel olarak çağrıştırmaya elverişli olması da önemlidir. Aynı şekilde yerleşik içtihada göre, markaya yapılan ekleme ayırt edici değilse, zayıfsa ve/veya baskın değilse, tescilli markanın ayırt edici karakterini değiştirmez (Türk Patent ve Marka Kurumu “Marka Kılavuzu” s. 34). Somut olayda davalıların tescilli … ve … markalarına eklenen … ve … kelimelerinin ayırt ediciliği düşük ve baskın olmadığı bu nedenle de tescilli markadan tali veya ayırt edici olmayan unsurun çıkarılması ayırt edici karakterini değiştirmeyeceği, bu nedenle de davacının markaları ile davalının markaları arasında karıştırılma tehlikesinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Kullanmama Def’ine İlişkin Yapılan Değerlendirme
6769 sayılı SMK md. 9/1 bir marka tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptalinin söz konusu olabileceğini düzenlemiştir. Söz konusu düzenlemeye göre, tescilli markanın Türkiye’de, tescile konu mal/hizmetler bakımından tescil tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde ciddi biçimde kullanılmaması halinde, marka kullanılmayan mal/hizmetler bakımından iptal edilecektir.
Somut olay kapsamında davacının davaya konu olan tescilli markalarının tamamının 14.05.2019 olan dava tarihinden geriye yönelik 5 yıllık süreyi doldurmadığı anlaşılmaktadır. Kullanmama def’inin yapılabilmesi için gerekli olan ilk şart, markanın Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olmasıdır. Diğer bir deyişle, marka 5 yıldan kısa süreli bir tescilse kullanmama def’i ileri sürülemeyecektir. Bu nedenle davalının iddiasının yerinde olmadığı, kullanmama def’inin şartlarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı Markalarına Dair Hükümsüzlük Koşullarının Oluşup Oluşmadığının Değerlendirilmesi
6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesine göre 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. 5. Madde “Marka tescilinde mutlak ret nedenleri ” ne ilişkindir. Madde 5/1-ç de ” Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” mutlak red nedeni olarak düzenlenmiştir. 6. Madde ise “Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” ne ilişkin olup, madde 6/1 “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” demektedir.
Anılan hüküm uyarınca, tescilli bir markanın hükümsüz kılınabilmesi için iki koşula ihtiyaç vardır; Markaların aynı veya benzer olması ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsaması sonucu markalar arasında halk tarafından karıştırılma ihtimali olmalıdır. Tecavüz talebine ilişkin yukarıda yapılan değerlendirmede de belirtildiği üzere, bu iki koşul davaya konu … ve … markalarında bulunmaktadır. Bu nedenle de davalının tescilli … ve … nolu markalarının tescil edildiği 18 ve 25 emtia sınıflarının tamamında hükümsüz kılınması gerektiği, 35. Hizmet sınıfı bakımından ise, “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar. fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler; sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. Mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtia ve hizmetleri yönünden alt sınıflar bakımından kısmen hükümsüz kılınması ve yine davalıya ait … numaralı … markasının 35.hizmet sınıfının alt sınıflarında yer alan “perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri.” emtiaları yönünden de kısmi hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında toplanan deliller, TPMK kayıtları, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu, davacının markaları ile davalının markaları arasında ortalama tüketici nezdinde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, davacının markalarının korumada öncelik ilkesi gereğince tescil edildiği emtia/hizmet sınıflarında korunması gerektiği bu nedenle davalı kullanımlarının tecavüz oluşturduğu, mal ve hizmet sınıflarında ki benzerlik ve karıştırılma ihtimaline binaen yapılan tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda aynı zamanda davalıya ait …numaralı … markasının 35.hizmet sınıfının alt sınıflarında yer alan “perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri.” emtiaları yönünden kısmi hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, davalıya ait …ve … numaralı … markasının 18. ve 25. emtia sınıflarının tamamı yönünden, 35.hizmet sınıfının alt sınıflarında yer alan ” Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için işlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamül taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar; çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri; ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri; şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler, malların bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler parekende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar ve katalog vb. Diğer yöntemler ile sağlanabilir,)” emtia ve hizmetleri yönünden de kısmi hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varılmış, tecavüz eylemi sabit görüldüğünden hüküm özetinin ülke çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde masrafı davalıya ait olmak üzere bir kez ilanına dair karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının, davacıya ait … ibareli marka hakkına tecavüz teşikil ettiğinin tespitine, bu tecavüzün durdurulmasına, davalının kullanmış olduğu ve tecavüze sebebiyet veren her türlü araç ve gereçlere el konulmasına, davalı şirketin tecavüze sebebiyet verecek şekilde piyasaya sürdüğü eşya, tabela ve internet sitelerinden işbu markanın silinmesine,
2-Davalıya ait … numaralı … markasının 35.hizmet sınıfının alt sınıflarında yer alan “perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri.” emtiaları yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davalıya ait …ve …numaralı … markasının 18. ve 25. emtia sınıflarının tamamı yönünden, 35.hizmet sınıfının alt sınıflarında yer alan ” Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için işlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamül taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar; çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri; ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri; şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler, malların bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler parekende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar ve katalog vb. Diğer yöntemler ile sağlanabilir,)” emtia ve hizmetleri yönünden ise KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Hüküm özetinin ülke çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde masrafı davalıya ait olmak üzere bir kez ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 14,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tecavüz talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen hükümsüzlük talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen hükümsüzlük talepleri yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan: 2.250,00 TL bilirkişi ücreti, 166,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.416,70 TL’den kabul ve ret durumuna göre takdir olunan 3/4’ü 1.812,52 TL ve 88,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.901,32 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.21/09/2021

Katip
¸

Hakim
¸