Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/121 E. 2020/441 K. 07.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/121
KARAR NO : 2020/441

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/04/2019
KARAR TARİHİ : 07/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilli …’nin devlete ait kamu kuruluşu olduğunu, … Projesinin müvekkili ve Başbakanlık özelleştirme idaresi Başkanlığı tarafından … olarak adlandırılarak basın çalışmalarında … adı altında birçok haber yapıldığını, müvekkilinin TürkPatent nezdtnde … ismi ile yaptığı marka başvurusunun kabul edilerek … no ile 45 alt sınıflarda tescil ile marka korumasının sağlandığını, sahil bandında modem kruvaziyer limanı oluşturularak kongre, fuar, sergi olanakları, konaklama, turistik alışveriş merkezleri, eğlence, yeme-içme tesisleri ile hem deniz turizmini hem de İstanbul’un genel turizmini değiştirecek milyon dolarlık bir proje olan … ibaresinin davalılarca kullanımının markaya tecavüz teşkil ettiğini , davalıların haksız kullanımının müvekkil markasının tescilli olduğu turizm alanında da olmasının iltibasın yoğunluğunu arttırdığını, davalı …Tic. Ltd. Şti.’nin kurucusu davalı …’ın ticaret unvanını tescil ettiren kişi olması sebebiyle haksız yarar sağlama amacıyla kötüniyetli hareket ettiği ve böylelikle şahsen de sorumluluğunun bulunduğunu, … markasına ve bu tescilden doğan haklara müvekkilinin sahip olmasına rağmen davalı …’ın …Ltd. Şti. unvanı ile şirket kurması ve dolayısıyla marka hakkına sahip olmayan 3. kişi tarafından … markasının ticaret unvanı olarak kullanılmasının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, davalıların böylelikle müvekkil markasının ününden tanınmışlığından yararlanmaya çalıştıklarını, marka hakkına tecavüz oluşturacak fiillerin davalılarca ticaret unvanı olarak seçilmesinin hukuka uygun gösterme çabalarından ibaret olduğunu, davalıların faaliyetleri ile müvekkilinin markasının tescilli olduğu hizmetlerin benzer olduğunu, müvekkiline adına tescilli ve uzun süredir tanınmış olan … markası ve davalıların şirket unvanında yer alan … ibaresinin iltibas yaratacak nitelikte olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin markasının çekirdek unsuru olan … ibaresini bilerek ve iltibas yaratmak amacıyla kullandığını, müvekkilinin markasının önceden tescilli olduğunu, davalı şirketin ticaret unvanının çekirdek unsurunun …. ibaresini içermesinin taraflar arasında karışıklık ihtimalini yarattığını, hizmet alanların/alıcıların bildikleri markayı hizmeti veren/üreten işletmenin hizmeti zannederek sonradan tescil ettirilen ticaret unvanını taşıyan davalı şirketin hizmetini/malını talep etmelerinin mümkün olacağını, bu nedenle de TTK m. 57 kapsamında iltibas yarattığından davalı ticaret unvanının da terkininin gerektiğini, davalının ticaret unvanında … sözcüğünün yer almasının ve davalıların salt … ibaresini unvanda kullanmayıp … şeklinde kullanarak işletme adı ve markasal olarak da kullanmalarının iltibasa neden olduğunu, haksız rekabet ve marka hakkına tecavüzün söz konusu olduğundan bahisle, davalıların müvekkili kuruma ait markaya tecavüzünün ve haksız rekabetin önlenmesine, müvekkili kuruma ait tescilli markanın çekirdek sözcüğü “…” ibaresinin kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, “…” sözcüğünün yer aldığı ticaret unvanının sicilden terkinine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın davalı firmanın yetkilisi olduğunu ve dava konusu talebin doğrudan tarafı olmadığını, müvekkili firmanın TTK m.39-53 hükümleri ile ismi taşıma ve kullanma hakkına sahip olduğunu,…’nun ticaret unvanını müvekkili firma adına yasalara uygun olarak tescil ettiğini, müvekkili firmanın unvanının yasalara uygun olarak kullandığını ve davacının hakkının temellerini ve hukuki dayanaklarını ortaya koyma durumunda bulunduğunu, müvekkili firmanın otel işlettiğini davacı … isminin tescilinin kendileri ile aynı alandaki faaliyetlere ilişkin olmadığını, davacının … ismi ile işlettiği bir otel veya benzeri bir işletmesi bulunmadığını, davacının tescil edilmiş isminin kullanım şekli ve amaçları ile müvekkilinin kullanım biçimleri arasında benzerlik bulunmadığını, davacının koruma altında olduğunu bildirdiği isme yönelik başkaca hukuki ihtilafların bulunup bulunmadığı hususunda bilgilendirmede bulunmadığını, faal bir işletmesi bulunmayan davacının tazminat talebine ilişkin zararlarının ne şekilde oluştuğunu göstermediğini, bu nedenle davacının tazminat taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 25.11.2020 kayıt tarihli dilekçesi ile davanın konusuz kaldığını, tarafların lehine ve aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmeksizin karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği, davalı … vekilinin 25.11.2020 tarihli dilekçesi ile; davacının taleplerinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, davaya konu maddi ve manevi tazminat alacaklarının dava açıldıktan sonra ödeme yolu ile son bulduğunu ve davanın konusuz kaldığını, tarafların lehine ve aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmeksizin karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği, davalı … vekilinin 01.12.2020 tarihli dilekçesi ile davanın feragat veya sulh nedeniyle konusuz kalması durumunda müvekkili lehine doğabilecek vekalet ücretinden feragat ettiklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
Sulh 6100 sayılı HMK’nın 313 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde tarafların dava konusu hususunda sulh olduklarını bildirdikleri, sulh kapsamında yargılamanın bitirilmesini talep ettikleri, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı anlaşılmakla esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Tarafların sulh olduklarını bildirdikleri, davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar harcının, peşin yatırılan 512,33 TL’den mahsubu ile kalan 457,93 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Taraf vekillerinin masraf ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karaşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 07/12/2020

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.