Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/112 E. 2021/427 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/112 Esas
KARAR NO : 2021/427

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Ortadan Kaldırılması, Maddi ve Manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 16/04/2019
KARAR TARİHİ : 23/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Ortadan Kaldırılması, Maddi ve Manevi tazminat talepli asıl dava ve tespit giderlerinin tahsili istemli birleşen davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili … Ltd. Şti. Mobilya satış ve pazarlama sektöründe, kaliteli hizmeti ile tanındığını,…’da birçok şubesi bulunan ve büyüyen bir şirket olduğunu, müvekkili firma …markasının bilinirliğini tüm Türkiye nezdinde yaptığı kaliteli işler, verdiği güvenilir hizmet ile sağladığını ve bir marka değeri meydana getirdiğini, ticaretine ilişkin olarak Türk Marka ve Patent Kurumu nezdinde ilgili tescillerini uzun yıllar önce gerçekleştirdiğini, … Tescil numaralı, “…” markalı ve … ve … numaralı sınıflarda,… Tescil numaralı, “…” markalı ve … ve … numaralı sınıflarda, … Tescil numaralı, “…” markalı ve … numaralı sınıfta, … Tescil numaralı, “…” markalı ve …, …, …, …, …, …, …, …, …, .., …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, .., …, …, …, … ve … numaralı sınıflarda kayıtlı marka tescilleri bulunduğunu, Müvekkili firmanın internet sitesinde (…) render arı ve çizimleri kendisine ait olan resimleri yayınladığını ve işbu internet sitesi üzerinden satış gerçekleştirdiğini, davalının müvekkili şirkete ait internet sitesindeki resimleri üzerindeki filigranları silme zahmetini bile göstermeden bir program aracılığıyla komple kopyaladığını ve kendi sitesinde daha düşük fiyatlarla satış ve pazarlamaya sunduğunu, davalı firmanın ürünleri kendi tasarım ürünüymüş gibi http://…/ isimli internet sitesinde kendi markası nezdinde yayınladığını, davalı firmanın internet sitesinde müvekkiline ait “…” filigranlı resimlerde bulunduğunu, davalı firmanın bununla da yetinmeyip davacı firmanın ürün gruplarına verdiği isimleri ve ürünlerin altındaki açıklamaları dahi birebir kopyaladığını, davalının müvekkilinin iştigal alanına giren ve müvekkil tarafından tescil ettirilmiş bulunan “…” markasını kullanarak özellikle 20 numaralı sınıfta ve diğer koruma kapsamındaki sınıflarda ticari faaliyet göstermesi ve sürdürmesi müvekkili firmanın marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, söz konusu tecavüzü teşkil eden delillerin davalı firmaca yok edilmesinden evvel taraflarınca delil tespiti talebinde bulunulduğunu, işbu delil tespiti taleplerinin … 1. Fıkri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyasında kabul edilerek iddialarındaki haklılıklarının mahkeme kararıyla ortaya konulduğunu, işbu tecavüz ile de davalı firmanın haksız kazanç sağlamaya devam ettiğini, bu sebeplerle mahkememizden; davalı firmanın internet sitesinin kapatılmasını, yasaklanması şeklinde mahkememiz aksi kanaatte ise davalı firmanın internet sitesinde yer alan işbu uyuşmazlığa konu “…” filigranlı veya filigransız müvekkile ait ürünlerinin kaldırılmasını, yasaklanması şeklide ihtiyati tedbir kararı verilmesini isteme zorunluluğu hasıl olduğunu, davalı firmanın müvekkili firmanın güvenilirliği ve bilinirliğinden, hak ve nesafet kurallarına aykırı olarak faydalandığını, bunun emsal Yargıtay kararları çerçevesinde manevi tazminat haklarını da doğurduğunu, SMK md.150 ve md.151 taleplerini desteklediğini, davalı firmanın, müvekkilinin koruma altına alınan tescilli markası olan “…” filigranlı ürün resimlerini kullanarak her türlü mobilya satışı yapması eylemiyle müvekkilinin marka hakkına yaptığı tecavüzün tespitini, durdurulmasını, kaldırılmasını, yasaklanmasını, müvekkiline ait tescilli markaya tecavüz teşkil eden ibarelerin kullanıldığı internet adresinin yasaklanmasını, kapatılmasına, mahkememiz aksi kanaatte ise davalı firmanın internet sitesinde yer alan işbu uyuşmazlığa konu “…” filigranlı veya filigransız müvekkile ait ürünlerinin kaldırılmasını, yasaklanmasını, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek gazetelerden biri ile ilanını; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla SMK Md. 151/2-b uyarınca hesaplanacak şimdilik 20.000,00 TL Maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini, HMK Madde 323 gereğince … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …Değişik İş numaralı Delil Tespit dosyası, vekaletname ücreti ve işbu esas davanın tüm yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen Mahkememiz 2019/137 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; 15.08.2018 tarihinde … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile davalının müvekkili şirkete ait internet sitesindeki resimleri bir program aracılığı ile kopyalayarak ürünleri kendi tasarım ürünüymüş gibi kendi markası adı altında inrente sitesinde yayınladığına dair delil tespitinde bulunulduğunu, bu tespit nedeni ile toplam 1.533,40 TL masraf yapıldığını, yapılan masrafların davalıdan tahsili ile iş bu davanın Mahkememizin 2019/112 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine açılan tazminat davası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz 13/05/2019 tarih 2019/137 Esas ve 2019/178 Karar sayılı Gerekçeli Kararı ile “İş bu dava ile Mahkememizin 2019/112 esas sayılı dosyasında görülen ve dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği birlikte görülmesinde hukuki yarar ve zorunluluk bulunduğu kanaatine varıldığından, dosyanın Mahkememizin 2019/112 esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, ” karar verilmiştir.
Davalı şirket yetkilisi tarafından asıl davaya sunulan cevap dilekçesinde özetle; taraflarına yöneltilen marka tecavüzü suçlamasını kabul etmediklerini ve bu suçlama ile ilgili olarak bir eylem gerçekleştirmediklerini, davacı … firması perakende sektöründe …’da faaliyet göstemek de olan bir firma olduğunu, sergilemiş oldukları ve satışlarını yapmış oldukları ürünlerin ve görseller kendilerine ait yada münhasır ürünler olmamak ile birlik de hiçbir mülkiyet hakları bulunmadığını, davacı firma ile bazı ortak üretici firmalardan aynı ürünleri tedarik ettiklerini, …’nın aynı ürünleri orjinalinden farklı isimler ile sunum yaparak tüketiciler nezdinde kendi üreticisi olduğu izlenimi yarattığını, tüketicilerin internet üzerinden doğru bilgi edinmesine engel olduğunu ve serbest piyasa koşullarının oluşmasını engellediğini, sundukları web sitesi görselleriyle bunların ortada olduğunu, davacının konu ile ilgili olarak talep etmiş olduğu kendine ait ürünlerin tasarımlar ve görseller hakkında herhangi bir talep, telif yada görsel delil sunamadığını, davacı … mobilyanın oluşturmak istediği bu algı ile perakende sektöründe faaliyet gösteren mobilya firmalarına bu ürünleri kendi ürünüymüş gibi satış yapma gayreti içerisine girerek haksız kazanç elde etme çabası içerisinde olduğunu, sitelerinde bulunan ürün görselleri google görsel arama motoru aracılığı ile ve üretici firmalardan edinildiğini ve bazı görseller istem dışı olarak filigramlı olarak indirildiğini, bu görseller ile ilgili olarak belli aralıklar ile site içi tarama yapıldığını ve silinmediğini, internet ortamına girildiğinde birçok ürünün görsellerinin,açıklamalarının ya benzerlik gösterdiği ya da birbirinin aynısı olduğunun görüleceğini, sanal ortamda hal böyle olmasına karşın satış işlemlerinin ürün görselinin sahibi olan üretici firmaya yada davacı olan firmaya herhangi bir zararı söz konusu olmadığını ve bu konu ile ilgili olarak bir talep de bulunulmadığını, bahse konu görseller üzerinden firmaları tarafından herhangi bir satış işlemi gerçekleştirilmediğini, kaldı ki dosyada bu yönde bir delilin de mevcut olmadığını, firma yetkilisi olarak şahsının davacı tarafça şikayet edildiğini, önemle kendisi tarafından davacı tarafın markasının taklit edilmesine ya da kötüleştirilmesine yönelik herhangi bir eylem içine girmediğini ifade ettiğini, neticeten de marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet koşullarının gerçekleşmediğinin ifade edildiğini, yargılamanın sürecinde gerek tedbir uygulanmaması gerek savcılık nezdinde olumsuz herhangi bir eylemin tespit edilememesi, gerekse de davacı tarafın marka hakkını ihlal edici ya da başkaca bir zarar oluşmasına neden olacak şekilde satış işleminin gerçekleştirilmediğini, web sitelerinde bilirkişi raporunda belirtildiği üzere birçok ürün bulunduğunu ve bu ürünlerin görselleri ve açıklamaların tüketicileri bilgilendirme amaçlı olduğu ticari faaliyet dışında bulunduğunu, açıklanan nedenlerle mahkememizce resen dikkate alınacak nedenlerle öncelikler davanın husumet yönünden usulden reddini, mahkeme aksi kanaat de ise davanın esasdan reddini, yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesine davalı şirketi temsilen talep etmiştir.
Dosyaya sunulan deliller toplanmış ve TPMK’daki … Tescil numaralı, “…” markalı ve … ve …, … Tescil numaralı, “…” markalı ve … ve … , … Tescil numaralı, “…” markalı ve … numaralı sınıfta, …Tescil numaralı, “…” markalı ve …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, .., …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … emtia numaralı dosyalar celp edilerek dosyaya kazandırılmıştır.
Toplanan deliller kapsamında dosya … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında görev alan bilişim uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş olup 11/07//2019 tarihli alınan raporda özetle; davacı tarafça dosyaya Flash Bellek içerisinde sunmuş oldukları 6.292 Adet linklerin kapsamlı kontrol edildiğinde davacı tarafça sunulan linklerin her iki tarafın internet sitesindeki nerdeyse bütün ürünlerini kapsadığının görüldüğü, davacı tarafça dava konusu ilgili linkler net bir şekilde dosyaya sunulmadığından dolayı davalı tarafın ilgili “…” internet sitesinde net olarak kaç adet ürünün davacının internet sitesindeki ürünler ile aynı olduğu ve “…” ve “…” ibaresinin olduğunun tespit edilemediği belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından asıl davaya sunulan 05/08/2019 tarihli Bilirkişi Raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda taleplerine konu linklerin spesifikleştirilemediğinden inceleme yapılamadığını belirttiğini, bu dilekçemiz ekinde sunmuş oldukları flash bellek içindeki linkler bilirkişinin anlayacağı bir metodoloji ile düzenlenerek verildiğini, bu nedenle dosyanın yeniden bilirkişi ek raporu alınmak üzere tevdi edilmesini talep etmiştir.
Yapılan itiraz neticesinde dosya ek rapor alınmak üzere yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş 11/09/2019 tarihli raporda özetle; davacı tarafça dosyaya sunulan Flash Bellek içerisinde dosyanın bulunduğu ve içerisinde her iki tarafa ait linkler bulunduğu, sunmuş oldukları linkler incelendiğinde davacıya ait 179 Adet, davalıya ait 179 Adet, linklerin bulunduğunun görüldüğünü, ilgili linklerin çok olması sebebiyle aralarından sondajlama yöntemiyle 10’ar adet linkler seçilerek Davacıya ait “…” filigranı olan resimlerin davalının “…” internet sitesinde bulunup bulunmadığı hususunda tespitlerin yapıldığını, davacıya ait “…” filigranı olan resimlerin davalının “…” intemet sitesinde kullanıldığı, davacı tarafça dosyaya sunulan Flash Bellek içerisinde “…- ..” dosyanın bulunduğu ve içerisinde her iki tarafa ait linkle bulunduğu, sunmuş oldukları linkler incelendiğinde Davacıya ait 1461 Adet, Davalıya ait 1461 Adet, linklerin bulunduğunun görüldüğünü, ilgili linklerin çok olması sebebiyle aralarından sondajlama yöntemiyle 10’ar adet linkler seçilerek davalının “…” internet sitesindeki diğer görseller, görsel isimleri başlıkları ve açıklamalarının davacı internet sitesindeki görseller, görsel isimleri başlıkları ve açıklamaları ile aynı olarak kullanıldığı görüş ve kanaatine vardığını belirtmiştir.
Davacı vekilince asıl davaya sunulan 02/10/2019 tarihli Bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; Müvekkilinin marka hakkına yapılan tecavüzün açıkça ortada olduğunu, işbu tecavüz ile de davalı firma haksız kazanç sağlamaya devam ettiğini, bu sebeplerle davalı firmanın internet sitesinin kapatılması, yasaklanması şeklinde, mahkemeniz aksi kanaatte ise davalı firmanın internet sitesinde yer alan işbu uyuşmazlığa konu “…” filigranlı veya filigransız müvekkile ait ürünlerinin kaldırılmasını yasaklanması şeklide ihtiyati tedbir kararı verilmesini isteme zorunluluğu doğduğunu, haklılıklarının bilirkişi raporları ile sabit iken tedbir kararının verilmemesinin telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceğini, bu nedenle davalı firmanın internet sitesinin kapatılmasını, yasaklanması şeklinde, mahkememiz aksi kanaatte ise davalı firmanın internet sitesinde yer alan işbu uyuşmazlığa konu “…” filigranlı veya filigransız müvekkiline ait ürünlerinin kaldırılmasını, yasaklanması şeklide ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı firmanın, müvekkilinin koruma altına alınan tescilli markası olan “…” filigranlı ürün resimlerini kullanarak her türlü mobilya satışı yapması eylemiyle müvekkilinin marka hakkına yaptığı tecavüzün tespitini, durdurulmasını, kaldırılmasını, yasaklanmasını, müvekkiline ait tescilli markaya tecavüz teşkil eden ibarelerin kullanıldığı internet adresinin yasaklanmasını, kapatılmasına, mahkememiz aksi kanaatte ise davalı firmanın internet sitesinde yer alan işbu uyuşmazlığa konu “…” filigranlı veya filigransız müvekkile ait ürünlerinin kaldırılmasını, yasaklanmasını, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek gazetelerden biri ile ilanını; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla SMK Md. 151/2-b uyarınca hesaplanacak şimdilik 20.000,00 TL Maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini, HMK Madde 323 gereğince … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … Değişik İş numaralı Delil Tespit dosyası, vekaletname ücreti ve işbu esas davanın tüm yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce asıl dava dosyasında 21/09/2020 tarihli Ara Karar ile; “6100 sayılı HMK’nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159.maddesi gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN takdiren 10.000,00 TL (onbintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABULÜ İLE, Davacıya ait “…” markasını içeren fotoğrafların ilgili siteden kaldırılması için 10 günlük kesin süre verilmesine, aksi takdirde ilgili siteye ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE, teminat yatırıldığında bu hususta davalıya ihtaratlı muhtıra gönderilmesine, muhtıraya duruşma zaptının da eklenmesine,” karar verilmiştir.
Davacı vekili bila tarihli dilekçesi ile tazminat taleplerinin SMK 151/2-c kapsamında lisansa dayalı olduğunu bildirmiş, ancak dosyaya emsal lisans sözleşmesi sunmamış olup, bu kapsamda ticaret odasına müzekkere yazılarak emsal lisans uygulamaları yönünden gerekli araştırma yapılmıştır.
Davalı tarafa 2 haftalık kesin süre içerisinde ticari defterlerini sunması yahut yerinde inceleme taleplerini iletmesi aksi takdirde bu hususta delil sunmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiş olmasına rağmen davalı tarafça verilen kesin süre içerisinde ticari defter ve kayıtların sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili 09/09/2021 tarihli davaya ve esasa ilişkin beyanlarında özetle; davacının müvekkiline bayilik teklifinde bulunduğunu, görüşmeler esnasında davaya konu görsellerin yüklendiğini, yapılan görüşmelerin olumlu sonuçlanmaması üzerinde davacının intikam amacıyla davayı açtığını, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davaya konu fotoğrafların davacıya ait olmadığını, aynı görsellerin başka firmalarca da kullanıldığını, başkasına ait görsellere kendi markasını ekleyerek hukuka aykırı hareket edenin davacı olduğunu, müvekkilinin görsellerden kaynaklı herhangi bir kazancının söz konusu olmadığını, markaya tecavüz iddilarını kabul etmediklerini, davacının SMK 151/2-b kapsamında seçimlik hakkını kullanmış olması sebebiyle sonradan SMK 151/2-c kapsamında tazminat talep etmesini kabul etmediklerini ve tazminat yönteminin değiştirilmesine muvafakatlarının bulunmadığını belirtmiş davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili bayilik ilişkisine yönelik iddiaları kabul etmediklerini, savunmanın genişletilmesi niteliğindeki iddiaları da kabul etmediklerini, davalının kullanımlarının sabit olduğunu, mahkemenin talebin açıklanmasına yönelik ara kararı doğrultusunda tazminat taleplerinin SMK 151/2-c olduğunun bildirildiğini belirtmiş davanın kabulünü talep etmiştir.
Davacı vekilince asıl davaya sunulan 29/09/2021 tarihli dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarında talep artırımını mümkün kılacak bir hesaplama mevcut olmadığından ayrıca önceki dilekçelerinde de belirttikleri üzere dosyaya emsal lisans sözleşmesi sunabilmeleri mümkün olmadığından, şu aşamada somut olayın şartları ve sınai mülkiyet hakkının değeri nazara alınarak mütecaviz ticari iş ve işlem hacmine uygun bir bedel belirlenmesini talep ettiklerini, davalı firmanın internet sitesinin kapatılmasını, yasaklanması şeklinde , mahkememiz aksi kanaatte ise davalı firmanın internet sitesinde yer alan işbu uyuşmazlığa konu “…” filigranlı veya filigransız müvekkiline ait ürünlerinin kaldırılmasını, yasaklanması şeklide ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı firmanın, müvekkilinin koruma altına alınan tescilli markası olan “…” filigranlı ürün resimlerini kullanarak her türlü mobilya satışı yapması eylemiyle müvekkilinin marka hakkına yaptığı tecavüzün tespitini, durdurulmasını, kaldırılmasını, yasaklanmasını, müvekkiline ait tescilli markaya tecavüz teşkil eden ibarelerin kullanıldığı internet adresinin yasaklanmasını, kapatılmasına, mahkememiz aksi kanaatte ise davalı firmanın internet sitesinde yer alan işbu uyuşmazlığa konu “…” filigranlı veya filigransız müvekkile ait ürünlerinin kaldırılmasını, yasaklanmasını, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek gazetelerden biri ile ilanını; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla SMK Md. 151/2-b uyarınca hesaplanacak şimdilik 20.000,00 TL Maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini, HMK Madde 323 gereğince … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … Değişik İş numaralı Delil Tespit dosyası, vekaletname ücreti ve işbu esas davanın tüm yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 05/10/2021 tarihli dilekçeyle davacının davasını ispatlayamadığını emsal olarak sunduğu yargı kararlarının dava ile alakası olmadığını belirmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti durdurulması önlenmesi ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat talepli asıl dava ve delil tespiti giderlerine ilişkin birleşen davaya yöneliktir.
Asıl davaya konu Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Yine 6769 sayılı SMK’nın “Önceki tarihli hakların etkisi” başlıklı 155. Maddesine göre “Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.” hükümlerine amirdir.
Somut olaya dönüldüğünde;
Rapordaki değerlendirmelerde ; Davalının kendisine ait internet sitesinde yer alan ürün görsellerinde davacının tescilli markası olan “…” ibaresini kullandığı fligram olarak görsellerde yer alan davacı markasını kaldırmaksızın ürün teşhir ettiği noktasında herhangi bir çekişme bulunmamaktadır.
Gerek tespit dosyasındaki görsellerde gerekse mahkememiz nezdinde bilişim uzmanı bilirkişiden alınan raporda davacı markasının davalıya ait ürün görsellerinde yer aldığı açıkça anlaşılmış olmakla bu hususun usul ekonomisi gözetildiğinde tekrardan bir inceleme gerektirmediği sonucuna ulaşılmış bilişim uzmanından alınan teknik incelemeye dayalı rapordaki tespitler dikkate alınarak izah edilen mevzuat kapsamında markaya tecavüz olgusu mahkememizce resen değerlendirilmiştir.
Davalı kullanımlarının “marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak” niteliğindeki eyleminin izahı yapılan SMK 29 maddesi kapsamında markaya tecavüz teşkil ettiği, yine SMK 7/3-d kapsamında markaya tecavüz teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış davacının markaya tecavüze dayalı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tazminat talepleri yönünden;
6769 sayılı SMK’nın “Tazminat” başlıklı 150. maddesinde de ” Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (2) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir. (3) Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Marka sahibi kanunun 151.maddesi gereğince yoksun kalınan kazancını talep edebilir. Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. (3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur. (4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında 2. Fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması halinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.
Maddi tazminat yönünden;
Davacı dava dilekçesinde ve aşamalarda ilk olarak tazminat talebini SMK 151/2-b olarak belirmiş olmasına rağmen sonrasında SMK 151/2-c kapsamında zarar hesaplaması yapılmasını talep etmiş, davalı vekilince buna yönelik itiraz dosyaya sunulmuştur.
Bu noktada seçimlik tazminat hesaplama yöntemlerine ilişkin olarak mahkememiz taleple bağlı olmakla birlikte seçimlik hak niteliğindeki seçenek hesaplama yöntemlerine ilişkin seçim yapıldıktan sonra bunun ancak ıslah yoluyla değiştirilebileceği izahtan varestedir. Bu noktada davalı vekilinin hesaplama yöntemine ilişkin itirazları yerinde görülmüş, davacının tazminat talepleri SMK 151/2-b kapsamında ele alınmıştır.
Davalıya ticari defter ihtaratı yapılmış davalı tarafça verilen kesin süre içerisinde incelemeye esas herhangi bir kaydın sunulmadığı anlaşılmıştır.
TBK Madde 50- “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. ” hükümlerine amirdir.
Sonuç olarak yapılan sunulan deliller kapsamında davalının markaya tecavüz teşkil eden filigramlı foto kullanımlarından kaynaklı oluşan markaya tecavüz eylemine ilişkin olarak SMK 151/2-b kapsamında net bir şekilde tespitinin mümkün olmadığı, esasen davalının ticari defterlerin sunmasının da bu durumu değiştirmeyeceği hatta davacının SMK 151/2-c kapsamında tazminat talep etmiş olması halinde dahi bu durumun değişmeyeceği zira davanın niteliği gereği doğrudan hesaplanabilir bir tazminatın bulunmadığı dikkate alınarak davalının kullanımları gözetilmek suretiyle tazminat talebinin TBK 50 vd maddeleri uyarınca tespitinin gerektiği, eylemin ağırlığı dikkate alındığında takdiren 10.000 TL üzerinden tazminat kısmen kabulünün yerinde ve hakkaniyete uygun olduğuna kanaat getirilmiş bu miktar üzerinden kısmen kabul kararı verilerek fazlaya ilişkin talep reddolunmuştur.
Manevi Tazminat yönünden;
SMK 149 hükmüne göre; “ Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi manevi zararın tazminini isteyebilir”. Manevi tazminat talebi için Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde manevi tazminat şartlarının gerçekleşmesi gerekir.
Yargıtay manevi tazminata hükmederken TTK m.18/2’deki “basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüme aykırı davranılıp davrandmadığı esasını dikkate almaktadır Davalının basiretli bir tacir gibi davranması zorunluluğunun doğal sonucu, ticari yararın zarara uğratılmaması veya böyle bir tehlikeye maruz kalmayı önleyici davranışları da gerektirir. Yargıta/a göre marka hakkına tecavüz varsa başka bir deyişle haksız rekabet eylemi sabit ise bu halde manevi tazminata da hükmedilmesi gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde; Davalıların markaya tecavüze yönelik eylemlerinin davacının markasına olan güvenirliği, tüketici nezdinde oluşan algıyı zedelediği dikkate alınarak ihlalin ağırlığı hak ve nesafet gözetildiğinde 10.000 TL’nin yerinde olduğuna kanaat getirilmekle bu miktar üzerinden talebin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı sunulan rapor içerikleri izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davalının davacıya ait tescilli markayı kendisine ait internet sitesinde teşhir etmiş olduğu ürün görsellerinde (birden çok görselde) izinsiz bir şekilde kullandığı, davalının görsellerin hak sahibinin davacı olmadığına yönelik savunmalarının bu noktada bir savunma gerekçesi olarak olarak ileri sürülemeyeceği, bu kullanımların izahı yapılan mevzuat kapsamında markaya tecavüz teşkil ettiği anlaşılmakla davacının markaya tecavüze dayalı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiş, maddi tazminat talebi yönünden hesaplamaya esas herhangi bir ticari kaydın dosyaya sunulmadığı dikkate alındığında talebin BK 50 gereği takdiren belirlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmış olup davalının eyleminin ağırlığı dikkate alınarak takdiren 10.000 TL üzerinden talebin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş yine mevzuat kapsamında şartları oluşan manevi tazminat yönünden takdiren 10.000 TL üzerinden talebin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, birleşen dava yönünden ise davanın yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesi gereken tespit giderlerine ilişkin olduğu, tespit ve tedbir giderleri yargılama giderlerinden olup, (HMK m.323) bu kapsamda yapılan giderlerin esasen ana dosyada ele alınması gerektiği, ayrı bir dava açılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla talebe konu giderler asıl dava dosyası içerisinde yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmiş, birleşen dava yönünden esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilerek birleşen davada yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak ayrıca vekalet ücretine takdir olunmaksızın aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur..
HÜKÜM : Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden;
-Davanın KABULÜ ile davalı kullanımlarının markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda “…” filigramlı görsellerin davalıya ait internet sitesinden (…) kaldırılmasına, bu hususta davalıya 10 günlük kesin süre verilmesine aksi takdirde internet sitesine erişimin engellenmesine,
-Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Hükmün karar kesinleştiğinde masrafları davalıya ait olmak üzere tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir defaya mahsus ilanına,
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.366,20 TL karar harcından peşin yatırılan 683,10 TL nin mahsubu ile bakiye kalan 683,10 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından yapılan: 224,60 TL bilirkişi + posta giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 112,30 TL, 733,90 TL harç (vekalet+peşin+başvuru) ve … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında yapılan (800,00 TL bilirkişi gideri+14TL posta gideri+109,00 TL tespit harç masrafı olmak üzere) 922,40 TL olmak üzere toplam 1.768,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen markaya tecavüz talepleri yönünden hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
d)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
e)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
f)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
g)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
ı)Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-Birleşen dava yönünden;
-Davanın yargılama giderlerine yönelik açıldığı (delil tespiti masraflarına yönelik) talebin asıl dava yargılama giderleri içerinde değerlendirilmesi gerektiği, dava açılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL nin mahsubu ile bakiye kalan 14,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
c)Davacı tarafından yapılan masrafların (davanın yargılama giderlerine yönelik olduğu asıl dava dosyası üzerinden talep edilebilecekken ayrı bir dava açılmasında davalının kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla) kendi üzerinde bırakılmasına,
c)Birleşen davanın yargılama giderleri kapsamında ele alınması gerektiği anlaşılmakla vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸