Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/92 E. 2019/19 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/92
KARAR NO : 2019/19

DAVA : FSEK-Tecavüzün Ref’i, Men’i, Manevi Tazminat (25.000,00 TL)
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 17/01/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-tecavüzün ref’i, men’i, manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin … Araştırmaları Merkezi bünyesinde çalışmalarına devam etmekte olan önemli bir bilim insanı olduğunu, kendisinin 1978 yılından bu yana sistematik bir biçimde Karamanlıca konusunda çalışmalar yaptığını ve bu alanın Osmanlı tarihinin ve yazınının alt dallardan biri olarak dünya çapında kabul görmesine önayak olan kişilerin başında geldiğini, Karamanlıca eserlerin dizinini, listesini uzun yıllar süren çalışmaları neticesinde oluşturduğunu ve … A.Ş. ile eserinin mali haklarının devrine ilişkin olarak 23/01/2015 tarihinde bir Telif Hakları Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin konusunun …. , … ve müvekkili tarafından hazırlanan “… (Türkçe, İngilizce, Fransızca)” isimli eserin mali haklarının devrine ilişkin olduğunu ve mali hakların devir süresinin sözleşme tarihi olan 23/01/2015’ten itibaren 10 yıl olduğunu, diğer eser sahiplerinin sözleşme tarihinde hayatta olmadıklarını bununla birlikte esere ilişkin haklarını müvekkiline devrettiklerini, eserin 2018 yılı içinde piyasaya sürülmesinin planlandığını, dava konusu olan eserin içeriğinin … Üniversitesi öğretim görevlisi olan davalılar tarafından hazırlanan “… Kataloğu” isimli eserde kullanıldığını, müvekkiline hiçbir atıfta bulunulmadığını, eserin içeriğinin intihal yoluyla izinsiz ve müvekkilin bilgisi haricinde yararlanıldığını, davalıların Kültür Yayınları tarafından uyarılarak, eserin haklarının kendisinde bulunduğunu ve basımının 2018 yılı içinde gerçekleştirileceği belirtilmişse de iyi niyetli girişimleri sonucunda herhangi bir müspet sonuç alınamadığını belirterek, müvekkilinin manevi zararının karşılanmasına fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 25.000 TL’nin haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan ilk basım tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, devam eden tecavüzün ref’i ve men’ine ilişkin olarak dava konusu kitapların ek baskılarının önlenmesine, yasaya aykırı çoğaltılmış nüshaların ülke genelinde durdurulmasına ve mevcutlarının toplatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu “…ı-3 Cilt (Türkçe, İngilizce, Fransızca)” isimli eserin diğer iki eser sahibine ilişkin hakların davacıya devredildiğine dair belgenin geçerliliğinin bulunmadığını, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddini, davanın muhatabının müvekkilleri olmadığını, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle müvekkilleri yönünden reddini, davalılarca hazırlanan özgün eserin, davalıların emek ve çalışmaları neticesinde hazırlandığını, davacının belirttiği eserden intihal yoluyla izinsiz ve rızasız biçimde yararlanılmasının söz konusu olmadığını, davalılarca oluşturulan eserin tamamlanmasının yıllarca süren bir çalışmanın sonucu mümkün olabildiğini, davacı yanın dava dilekçesinde eser numaraları haricinde sözde intihalin nasıl ve hangi biçimde gerçekleştiğini belirtmediklerini, numaralandırmanın farklı olmasının ise savunmalarını desteklediğini, davalılarca yürütülmüş olan bilimsel araştırma projesinin yalnızca bir katalog oluşturmayı hedeflemediklerini, uzun zaman alan ve emek isteyen saha çalışmaları neticesinde Karamanlıca orijinal eserleri üniversiteye kazandırmanın temel amacı oluşturduğunu, üniversiteye tam metin olarak kazandırılan bu eserlerin kataloglanmasının ilgililere hangi eserlerin üniversiteye kazandırıldığının göstermek ve tanıtmak amacını taşıdığını, orijinal Karamanlıca metinlerin üniversiteye tam metin olarak teslim edildiğini, kataloğunda bu eserler temel alınarak hazırlandığını belirterek, davanın usule ve esasa ilişkin itirazları kapsamında reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …Ltd. Şti.vekili cevap dilekçesinde özetle, davaya konu eserin tamamı üzerinde hak sahibi olduğu iddiasını ispatlayamayan davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili … Limited Şirketi ile diğer davalılar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davaya konu kılınan eserin satış, pazarlama, çoğaltma ve dağıtım hakkının da müvekkili şirkete ait olmadığını, müvekkili şirketin yalnızca, … Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Projeleri Birimi ile “…” adlı eserden 250 adet basılması hususunda anlaştıklarını, müvekkili şirket tarafından basılan 250 adet eserin … Projesine teslim edildiğini, eserin telif haklarının tamamının dava dışı Nevşehir Üniversitesi’nde olduğu ve müvekkili şirketin yalnızca eseri bir defaya mahsus olarak bastığı gözetildiğinde, müvekkili şirketin hukuken muhatap kılınamayacağını, husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, davacı yanın intihal iddiasının müvekkili şirketi ilgilendiren bir yönünün bulunmadığını, davacı yanın esasa ilişkin soyut beyan ve sübjektif açıklamalarında da hukuki isabetin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca açılmış tecavüzün tespiti, ref’i, men’i ve manevi tazminat talepli davadır.
Mahkememizin 2018/87 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, taraflarının dosyamız tarafları ile aynı dava konusunun yine aynı esere ilişkin mali haklarını ihlal eden tecavüzün ref’i, muhtemel tecavüzün men’i ve maddi tazminat talebine ilişkin olduğu, aralarında hukuki ve fiili irtibat olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nun 166. maddesi uyarınca “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2)Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3)Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.” denilmektedir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, dosyalar arasındaki hukuki ve fiili irtibat göz önüne alınarak, birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkileyebileceği, birlikte görülmesinde hukuki yarar ve zorunluluk bulunduğu kanaatine varıldığından davaların birleştirilerek görülmesinin uygun olacağı anlaşılmakla mahkememiz dosyasının yine mahkememizin 2018/87 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Dosyamızda görülen dava ile yine mahkememizin 2018/87 esas sayılı dosyasında görülen ve davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği, birlikte görülmesinde hukuki yarar ve zorunluluk bulunduğu kanaatine varıldığından işbu dosyanın mahkememizin 2018/87 esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Esasımızın bu şekilde kapatılarak yargılamanın birleştirilen 2018/87 esas sayılı dosyamız üzerinden yürütülmesine,
3-İhtiyati tedbir taleplerinin birleşen dosya üzerinden duruşmada değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ESAS KARARLA BİRLİKTE İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/01/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır