Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/64 E. 2020/265 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/64
KARAR NO : 2020/265

DAVA : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/02/2018
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin … Üniversitesi Devlet Konservatuarı mezunu olup ülkemizde başarılı ve sevilen bir oyuncu olduğunu, izleyiciler tarafından çok izlenen ve büyük beğeni kazanan …, … vb gibi birçok TV dizisi ve sinema filminde oyuncu olarak yer aldığını halen … isimli izleyici tarafından oldukça beğenilen ve çok izlenen dizide “…” karakterini canlandırdığını, müvekkilinin …’nün yönettiği “…” isimli internet sitesindeki görüntüsü(fotoğrafı)nın izinsiz ve yasalar aykırı bir şekilde davalı bankanın ticaret unvanı ve isimleri ile bir arada …, …, … ve … yayınlandığını vaki kullanım nedeniyle davalıya ihtarda bulunmalarına rağmen cevap alınamadığını, belirtmiş FSEK 68 kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000 TL maddi ve FSEK’te kapsamında manevi hakları ihlali nedeniyle 25.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilerek verilecek olan hükmün ilanı ile yargılama giderleri ve vekalat ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacının, müvekkili banka ile yapımcı … AŞ, … Tic. Ltd. Şti. arasında başrol oyuncusu hizmet alım sözleşmesinin imzalandığını, bu kapsamda davacının başrolünü üstleneceği “…” adlı eserin gerçekleştirilmesinin sağlandığını, davacının canlandırdığı “Kurtuluş” karakterinin görsellerini içerir reklamların ilgili dergilerde yayınlanmasının taraflarca imzalanan sözleşme ve muvafakatname kapsamında hukuka uygun olduğunu zira davacının, müvekkili banka ile yapımcı … AŞ, …. Ltd. Şti. arasında başrol oyuncusu hizmet alım sözleşmesinin 5/a ve 5/h maddesi gereğince ve yine davacı tarafından imzalanan muvafakatnamede, iş bu sözleşme kapsamında 15 dakikalık 10 bölümden oluşan eserin üretilmesi için davalının yapımcı ile mutabık kalarak canlandırdığı “…” karakterinin haklarını yapımcı müvekkil ile … devrettiğini, bu devir kapsamında da davalı bankanın, eserdeki karakterleri içeren bir reklam görselini farklı mecralarda yayınlandığını, dava konusu görsellerin eserin tanıtımı/reklamı amaçlı olup davacının özel bir fotoğrafı değil eserde canlandırdığı “…” karakterinin görseli olduğunu, sözleşmenin tarafı olan… Ajansının dava konusu görselin kullanımına 13.06.2017 tarihli cevabi e postası ile onay verdiğini bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Dosyada bildirilen tüm deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Emsal araştırması yönünden bildirilen yerlere müzekkereler yazılmış, gelen müzekkere cevapları dosya içerisine alınmış, incelendiklerinde davacı emsal ve kariyerindeki bir oyuncunun fotoğraflarının herhangi bir reklamda kullanılması halinde talep edebileceği rayiç ücretin … tarafından 250.000 TL, … tarafından 250.000-300.000 TL, … tarafından 300.000 TL … tarafından 350.000 TL olarak bildirildiği anlaşılmıştır.
Yine … 4 FSHHM’nin … esas sayılı dosyasında verilen karar emsal olarak dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizce alınan 24/04/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 1.1. tanımlar başlıklı maddesinin k bendinin son cümlesinde açıkça; “ herhangi bir yanlış anlama veya yorumlamaya mahal vermemek bakımından, gerek sözleşme konusu dizi ve gerek viral videolar televizyonlarda, sinemalarda yayınlanamaz, Oyuncunun ses ve görüntüleri dizinin tanıtımı için bile olsa gazete, dergi, afiş, ilan ve benzeri yerde kullanılamaz” hükmü çerçevesinde davacının görüntüsünün davacıdan izin alınmaksızın dizi tanıtımı için dahi olsa kullanımı açıkça davacı iznine bağlandığından davacının izni olmaksızın görüntüsünün vaki şekilde kullanımı nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunma hakkının söz konusu olabileceği, davaya konu dizinin tanıtım amaçlı afişi için davacının görüntüsünün kullanılması nedeniyle davacını talep edebileceği maddi tazminatın ortalama olarak 15.000 TL olabileceği, taraflar arasında önceden bir sözleşme olup kullanım davacının başrol oyuncusu olduğu dizinin tanıtımına ilişkin olmakla bu halde davacının kişilik haklarının zedelenmesinin söz konusu olamayacağı bu çerçevede manevi tazminat talebinin haklı olup olmadığının mahkemenin takdirinde olduğu yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili rapora ilişkin yazılı beyanlarında özetle; davalı kullanımlarının izinsiz olduğuna yönelik tespitin yerinde olduğuna yönelik tespitin yerinde olduğunu ancak belirlenen rayiç bedeli kabul etmediklerini, emsal araştırmasına yönelik yazılan müzekkerelere verilen cevapların dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin fotoğrafların izinsiz olarak ticari amaçlı olarak kullanıldığını, yine bu kullanımın manevi hak ihlalini oluşturduğunu, manevi tazminat şartlarının oluştuğunu rapordaki aksi yöndeki değerlendirmeleri kabul etmediklerini belirtmiştir.
Davalı vekili rapora ilişkin yazılı beyanlarında özetle; sunulan emsallerin raporda dikkate alınmamasının yerinde olduğu, taraflar arasındaki sözleşme dikkate alındığında herhangi bir ihlal oluşmadığını tazminat şartlarının oluşmadığını, belirlenen 15.000 TL’nin fahiş olduğunu ve yine raporda tespit olunan manevi tazminat şartlarının oluşmadığına ilişkin tespitin yerinde olduğunu, davacının itirazlarını kabul etmediklerini davaya konu görüntülerin davacının ücretini tahsil ettiği dizi içerisinde yer alan görüntüler olduğunu, emsallerin kabul olunamayacağını belirtmiştir.
Davacı vekili dosyaya sunmuş olduğu 14/11/2019 tarihli ıslah dilekçeyle müvekkilinin FSEK 80 kapsamında icracı sanatçı olduğu, taleplerinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, FSEK 68 in kıyasen uygulanması gerektiği, sunulan emsal ücretlerin dikkate alınması gerektiğini belirtmiş, taleplerini 125.000 TL arttırarak 150.000 TL’nin FSEK 68 gereği 3 kat hesabı ile 25.000 TL lik kısmına dava, fazlaya ilişkin kısmına ıslah tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsilini yine 25.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilerek hükmün ilanını talep etmiştir.
Dava, 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca açılmış eser sahipliğine (FSEK 80 kapsamında) tecavüze dayalı FSEK 68 kapsamında maddi tazminat ve manevi hak ihlaline dayalı manevi tazminat talebine ilişkindir.
Delillerin Değerlendirilmesi;
1-ESER NİTELİĞİ;
Yargıtay kararlarına göre, FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser niteliği taşıyıp taşımadığı resen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Sübjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için, sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formalarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
FSEK’in 5.maddesine göre “sinema eserleri, her nevi bedii, ilmi, öğretici veya teknik mahiyette olan veya günlük olayları tespit eden filmler veya sinema filmleri gibi, tespit edildiği materyale bakılmaksızın, elektronik veya mekanik veya benzeri araçlarla gösterilebilen, sesli veya sessiz, birbiriyle ilişkili hareketli görüntüler dizisidir.” Bu tanımdan hareketle, sinema eserinin üç temel unsurdan meydana gelmesi gerekmektedir. Bunlardan birinci unsur, birbiriyle ilişkili olmak kaydıyla hareketli bir görüntü dizisi; ikinci unsur, bu görüntü dizisinin az veya çok kalıcı bir ortama tespit edilmiş olması; üçüncü unsur ise tespit edilen görüntü dizisinin mekanik, elektronik veya benzeri bir araçla gösterilebilir olması, eserin sinematografik tekniğine uygun olarak getirilmiş olması ve meydana getirilenlerin hususiyetini taşıması gerekir. Mevzuat hükmü dikkate alındığında davaya konu internet dizisinin FSEK 5 kapsamında eser niteliğinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
2-BAĞLANTILI HAK SAHİPLİĞİ;
Taraflar arasında 21/06/2016 tarihinde imzalanan Başrol Oyuncusu Hizmet Alım sözleşmesinin bulunduğu noktasında bir uyuşmazlık bulunmamakla birlikte davacı bahse konu sözleşmedeki görsellerinin izinsiz bir şekilde yayınlandığı iddia etmiştir.
Bahse konu görsellerin davalı bankanın ticaret unvanı ve isimleri ile bir arada …, …, …ve … yayınlandığı noktasında da uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalı taraf bu görsellerin sözleşmeye dayalı olarak hukuka uygun bir şekilde yayınlandığını savunmuştur.
FSEK.m.80/l-1’e göre, icracı sanatçı, bir eseri, sahibinin izniyle özgün bir biçimde yorumlayan kişidir. Örneğin, bir musiki eserini her türlü enstrümanla veya enstrümansız olarak bireysel veya orkestra şeklinde söyleyenler, çalanlar; müzikalleri, dansları, pandomimleri ve tiyatro piyesini oynayanlar; rejisörler, aktörler, aktrisler, bir şiiri okuyanlar bir reklam filminde oynayanlar, icraya yön veren “şef” ve “yönetmen-rejisörler” (FSEK m.80/1-A-6) icracı sanatçıdırlar. İcracı sanatçıların mali ve manevi olmak üzere iki tür hakkı vardır.
İcracı sanatçının manevi hakları FSEK.m.80/A-1’de düzenlenmiştir. Buna göre “icracı sanatçılar, mali haklardan bağımsız olarak ve bu hakları devretmelerinden sonra dahi, tespit edilmiş icraları ile ilgili olarak uygulama şartlarının gerektirdiği durumlar hariç, icralarının sahibi olarak tanıtılmalarını ve icralarının kendi itibarlarını zedeleyebilecek şekilde tahrif edilmesi ve bozulmasının önlenmesini talep etme hakkına sahiptirler”.
İcracı sanatçının mali hakları ise FSEK.m.80/A-2,3,4 bentlerinde düzenlenmiş olup buna göre icracı sanatçı; bir eseri, sahibinin izniyle özgün bir biçimde yorumlayan icracı sanatçı, bu icranın tespit edilmesine, bu tespitin çoğaltılmasına, satılmasına, dağıtılmasına, kiralanmasına ve ödünç verilmesine, işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletimine ve yeniden iletimine ve temsiline izin verme veya yasaklama hususunda münhasıran hak sahibidir. İcracı sanatçı, yurt içinde henüz satışa çıkmamış veya başka yollarla dağıtılmamış tespit edilmiş icralarının, aslı veya çoğaltılmış nüshalarının satış yoluyla veya diğer yollarla dağıtılması hususunda izin verme veya yasaklama hakkına sahiptir. İcracı sanatçı, tespit edilmiş icrasının veya çoğaltılmış nüshalarının telli veya telsiz araçlarla satışı veya diğer biçimlerde umuma dağıtımına veya sunulmasına ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda icrasına ulaşılmasını sağlamak suretiyle umuma iletimine izin vermek veya yasaklamak hakkına sahiptir. Umuma iletim yoluyla, icraların dağıtım ve sunulması icracı sanatçının yayma hakkını ihlal etmez.
İcracı sanatçılar tarafından yapılan icra ve yorumların FSEK m.80 çerçevesinde korunabilmesi için, yapılan icranın “özgün” olması gerekir. Alelade ve herkesin yapabileceği şekilde yapılan icra ve yorumlar hukuksal korumadan faydalanamazlar. İcracı sanatçı olabilmek için, önceden bir eserin bulunması gereklidir.
Sonuç olarak; davacının görselleri yayınlanan ve eser niteliğinde olan -sözleşme gereği taraflarca eser olduğu da kabul edilmiş olmakla birlikte- internet dizisinde pozisyonu itibarı ile icracı sanatçı olduğu FSEK 80/1-A daki haklara sahip olduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki taraflar arasındaki sözleşmenin 1.1 a bendinde davacının senaryoda ağırlıklı olarak yer alan ve eserin bütünlüğüne etki edecek şekilde öneme ve ağırlığa sahip olan “…” karakterini canlandıracağı hususu açıkça belirtilmiştir.
3-TARAFLAR ARASINDAKİ SÖZLEŞME ;
Tarafların kabulünde olan ve dosyada mübrez taraflarca 21/06/2016 tarihinde imzalanan Başrol Oyuncusu Hizmet Alım sözleşmesi incelendiğinde, yönetmen ve senaristliğini … üstlenecek olduğu 15 er dakikalık 10 bölümden oluşacak “…” isimli dizi filmini konu aldığı, davalının dava dışı … A.Ş. İle birlikte yapımcı sıfatıyla sözleşmede yer aldığı, davacının bahse konu dizide “…” karakterini canladıracağının belirtildiği, tarafların hak ve yükümlülüklerini kararlaştırıldığı;
4/f bendine göre “Oyuncunun dizi içerisinde … ibaresini içeren bir ürünü elinde tutması, tüketmesi kullanması söylemesi gibi fiillerle aktif olarak kullanılması, … logo ve ünvanlı kostüm giyilmesi talep edilmeyecektir. (Aktif Ürün Yerleştirme) Oyuncunun aktif ürün yerleştirme kapsamında rolünü icra etmek istememesi kabul edilmekle birlikte oyuncu ve /veya ajans hiç bir şekilde yapımcılar tarafından gerçekleştirilecek olan dijital ve herhangi bir şekilde aktif olmayan ürün yerleştirme sahnesine ticari metalaştırma çalışmalarına itiraz edemez.” hükmünü içerdiği,
5/e bendine göre ” İş bu sözleşme konusu diziyle ilgili oyuncunun dizideki ses veya görüntüleri eserden bağımsız olarak … ve / veya herhangi bir ticari marka ve ürünün reklam filmi tanıtım filmi şeklinde işlenemez kullanılamaz. Şüpheye mahal vermemek adına belirtilmelidir ki yapımcı oyuncunun ses veya görüntülerini kullanılmamak ve yer almamak kaydı ile eserden reklam filmi oluşturarak her türlü mecrada yayınlama hakkına sahiptir.” hükmünü içerdiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak imzalanan sözleşmede davacının dizi filmi çekimlerinde yer alan görsellerin açıkça ticari amaçlı kullanımlarına müsaade etmediği izahı yapılan hükümler kapsamında izahtan vareste olup, dizi filminde yer alan görsellerin sözleşme kapsamı dışında izinsiz kullanımının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceği bu kapsamda davalı kullanımlarının icracı sanatçı haklarının ihlali anlamına geldiği sonucuna ulaşılmıştır. Sözleşmede yapımcı sıfatına haiz davalı lehine cezai şart hükümleri öngörülmüş olmasına rağmen davacı oyuncu açısından sözleşmeye aykırılık halinde bir cezai şart öngörülmediği sözleşme hükümlerinden de anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davacının FSEK 80 e dayalı icracı sanatçı haklanın ihlaline dayalı taleplerinin yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bilirkişi raporundaki FSEK 80 in uygulanamayacağına yönelik değerlendirmelerin dosya kapsamı ile uyuşmadığı yine FSEK 86 yönünden yapılan incelemenin taraflar arasındaki sözleşme ve kullanımın sözleşme gereği icra olunan internet dizisinden alınmış olması dikkate alındığında FSEK 86 nın mevcut uyuşmazlık açısından uygulanamayacağı sonucuna ulaşılmış rapordaki bu tespit ve değerlendirmeler hükme esas alınmamıştır. Yine rapor hükme esas alınmamış ise de tekrardan inceleme yapılmasının usul ekonomisine uygun düşmeyeceği mahkememizce gerekli değerlendirmelerin yapılabileceği sonucuna ulaşılmakla dosya kapsamına göre gerekli hukuki niteleme ve değerlendirme mahkememizce yapılarak yargılama bitirilmiştir.
4-HAK İHLALİ TAZMİNAT VE FSEK 68 UYGULAMASI; ;
Dosya kapsamı itibarı ile; davacının icracı sanatçı sıfatıyla baş rolünde yer aldığı ve sözleşme ile ticari amaçla kullanımın önlenmesini yasakladığı dizi görüntülerinin davalı banka tarafından ticari amaçla kullanımının FSEK kapsamında manevi haklardan olan umuma arz salahiyeti (madde 14) ve mali haklardan işleme hakkı (Madde 21) – görüntüden kesit alınarak afiş haline getirilmesi-, çoğaltma hakkı (Madde 22) -çoğaltılarak değişik mecralarda kullanılması-, yayma hakkı (Madde 23) -sözleşme kapsamı dışında kullanım ve yayılması-, işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı (Madde 25) -afiş haline getirmek suretiyle umuma iletimini- ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
FSEK m.68/I uyarınca eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.
Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında izinsiz kullanımdan ziyade sözleşmeye aykırı kullanımın bulunduğu bu kapsamda Fsek 68 hükmünün uygulanamayacağına kanaat getirilmiş bu yöndeki davacı talebi kabul görmemiştir.
Tazminat miktarının tespiti yönünden ise yine bilirkişi raporundaki tespitlerin ve belirlenen rayiç değerin dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı, ajanslarca sunulan müzekkere cevapları ve sözleşmede öngörülen ücretin kullanımların niteliği yoğunluğu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerektiği, davacı emsal ve kariyerindeki bir oyuncunun davaya konu reklam nitelikli afiş kullanımlarında talep edebileceği tazminatın takdiren 100.000 TL olabileceği – ajans cevaplarında davacı yönünden 200.000 ile 350.000 TL aralığı belirtilmiş ise de kullanımın sözleşmeden kaynaklı çekimler sonucu olan görsellerden kaynaklanması dikkate alınarak- sonucuna ulaşılmış bu miktar üzerinden maddi tazminatın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yine manevi tazminat yönünden talep edilen 25.000 TL’nin davacının tanınmışlığı, davalının kullanım yoğunluğu hak ve nesafet gözetilerek yerinde olduğuna kanaat getirilmiş talebin tümden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sözleşme hükümleri, izahı yapılan mevzuat ve rapor içerikleri bir arada değerlendirildiğinde; davalı kullanımlarının FSEK 80/1-A bendinde yer alan icracı sanatçı haklarını ihlal ettiği, davacının tanınmışlığı sunulan emsaller dikkate alındığında takdiren 100.000 TL maddi tazminatın ve hak ve nesafet gözetildiğinde 25000 TL manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmakla bu miktarlar üzerinden davanın kabulüne fazlaya ilişkin maddi tazminat vs talebinin reddi ile faiz başlangıç tarihleri yönünden taleple bağlı kalınmak ve ilan talepleri yönünden hukuki yarar bulunmadığından bu talebin de reddine karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, takdiren 100.000,00 TL’nin 25.000,00 TL’sinin 08/02/2018, 75.000,00 TL’sinin ise 14/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının KABULÜ ile, 25.000,00 TL’nin 08/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacının ilan talebinin ve sair taleplerinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 8.538,75 TL karar harcından peşin yatırılan 853,88 TL ve 2.134,69 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 5.550,18 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan: 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 332,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.732,80 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 1.237,71 TL ve 3.024,47 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 4.262,18 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır