Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/569 E. 2019/313 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/569
KARAR NO : 2019/313

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 17/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/07/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının TPMK nezdinde 18, 23, 24, 25, 26 ve 28. sınıflarda … numarası ile tescilli “…” ve 18. sınıfta … numarası ile tescilli “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, müvekkili şirketin “…” ve “ŞEKİL” ibareli marka ve türevi markalarının gerçek hak sahibi olduğunu, davalı adına tescilli olan markaların aslında müvekkili şirkete ait olduğunu, 1923 yılından bu yana çeşitli sporlara yönelik malzeme üretim faaliyetini sürdüren ve ticaret unvanı olarak da kullandığı … markasının yaratıcısı müvekkilinin dünyaca tanınan ve sektörün en başarılı markalarından biri olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu markalar için tescil başvurularının 1960’lı yıllara dayandığını ve ilk defa Amerika’da 1963 yılında tescil edildiğini, bu tescillerini çok sayılda ulusal ve uluslararası marka ofisleri nezdinde tescillerin takip ettiğini, müvekkili şirket tarafından yaratılan ve 1923 yılından bu yana kulllanılan markalı ürünlerin dünya ile birlikte Türkiye’de de bulunduğunu ve dahi ilgili tüketici kesimi tarafından yakınen tanındığını, davalının da müvekkili markasını tanıdığı konusunda şüphe olmadığını, dava konusu markaların davalı adına tescillerin varlığından dolayı müvekkili şirketin ticari menfaatlerinin zarar gördüğünü, davalıya ait markaların tüm unsurlarıyla müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu ve Türkiye’de önceki tarihli kullanıma sahip markaların ayniyet derecesinde benzeri olduğunu, aynı sınıflarda tescil edildiğini ve dava konusu markaların müvekkili markalarının açık birer kopyası olduğunu, markalranı şekil unsurlarının birebir aynı olduğunu, iç içe geçmiş … harflerinden müvekkili tarafından yaratılmış ve müvekkili ile özdeşleşmiş şekil unsurunun birebir şekilde müvekkili markasından kopyalandığının açık olduğunu, bu yöndeki kullanımın müvekkili markası ile iltibas yaratılma çabasının dışında hiçbir açıklaması olamayacağını, dava kapsamında hükümsüzlüğü talep edilen markaların tescillerinin kötüniyetli olarak gerçekleştirildiğini, müvekkilinin Türkiye’de davalının başvuru tarihinden önce kullanımlarının bulunduğunu, dava konusu … markasının aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanı olduğunu belirterek, davalı adına tescilli bulunan … tescil nolu “… ŞEKİL” ve … tescil nolu “…” ibareli markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin adresinin Bakırköy ilçesinde bulunması nedeniyle mahkemenin davaya bakmakta yetkisiz olduğunu ve bu nedenle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu … tescil nolu markayı dava dışı …’dan devralan iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, dava konusu markayı noter aracılığıyla marka devir sözleşmesi ile satın aldığını, davacının markasının Türkiye’de tescilli olmadığı gibi uluslararası bir tanınmışlığı ya da tescilinin de bulunmadığını, davacının markasının tanınmışlık iddiasının gerçek dışı bir beyan olduğunu, davacı yanın mülkilik ilkesi çerçevesinde Türkiye sınırları içinde bir kullanımının bulunmadığını, buna karşın müvekkilinin uzun yıllardır anılan markayı kullandığını, akabinde TPMK nezdinde tescilini gerçekleştirdiğini ve tescil belgesine istinaden kullanmaya devam ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine ilişkindir.
6769 sayılı SMK’nun 156. maddesi bu kanunda öngörülen davalarda görevli ve yetkili mahkemenin tespitine ilişkindir. SMK 156/5 maddesi “üçünçü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibine aleyhine açılacak olan davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.” hükmüne amirdir.
Yine 6100 sayılı HMK’nın 19/2 maddeside “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz..” hükmü düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davalının adresinin .. olduğu, davanın marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkin olduğu, SMK 156/5 gereği yetkili mahkemenin davalı ikametgahı mahkemesi olduğu davalı tarafça usulünce yetki itirazında bulunduğu, yetkili mahkemenin Bakırköy FSHHM olduğu anlaşılmakla davalının yetkiye yönelik itirazının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın talep halinde görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi FSHHM’ne gönderilmesine,
3-HMK 20.Maddesi gereğince yetkisizlik kararının kesinleşmesini mütaekip iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece dikkate alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/07/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır