Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/545 E. 2020/81 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/545
KARAR NO:2020/81

DAVA:Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/12/2018
KARAR TARİHİ:05/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz ve Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava ve devamı dilekçelerinde özetle; Müvekkilinin Gıda sektöründe Dünyanın önde gelen firmaları arasında yer aldığını ve müvekkiline ait ürün ve markaların, uluslararası düzeyde tanınan, bilinen ve güvenilen marka ve ürünler haline geldiğini, … markalı ürünlerinde müvekkilinin ürün portföyünün en önemli marka ve ürünleri arasında yer alan, müvekkili ile özdeşleşmiş ve Dünya çapında tanınmış hale gelmiş ürünler arasında yer aldığım, … yılından beri piyasada bulunan müvekkili adına tescilli … markalı ürünlerin Türkiye’deki satış ve dağıtımının lisans sözleşmesi ile kendisine verilen yetkiye istinaden … Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapıldığını, … markasının ilk olarak …’de tescil edilip kullanılmaya başlandığını daha sonra ünü ve bilinirliği tüm Dünya’ya yayılmış tanınmış marka haline geldiğini, WİPO nezdinde müvekkili adma … ve … sayıları ile tescilli bulunan iki adet … markasının kapsamında bulunan ülke sayısının 54 olduğunu, esasen müvekkilinin … markasının isim markası olarak düz yazı karakterleriyle ve şekil unsurları ile birlikte 70’i aşkın ülkede farklı kombinasyonlarla defalarca tescil ettirmiş olduğunu, … markasının …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … numaraları ile marka olarak Türk Patent nezdinde tescilli bulunduğunu, … markalı ürünlerin tanıtım ve reklam faaliyetleri için yapılan harcama ve yatırımların markanın satış rakamlarına yansıdığını, … markasının bugün Dünyada en iyi bilinen bir bisküvi markası haline geldiğini, … markasının Dünya çapında oldukça iyi bilinen tanınmış bir marka olduğunu, internet arama motorlarından herhangi birine … ibaresi yazıldığı vakit bulunan ilk 100 sonucun … ürünleri ile ilgili olduğunu, … markasının tanınmış bir marka olduğu ve bu markanın farklı mal ve hizmetler için dahi tescil edilemeyeceğinin yurt dışında muhtelif mahkeme ve ofis kararları ile tespit edildiğini, bu nedenle iş bu davadaki tüm değerlendirmelerin müvekkilinin … markası üzerinde… yılından gelen ÜSTÜN ve ÖNCELİKLİ bir hakka haiz olduğu ve müvekkili markasının tanınmış bir marka olduğu hususu göz önünde bulundurularak yapılması gerektiğini, … markalı ürünlerin, bu marka ve ürünlerle özdeşleşmiş mavi ve beyaz rengin ağırlıklı olduğu bir ambalaj konsepti ile piyasaya sürüldüğünü, … markası gibi bu ambalaj konsepti üzerinde de müvekkilinin üstün ve öncelikli bir hakkı bulunduğunu, … ürünlerinin ambalajlaları ve hatta ambalaj üzerindeki süte düşen bisküvi konseptinin dahi müvekkili adına marka olarak tescilli olup korunduğunu, davalının Türk Patent nezdinde iş bu dava konusu … sayılı endüstriyel tasarım için başvuruda bulunduğunu ve bu başvurunun 2 numaralı tasarımının müvekkilinin … markalı ürün ambalajlannın tasarımı ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olması üzerine davalının … sayılı tasarım başvurusuna itiraz edildiğini, ancak davalının tasarım başvurusuna yapılan bu itirazın Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … Sayılı karan ile reddedildiğini, aym zamanda davalıya bu şekildeki kullanımın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturacağının ihtar edildiğini ama cevap verilmediği gibi davalının ürünleri üretip satması ve hatta yurtdışına ihraç etmesi nedeniyle davanın açılmak zorunda kalındığını, Davalı tarafından üretim, satış ve dağıtımı yapılan … ürün ambalajında kullanılan renk ve unsurlar ile markanın yazım şeklinin, … markalı ürün ambalajlarında kullanılan marka, renk ve şekil unsurları ile iltibas yaratacak derecede benzer nitelikte olduğunu, Davalının, … ürünlerinde kullandıkları ambalaj tasarım ve renkleri hususunda sınırsız özgürlük ve seçim şansı bulunmasına rağmen … ürünlerinin taklit edildiğini, davalının bu şekildeki eyleminin marka haklarına tecavüz ve aym zamanda haksız rekabet oluşturduğunu, davalının kötüniyetli tescili nedeniyle ve benzerlik dikkate alındığında ilgili tasarımın yenilik ve ayırtedicilik vasıflarına haiz olmadığını belirterek hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap ve devamı dilekçelerinde özetle; İlk olarak yabancılık unsuru nedeniyle davacının teminat yatırması gerektiğini, aynca davanın yetkili mahkemesinin … Mahkemeleri olduğunu, Müvekkilinin, …’da Bisküvi – Çikolata-Kek-Gofret-Kraker grubunda faaliyet gösterdiğini, … Organize Sanayi Bölgesinde kurulan … firmasının, bugün 85.000m2’si kapalı 50.000m2’si açık olmak üzere toplam 135.000 m2’lik alana sahip tesislerinde, ileri teknolojisi ve 1200’ü aşkın uzman çalışanı ile lezzet dolu ürünler ürettiğini, Bisküvi, çikolata, gofret, kek ve kraker olmak üzere 300’ün üzerinde ürüne sahip olan … firmasının, … ilinin ihracat şampiyonluğunu dinamik yapısı ve profesyonel yönetim anlayışıyla yıllardır elinde tuttuğunu, kısa geçmişine rağmen, … tarafından açıklanan Türkiye’nin ilk 500 büyük şirketi arasına girdiğini, hem Türkiye hem de Dünya pazarlarında yerini giderek sağlamlaştırdığını, bisküvide yıllık 27 bin ton, gofrette 6 bin ton, kek üretiminde 20 bin ton, krakerde 8 bin ton çikolatada 25 bin ton olmak üzere yıllık toplam 86 bin ton üretimiyle, bir lezzet devi olarak global ölçekte güçlü bir oyuncu olduğunu kanıtladığını, Müvekkili adına TPE nezdinde tescilli veya başvurusu yapılmış çok sayıda marka ve tasarımı bulunduğunu ve Müvekkilinin tescilli markaları ve tasanmlanyla yurt içi ve yurt dışında faaliyetlerini sürdürdüğünü, Müvekkilinin TPE nezdinde 20.09.2016 Tarihinde … başvuru no.lu … tasarımına başvurduğunu, başvurusu uygun görülerek davacı yan itirazına rağmen tescil edildiğini, müvekkili tasarımının yeni olduğunu, tasarımın; önceki tarihli bir tasarım tescili ile aynılığının söz konusu olmadığını, İtiraza gerekçe gösterilen ve itiraz dilekçesinde görselleri sunulan marka ve tasarım başvurularından hiçbirisinin müvekkilin tasarımı ile aynı olmadığını, müvekkili tasarımına benzer olduğu iddia edilen ve itiraz dilekçesine giren …- …- …-…-…-…-… ve … sayılı markaların 30. Sınıfta Fırıncılık mamulleri, tatlı bisküviler, krakerler, kurabiyeler, pastacılık mamulleri, kekler, çikolata ihtiva eden atıştırmalık yiyecekler, hamur mamulleri, gofretler, waffle ( bir tür gözleme), şekerlemeler ve çikolatalar emtiası ile tescil edildiğini oysa ki Müvekkilinin …- 2 no.lu tasarımının “…” olarak farklı Locamo sınıfında tescil başvurusu olduğunu; bu durumda bu tasarımların benzerliğinden bahsedilmesine hatta kıyaslanmasına imkân vermediği için itirazların uygun olmadığını, itiraza konu tasarımlar için herhangi bir benzerlikten bahsedilemeyeceği gibi benzerlik bakımından yapılacak kıyaslamada küçük ayrıntıları aşan ciddi farklılıklar olduğunu, itiraza konu olan … konulu … sayılı 2 no.lu tasarımın, itiraza gerekçe marka ve tasarımlardan tamamen farklı ve ayırt edicilik özelliklere haiz olduğunu, davacının Türk Patent Kurumuna gıda ürününün “…” olarak tasarım tescil başvurusu yapmadığını, Marka olarak değerlendirildiğinde “…” ve “…” hiçbir şekilde benzer markalar olmadığını, ayrıca müvekkili başvurusu tasarım tescili iken, davacının tescilinin “…” ibareli marka olduğunu, Davacı yanın … sayılı “…” ibareli marka başvurusundaki görselin, benzer gibi görünse de kesinlikle aym olmadığını, sağ tarafının üst köşesinin mavi renkli alt kısmının açık mavi renkli olduğunu, … ibaresinin altında yan yana iki adet bisküvinin bir tanesinin ucundan bir kesitinin kopanldığı görülen marka logosu olduğunu Müvekkilinin … 2 no.lu “…” tasarımının lacivert zemin üzerine “…” ibaresinin hemen üstünde, küçük puntolarla ve beyaz renkle vanilya kremalı kakaolu bisküvi ibaresi ile, bir biri üzerine gelmiş iki adet kakaolu ortası vanilya kremalı olduğu görülebilen gıda ürünü … tasarımı olduğunu, birinin marka “logosu” diğerinin “…” olmasına rağmen Ambalaj desenindeki sadece bisküvinin yuvarlak olmasının ya da beyaz renkle yazılmış olan ibarelerin benzerlik olarak değerlendirilmesi ve benzetilmesinin doğru olmayacağını, kaldı ki piyasada bisküvilerin çoğunluğunun kare yada yuvarlak şekilde olduğunu, tasarımlar arasmda kullanılan renklerin tamamen ayrı renkler olup, renk yönünden de farklılıklar bulunduğunu kendi tasarımlarının renk olarak mesnet tasarımlardan tamamen farklı olduğunu, Müvekkil firmanın tasarım başvurusunu “…” şeklinde yaptığını bu bakımdan ambalajın geneli dikkate alındığında tüketicilerin bu ürünleri karıştırma ihtimalinin olmadığını, Ambalaj üzerinde her firmanın kendi oluşturdukları marka ibarelerinin yer aldığını, Müvekkil firmanın … üzerinde “…” ibaresi ile birlikte farklı şekiller ve ibareler de bulunduğunu, “vanilyalı kakaolu kremalı bisküvi” gibi detayların fark yaratan oldukça önemli ayrıntılar olduğunu, insanların, özellikle de bilinçli kullanıcıların, bir gıda ürününü rastgele ve bilinçsiz olarak seçmeyeceğini, bu ürünlerin her ne kadar kolay ulaşılabilir gibi görünseler de günlük yaşamın içinde tüketicilerin bu ürünleri seçme konusunda daha dikkatli ve titiz davranacaklarım, değerlendirme yapılırken bu hususun dikkate alınması gerektiğini, tasarıma konu ürünler açısından tasarımcının tasarımı geliştirme açısından çok fazla seçenek özgürlüğü bulunmadığını, Fikri Mülkiyet Hukukunda taklit yasak olmakla birlikte esinlenmenin daima serbest olduğunu, Davacının itiraza gerekçe gösterdiği markalar kapsamlı bir incelemeden geçirilse dünyanın başka bir yerindeki başka bir tasarımdan esinlenilerek ortaya çıktığının anlaşılacağını, kötü niyet iddiasının kabul edilemez olduğunu, haksız rekabet iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkilinin tescilli tasarımım kullandığı için tecavüzün oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YAPILAN YARGILAMA VE TOPLANAN DELİLLER
Dava, 6769 Sayılı Kanun kapsamında açılmış marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve tecavüzün giderilmesi ve marka hükümsüzlüğü talepli davadır.
Tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle, bir marka vekili, bir tasarım vekili, bir gıda sektör/parakende satış uzmanı ve bir ambalaj tasarım uzmanından oluşan heyetten rapor alınmıştır.
Mahkememize 25/12/2019 havale tarihi ile sunulan bilirkişi raporunda özetle; Davacıya ait markayı taşıyan ambalajın marka olarak tescilli olduğu ve tescilin ürün ambalajını da kapsadığı, Davalı tasarımının genel görünüm özelliği ve detaylar yönünden tüketici üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadığı, davalı tasarımı ile davacı markası arasmda ayırt edicilikten ziyade benzerlik bulunduğu, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, Davalı kullanımının taraflar arasında karışıklık/iltibasa yer vereceği, SMK 7 ve 29. maddeleri gereğince marka hakkına tecavüz ve bu suretle Haksız Rekabet oluşturacağı, Davacının tescilli markasına dayalı olarak, davalıya ait tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin koşulların oluştuğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Marka Tecavüzü Yönünden
Davacıya ait marka olarak tescilli ürün ambalajı incelemesinde: En alttaki mavi zemin üzerinde 1 adet yuvarlak şekle sahip vanilya kremalı kakaolu bisküvinin siite bahnlmış/düşmüş hali ve sütün sıçramasını gösteren bir kompozisyon söz konusudur. Ürün içeriğini sembolize eden bu imaj (resim), ambalajın sağ tarafına doğru konumlandırılmıştır. Ürün ambalajında mavi rengin farklı tonları ve beyaz renk ağırlıklı olarak kullanılmaktadır. Söz konusu durum, marka açısından da aynıdır. … markasının büyük harflerle, iç kısmı beyaz dış kısımlarının ise mavi çizgiyle belirgin hale getirildiği, sol taraftan sağ yukarı tarafa doğru bir açıyla konumlandırıldığı görülmektedir. Bununla birlikte, dosya kapsamındaki görseller incelendiğinde yukarıda belirtilen genel hatlar korunarak, değişik şekillerde davacıya ait ambalaj kompozisyonlarının da olduğu görülmektedir. Örneğin, … tescil no.lu markada, aynı genel unsurları içeren ve 2 adet yuvarlak şekle sahip vanilya kremalı kakaolu bisküvinin tekinin ısınlmış diğerinin ise bütün olarak üst üste yer aldıkları kompozisyon.
Davalıya ait tasarım olarak tescilli ürün ambalajı incelemesinde: En alttaki mavi zemin üzerinde birbiri üzerine gelmiş 2 adet yuvarlak şekle sahip vanilya kremalı kakaolu bisküvinin süte batırılmış/düşmüş hali ve sütün sıçramasını gösteren bir kompozisyon söz konusudur. Ürün içeriğini sembolize eden bu imaj (resim) ambalajın sağ tarafına doğru konumlandırılmış ürün ambalajında mavi rengin farklı tonları ve beyaz renk ağırlıklı olarak kullanılmaktadır. … markasının … harfi büyük diğer harfleri küçük şekilde bitişik halde yazılmış ve iç kısmı beyaz dış kısımlarının ise mavi çizgiyle belirgin hale getirildiği sol taraftan sağ yukarı tarafa doğru bir açıyla konumlandırıldığı görülmektedir.
Dava konusu ürünlerin, benzer bisküviler için yapılmış/tasarlanmış ambalajlar olduğu anlaşılmaktadır. Ambalajın ürünü koruma/saklama ve taşıma gibi fonksiyonlarının bulunmasının yanı sıra tüketiciyibilgilendirici, markayı ve ürünü tanıtıcı fonksiyonu da vardır.
Davacı ve davalı taraf ürünleri karşılaştırıldığında; Ürünlerin her ikisinin de aynı amaçla kullanılan ürünler oldukları, kullanılabilecek renkler açısından seçenek özgürlüğünün çok geniş olmasına rağmen seçilen renk unsurlarının benzer olduğu, herhangi bir teknik zorunluluğun var olmadığı dikkate alındığında. Ürün içeriğini sembolize eden imaj (resim) ambalajının ve üründe kullanılan markanın aym şekilde konumlandırılmış oldukları, bisküvinin aynı kompozisyon ile süte batırılmasının düşmesinin ve sütün sıçrama efektinin benzer olduğu, hitap ettikleri tüketici kitlesi ve seçenek özgürlüğünün çok geniş olduğu dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda davalı tasarımının genel görünüm özelliği ve detaylar yönünden tüketici üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadığı, davalı tasarımı ile davacı ambalaj markası arasında ayırt edicilikten ziyade benzerlik bulunduğu, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları sonucuna varılmıştır.
Davacıya ait … markalı ürünler, dosyaya sunulmuş olan evraklardan da görüleceği üzere, İngiltere, Avrupa Birliği ve dünyanın birçok ülkesinde marka tescili ile korunmaktadır. Ülkemizde de ilgili ürün segmentinde bilinirliği olan ve üst segmentte konumlu bir ürün olup sektörel açıdan tanınmış olduğu söylenebilir.
Davacıya ait ürün, davalıya ait ürünlerle kullanım amacı ve kullanım alanları benzerdir. Ticari pazara ulaşmalarında kullanılan satış yollan benzer olup, birbirleriyle rekabet eder nitelikleri ve birbirlerini tamamlayıcı nitelikleri söz konusudur. Ürünlerin aynı ya da en azından benzer satış noktalarında satışa sunulacakları ve fiziksel görünüm benzerlikleri, ürünün tüketici kitlesi, satın alma sürecinde göstermesi gereken dikkat ve algılama düzeyi gibi faktörler dikkate alındığında, tüketici tarafından ilişkilendirilebilecekleri ve tüketicilerin yanılgıya düşme ihtimallerinin doğacağı anlaşılmıştır.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller, SMK’nın 7. maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29. Maddede düzenlenmektedir. 7. maddede “marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları” başlığı altında marka sahibinin yasaklayabileceği fiiller sıralanmakta, 29. maddede ise “marka hakkına tecavüz sayılan fiiller” düzenlenmektedir. Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller incelenirken, 7. Madde ile 29. Maddenin birlikte dikkate alınması gereklidir. Tecavüz, bir haksız fiildir. Tecavüzün varlığı için SMK’da belirtilen eylemin gerçekleşmiş olması ve somut olayda hukuka uygunluk sebeplerinden birinin mevcut bulunmaması gereklidir.
Tescilli bir markanın, sahibinin izni olmaksızın kullanılması veya o markayı taşıyan mal ve hizmetlerin, tecavüzün bilinmesine rağmen pazarlanması, stoklanması, satış için teklif edilmesi, ihracı, ithali ya da tecavüzün bilinmesine rağmen o malların nereden sağlandığının bildirilmesinden kaçınılması, tecavüz olarak tanımlanmıştır ( Tekinalp, Ü.: Fikrî Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 491).
SMK’nın 29. maddesi ise, hangi fiillerin marka hakkına tecavüz sayılacağını açıklamıştır. Buna göre;
Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller
“Madde 29- (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz savılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nd maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
Anılan madde metninde atıf yapılan SMK’nın 7. maddesi ise; “Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.”
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
b)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.”
Davacıya ait markayı taşıyan ambalajın marka olarak tescilli olduğu ve tescilin ürün ambalajını da kapsadığı,
Davacı ve davalının her ikisinin de aynı sektörde yer aldıkları ve davalı tarafından sunulan malların davacının marka tescil kaplamına giren mallar olduğu ve haliyle davalı kullanımının, davacının tescil kapsamına giren mal sınıfında olduğu,
Davalının 2 no.lu tasarımının ürüne uygulanma biçiminin, kullanım şeklinin, davacıya ait markanın kapsadığı mala yönelik olarak halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali doğuracağı,
SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturacağı sonucuna varılmıştır.
Haksız Rekabet Yönünden
Haksız rekabet, TTK m. 54 vd maddelerinde düzenlenmiştir. TTK m. 54/1 hükmü haksız rekabet hukukunun amacını ‘“Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirterek, bu kısma ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilkeyi vurgulamıştır. 2. Fıkrada ise Kanun Koyucu haksız rekabeti, “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlamıştır.
TTK m. 55/1-a-(4) hükmüne göre “Başkasının mallan, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,” bir haksız rekabet eylemidir. Davalının davacının markası ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği görülmektedir. Bu sebeple haksız rekabet eylemi gerçekleşmiştir.
Tasarım Hükümsüzlüğü Yönünden
Davalının tasarım ambalaj kompozisyonunda, davacının … markalı ürününün ambalajı ile iltibasa neden olacak bir benzerlik bulunmaktadır. … tescil no.lu … markasının 04/11/2013 yılında, … tescil no.lu … markasının 24/11/2014 yılında tescil edildiği, davalının tasarım tescil başvuru tarihinin ise 20/09/2016 olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. Davacının ürününün, davalı tasarımından daha önce kamuya sunulduğu, davacı ürünü ile davalının tasarımının, dava konusu ürün bakımından tasarım yönünden seçenek özgürlüğünün kısıtlı olmadığı da dikkate alındığında, birbirlerine bilgilenmiş kullanıcı-tüketici gözünde iltibasa sebep olacak derecede benzer olduğu, bu itibarla, davacı markasının davalıya ait … tescil no.lu … no.lu ambalaj tasarımın yeniliğini ortadan kaldırdığı, davacının sunulan belgeler dikkate alındığında öncelikli hakka sahip olduğu, davalı ve davacının aynı sektörde yer almaları ve davacının sektörde tanınmışlığı dikkate alındığında, davacıya ait marka olarak tescilli ürün ambalajından haberdar olmasının bekleneceği ve haliyle tasarım tescil başvurusunun kötüniyetli olarak değerlendirilebileceği ve bu suretle … tescil no.lu … no.lu ambalaj tasarımı açısından hükümsüzlük şartlarının gerçekleşmiş olduğu sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜNE,
Davalı adına tescilli …-2 nolu … tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Davalının … adlı ürünün ambalaj tasarımının şekil, renk ve hareket öğesi yönünden davacının marka hakkına tecavüzde bulunduğunun ve haksız rekabet yarattığının tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin men-ine, ref-ine, durdurulmasına ve giderilmesine,
Tecavüz teşkil edecek şekilde ürün ambalajı üretiminin durdurulmasına, satışını ve ihraç edilmesinin önlenmesine, üretilmiş olan ambalajlara el konulmasına ve imhasına,
Tecavüz teşkil eden ambalaj üretimine tahsis edilmiş makine, alet, kalıp bulunmadığından bunlara yönelik el koyma ve imha talebinin reddine.
Hüküm kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalı tarafa ait olmak üzere Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
2-Alınması gerekli 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 18,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan: 3.200,00 TL bilirkişi ücreti, 140,00 TL posta/tebligat gideri olmak üzere toplam 3.360,00 TL ve 71,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.431,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tecavüz talebine ilişkin olarak 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen hükümsüzlük talebine ilişkin olarak 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.05/02/2020

Katip …

Hakim …