Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/540 E. 2019/168 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/540
KARAR NO : 2019/168

DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/11/2018
KARAR TARİHİ : 03/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle, “…” ismi ve markasının kozmetik ve parfümeri alanında hizmet veren müvekkili adına 11.03.2013 yılında … numarası ile tescil edildiğini, … isminin daha öncesinde de müvekkili tarafından kullanılldığını, 2012 yılında da … um markasının tescilini aldığını ve her iki markayı da birlikte kullandığını, müvekkiline ait markanın her iki davalı tarafından haksız bir şekilde kullanıldığını, müvekkili tarafından … markasının yüksek derecede ayırt edici bir takdim şekli ile kullanıldığını, davalıların müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiklerini, müvekkilinin faaliyetlerinden haberdar ve piyasada hakim konumda bulunan şirketlerden olduklarını, taklit etme amaçlarının olmadığını, müvekkili firmayı sektörden silmek amacını güttüklerini, kullanımın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinden bahisle, iş bu davanın … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, … Markası açısından ihtiyati tedbir kararı verilerek markanın isim, paket etiketini taşıyan ürünlerin ithalinin, satışının, pazarlalnmasının, dağıtılmasının veya ticari amaçla elde bulundurulmasının depolanmasının ve her türlü kullanımının önlenmesine ve mevcut ürünlerin toplatılmasına, davalıların müvekkilinin üzerinde hak sahibi olduğu markayı yahut benzerini kullanmak, ihraç, ithal, üretim, satış, pazarlamak, dağıtım veya ticari amaçla elde bulundurmak, depolamak veya benzerlerini taşıyan ürünleri satışa arz etmek suretiyle fiillerinin haksız ollduğunun ayrı ayrı tespitine, davalıların haksız rekabetlerinin Men’ine , davalıların fillerinin müvekkiklinin markalarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, … markası içeren her türlü ürün, etiket, kutu, ambalajın davalılara ait işyerlerinden ve üçüncü kişilerin elinde olsa dahi ticari amaçla bulundukları yerlerden toplatılmasına ve imhasına, davaya konu ürünlerin satışından elde edilen gelirin belirlenerek davalılar aleyhine müştereken ve müteselsilen 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı …Ş vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirkete ve diğer davalıya karşı açılmış, konusu, tarafları ve hukuki sebepleri aynı olan … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının henüz derdest olduğunu, bu nedenle dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin kozmetik sektöründe ve bir çok sektörde tanınmış İtalyan “…” markasının kozmetik ürünlerinin Türkiye’deki yetkili satıcılığını ve distribütörlüğünü yaptığını, bu hususta yaklaşık 10 yıldır … şirketi ve … şirketleri ile çalıştığını, davacının markasının sadece “…” ibaresinden mevcut olduğunu, müvekkilinin ithal ettiği ürünler üzerindeki ibarenin ise “versace”+”…” ibaresi ile birlikte oluşturulduğunu, ana markanın “…” olduğunu, dava konusu markanın piyasaya çıkış tarihi itibari ile bakıldığında …’nın hükümsüzlük davası açma hakkının olduğunu, davacının uzun süre sessiz kalması ve müvekkilinin ihtilafa konu ürünlerini de kendi internet sitesinde dahi satışa sunduğunu, bu hali ile sessiz kalma yolu ile hakkını kaybettiğini, davacının davayı kötü niyetle açtığını, tescilli markasını öne sürerek kendisine bir tekel yaratma amacı taşıdığından bahisle öncelikle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … şirketinin adresinin İtalya olup, davacının yurt dışı tebligatına ilişkin işlemleri henüz tamamlamadığı anlaşılmıştır.
İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/467 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, taraflarının dosyamız tarafları ile aynı olduğu, dava konusunun aynı aynı markaya ilişkin olduğu, dosyalar arasındaki hukuki ve fiili irtibat mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK.nun 166. maddesi uyarınca “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2)Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3)Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.” denilmektedir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, mahkememiz dosyası ile İstanbul 1.FSHHM’nin 2017/467 esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği, davaların birlikte görülmesinde hukuki yarar ve zorunluluk bulunduğu kanaatine varılarak davacının da talebi doğrultusunda mahkememiz dosyasının İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/467 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Dosyamızda görülen dava ile İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/467 esas sayılı dosyasında görülen ve davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği birlikte görülmesinde hukuki yarar ve zorunluluk bulunduğu kanaatine varıldığından işbu dosyanın İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/467 esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Esasımızın bu şekilde kapatılarak yargılamanın birleştirilen İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/467 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin birleşen mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, esas hükümle birlikte yasa yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/05/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır