Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/538 E. 2020/36 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/538
KARAR NO : 2020/36

DAVA : Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/11/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 28/11/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin yıllardır bayan giyim tekstil alanında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, tüm marka ve endüstriyel tasarımları üzerinde tescilli yada tescilsiz mevzuatın öngördüğü şekilde münhasır hak sahibi olduğunu, tunik olarak nitelendirdikleri ve ekte görselleri bulunan ürünün karşı tarafça haksız bir şekilde tasarım ihlaline sebebiyet verilerek piyasaya sunulduğunu, bahse konu ürünün kolları büzmeli ön kısmında kısa detay görünüm ve yine ön kısmında büzmeli bağlamalı görüntüsü ve diğer detayları ile ayırt edicilik arz ettiğini, bu hususun tespiti amacı ile … 2. FSHHM’nin … değişik iş sayılı dosyası üzerinden davalıya ait adreste inceleme yapıldığını, bahse konu ürün tasarımında ayniyet derecesinde dört adet taba renkli taklit ürününün bulunduğu ve satışın parakende olarak yapıldığının tespit edildiğini, ayrıca bilirkişi raporunda müvekkiline ait tescilsiz korunma sahip tasarım ile davalıya ait adreste bulunan ürünün birbirine iltibas yaratacak şekilde benzer olduğunun tespit edildiğini, davalının SMK 55 ve devamı maddelerinde düzenlenen müvekkiline ait tescilsiz tasarıma tecavüz ettiğinin ve eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini belirtmiş dava konusu ürünün müvekkiline ait tescilli tasarıma tecavüz ettiğinin tespiti, önlenmesi, durdurulması ile bu tecavüzden kaynaklı olarak SMK 151/2-a kapsamında 10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile ele geçirilen ürünlerin imhası ve verilecek olan hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dosyaya sunmuş olduğu 24/12/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle, açılan davanın asılsız isnad ve haksız taleplere dayalı olduğunu, dava konusu tasarım üzerinde davacının hak sahibi olmadığı gibi ürünler arasında benzerlik ve iltibasın bulunmadığını, davacıya ait olduğu iddia olunan tescilsiz tasarımın “…” başlıklı sitede yayınlandığını, bayan giyime ait ürünlerin esas itibariyle birbirine benzeyebildiğini, değişik iş dosyasındaki rapora itiraz ettiklerini, bahse konu tasarımın ilk kez davacı tarafından piyasaya sunulmadığını belirtmiş, davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki hususları tekrarlamış, taraf delilleri toplanmış, davaya konu tasarımın SMK hükümleri kapsamında tescilsiz korunma şartlarına haiz olup olmadığının tespiti yönünden bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 2018/148 değişik iş, 2018/147 karar sayılı değişik iş dosyası dosya içerisine alınmış incelendiğinde bilirkişi tarafından davalıya ait adreste yapılan inceleme sonucunda rapor sunulduğu, raporda iş yerinde tespit edilen dört adet taba renkli … markalı tunik üzerinde tespit isteyen firmaya ait tescilsiz tunik tasarımının iltibas yaratacak derecede benzerinin kullanıldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişiler dosyaya sunmuş oldukları 02/08/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, davaya konu ürünün … isimli sitede paylaşıldığını ancak paylaşım tarihinin tespit edilemediğini, değişik iş dosyası üzerinden alınan görseller üzerinden yapılan incelemede “…” etiketi taşıyan tunikte görülen tek farkın yaka olduğunun tespit edildiğini, bu farkın ürünleri birbirinden ayırt etmeye yeterli nitelikte olmadığını, modellerin aynıya yakın benzer olduğunu, davacı tarafın hak sahipliğine ilişkin olarak davaya konu tunik ürününün davacı adına tescilli olduğunu gösterir veriye ulaşılamadığını, bu sebeple hak sahibi olduğu sonucuna ulaşılamadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerinin rapora yönelik itirazlarının değerlendirilmesi yönünden dosya yeniden rapor sunan heyete tevdii olunmuş, 05/12/2019 tarihli heyet ek raporunda, her ne kadar kök raporda bahse konu ürünün internet paylaşımına ilişkin olarak tarihin tespit edilemediği belirtilmiş ise de yapılan incelemede görselin üzerinde bulunan … linkinin üzerinde tıklandığında yeni bir linkin açıldığı, görselin detay kısmına bakıldığında ise göndericinin … olduğunun ve görselin 10/09/2017 tarihinde eklendiğinin tespit edildiğini, dosyaya sunulan deliller karşılıklı olarak değerlendirildiğinde değişik iş dosyasında tespit edilen davaya konu ürün ile sosyal medyada paylaşılan görsel karşılaştırıldığında model kalıp özellikleri modele ayırt edicilik özelliği kazandıran ön parçanın büzülerek toplanması, model stili ile aynı ya yakın benzediğinin tespit edildiğini, hak sahipliği konusunda davacı tarafça sunulan deliller ile birlikte değerlendirildiğinde davaya konu ürünün davacıdan önce kamuya sunulduğu, davacının hak sahipliğinin oluşmadığı yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili ek rapora yönelik itirazlarında, müvekkilinin toptancı olduğu davaya konu ürünün ikili takım şeklinde tasarlandığı, 2017 yılı içerisinde satışa sunulacağı sezon öncesinde showroom da numune olarak sergilendiğini, dolayısıyla bilişim uzmanı tarafından yapılan tespitin müvekkiline ait ürünün sonraki tarihli olduğu ispata yeterli olmadığını, davalının müvekkiline ait takımı taklit ederek piyasaya sunduğu ürünün haksız rekabet ve haksız kazanç teşkil ettiğini belirtmiş ek ve yeni rapor alınmaksızın itirazlarının dikkate alınmasını talep etmiştir.
İş bu dava tescilsiz korunmaya sahip tasarıma tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılması ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
6769 sayılı SMK’nın tasarım hakkı ve kapsamına ilişkin 55.maddesi, “(1)Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. (2)Ürün, bilgisayar programları hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra birleşik bir ürün veya bu ürünü oluşturan parçaları, ambalaj gibi nesneleri, birden çok nesnenin bir arada algılanan sunumlarını, grafik sembolleri ve tipografik karakterleri ifade eder. (3)Birleşik ürün, sökülüp takılma yoluyla değiştirilebilen veya yenilenebilen parçalardan oluşan üründür. (4)Tasarım; bu Kanun hükümleri uyarınca tescil edilmiş olması hâlinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması hâlinde ise tescilsiz tasarım olarak korunur.” şeklinde düzenlemiştir.
“Yenilik ve ayırt edicilik” başlıklı 56. Maddesi “(1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir: a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır. b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır. (3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder. (4) Bir tasarımın aynısı; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. (5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. (6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” hükümlerine,
“Kamuya sunma” başlıklı 57. Maddesi “(1) Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. (2) Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.” hükümlerine amirdir.
Yine koruma kapsamı ve koruma dışı hâllere ilişkin 58.maddesi, “(1)Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2)Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3)Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez. (4)Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır: a)Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar. b)Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri. c)Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri. ç)Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar. (5)56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır.” ,
Tasarım hakkının kapsamı ve sınırları başlıklı 59 maddesi “(1) Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz. (2) Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez.(3) Aşağıda sayılan fiiller tasarım hakkının kapsamı dışındadır: a) Özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller. b) Deneme amaçlı fiiller. c) Ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak, tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve kaynak göstermek şartları ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar. ç) Yabancı ülkede kayıtlı olup geçici olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan deniz veya hava taşıt araçlarındaki ekipman, bu araçların onarımı için kullanılmak üzere ithal edilen yedek parça ve aksesuarlar ile bu araçların onarım fiilleri. (4) Birleşik ürünün görünümüne bağımlı olan parçaların, birleşik ürüne orijinal görünümünü yeniden kazandırmak üzere onarım amacıyla ve bu parçaların kaynağı konusunda yanıltıcı olmamak şartıyla tasarımın piyasaya ilk sürüldüğü tarihten üç yıl sonra kullanılması tasarım hakkının ihlali sayılmaz. (5) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yayımlanan eşdeğer parçaların dördüncü fıkra kapsamında ve tasarımın piyasaya ilk sürüldüğü tarihten itibaren üç yıl içinde kullanımı tasarım hakkının ihlali sayılmaz. (6) Yayım erteleme talebinde bulunulan tasarımlar için, tasarımlara ait görsel anlatımların Bültende yayımlanmasına kadar ikinci fıkra hükümleri uygulanır.”,
Tasarımın koruma süresi ve yenileme başlıklı 69 maddesi “(1) Tescilli tasarımların koruma süresi başvuru tarihinden itibaren beş yıldır. Bu süre beşer yıllık dönemler hâlinde yenilenmek suretiyle toplam yirmi beş yıla kadar uzatılabilir. (2) Tescilsiz tasarımların koruma süresi, koruma talep edilen tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten itibaren üç yıldır. (3) Tasarım tescili, tasarım sahibinin talep etmesi ve yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin süresi içinde Kuruma sunulması şartıyla yenilenir. (4) Yenileme talebinin tasarım sahibi tarafından koruma süresinin sona erdiği tarihten önceki altı ay içinde yapılması ve aynı süre içinde yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması gerekir. Bu süre içinde talebin yapılmaması veya yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması hâlinde, yenileme talebi, koruma süresinin sona erdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde ek ücretin ödenmesi şartıyla da yapılabilir. (5) Yenileme, önceki koruma süresinin sona erdiği tarihi izleyen günden itibaren hüküm ifade eder. Yenileme, sicile kaydedilir ve Bültende yayımlanır. (6) Yenilenmeyen tasarımlara ilişkin tasarım hakkı, koruma süresinin bittiği tarihte sona erer.”,
Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller başlıklı madde 81 “(1) Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır: a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c) Tasarım hakkını gasp etmek. (2) Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3) Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4) Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir.”,
Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin ileri sürebileceği talepler başlıklı 149 maddesi “(1) Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c) Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması. f) Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi. (2) Birinci fıkranın (e) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda, söz konusu ürün, cihaz ve makinelerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değerin kabul edilen tazminat miktarını aşması hâlinde, aşan kısım hak sahibince karşı tarafa ödenir. (3) Birinci fıkranın (g) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda ilanın şeklî ve kapsamı kararda tespit edilir. İlan hakkı, kararın kesinleşmesinden sonra üç ay içinde talep edilmezse düşer. (4) Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından manevi zararın tazmini talep edilemez.”,
Tazminat başlıklı 150 maddesine göre “(1) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (2) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.(3) Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. “,
Yoksun kalınan kazanç başlıklı 151 maddesine göre “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. (3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur. (4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır. (6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.”, hükümlerine amirdir.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. Madde 56’da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiği her ne kadar davacı SMK hükümleri kapsamında tescilsiz koruma şartlarına haiz tasarımının davalı tarafça taklit edilmek suretiyle piyasaya sunulduğundan bahisle tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile tecavüz ve haksız rekabetin durdurulması önlenmesi ve ortadan kaldırılması talebi ile işbu davayı açmış ise de yapılan inceleme sonucunda davaya konu ürüne ait tasarımın kamuya ilk kez davacı tarafça sunulmadığı, dolayısıyla yukarıda izahı yapıldığı üzere SMK 55/4, 57 ve 56/4-b hükümleri dikkate alındığında davaya konu tasarım yönünden tescilsiz korunma şartlarının davacı lehine oluşmadığı, ispat yükü altındaki davacının bilirkişi raporundaki tespitlerden önceki tarihlerde piyasaya sunulduğuna ilişkin iddiasını ispatlayamadığı, kamuya sunulmuş olan harcı alem nitelikteki ürün ve tasarıma ilişkin davalı tarafça yapılan üretim ve pazarlamanın TTK 54 vd maddeleri uyarınca haksız rekabet olarak kabulünü gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla davacının tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılması ile maddi ve manevi tazminata yönelik açmış olduğu davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 102,47 TL’den 54,40 TL karar harcının düşülmesine, kalanı 48,07 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen tecavüz/haksız rekabet talebine ilişkin 4.910,00 vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen maddi tazminat talebine ilişkin 4.910,00 vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen manevi tazminat talebine ilişkin 4.910,00 vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır