Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/525 E. 2020/151 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/525
KARAR NO:2020/151

DAVA:Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ:16/11/2018
KARAR TARİHİ:26/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye’nin önemli şirketlerinden olduğunu… sicil numaralı … markasının tanınmış marka olarak sicile kayıtlı olduğunu, davalının … ibareli ticaret ünvanı kullanımının marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, müvekkilinin şirketleri ile davalı şirketin halk arasında karıştırılacağını, davalının müvekkilinin tanınmışlığından faydalanmak maksadıyla böyle bir ünvan seçmiş olduğunu, müvekkilinin bünyesinde Titaş isimli davalı ile aynı kolda faaliyet gösteren bir şirketin olduğunu, böylelikle davalının ticaret ünvanı kullanımının müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu belirterek marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, kaldırılmasını, davalının ticaret ünvanından … ibaresinin terkinini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket usulüne uygun yapılan tebligata rağmen bir cevap vermemiş, delil de sunmamıştır.
YAPILAN YARGILAMA VE GEREKÇE
Dosyada belirtilen deliller toplanmış, uyuşmazlığın çözümü kısmen teknik bilgi gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmıştır.
Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller SMK Madde 29’ da sayılmıştır. Marka hakkına tecavüz sayılan haller Sınai Mülkiyet Kanun’ nun 7. Maddesine atıf yapılmak suretiyle 29. Maddesinde düzenlenmiştir.
6769 sayılı SMK madde 29’ a göre, Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanılması ve yine madde 29/b’ ye göre Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edilmesi marka hakkına tecavüz sayılmaktadır.
Marka hakkı sahibinin markasına zarar vermeye yönelik tüm fiilleri engelleme hakkı vardır. Marka hakkına tecavüz de bunların başında gelir. Marka hakkına tecavüzün varlığı için Sınai Mülkiyet Kanun’ da belirtilen eylemlerden birinin gerçekleşmiş olması ve somut olayda bu eylemin hukuka uygunluk sebeplerinden birinin bulunmaması gerekir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ nun 7. Maddesinde ise;

(2)Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır.
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmıştık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması”
6769 sayılı SMK’ nin yukarıdaki ilgili maddeleri genel olarak, marka sahibinin tescilli markası ile iltibasa neden olacak işaretlerin kullanılmasını yasaklamaktadır. Madde metninde de belirtildiği üzere; tescilli marka ile aynı veya benzer olan bir işaretin tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerde kullanılarak halk tarafından karıştırılma ihtimaline yol açılması marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir. Aynca işaret ile tescilli marka arasında halk nazarında “ilişkilendirme” olduğu ihtimali de “kanştınlma ihtimali” kavramına dahil sayılmıştır. Marka sahibi tescilli markası ile bağlantı kurulması ve veya kanştınlma olasılığı taşıyan markaların aynı veya benzer mal ve hizmetlerde kullanılmasını önleme yetki ve hakkına sahiptir.
Bu bakımdan marka hakkına karıştırılma ihtimali yaratmanın incelenmesi gerekir.
Karıştırılma İhtimalinin Unsurları
a)Markalann Aynılığı / Benzerliği
Markalar arasında ayniyet veya benzerliğin tespitinde markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınması gerekmektedir. Arkan’ a göre; marka incelemesi, markayı oluşturan unsurlar parçalara bölünerek yapılmamalıdır. Markaların tek başına ayrım gücü bulunmayan tanımlayıcı işaretlerden oluşan kısımlarının aynı yada benzer olup olmadıklarının üzerinde durulmasına gerek yoktur. (Prof. Dr. Sabih Arkan, Marka Hukuku, cilt 1, s. 99).
İltibasın, karıştırılma olasılığının belirlenmesinde iki markanın bir bütün olarak bıraktıktan genel izlenime bakılmalıdır. Markanın esas unsurunun kullanılıp kullanılmaması iltibası belirlemede önemlidir.
Davacının TPMK nezdinde tanınmış marka siciline kayıtlı… sicil numaralı …+… markasının bulunduğu görülmüştür.
Davalının ticaret ünvanındaki … ibaresinin, davacının markası ile ibarenin görsel, anlamsal, işitsel yönden bıraktığı bütünsel izlenim itibarıyla ortalama tüketicide karıştırılma ihtimali yaratacak şekilde benzerlik gösterdiği sonucuna varılmıştır.
b)Malların ve Hizmetlerin Aynılığı ve Benzerliği
Marka sahibi, markası hangi sınıflarda tescil edilmişse markasının başkası tarafından kullanılmasını ve tescilini önleme yetkisi, o mal veya hizmetler ve onlarla benzer olan mal ve hizmetlerle sınırlıdır.
Davacının markasının davalının faaliyet gösterdiği 25. Sınıfta tescili bulunmamaktadır ancak davacının markası tanınmış marka olduğundan tescilli sınıflar dışında da korunmaktadır.
c)Halk tarafından Karıştırılma ihtimali
SMK Md. 6/1 maddesinde belirtilen nispi red sebepleri değerlendirilirken, ilgili sektördeki ortalama tüketici algıları dikkate alınmaktadır. Bu tüketici modeli, kural olarak alışveriş sırasında çok vakit harcayan, inceden inceye araştıran karşılaştıran bir tüketici anlamına gelmemekte, ancak bilgisi olan ve malı daha önce almış, kullanmış veya bilen bir tüketici olarak kabul edilmektedir. (İlhami Güneş, Uygulamada Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları / Haksız Rekabet Davaları isimli eserinde sf. 145-146) Halk tarafından kanştınlma ihtimalinde ölçü ise, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halkın olduğu göz önünde tutulacaktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından “umumi intiba” olmasa bile, halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir. (Prof. Dr. Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, İst. 1999, Birinci Baskı,sh. 400 vd.)
Firmaların faaliyet gösterdikleri alanlar özel bir tüketici kitlesine hitap etmemektedir o halde ortalama tüketici kitlesi ölçü olarak alınmalıdır. Yukarıda belirtildiği gibi davalının ticaret ünvanı ile davacı markası arasındaki benzerliğin ortalama tüketici kitlesinde karıştırılma ihtimaline sebebiyet verecek derece olduğu davalının bu ünvanı kullanmasının sonuç olarak marka hakkına tecavüz yarattığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca karıştırılma ihtimali tesipit edildiğinden davalının ticaret ünvanını seçerken basiretli bir tacir olarak tanınmış bir markayı seçmesinin karıştırılmaya neden olan önlem almak tanımına uyacak şekilde haksız rekabet yarattığı sonucuna da varılmak gerekir. Bu durumun kaldırılması için davalının ticaret ünvanından … ibaresinin çıkarılması gerektiği sonucuna da varılmalıdır.
Tüm bu sebeplerle davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜNE, Davalı … … Şirketinin ticari ünvanının davacının tanınmış … markası ile iltibas yarattığı ve kullanımının markasal olduğu anlaşılmakla davacının markasına tecavüz edildiğinin ve haksız rekabette bulunulduğunun tespitine, tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
Davalının … ibaresini taşıyan her türlü ticari kullanımlarının önlenmesine, bu ibareli tanıtım amaçlı evrakların ve ticari belgelerin varsa el konulmasına ve hüküm kesinleştiğinde imhasına,
Davalının Ticaret ünvanından … ibaresinin çıkarılmasına ve terkinine,
Kararın masrafı davalıdan alınmak üzere Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan .54,40TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 18,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 4.910,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 1.400TL bilirkişi ücreti, 213,80TL posta gideri olmak üzere toplam 1.613,80 TL ve 71,80TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.685,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/02/2020

Katip …

Hakim …