Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/517 E. 2020/450 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/517
KARAR NO : 2020/450

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 13/11/2018
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.), Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinin çekimini yaptığı fotoğrafları müvekkilinin rızası ve muvafakati dışında, aralarında daha önce gerçekleşen anlaşmaların hilafına olacak şekilde Türkiye’de ve Dünya’da ticari amaçla kullandığını, müvekkilinin söz konusu fotoğrafları ilk olarak 2013 yılında Davalı …’nin talebi üzerine çektiğini ve davalıya l yıl yurt içinde kullanma izni verdiğini, fakat bu çekimin üzerinden 3 yıla yakın bir zaman dilimi geçtikten sonra davalının, aralarındaki anlaşmaya aykırı bir şekilde hem yurt içi hem de yurt dışı ticari faaliyet ve tanıtımlarında işbu fotoğraf çekiminden müvekkiline ait eserleri kullandığını, bunun üzerine … 8. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile, müvekkilinin haklarına tecavüz oluşturacak şekilde yurt içi ve yurt dışını kapsayan global çapta izinsiz kullanıma son verilmesi ve kullanılan dönem için tazminat ödenmesinin talep edildiğini, sonrasında davalı şirket tarafından söz konusu 3 yıllık kullanıma ilişkin ücretin ödendiğini, akabinde …’nın talebi üzerine yine aynı çekimlere ilişkin eserlerin davalı tarafından ücreti ödenmek sureti ile kullanımına devam edildiğini, son olarak, …’nın menülerinde, reklam panolarında Türkiye çapında ve global çapta kullanılabilmeleri için mali hakları 01.04.2017-01.04.2018 tarihleri ile sınırlı kalmak kaydı ile …’na devredildiğini, söz konusu sürenin dolmasından önce müvekkili tarafından hatırlatma yapıldığını ve devam eden yazışmalarda davalının görselleri artık kullanmayacağını ve yurt çapında ve Dünya’da kullanımına son verildiğini ifade ettiğini ancak gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında kullanımlarına devam ettiğini, Davalıya müvekkilinin maddi ve manevi haklarına tecavüzüne son vermesi için, yaptıkları eylemlerin hukuka aykırı olduğunu belirten, işbu eylemlere son vermemeleri halinde dava yoluna başvurulacağını bildiren ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin tebliği akabinde müvekkiline ait dava konusu edilen eserlerin, … eyaletinde bulunan …’nın menülerinde yer aldığının tespit edildiğini, davalı Şirket’in tecavüz eylemlerine, bütün ihtarlara ve kanunlara karşın hız kesmeden devam ettiğinin görüldüğünü, Müvekkilinin güzel sanatlar fotoğrafçılığı çalışmalarıyla alanında gönde gösterilen isimlerden olduğunu, konsept yemek, yemek, stil, kişi, mekan çalışmalarıyla sektörde öncü birçok firma ile çalıştığını, çalışmalarının bir çoğunun alanında çığır açacak nitelikte olduğunu, ünlü firmalarca aranan yüzler arasında olduğunu, müvekkilinin eserlerinin 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca güzel sanat eseri vasfına sahip olduklarını beyanla, öncelikle tecavüze konu eserlerin ve bu eserlerin kadrajlanmış hallerinin kullanımının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, akabinde davalı …’nın müvekkilinin 01.04.2018 tarihi itibariyle mali ve manevi haklarını ihlal ettiği sabit olduğundan, Türkiye ve global kullanımı için eserlerin telif bedeli için sözleşme yapılması durumunda elde edilecek sözleşme bedeli tutarının, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile, 3 katı kadar tazminata istinaden müvekkili lehine şimdilik 1.000,00 TL ile birlikte tecavüzün refine ve tecavüzün men’ine aynı zamanda müvekkilinin ihlal edilen manevi hakları bakımından 15.000,00-TL tutarında manevi tazminata hükmedilmesine, kararın ilanına karar verilmesini talep ve dava ettiği, 10.11.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile FSEK 68 uyarınca üç katı oranda maddi tazminat müdeabbihin 56.904,00-TL ve 15.000-TL manevi tazminat olarak belirlenerek faiziyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmadığını bu nedenle müvekkili aleyhine dava açılmasının usule aykırı olduğunu, dava konusu fotoğrafların müvekkili ile dava dışı … A.Ş. arasında 01.02.2013 tarihinde imzalanan REKLAM AJANSI SÖZLEŞMESİ kapsamında çekildiğini, süre, sayı, yer ve her türlü kısıtlanmadan muaf olarak kullanım haklarından kaynaklı tüm bedellerin de ödendiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacının çektiği fotoğrafların müvekkili tarafından tarafların arasındaki anlaşma hilafına kullanıldığı iddiasının gerçek olmadığını, Davalı ile davacı arasında imzalanmış, anılan fotoğraflarla ilgili “bir yıl yurt içinde kullanım izni” verildiği iddiasının da tamamıyla gerçeğe aykırı olduğunu, fotoğrafların 01.02.2013 tarihli sözleşme kapsamında çekildiğini ve sözleşmenin “Madde 11 – FİKRİ HAKLAR” isimli bölümünde “… Sözleşme’nin sona ermesi halinde ve cari hesap bakiyesinin REKLAMVEREN tarafından ödenmiş olması koşuluyla, AJANS tarafından üretilen/yaratılan “eserler” üzerindeki tüm mali haklar (Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 21. maddesinde düzenlenen “İşleme Hakkı’’ (sunum üzerinde yeni bilgiler, görseller, seslendirmeler ekleyerek yeniden uyarlayarak eseri işleme hakkına) tüm mali haklarını, 22. maddesinde belirtilen “Çoğaltma Hakkı” (fotoğraf, baskı, CD/DVD sesin görüntünün tekrarına ve taşınmasına yarayan bir araca ‘’ekrana, bilgisayara, internete’’ kayıt edilerek, bilgisayara uploading veya downloading etmesi), 23. maddesinde düzenlenen “Yayma Hakkı” (sunumun internet üzerinden gerçekleşen (uploading/downloading), CD/VCD/DVD ve her hangi bir yolla ticarete sunulması (mali haklarını), televizyon ve ileride görüntü sağlayabilecek bütün aletler üzerinden ve sunum ses kaydının radyo, internet radyoculuğu ve ilgili bütün ses dağıtımı sağlayıcı aletlerden dağıtımındaki satış hakkı) , 24. maddesinde düzenlenen “Temsil Hakkı” (Doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak ‘’Sempozyum ders ve eğitim amaçlı bütün toplantılarda’’, çalmak, oynamak ve göstermek ‘’sahnelerde temsil etmek, seslendirme hakkı’’ gibi temsil suretiyle faydalanma) ve 25. maddesinde yer alan dijital iletim de dahil olmak üzere işaret ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma yayın, umuma iletim hakkı”, fiziki olmayan ortamlarda internet ve benzeri dijital ortamlar da dâhil olmak üzere bilgisayar, cep telefonu, CD, DVD, elektronik tablet gibi işaret, ses ve/veya görüntü nakline ve tekrarına yarayan, bilinen ya da ileride geliştirilecek olan araçlarda ve ortamlarda da geçici ya da sürekli olarak çoğaltıp yayımlayabilme haklarını süre, sayı, yer ve her türlü kısıtlanmadan muaf olarak devir, satış, kiralama, rehin ve haciz koydurma, ödünç verme ile tüm mali haklarını) REKLAMVEREN’e devredilmiş sayılacaktır. Cari hesap bakiyesinin ödenmiş olması kaydıyla, söz konusu mali hakların devri için AJANS tarafından başkaca bir talepte bulunulmayacaktır. AJANS tarafından üretilen veya ürettirilen herhangi bir materyalin üçüncü şahısların fikri mülkiyet hukukundan veya herhangi bir diğer mevzuattan doğan herhangi bir hakkını ihlal etmesi veya eserlerin mali haklarına (devir, satış, kiralama, rehin ve haciz koydurma, ödünç verme) ve FSEK 21 işletme hakkı, 22 çoğaltma hakkı, 23 yayma hakkı, 24 Temsil hakkı ve 25 işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkına) ilişkin sözleşmelerin tam ve gereği gibi yapılmaması veya hiç yapılmaması nedeniyle REKLAMVEREN tarafından üçüncü şahıslara ödenmek durumunda kalınan tazminat ve cezaların tamamı, REKLAMVEREN’in ilk yazılı talebi ile AJANS tarafından derhal, nakden ve defaten ödenecektir.” hükümlerinin mevcut olduğunu, ayrıca dava dışı Alametifarika’nın Ajans Sözleşmesi’nin 11.maddesinde eser sahibinin üçüncü kişi/kişiler olduğunda “söz konusu eserin mali haklarını, REKLAMVEREN tarafından en geniş şekilde kullanımına izin verecek şekilde alacağını ve bu hakların REKLAMVEREN’in de taraf olacağı sözleşmelerle teminat altına alacağını” açıkça taahhüt ettiğini, dolayısıyla dava konusu fotoğrafların müvekkili ile davacı arasındaki bir anlaşmanın değil; müvekkili ile dava dışı Alametifarika Reklam Tasarım Yapım A.Ş. unvanlı şirket arasında akdedilmiş eserin tüm haklarını sınırsız olarak davalı şirkete veren iki tarafı da tacir olan taraflar arasında akdedilmiş ticari sözleşmenin ürünü olduğunu, davanın dava dışı Alametifarika’ ya ihbar edilmesi haklarının saklı olduğunu, fotoğrafların kullanımı için ne sözleşmede ne de teklifte süre öngörülmediğini, aksine kullanımın süresiz olacağının açıkça düzenlendiğini, Ajans Sözleşmesi çerçevesinde çekilecek fotoğraflarla ilgili teklif verildiğini, alınacak bedellerin ayrı ayrı teklif metninde belirtildiğini, teklif metninde kullanım ya da süre kısıtlamasının bulunmadığını, müvekkilinin Ajans Sözleşmesi ve Teklif metninde de yer alan koşullar gereğince fotoğrafları süre, sayı, yer ve her türlü kısıtlanmadan muaf şekilde kullanım hakkı karşılığında Ajans Sözleşmesi doğrultusunda teklif bedelinin tamamını ödediğini, müvekkilinin “SİMİT SARAYI” markası 2002 yılından bu yana faaliyette olup, gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında yüzlerce mağazasıyla aktif ve tanınmış bir marka olduğunu, davacının müvekkiline noter aracılığı ile gönderdiği ihtarnamelerden sonra marka itibarının zarar görmesinden endişe eden müvekkilinin kullanımlarını herhangi bir davaya sebebiyet vermeden sonlandırığını ve akabinde marka tanıtımına yeni fotoğraflarla devam etme kararı aldığını, 2017 yılı ikinci yarısında yeni bir fotoğrafçı ile anlaşarak yeni fotoğraflar çektirerek tüm mağazalarda dağıtıma çıkardığını, müvekkilinin kendisine bağlı tüm mağazalara ve Sözleşme ilişkisi içinde bulunduğu Franchise ilişkisi dahilinde markasını kullandırdığı üçüncü kişilere davacıya ait görsellerin kullanımının sonlandırılması gerektiğini defalarca bildirdiğini, gerekli yazışmaları yaptığını, kabul anlamına gelmemekle , davalının iddia olunan ihlalde bir kusurunun bulunmadığını, ayırca dava konusu fotoğrafların FSEK kapsamında fikir ve sanat eseri olmadığını, herkes tarafından çekilebilecek nitelikte olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için dava konusu fotoğrafların kullanıldığı düşünülse dahi bu kullanımın müvekkilinin kastından değil ancak personelinin veya Franchise ilişkisi dahilinde markasını kullanan üçüncü kişilerin hatalarından kaynaklanabileceğini beyanla öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, davada ileri sürülen talep ve iddialar mesnetsiz olduğundan davanın esastan reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden, özellikle fotoğrafların eser niteliği değerlendirilmek suretiyle dosyaya sunulan reklam sözleşmesi de göz önünde bulundurularak davalı kullanımlarının davacıya ait olduğu, iddia olunan ve eser niteliği bulunduğu savunulan fotoğraflar yönünden FSEK kapsamında hangi haklarının ihlal edildiği rayiçler dikkate alındığında davacının talep edebileceği tazminat miktarının ne olabileceği hususlarında alınan 09.08.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Uyuşmazlıktaki dava konusu fotoğrafların FSEK m.4 anlamında güzel sanat eseri olduğu, davacının FSEK m.11.f.1 gereğince dava konusu fotoğrafların eser sahibi olduğu ve işbu davayı açma ehliyetinin bulunduğu, süre bittikten sonra fotoğrafların kullanımının devam etmesi nedeniyle davacının sahibi olduğu fotoğrafın kendisinden izin alınmaksızın bu şekilde kullanılmasının FSEK 22 çerçevesinde çoğaltma hakkı, FSEK 23 çerçevesinde ise yayma hakkının ihlali sayılabileceği, somut olayın özelliğine göre davacının tanınırlığı, fotoğrafların niteliği, kullanım mecrası da dikkate alınarak 1 yıllık kullanım karşılığında kesilen faturaya uygun bir bedel tespit edilmesi doğru olacaktır. Buna göre rayiç bedelin 1 yıllık kullanım karşılığı 18.968 TL olabileceği, davacının fotoğraflarının kullanımında davacının eser sahibi olarak ismine yer verilmemesinin davacının FSEK 15 çerçevesinde manevi hakkının ihlal sayılabileceğinden manevi tazminat talebinin yerinde olduğu, manevi tazminatın türünü ve miktarının Mahkemenin takdirinde olduğu…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği, tarafların beyan ve itirazları üzerine alınan 24.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda da aynı sonuç ve kanaatin bildirildiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava, eser sahipliğinden kaynaklı tecavüzün tespiti, men’i, ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat taleplidir.
ESERVASFI YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
Yargıtay kararlarına göre, FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, “fikir ve sanat ürününün sahibinin hususiyetini taşıması”, İkincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olmasıdır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, İkincisine İse “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Sübjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “ hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için, sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlanndan birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
FSEK m.2/3 maddesine göre, bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleri ilim ve edebiyat eseri, FSEK m.4/b.5’te fotoğrafik eserler ve slaytlar estetik niteliğe sahip olmaları ve hususiyet taşımaları şartıyla güzel sanat eseri olarak kabul edilmişlerdir. Fotoğraflarda estetik nitelik, konunun çıplak gözle görülenden başka türlü yansıtılması halinde ve fotoğrafçının fotoğrafı çekerken yaptığı hazırlık çalışmalarında ve fotoğraf üzerine aksettirmiş olduğu hususlarda görülür. Yani bir kişinin poz verirken, ışık durumunu ayarlarken yapmış olduğu hazırlık çalışmaları ve fotoğrafa ait cam veya film üzerinde yapmış olduğu rötuşlar, o fotoğrafa güzel sanat eseri niteliğini kazandırır . Eğer bir fotoğraf, onu çekmiş olan kimsenin hususiyetini taşımıyorsa ve estetik bir niteliğe de sahip değilse, o fotoğraf güzel sanat eseri olarak korunmaz. Bununla birlikte, bilimsel ve teknik nitelikteki fotoğrafların her zaman bir ilim ve sanat eseri olarak korunması mümkündür.
Bilimsel ve teknik nitelikteki fotoğraf ve resimlerin eser sayılabilmesi için, bunların da sahiplerinin hususiyetini taşımaları gerekir. Burada da hususiyet muhtevada veya şekilde olabilir, ancak bu kategoride özellik daha çok muhtevada belirmektedir. Bir fotoğraf veya resim aynı zamanda hem estetik niteliğini haiz hem de bilimsel ve teknik nitelikte ise bu takdirde üstün olan niteliğe göre, eseri bilim veya edebiyat eserleri veya güzel sanat eserleri kategorisi kapsamında düşünmek gerekir. Eğer iki nitelikte aynı derecede ise, bu takdirde her iki eser kategorisine de dahil olduğu kabul edilmek gerekir. Ne bilimsel veya teknik ne de estetik niteliğe haiz olmayan fotoğraf ve resimler, fikir ve sanat eseri olarak kabul edilmezler. Bu tür ürünler ancak mülkiyet hakkına ilişkin hükümlere göre veya kişinin fotoğraf veya resmi söz konusu ise , FSEK .m.84 vd çerçevesinde korunabilirler.
Somut olaya dönüldüğünde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda fotoğrafçı bilirkişi tarafından yapılan teknik değerlendirmede, davaya konu fotoğraflarda doğru ışık ve açı kullanıldığı ve fotoğrafların estetik bir yapıda olduğu,. fotoğraflardaki yeterlilik; doğru pozlandırma değerleri ile elde edildiği için detayların inandırıcılığı sağladığı ve ürünün gerçekliğini birebir yansıttığı, ışık kompozisyonu destekler nitelikte olduğu, fotoğraflardaki kompozisyon fotoğrafları çeken kişi tarafından önceden kompozisyonu kurgulanmış, çekim için hazırlıklarda bulunulmuş ve etkin kompozisyon yakalandığı tespit edilmiştir. Yukarıda belirtilen tüm unsurtar sebebiyle davaya konu fotoğrafların FSEK m.4/5 çerçevesinde güzel sanat eseri olduğu kanaatine varılmıştır.
ESER SAHİPLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Yargıtay kararlarında FSEK kapsamındaki uyuşmazlıklarda, “eser sahipliği”, “hak sahipliği” sıfatının da re’sen gözetilmesi gereğine işaret edilmektedir. Dolayısıyla huzurdaki davada da, uyuşmazlık konusu fikri ürünlere ilişkin “eser sahipliği” sıfatının re’sen irdelenmesi gerekmektedir.
FSEK m. 11 hükmüne göre; “ Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır; meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın”. FSEK m. 12 hükmüne göre ise; “Yayımlanmış olan bir eserin sahibi 11’inci maddeye göre belli olmadıkça, yayımlayan ve o da belli değilse çoğaltan, eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanabilir. Bu salahiyetler, 11’inci maddenin ikinci fıkrasındaki karine ile eser sahibi belli olmadığı hallerde konferansı verene veya temsili icra ettirene aittir. Bu maddeye göre salahiyetli kimselerle asıl hak sahipleri arasındaki münasebetlere, aksi kararlaştırılmamışsa adi vekalet hükümleri uygulanır”. denilmektedir.
Somut olayda; dosyada davacının delil olarak sunduğu fotoğraflar, e-mail yazışmaları, davalı firmaya kesilen fatura, fotoğraf çekim formu dikkate alındığında davacının davaya konu fotoğraflar yönünden FSEK madde 11’deki karine çerçevesinde eser sahibi sayılacağı kanaatine varılmıştır.
HAK İHLALİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
Tarafların mail yazışmaları, kesilen fatura, dosyadaki kullanıma ilişkin deliller dikkate alındığında fotoğrafların sahibinden izin alınmadan kullanıldığı anlaşılmaktadır. 16.05.2017 tarihli davalıya kesilen faturada fotoğrafların telif bedelinin 01.01.2017 – 01.04.2018 tarihleri arasında 1 yıl süreyle kullanım hakkının verildiği görülmektedir. Mail yazışmalarından ve dosyadaki görüntülerden de anlaşıldığı üzere davalının fotoğrafların kullanımını için faturada belirtilen kullanım süresini aştığı görülmektedir. Dosyaya sunulan reklam sözleşmesi davalı … A.Ş. ve … A.Ş. arasında yapılan bir reklam sözleşmesidir. Bu sözleşmeye istinaden davacı …’ yla …’nın ürün fotoğraf çekimleri için anlaşılmıştır. Sözleşmenin 11. Maddesi olan Fikri Haklar bölümünde ” Eser sahibinin Ajans dışındaki üçüncü kişi/kişiler olması halinde ise devralınan mali hakların türü, süresi ve koşullan söz konusu eser sahibi üçüncü kişi/kişiler ile akdedilecek sözleşme hükümleri çerçevesinde belirlenecektir. Ajans, söz konusu eserin mali haklarını, reklamveren tarafından en geniş şekilde kullanımına izin verecek şekilde alacağım ve bu hakların reklamveren’in de taraf olacağı sözleşmelerle teminat altına alacağını beyan eder.” İbaresi bulunmaktadır. Lakin dosyada sözleşmede 3. kişi olarak geçen davacıyla, reklam ajansı ve reklamveren arasında davacının mali ve kullanım haklarını diğer kişilere devrettiğine dair bir sözleşmeye rastlanmamıştır. Aksine fotoğrafların izinsiz kullanımına dair yapılan yazışmalarda aracılar vasıtasıyla görüşüldüğü ve 3 yıllık telif bedelinin ödendiği daha sonrada tekrar anlaşma yapılarak fotoğrafların 1 yıl daha kullanılmak kaydıyla kullanım bedelinin davalı firmaya faturalandınldığı görülmektedir. Dolayısıyla fotoğrafların mali hakları yazılı sözleşmeyle devredilmediğinden sektörel değerlendirme de dikkate alındığında her bir yıllık kullanım halinde davacıya kullanım bedelinin ödenmesinin gerekmektedir. Bu süre bittikten sonra fotoğrafların kullanımının devam ettiği davacının sahibi olduğu fotoğrafın kendisinden izin alınmaksızın bu şekilde kullanılması FSEK 22 çerçevesinde çoğaltma hakkı, FSEK 23 çerçevesinde ise yayma hakkının ihlali olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı her ne kadar … şirketi ile yaptığı sözleşme çerçevesinde kullanımı gerçekleştirdiğini, pasif husumet ehliyetinin olmadığını iddia etmiş ise de FSEK madde 54 hükmüne göre “Mali bir hakkı yahut kullanma ruhsatını devre salahiyetli olmayan kimseden iktisap eden, hüsnüniyet sahibi olsa bile himaye görmez.” denilmekle bu savunmaya itibar edilmemiştir.
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
Bilindiği üzere FSEK m.68/l hükmüne göre; “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir. FSEK m.68’deki kapsamında bu taleplerin ileri sürütebilmesi için, mütecavizin kusurunun olması ya da zararın gerçekleşmiş bulunması şart değildir. Yine Yargıtay’a göre; “…eser sahibinin mali haklan korunurken sadece bu tecavüzün haksız fiil olduğu varsayımından hareket edilmeyecektir. Somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi sübjektif nitelikleri, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı gibi objektif kriterler dikkate alınarak eser sahibi izinsiz yayın yapanla sözleşme yapması halinde, bu sözleşme uyarınca isteyebileceği bedel,FSEK 68. madde uyarınca açılacak davada dikkate alınacaktır.”. Ayrıca rayiç bedelin tespitine ilişkin taraflar arasında daha önceden yapılmış bir sözleşme, teklif var ise, başka bir deyişle rayiç bedel somuta indirgenmiş ise, rayiç bedelin tespiti taraflar arasındaki sözleşme, teklif vs. ile tespit edilebilecektir.
Somut olayda; dosyada sözleşmede 3. kişi olarak geçen davacıyla, reklam ajansı ve reklamveren arasında davacının mali ve kullanım haklarını diğer kişilere devrettiğine dair bir sözleşmeye rastlanmamıştır. Davacıyla Reklam Ajansı arasında fotoğraf çekimiyle ilgili giderlerin yazdığı bir ordino düzenlendiği bu ordinoda da mali hakların devrine ilişkin bir ibarenin olmadığı görülmüştür. E-mail yazışmalarında ve dosyadaki dilekçelerde fotoğrafların izinsiz kullanımına dair yapılan görüşmelerin aracılar vasıtasıyla görüşüldüğü ve 3 yıllık telif bedelinin ödendiği daha sonrada tekrar anlaşma yapılarak fotoğrafların 1 yıl daha kullanılmak kaydıyla kullanım bedelinin davalı firmaya faturalandırıldığı görülmektedir. Bu çerçevede değerlendirme yapıldığında ise dosyada tazminat hesabına ya da emsal bedele ilişkin baz alınabilecek 16.05.2017 tarihinde davalı firmaya kesilen ve fotoğrafların 1 yıllık kullanım bedeline ilişkin 18.968 TL bedelli bir fatura mevcuttur. Dolayısıyla somut olayın özelliğine göre davacının tanınırlığı, fotoğrafların niteliği, kullanım mecrası da dikkate alınarak 1 yıllık kullanım karşılığında kesilen faturaya uygun bir bedel tespit edilmesi doğru olacaktır Buna göre rayiç bedelin 1 yıllık kullanım karşılığı 18.968 TL olabileceği hesaplanılmıştır. Davacı taraf maddi tazminat talebini FSEK madde 68’e dayandırmış ancak bilirkişi raporunda FSEK 68’in sözleşme dışı kullanımlar için uygulanması gereken bir madde olduğu, taraf beyanlarından anlaşıldığı üzere sözlü bir anlaşmanın bulunduğu bu çerçevede 3 kat tazminatın somut olayda uygulama yeri bulamayacağına dair görüş bildirilmiş ise de dosya kapsamında incelenen deliller ve bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davanın sözleşme dışı ihlale konu olduğu, davacıya ait fotoğrafların sözleşme dışı kullanıldığı, kanun metninde “sözleşme yapılması halinde istenebilecek bedel” ifadesinin rayiç bedelin belirlenmesi bakımından anlam kazandığı, farazi sözleşmenin meydana gelmemesi şeklinde değerlendirilemeyeceği sonuç olarak belirlenen bedel üzerinden 3 kata kadar tazminat takdirinin somut olaya uygulanabileceği, her ne kadar taraflar arasında belirli süreli sözlü bir anlaşma kurulmuş ise de sonraki yıllara ilişkin ihlallerin varlığı karşısında davacının Fsek 68. Maddesi uyarınca kullanmış olduğu seçimlik hak gözetilerek üç katı bedel tazminatı talebi yerinde görülmüştür.
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
Davacı taraf aynı zamanda manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bilindiği üzere eser sahibinin mali haklardan bağımsız olarak devredilemeyen manevi haklarından birisi de FSEK 15‘te düzenlenen eser sahibi olarak belirtilme hakkıdır. FSEK 15 hükmüne göre; ‘”Eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arzetme veya yayımlama hususuna karar vermek salahiyeti münhasıran eser sahibine aittir. Bir güzel sanat eserinden çoğaltma ile elde edilen kopyalarla bir işlenmenin aslı veya çoğaltılmış nüshaları üzerinde asıl eser sahibinin ad veya alametinin, kararlaştırılan veya adet olan şekilde belirtilmesi ve vücuda getirilen eserin bir kopya veya işlenme olduğunun açıkça gösterilmesi şarttır. Bir eserin kimin tarafından vücuda getirildiği ihtilaflı ise, yahut herhangi bir kimse eserin sahibi olduğunu iddia etmekte ise, hakiki sahibi, hakkının tespitini mahkemeden isteyebilir. Eser niteliğindeki mimari yapılarda, yazılı istem üzerine eserin görülen bir yerine, eser sahibinin uygun göreceği malzeme ile silinmeyecek biçimde eser sahibinin adı yazılır.”
Manevi haklara ilişkin koruma sınırsızdır. Manevi haklar ölüme bağlı tasarruflara konu olamadıkları gibi sağlararası işlemlerle de devredilemezler, zira bu haklar eser sahipliğinden doğan mutlak ve inhisari haklardır. Ancak bu hakların kullanılma yetkisi devredilebilir. Bu çerçevede davacının fotoğraflarının kullanımında davacının eser sahibi olarak ismine yer verilmemesinin davacının FSEK madde 15 çerçevesinde manevi hakkının ihlali sayılabileceğinden manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 5.000,00 TL bedele hükmedilmiş, manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olamayacağından fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, denetime elverişli bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalının davacıya ait eserleri Fsek m.22 ve 23 uyarınca izinsiz kullanması ve yayınlanması nedeniyle eser sahipliğinden doğan mali ve manevi haklarına tecavüz oluşturduğu hukuki kanaatine varılmakla yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının davacıya ait eserleri Fsek m.22 ve 23 uyarınca izinsiz kullanması ve yayınlanması nedeniyle eser sahipliğinden doğan mali ve manevi haklarına tecavüz ettiğinin tespitine, tecavüzün men’ine ve ref’ine,
2-Fsek m.68/1 uyarınca rayiç bedel 18.968,00 TL kabul edilerek, takdiren rayiç bedelin üç katı hesabı ile 56.904,00 TL telif tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminat talebi yönünden takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak üzere Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazetede ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 4.228,66 TL karar harcından peşin yatırılan 1.228,24 TL’nin mahsubu ile kalan 3.000,42 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 8.197,52 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red olunan manevi tazminat talebi yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan: 2.250,00 TL bilirkişi ücreti, 168,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.418,70 TL yargılama giderinden, kabul ve red oranına göre hesap edilen 2.082,32 TL ve 1.264,14 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.346,46 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
11-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09/12/2020

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.