Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/512 E. 2019/296 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/512
KARAR NO : 2019/296

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/11/2018
KARAR TARİHİ : 02/07/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin gayrimenkul alanında faaliyet gösterdiğini, müzayede düzenlemek suretiyle gayrimenkul satışında aracılık yapmak üzere kurulmuş bir şirket olduğunu, en önemli faaliyet alanının Türkiye’de yeni bir iş sahası olan “gayrimenkullerin müzayede düzenlemek suretiyle” satışlarını gerçekleştirerek aracılık hizmeti vermek olduğunu, müvekkilinin bu amacı gerçekleştirebilmek için şirketini ve faaliyetlerini sosyal medya ve internet üzerinde tanıtmakta olduğunu, müzayedecilik faaliyetlerini de büyük ölçüde internet üzerinden gerçekleştirdiğini, internet üzerinden yapacağı tanıtım ve müzayede işlemleri için buna uygun bir web sitesi ve App oluşturulması zorunluluğu bulunduğunu, bu hizmetlerin piyasa değerinin en fazla 25.000 TL olmasına rağmen müvekkili firmanın en iyi hizmeti alabileceği en profesyonel şirketle çalıştığını düşünerek bu iş için 90.000 TL bedel ödemek suretiyle davalı ile anlaştığını, müvekkili firmanın büyük bedeller ödeyerek …’de 10/05/2018 tarihinde düzenleyeceği müzayededen çok önce Web sayfasınnı aktif hale getirilerek hazırlanmasını ve müzayede de kullanılabilmesini talep ettiğini, davalının web sitesinin ve diğer tüm hususların hazır olduğunu bildirdiğini, müvekkilinin bunun üzerine tv, basın vs.reklam araçlarını kullanmak suretiyle çok büyük harcamalarda bulunduğunu, ancak davalının hazırladığını bildirdiği web sitesine hiçbir şekilde kullanıcılar tarafından ulaşılamadığını ve anılan web sitesinin hiçbir fayda sağlamadığını, yapılan masrafların tümünün boşa gittiğini, müvekkili firmanın çok büyük zarara uğradığını, müvekkilinin faaliyetlerini devam edebilmek için davalıdan bu ayıp ve kusurlarının giderilmesini istediğini, davalının bunun için müvekkilinden ekstra bakım ücreti adı altında çok yüksek bedeller talep ettiğini, müvekkilinin faaliyetlerini sürdürmek amacıyla bu baskı altında davalının tehditlernie boyun eğerek davalının talep ettiği ödemeyi yaptığını, ancak web sutesinin sosyal medya kullanıcıları ile halen uyumlu çalışmadığını ve hiçbir verim alınamadığını, müvekkilinin bu nedenle davalının gideremediği kusurları başka bir firmaya yaptırmak zorunda kaldığını, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nden … D.İş dosyası ile bu kusurların tespitinin istendiğini ve davalının kusur ve ayıplarının bilirkişi raporuyla tespit edildiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL’nin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın görevli mahkemede açılmadığını, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini ve öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin beyanlarında; müvekkili tarafından tasarlanan web sitesinde hiçbir ayıp ve kusur bulunmadığını, bu hususun davacı tarafından ibraz edilen … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, davacı yanın ayıp ve kusur olarak ileri sürdüğü sebeplerin hiçbirinin müvekkilden kaynaklanan hususlar olmadığını, bunların kusur ya da ayıp olarak nitelendirilmesinin hukuken mümkün olmadığını, dava konusu web sitesinin … alt yapı çalışmasının müvekkili tarafından yapılmadığını, bu nedenle seo kaynaklı problemlerin müvekkiline atfedilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, taraflar arasındaki sözleşme gereği davalının yapmış olduğu web tasarımı ve APP(mobil uygulama) daki ayıp ve eksik ifaya dayalı zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır.
HMK’nın 114. maddesi hükmünde, dava şartları düzenlenmiş olup 114/1-c maddesinde “mahkemenin görevli olması”ndan açık bir şekilde bahsedilmiştir.
TTK 4. maddesine göre; her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın TTK da düzenlenen davalar ticari dava sayılır.
Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ile Türk Ticaret Kanununda tanzim olunan hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı belirtilmiş, 5.maddesinde de ticari davaların Ticaret Mahkemeleri tarafından bakılması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
Mahkememiz ihtisas mahkemesi olup, 5846 sayılı Yasa’nın 76.maddesinde açıkça belirtildiği üzere; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan davalara, SMK ile düzenlenmiş olan marka, patent, tasarım gibi uyuşmazlık konusu davalara bakmakla görevlidir. Dosyada buna ilişkin herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. (Bu yönde Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2014/3102-5641 sayılı 11/04/2014 tarihli kararı “5846 sayılı FSEK’in 1.ve 1/A maddelerinde amaç ve kapsamı düzenlenmiş olup, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir.”)
İhtisas mahkemesi niteliğinde olan mahkememizin davada görevli olmadığı, gerek FSEK gerekse SMK kapsamında değerlendirilmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmadığı, genel hükümler çerçevesinde yargılamayı yapma görevinin tarafların tacir sıfatı da dikkate alındığında Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşıldığından, görevin kamu düzeninden olduğu hususu nazara alınarak, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın görev yönünden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 20.maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesini mütaekip iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/07/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır