Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/496 E. 2019/365 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/496
KARAR NO : 2019/365

DAVA : Patent Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti
DAVA TARİHİ : 10/07/2013
KARAR TARİHİ : 12/09/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan patent tecavüzün mevcut olmadığının tespiti davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin … ve … adlı ürünlerinin davalılara ait …, …, …, … ve … sayılı patentlere tecavüz etmediğini iddia ederek bu hususta menfi tespit hükmü kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, her ne kadar Sağlık Bakanlığı’ndan gelen evrak üzerinde 14/02/2014 tarihinde inceleme yapılmış ise de, uzatılan cevap süresi içerisinde ayrıntılı inceleme yapılamadığını, detaylı olarak cevap dilekçesi sunacağını savunmuş, 18/04/2014 havale tarihli dilekçesinde ise, davacının ürününün henüz ruhsat alma aşamasında olduğunu, bu nedenle bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, … sayılı patentin yıllık ücreti ödenmediğinden geçersiz hale geldiği, geçersizlik ilanının 21/02/2013 tarihinde yapıldığı, davanın ise 10/07/2013 tarihinde açıldığını, dolayısıyla bu patent yönünden davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın müvekkilleri olmadığını ve bu nedenle bu patent yönünden yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı tarafça karşılanması gerektiğini savunmuş ve bu dilekçede de tecavüzün söz konusu olup olmadığı hususunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, davacının ruhsat başvurusunda bulunduğu … ve … adlı ürünlerin, davalılara ait …, …, … ve … sayılı patentlerin koruma kapsamında kalıp kalmadığı, davacının belirtilen ilaç ürünleri nedeniyle davalıların patentlerine tecavüzün söz konusu olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 31/03/2015 tarihli kararıyla; davanın kısmen kabulü ile davacıya ait … ve …. adlı ürünlerin 25/02/2015 tarihi itibariyle ruhsat dosyasında yer alan verilere göre davalıya ait …, …, … ve … sayılı patentlere tecavüz oluşturmadığının tespitine, dava tarihinden önce geçersiz hale gelmiş ve bu geçersizlik durumu ilan edilmiş olan … no’ lu patent yönünden menfi tespit talebinin reddine karar verilmiş, iş bu kararın temyizi üzerine, Yargıtay 11. HD’nin 06/06/2016 tarihli, 2015/11065 esas, 2016/6196 karar sayılı ilamıyla, “6100 sayılı HMK’nın 114/h maddesinde hukuki yarar dava şartları içerisinde gösterilmiş olup, aynı Kanunun 115. maddesinde hakimin açılan davada hukuki yararın bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen gözeteceği, 551 sayılı KHK’nın 75/f maddesi hükmüne göre ilaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dahil olmak üzere ruhsat konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller patent hakkı kapsamı dışında bırakıldığı, bu nedenle bu fiiller 551 sayılı KHK’nın patent haklarına tecavüz fiillerini düzenleyen KHK’nın 136. maddesinde tecavüz teşkil eden fiiller arasında sayılmadığı, dosya kapsamındaki belgelerden davacının Sağlık Bakanlığı nezdinde yaptığı ilaç ruhsat başvurusunun karar tarihinde henüz sonuçlandırılmadığı bu durumda, ruhsat başvurusunun bulunduğu aşama ve Dairenin (2014/6103-2014/11843), (2015/289-2015/4864), Esas-Karar sayılı ilamları da gözetilerek davacının dava açmakta korunmaya değer bir hukuki yararın bulunup bulunmadığı değerlendirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden..” bahisle karar bozulmuş, … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin kapatılarak mahkememize devredilmesi nedeniyle dava dosyası mahkememize iade edilerek 2018/496 esas sırasına kaydı yapılmış, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama bitirilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114.maddesi “(1)Dava şartları şunlardır: a)Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b)Yargı yolunun caiz olması. c)Mahkemenin görevli olması. ç)Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e)Dava takip yetkisine sahip olunması. f)Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g)Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ)Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h)Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı)Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i)Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2)Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
115.maddesi ise “(1)Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükümlerine amirdir.
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Yani davacının dava açmakta hukuki yararı (menfaati) bulunmalıdır. Buna hukuki korunma ihtiyacıda denir. İdeal veya ekonomik yarar yalnız başına yeterli değildir. Davacı hakkına kavuşmak için mahkemenin kararına muhtaç olmalıdır. Dava açmakta hukuki yarar dava çeşitlerine göre bazı özellikler gösterebilir.
Tüm dosya kapsamı bozma ilamı ile bir bütün olarak değerlendirildiğinde; bozma ilamında da belirtildiği üzere dava tarihi itibarı ile uygulanması gereken 551 sayılı KHK’nın 75/f maddesi hükmüne göre, ilaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dahil olmak üzere ruhsat konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller patent hakkı kapsamı dışında bırakılmış olup, aynı KHK’nın patent haklarına tecavüz fiillerini düzenleyen 136. maddesinde tecavüz teşkil eden fiiller arasında sayılmadığı dikkate alındığında ve ruhsat başvurusu sonuçlandırılmamış olan davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla davanın dava şartı / hukuki yarar yokluğundan HMK.nun 114(1)/h maddesinin yollamasıyla HMK’nın 115(2)maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 24,30 TL’nin mahsubu ile kalan 20,10 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan, 124,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren Temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/09/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır