Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/475 E. 2021/16 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/475 Esas
KARAR NO : 2021/16

DAVA : Maddi veManevi Tazminat (Fsek)
DAVA TARİHİ : 11/10/2018
KARAR TARİHİ : 19/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Maddi ve Manevi Tazminat (Fsek) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin adı soyadının müvekkilinin rızası olmaksızın davalı tarafından hukuka aykırı şekilde kullanıldığını ve kullanılmakta olduğunu, yapılan ihtara rağmen davalının kullanıma devam ettiğini, müvekkilinin şahıs varlığı haklarına saldırıda bulunulduğunu, davalının kendisine ait olan … bürosunun internet sitesinde ve facebook sayfasında müvekkilinin fotoğraflarını ve ismini haksız bir şekilde kullandığını, davalıya ait hukuk bürosu ile müvekkili arasındaki işçi-işveren ilişkisi sona erdiği halde müvekkilinin halen hukuk bürosu çalışanıymış gibi lanse edildiğini, müvekkilinin bu duruma rızasının olmamasına rağmen davah tarafından müvekkilinin kişilik haklanna saldırıya devam edildiğini, müvekkilinin … 4. Noterliğinden …tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameyi göndererek duyduğu rahatsızlığı belirttiğini, isminin ve görüntülerinin ilgili yerlerden silinmesini ve kendisi üzerinden ticari prim elde edilmemesini talep ettiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen ihlalin devam ettiğini, ihlalin noter marifetiyle elektronik ortamdan tespit edildiğini, müvekkilinin fotoğraflarının ve isminin izinsiz şekilde hukuka aykırı olarak kullanıldığını, kişinin ad ve soyadının kişisel veri olarak kabul edildiğini, müvekkiline ait kişisel verilerin hukuka aykırı bir şekilde kullanılması nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının zedelenmesine neden olduğunu belirterek, 520,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının 31/08/2018 tarihine kadar çeşitli zamanlarda müvekkiline ait …bürosunda hizmet sözleşmesi ile bağlı kalınarak avukat olarak istihdam edildiğini, davacının 31/08/2018 tarihinden, kendisine ait ofis kiralayana kadar … bürosunun tüm fiili ve fiziki imkanlarından yararlandığını, hukuk bürosunda hizmet sözleşmesi sona erme tarihinden sonra fiilen ofisten ayrıldığı tarih olan Ekim ayı başlarına kadar ofisin tüm araç ve gereçleri, çalışanları, stajyerleri, teknolojik imkanları da dahil olmak üzere bilfiil şahsen kullandığını, davacının tüm hakları müvekkiline ait olan … mail adresinden kendine ait olan dava, icra, savcılık ve hukuki danışmanlıklarından yazışmalar yaptığını, bu durumun ofisten fiziken aynldığı 20/09/2018 tarihi mesai sonuna kadar devam ettiğini, davacının kendine ait fotoğrafının web sitesinde bulunmamakta olup davacının fotoğrafının … bürosunun diğer tüm çalışanları ile beraber web sitesinde kendi bilgisi, rızası ve hatta kendi ayarlaması dahilinde konulduğunu, davacının davalıya ait ofisin websitesi, mailing ve sosyal medya hesapları ile ilgilenmekte olduğundan ofise giriş çıkış yapan avukat, stajyer ve idari kadrodaki kişileri ofis asistanına bildirerek web sitesindeki değişiklikleri kendisinin organize ettiğini, davacının fotoğraflannın açık muvafakatiyle web sitesinde yer verildiğini, iş sözleşmesinin sonlanması ve ihtar ile birlikte bu fotoğrafların kaldırıldığını, müvekkili tarafından koyulan resimlerin davacının özel hayatını da içermediğini, davacının sunduğu fotoğraflarda ofisin diğer 15’e yakın çalışanı ile beraber davacının da … bürosunun web sitesinde bulunduğunu, davacının fotoğrafının bulunmasının davacıya münhasır bir durum olmayıp davacının kişilik haklarını ihlal edici nitelikte bir nitelik taşımadığını, müvekkilinin sahibi olduğu büronun resmi internet sayfasının 08/10/2018 saat 18:00 itibariyle yenilendiğini, güncelleme işleminin devam ettiği sırada davacı tarafça noter aracılığı ile tespit düzenlendiğini, web sitesinin güncellenmesi ile beraber davacının bulunduğu tüm fotoğrafların ve adının web sitesinden kaldırıldığını, davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasını gerektiği belirterek davanın davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava 5846 sayılı Fsek hükümleri uyarınca açılmış, fotoğrafların izinsiz kullanılması nedeni ile maddi ve manevi tazminat talepli davadır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; davacıya ait fotoğrafların ve isminin, davalı tarafından, internet sitesinde kullandığı, bu kullanımlara ilişkin yazılı izin ve ya onay belgesi sunulmadığı, maddi tazminat açısından davacı tarafından 525,95 TL masraf yapıldığı, dava dilekçesinde 520,00 TL talep edildiği, davacının manevi tazminat hususundaki talebinin takdirinin Mahkememize ait olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava, 5846 sayılı FSEK madde 86, TBK 49, 58 ve TMK madde 24, 25 kapsamında açılmış fotoğrafın izinsiz kullanımından kaynaklı maddi manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında yapılan incelemede, davacı tarafından, davacıya ait fotoğraflarının ve isminin “internet sitesi ve facebook”ta hukuka aykırı şekilde kullanılması nedeniyle 10 bin TL. manevi tazminat ve 520 TL maddi tazminat talep ettiği görülmüştür.
Bilindiği üzere dış görünüş, kişilik haklarının bir parçası olarak hukuken korunur. Bir kimsenin dış görünüşü üzerinde kişilik hakkı vardır. Dış görünüşün yansıması ve tekrarı demek olan resim üzerinde de kişilik hakkı bulunmaktadır ve bu yüzden resim ve portreler öncelikle kişilik hakkı olarak Medeni Kanun tarafından korunur. FSEK.m.86’da ise resim ve portreler özel bir hükümle korunmuştur. Kişinin fotoğrafı üzerindeki hak Medeni Kanun ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince kişilik hakkı kapsamında herkese karşı ileri sürülebilen mutlak haklardandır.
5486 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 86. maddesi, eser niteliğinde olmasalar dahi, resim ve portrelerin, tasvir edilen kişilerin muvafakati alınmaksızın teşhir veya başka şekillerde umuma arz edilemeyeceğini öngörmektedir . Eser niteliğini haiz olmayan fotoğrafların ve görsellerin korunması, FSEK md. 86, MK md. 24 ve md. 25 hükümleri aracılığıyla sağlanır.
TÜRK MEDENİ KANUNU: Madde 24- Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldınlan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.
Kişilik hakkı zedelenen kimsenin nzası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklanna yapılan her saldın hukuka aykırıdır.
5486 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu – FSEK Madde 86 – Eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilenin, (tasvir edilen ölmüşse 19 uncu maddenin birinci fıkrasında sayılanlann muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe,) teşhir veya diğer suretlerle umuma arzedilemez. Birinci fıkradaki muvafakatin alınması: 1. Memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynıyan kimselerin resimleri; 2.Tasvir edilen kimselerin iştirak ettiği geçit resmi veya resmi tören yahut genel toplantıları gösteren resimler; 3. Günlük hadiselere mütaallik resimlerle radyo ve filim haberleri; için şart değildir. (Değişik üçüncü fıkra: 23/1/2008-5728/145 md.) Birinci fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında Borçlar Kanununun 49 uncu maddesi ile koşullan varsa, Türk Ceza Kanununun 134, 139 ve 140 inci maddeleri hükümleri uygulanır. (Değişik dördüncü fıkra: 23/1/2008-5728/145 md.)Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hâllerde de Türk Medenî Kanununun 24 üncü maddesi hükmü saklıdır.
FSEK m.86/1 hükmüne göre; eser niteliğinde olmasalar bile resim ve portrelerde tasvir edilenin; (tasvir edilenler ölmüşse ve ölümün üzerinden on yıl geçmemişse FSEK m. 19 hükmünde belirtilen kişilerin) muvafakati olmadan söz konusu resim veya portre teşhir veya farklı şekillerde umuma arz edilemez. Aksi halde FSEK m.86/3 hükmünün atıfla 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m.49 (Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkilerinde Sorumluluk) hükmüne göre tazminat sorumluluğu vardır. Yargıtay içtihatları ışığında, dayanak bilgi olarak sunulan; aşağıda ilgili bölümleri yer alan kararlarda, kişinin resim yada fotoğrafının izinsiz kullanılmasının hukuka aykırı olduğu anlaşılmaktadır.:
HGK, 17.10.2001, E.2001/4-926 K.2001/742 “Kişilik haklarına şahsa sıkı sıkıya bağh, devredilemeyen ve vazgeçilemeyen haklar olup; hayat, beden ve ruh tamlığı, düşünce ve çalışma özgürlüğü, şeref, haysiyet, ad ve resim üzerindeki haklar olarak sayılabilir ve bu sayılanlarla da sınırlı değildir. Resim ve portreler bir kimsenin dış görünüşünü o insanı tanımaya imkan verecek biçimde yansıtan nesnedir. Bir kimse, dış görüntüsü üzerinde hak sahibidir. Resim üzerindeki kişilik hakkı Medeni Hukuk yönünden korunduğu gibi 5486 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5680 sayılı Basın Kanunu ile de özel düzenlemeler getirilmiştir. Bir kimsenin izni olmadan resminin yayınlanamayacağı genel kuraldır. İzin almaksızın bir kimsenin resminin hangi hallerde yayınlanabileceği, Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 86. maddesinde gösterilmiştir…. 5486 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 86.maddesi, eser niteliğinde olmasalar dahi, resim ve portrelerin, tasvir edilen kişilerin muvafakati alınmaksızın teşhir veya başka şekillerde umuma alınmaksın umuma arz edilemeyeceğini öngörmektedir. Bu hükümdeki “resim ve portreler” ibaresi; fotoğrafları çeşitli tekniklerle yapılmış portreleri, tek başına veya topluluk içinde bulunurken çekilmiş resimleri ifade etmektedir. Bütün bunların, izinsiz olarak teşhiri veya umuma arz edilmesi ya da örneğin bir ilanda, vitrinde, vs. kullanılması, anılan hükümle yasaklanmıştır.. Anılan hükümde, izin alınmasını gerektirmeyen haller üç bent halinde sayılmıştır. Bunlardan ilki “Memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynayan kimselerin resimleri”dir….İzin alınmasını gerektirmeyen halleri düzenleyen yukarıdaki yasa hükmü “Memleketin siyasi veiçtimai hayatında rol alan kişilerden söz etmektedir. Buradaki memleket teriminin, herhangi bir il, ilçe, veya yöreyi değil, tüm ülkeyi (Türkiye’yi) ifade ettiği açıktır. Öğreti de, bu terime böyle anlam yüklemektedir. Dolayısıyla, izin alınması gereğinin söz konusu olmaması için, fotoğrafta tasvir olunan kişinin, herhangi bir idari ya da coğrafi alanı değil, ülkenin tümünü siyasi veya içtimai hayatında rol oynamakta bulunması temel koşuldur”.
“Hiç kimsenin resmi, rızası dışında sinema, televizyon, gazete, afiş, kitap ve benzeri araçlarla teshir edilip yayınlanamaz. Kural olarak kişinin rızası olmadan resminin kullanılması hukuka aykırıdır.” (YHGK; 17.10.2001 tarihli ve E.2001/4-926, K.2001/742 sayılı; Yarg. 4. HD; 19.03.2009 tarihli ve E.2008/9075, K.2009/4072 sayılı kararlar.)
“Kişinin resminin her ne şekilde olursa olsun izinsiz olarak yayınlanması, hukuka uygunluk sebepleri bulunmadıkça hukuka aykırıdır. Kişinin resminin, önüne gelen her türlü iletişim aracıyla ve ticari amaçla kullanılması ağır saldırı niteliğindedir.” (YHGK; 03.10.1990 tarihli ve E. 1990/4-275, K. 1990/459 sayılı karar.)
“Kişinin fotoğrafını bizzat internet sitesine vermiş olması, bu fotoğrafın izinsiz bir şekilde ticari amaçla kullanılmasına da izin verildiği anlamına gelmemektedir. Kişinin, fotoğrafı bizzat internet sitesinde kullanması, bu fotoğraf üzerindeki tasarruf hakkını ortadan kaldırmayacaktır. Kişinin fotoğrafının, izni olmaksızın mağaza vitrininde ve işletme sahibinin kartvizitinde ticari nitelikli kullanımları, fotoğrafta yer alan kişinin kişilik haklarını ihlal etmektedir.” (YHGK; 19.09.2012 tarihli ve E.2012/11-392, K.2012/593 sayılı karar.)
“Fotoğrafta yer alan kişiyle yapılmış bir sözleşme veya fotoğrafın kullanılması için ilgili kişiden alınmış bir izin belgesi bulunmadığı sürece, söz konusu fotoğrafın ticari amaçla kullanılması, fotoğrafta yer alan kişinin kişilik haklarına saldın oluşturmaktadır.” (Yarg. 11. HD; 01.07.2014 tarihli ve E.2014/6374, K.2014/12573 sayılı karar.)
Belirtilmelidir ki, kanunun bu hükmüyle korunan şey; resim, portre veya fotoğrafın “eser niteliği değil, bunlarda tasvir olunan kimsenin kişilik hakkıdır. Dolayısıyla, bu yasağa aykın nitelikteki eylemler, kişilik haklarına saldırı oluşturur ve B.K.’nun 49. maddesi çerçevesinde manevi tazminat yükümlülüğü doğurur. Ayrıca, anılan yasa hükmünde, 1. ve 2. fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hallerde dahi, kişilik haklanna saldınyı düzenleyen 4722 Sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 24. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca, gerek doktrin ve gerekse Yargıtay uygulaması ile kabul edildiği üzere bir kişinin fotoğrafının çekilmesine vermiş olduğu izin bu fotoğrafın ya da suretin ticari amaçlarla kullanılması şeklinde yorumlanamaz. Bu fotoğraf ya da tasvirin ticari anlamda kullanılması durumunda kişilik hakkının ihlali sonucunu doğuracağı kabul edilmektedir.
Somut olay bakımından yapılan değerlendirmede; davalı tarafından alınmış, “davacıya ait fotoğrafların ve isminin, “internet sitesi ve facebook”ta kullanılacağına ilişkin bir izin-onay belgesine rastlanılmamıştır. Davacı tarafından, davacının fotoğraf ve isminin kullanılmasının sonlandırılması için 04/10/2018 tarihli noter ihtarname gönderilmiş ve 08/10/2018 tarihinde fotoğraf ve isminin kullanıldığına ilişkin noter tespiti yapılmıştır. Hal böyle olunca yukarıda açıklaması yapılan mevzuat ve emsal Yargıtay kararları ışığında davacının kişilik haklarına saldırı da bulunulduğunun kabulü gerekmiştir.
Tazminat Talepleri Yönünden İnceleme
Kişiliği oluşturan unsurların salt manevi olmadığı, kişiliği oluşturan kimi unsurların manevi değerinin yanısıra ekonomik değeri de olduğu gerek yerli gerekse yabancı öğretide kabul edilen bir husustur. Kişiliği oluşturan kimi unsurlardan, kişinin ismi ve resmi üzerindeki hakkı ekonomik değeri de olan haklar arasındadır. Bu değerlerin izinsiz kullanımı nedeniyle, ilgili kişinin malvarlığı zararı oluşabilir. Buradaki zarar, fiili zarardan ziyade, yoksun kalınan kazanç olarak tezahür eder. Resim gibi kişilik değerlerinin ticari açıdan kullanımı daha çok ünlü kişiler tarafından gerçckleştirilmekteyse de, ünlü olmayan kişilerin de bu tür kullanımları konu alan sözleşmeler yapmasına hiçbir mani yoktur. Başka bir deyişle, ünlü olmayan kişilerin resimlerinin de ekonomik bir değeri vardır.
FSEK m.86 1’e göre “Eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilenin, tasvir edilen ölmüşse 19 uncu maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe, teşhir veya diğer suretlerle umuma arzedilemez.” şeklindedir, fotoğraflar da bu madde kapsamında değerlendirilmektedir. FSEK m.86/1’e konu koruma , fotoğrafın “eser” niteliği olmayıp, tasvir olunan kimsenin kişilik hakkıdır.
Dolayısıyla, bu yasağa aykırı nitelikteki eylemler, kişilik haklarına saldın oluşturur ve B.K/nun 49. maddesi çerçevesinde manevi tazminat yükümlülüğü doğurur. Ayrıca, anılan yasa hükmünde, 1. ve 2. fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hallerde dahi, kişilik haklarına saldırıyı düzenleyen 4722 Sayılı Türk Medenî Kanunun 24. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir.
Davacı tarafından gönderilen 04/10/2018 tarihli noter ihtarname ve 08/10/2018 tarihinde yapılan noter tespitinde, bu işlemlerden dolayı sarfedilen masraf, noter makbuzlarında 302,08 TL ve 223,87 TL olup toplam 525,95 TL masraf yapılmıştır. Davacının başkaca masraf yaptığına ilişkin belgeye rastlanılmamıştır. Dosya muhteviyatı itibariyle, davacının maddi anlamda bir zararının olup olmadığı yönünde dosya içeriğinde, noter masrafları dışında herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Zaten davacı tarafın talebi de tespiti yapılan bu zarara ilişkin olup mahkememizce maddi tazminat talebi yönünden tam kabul cihetine gidilmiştir.
Davacı, manevi tazminat talebinde de bulunmuştur. Davalı tarafından davacının fotoğraflarının çekilmesine izin alındığına dair bir delil ibraz edilememiş olması nedeniyle izinsiz fotoğrafın yayınlanması nedeniyle davacıların manevi tazminat talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davacının manevi varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, izinsiz olarak kullanılan fotoğrafın davacının avukat olarak davalı taraf ile birlikte çalıştığı döneme ilişkin olduğu, kastın yoğunluğu da gözetilmek suretiyle üst sınırdan uzaklaşarak takdiren 2.000- TL manevi tazminatın uygun olacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenler doğrultusunda toplanan deliller, yasal mevzuat, Yargıtay İçtihatları, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, maddi tazminat yönünden 520,00 TL tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat yönünden 2.000,00 TL manevi tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 179,66 TL’den karar harcı olarak hesaplanan 172,14 TL’nin düşülerek kalan 7,52 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 520,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan: 1.300,00 TL bilirkişi ücreti, 168,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.468,50 TL’den kabul ve ret oranına göre hesap olunan 351,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸