Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/457 E. 2020/78 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO :2018/457
KARAR NO:2020/78

DAVA:Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ:04/10/2018
KARAR TARİHİ:05/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin … yılında …’ de … sporunun idari birimi olarak kurulduğunu, … yıl önce markalarının giyim üzerinde kullanılması için dünya çapında lisans vermeye başladığını, dünya çapında 166 ülkede ürünlerinin satışının yapıldığını, müvekkilinin Türkiye ve dünyada 135’ i aşkın ülkede tescilli “….” ibareli ve logolu pek çok markanın sahibi olduğunu, …nezdinde … ve …. Sınıflarda tescilli olduğunu, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 1999 yılına dayanan … nolu şekil, … nolu “…” ve pek çok marka tescili olduğunu, Türk Patent nezdinde yaptıkları araştırmalarla davalı … … adına …. Sınıfta … nolu marka “… şekil” başvurusu tespit ettiklerini, yaptıkları itirazın kabul edilerek başvurunun reddedildiğini, davalı … adına yalpan … saydı “… şekil” marka başvurusundan haberdar olduklarını, başvurunun 3. Bir kişinin itirazı üzerine tescil edilmediğinin, Davalı …’ın diğer davalı şirketin ortağı olduğunu, iltibas yaratan tescilli olmayan … şekil“ ve “… şekil” markalarının davalılar tarafından üretilen sırt çantası, kalemlik vb. ürünler üzerinde kullanıldığını, davalıların müvekkili tarafından çantalar dahil olmak üzere tekstil ve aksesuar ürünleri üzerinde kullanılmakta olan tescilli tanınmış “…” markasının özellikle görsel kullanılan konsept bakımından ayniyet derecesinde benzer olan ve müvekkili aleyhine iltibas yaratan logoların çanta vb. ürünler üzerinde kullanılarak müvekkili şirket markaları aleyhine marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluştuğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığı’ na … Sor. Sayılı dosyasında şikayette bulunduklarını, … Sulh Ceza Hakimliği’ nin … D. İş sayılı kararı ile davalının toplamda 13.902 adet ürüne el konulduğunu, Müvekkilinin tanınmış markalarının çanta, giysi, aksesuar vb ürünler üzerinde kullanıldığını, davalının da çanta, kalemlikler üzerinde müvekkilinin markalarına benzer markaları kullanmasının tecavüz yarattığını, müvekkilinin markalarının … üzerinde iki adet … oyuncusundan oluştuğu, bu oyuncuların elinde birisi diğeri, yukan bakan … sporunda oynan sopa olduğunu, davalının markalarında da 2 adet … oyuncusu olduğu ancak onların tuttuğu sopanın her ikisinin de yukarıya doğru baktığı, tek farkın da sopaların yönü olduğunu, … ibaresinde … ibaresinin ortak ve baskın olduğunu, davalının müvekkili ile ilintili bir sektörde faaliyet gösterdiğini, birebir müvekkilinin kullandığı mallar üzerinde kullanıldığını, Davalının markasal kullanımının üç adet atlı … oyuncusunun etrafında üst sağ kısımda yarım ay şeklinde yazılmış olan “…” ibarelerinin oluştuğunu, müvekkilinin markasında … üzerinde iki adet … oyuncusundan oluştuğunu yarım ay üzerinde yer alan “….” Veya “…” ibareleri olduğunu, davalının müvekkilinin marka yaratmada kullandığı kompozisyonu kullandığını, … ibaresinin ortak olması sebebiyle iltibas oluşturduğunu, bu durumun Türk Patent karan ile de kabul edildiğini, Davalının yarattığı iltibasın tüketiciyi yanıltacağını, tüketicilerin taraflar arasında bağlantı kuracağını, tüketicilerin büyük kesiminin yanılmasının gerekmediğini yanılma ihtimalinin yeterli olduğunu, Müvekkili markasının tanınmış olduğunun başka mahkeme kararlarında da belirtildiğini, davalının kötüniyetli olarak müvekkilinin ünü ve etkisinden yararlanmak istediğini, davalı kullanımlarının haksız rekabette olduğunu, ihtiyati tedbir talep ettiklerini, Yukarıda açıklanan nedenlerle; dava konusu tescilsiz marka kullanımının müvekkilin tescilli ve tanınmış markalarına iltibas suretiyle marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, müvekkiline ait markalar ile karıştırılacak derece de benzer logo ve markaların kullanıldığının, ürünlere ilişkin davalıların tüm kullanımlarının engellenmesini, sözkonusu ürünlerin üretiminin, satış ve dağıtımının, ithal ve ihracının önlenmesini, marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerin önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, mahkeme kararının gazetede yayımlanması ile İhtiyati Tedbir talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu müvekkiline ait markalarda yer alan “…” isim ve “Şekil” unsurlarının bir faaliyet konusuna ilişkin olduğunu, faaliyet konusuna dair unsurların münhasıran bir markanın, tanınmış dahi olsa, kullanımına tahsis edilemeyeceğini, faaliyet konusunu kompozisyon alan markalarda ayırt edici unsur isim unsuru olduğunu, … oyununun MÖ 2000’lerden itibaren Orta Asya Türkleri arasında Çevgan olarak oynandığını zamanla tüm Asyada oynanır olduğunu, 1800’lü yıllarda İngilizlerin Hindistan yolculukları sırasında görmeleri sonrasında Avrupa’ya taşındığını, zamanla İngiliz soyluları arasında yaygınlaştığını ve İngilizlerin milli bir oyunu haline geldiğini, “…”nun Milattan önce 6. yüzyıldan beri oynanan bir spor oyun olduğunu, Basketbol gibi, futbol gibi, kaykay gibi, tenis gibi, bir spor dalı olduğunu, Yani kamuya mal olmuş bir isim olduğunu, bizatihi kendisinin bir spor dalı olduğunu, basketbolda simge pota, futbolda top, teniste raket, hokeyde sopa ise … oyununda da simgenin “…” olduğunu, Davacı tarafa ait markaların hukuki olarak “tanınmış marka” olduğu iddiaları ve dayandırdıkları gerekçelerin ve vakıaların somut gerçeklerden ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı müvekkilinin taraf olmadığı marka uyuşmazlıklarında alınan bilirkişi raporları ve kesinleşen kararların işbu davada hükme esas alınamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YAPILAN YARGILAMA VE TOPLANAN DELİLLER
Dava 6769 sayılı SMK kapsamında açılmış marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması talepli davadır.
Mahkememizce ilk olarak tedbir taleplerinin değerlendirilmesi yönünden marka uzmanı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafın dosyadaki ürünlerde yer alan tescilsiz “… şekil”, “… ” ve şekil marka kullanımlarının davacının tescilli “… nolu “… şekil”, … nolu “…”, … nolu şekil, … nolu “….”, … nolu şekil markalarıyla ayırt edilemeyecek denli benzer olduğu ve bu sebeple iltibas yarattığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 31.12.2018 tarihli kararı ile “İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN takdiren 10.000,00 TL (on bin Türk Lirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABULÜ ile, dava konusu davacıya ait tescilli markalar ile karışırılacak derecede benzer logo ve markaların kullanıldığı ürünlere ilişkin olarak özellikle davalıların …+ŞEKİL, ASTROL …+şekil, şeklindeki kulllanımları ile davacının tescilli markası ile iltibas yaratacak nitelikte her türlü ürünün üretiminin ve satışının, her türlü mal ve ürün, hizmet, tabela, ambalaj, ilan, reklam, yayın, broşür afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kağıt, online, fatura ve sair her türlü ticari evrak da dahil olmak üzere kullanımlarının ( Tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimi ve satışını engellemeyecek şekilde) tedbiren ÖNLENMESİNE, davacının tescilli markasına tecavüzü ve haksız rekabeti tespit olunan ürünlere davalı nezdindeki yerlerle sınırlı olmak üzere EL KONULMASINA, YARGILAMA SONUÇLANINCAYA KADAR masrafları davacıya ait olmak üzere YEDİ EMİNE TEVDİİNE, İNFAZDA BİLİRKİŞİ RAPORUNUN DİKKATE ALINMASINA, raporun bir suretinin karar eklenmesine,” dair karar verilmiştir.
GEREKÇE
Markalar arasında ayniyet veya benzerliğin tespitinde markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınması gerekmektedir. …’a göre; marka incelemesi, markayı oluşturan unsurlar parçalara bölünerek yapılmamalıdır. Markaların tek başına ayrım gücü bulunmayan tanımlayıcı işaretlerden oluşan kısımlarının aynı yada benzer olup olmadıklarının üzerinde durulmasına gerek yoktur, (Prof. Dr. Sahih Arkan, Marka Hukuku, çili 1, s. 99).
İltibasın, karıştırılma olasılığının belirlenmesinde iki markanın bir bütün olarak bıraktıkları genel izlenime bakılmalıdır. Markanın esas unsurunun kullanılıp kullanılmaması iltibası belirlemede önemlidir.
Davacı adına Türk Patent vc Marka Kurumu nezdinde ”…” ibare ve logolu pek çok marka tescili bulunmaktadır. Davacının … tarihli … nolu … Sınıflarda tescilli “… şekil”, … nolu, …. Sınıflarda tescilli “ıı.s. … …’*, … nulu …. Sınıflarda tescilli şekil, … nolu …. Sınıfta tescilli “….” … nolu, …. Sınıfta tescilli şekil, … nolu … ve …. Sınıflarda tescilli “…, since …” markaları bulunmaktadır. Davacı markası tanınmış marka olarak kayıtlı değildir. Davalı … … adına … numaralı … ve …. Sınıflarda “… şekil” marka başvurusu dava aşamasında olup tescil edilmemiştir. Davalı …’ m … numaralı …,sınıfta “… ” ibareli marka başvurusuna yapılan itirazlar Türk Patent ve Marka Kurumu taralından kabul edilerek başvurunun reddine karar verilmiştir. Kurumun kararına karşı itiraz edilmiş olup itirazlar incelenme aşamasındadır. Davalının her iki marka başvurusu tescil edilmemiştir.
Dosya üzerinden yapılan incelemede; davacı tarafından dosya kapsamında davalının kullanımını incelendiğinde; davalının çanta ürünlerinde “…” ibaresi ile şekil markasını birlikte kullandığı ve çoğu kez “…” ibaresini daha büyük puntolarla yazmak suretiyle ön plana çıkardığı görülmüştür. Davacının tescilli şekil markalarında … üzerinde iki adet … oyuncusu ve bu oyuncuların elinde birisi yukarıya birisi aşağıya doğru bakan … sporunda kullanılan sopalar olduğu görülmektedir. Davalının bazı çanta ürünlerinde kullanılan şekil markalarında da … üzerinde iki adet … oyuncusu olduğu ve oyucuların ellerindeki sopaların her ikisinin de yukarıya doğru baktığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacının … nolu, …. Sınıfta tescilli şekil markasında … oyucularının ellerinde tuttuğu sopalar yukarıya doğru bakmaktadır.
Davacı tarafın tescilli markasında yarım ay şeklinde kullanılan “….” ibaresinin altında … üzerinde iki adet … oyuncusu ve bu oyuncuların elinde birisi yukarıya birisi aşağıya doğru bakan … sporunda kullanılan sopalar olduğu görülmektedir. Davalının bazı çanta ürünlerindeki marka kullanımında ise “…” ibaresinin yarım ay şeklinde olduğu ve bu ibarenin içinde … üzerinde 3 adet … oyuncusu ellerinde yukanya bakan … yer almaktadır. Davalının marka kullanımlarının davacının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli markalar ile görsel, işitsel ve kavramsal açıdan benzer oldukları kanaatine ulaşılmıştır. Davalının markalarında kullandığı kompozisyonun markaların bütünü itibariyle bıraktığı izlenim dikkate alındığında davacı markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu görülmüştür.
Marka sahibi, markası hangi sınıflarda tescil edilmişse markasının başkası tarafından kullanılmasını ve tescilini önleme yetkisi, o mal veya hizmetler ve onlarla benzer olan mal ve hizmetlerle sınırlıdır.
Davacı tarafın “… şekil”, “….” “…” ve şekil markalarının ağırlıklı olarak … ve …. Sınıflarda tescilli olduğu, davacının markasını ağırlıklı olarak çanta, tekstil, aksesuar ürünler üzerinde kullandığı anlaşılmaktadır.
Davalı … adına “… şekil” ve “… ” ibareli marka başvurularının … ve …. Sınıflarda yapıldığı ve Davalının dosya kapsamında yer alan ürün görsellerinden de davalı kullanımının çanta ürünlerinde olduğu görülmektedir. Sonuç olarak her iki tarafın markasını aynı sektörde kullandığı anlaşılmıştır.
SMK. Md. 6/1 maddesinde belirtilen nispi red sebepleri değerlendirilirken, ilgili sektördeki ortalama tüketici algıları dikkate alınmaktadır. Bu tüketici modeli, kural olarak alışveriş sırasında çok vakit harcayan, inceden inceye araştıran karşılaştıran bir tüketici anlamına gelmemekte, ancak bilgisi olan ve malı daha önce almış, kullanmış veya bilen bir tüketici olarak kabul edilmektedir. (İlhami Güneş, Uygulamada Fikri ve Sınai Mülkiye! Haklan / Haksız Rekabet Davaları isimli eserinde sf. 145-146) Halk tarafından karıştırılma ihtimalinde ölçü ise, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halkın olduğu göz önünde tutulacaktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından “umumi intiba” olmasa bile, halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir. (Prof. Dr. Ünal Tekmalp. Fikri Mülkiyet Hukuku, 1999, Birinci Baskı, sh 400 vd.)
Firmaların hizmet verdiği kitle özel bir tüketici grubu yada uzmanlık/İhtisas sahibi bir tüketici grubu değildir. Bu sebeple ortalama tüketici kitlesinin dikkate alınması gerekmektedir.
Markaların aynı sınıfta yer aldığı tespitimizle aynı zamanda karıştırılma ihtimali olduğu ve iltibas yarattığı, davalının kullandığı … ibaresinin ve şekillerdeki küçük farklılıkların bu karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmadığı, davacının farklı bir seri markasıymış gibi algılanma ihtimali yarattığı sonucuna varılmıştır.
SMK m. 29/1 yollamasıyla SMK m. 7)b hükmüne göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal ve hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali da dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması marka hakkına tecavüz oluşturacaktır.
TTK m. 55/1-a-4 hükmüne göre de başkasının başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak ise haksız rekabet sayılacaktır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılabileceği üzere somut olayda hem marka hakkına tecavüzün hem de haksız rekabetin koşulları gerçekleşmiştir. Davalı tarafın marka başvurusu tescil edilse bile SMK 155 gereği davacıya karşı ileri sürülemeyecektir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, bilirkişi raporu bir ara değerlendirildiğinde, davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜNE,
Davalıların … ve … ibareli … şekilli kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz ettiği ve haksız rekabet yarattığının tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
Davalıların tecavüz oluşturan her türlü mal ve hizmet tabela, broşür, tanıtım malzemesi ve sair evrakların ve alan adı olarak kullanımların önlenmesine,
Tecavüz oluşturan basılı kağıt, fatura, ürün, tabela, ilan ve her türlü tanıtım malzemesinin imhasına,
Masrafı davalı tarafından alınmak üzere hükmün Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 18,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 650,00 TL bilirkişi ücreti, 189,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 839,70 TL ile 71,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 911,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.05/02/2020

Katip …

Hakim …