Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/45 E. 2018/133 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/45
KARAR NO : 2018/133

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/08/2011
KARAR TARİHİ : 15/05/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat davasının Yargıtay İncelemesinin ardından yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle, müvekkilinin Amerika’da yaşayan bir akademisyen olduğunu, Türkiye’de ve Amerika’da yayınlanmış 20’ye yakın kitabı bulunduğunu, 2011 yılında okuyucularının uyarması üzerine, … isimli yazarın 2010 yılında çıkan “…” kitabının kendisine ait olan 1999 yılında yayınlanmış “…” … çevirisi isimli kitabının intihali olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine davalı yazarın 2006-2007-2008 yıllarında 3 baskı yapan meallerinin de intihal olduğunun tespit edildiğini, … isimli yazarın, “…”, “…”, “…”, “…” ve “…” isimli kitaplarında da müvekkilinin “…” kitabında yaptığı ayet çevirilerini ve açıklamalı dipnotları intihal ettiğini, …’ın bu kitaplardan elde ettiği maddi menfaatin yanında birçok popüler yazara söz konusu meali kendisinin gibi göndererek, müvekkilin yazarlık ününden haksız yere faydalandığını, bu sebeplerle, FSEK uyarınca üç katı maddi tazminat olarak, “…” isimli kitap için 50.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tanzimini, FSEK uyarınca ihlal edilen manevi haklara karşılık “…” kitabı için 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tazminini, kararın gazeteler yoluyla ilanını talep etmiştir.
CEVAP
Davalı, cevap dilekçesinde özetle, Davanın süresinde açılmadığını, davacının kitabın varlığından 2006 yılında haberdar olduğunu, davanın zamanaşımı yönünden reddedilmesi gerektiğini, “… adlı kitabın 30-35 yıllık birikimi sonucunda oluşturduğunu, söz konusu eserinin özgün bir eser olduğunu, dava konusu eser olan, Kuran’ın kimsenin inhisarında olmadığını, ilgilenen herkese açık olduğunu, davacının, bazı popüler gazete köşe yazarlarına, düşünürlere ve araştırmacılara hazırladığı Meali gönderip ününden haksız yere yararlandığı iddiasının tamamıyla hayal ürünü olduğunu, aksine davacının kendisini gündeme gelerek meşhur etme gayreti içinde olduğunu, davacının, Kuran’ın 80 civarında ayetini dilekçesinde göstererek intihal iddiasının varit olduğu imajını uyandırma gayretinde olduğunu, Kuran’ın içeriğinin değiştirilmesinin mümkün olmadığını, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kuran çevirilerinin de aynı olduğunu, davacının kendisinin … isimli yazarı kopya ettiği suçlamasına maruz kaldığını, internet ortamında yaptığı araştırma sonucunda … isimli yazar tarafından davacıya ait “…” isimli kitabının, …”den aynen alındığı iddiası olduğunu,bu sebeplerle davanın hiçbir haklı ve geçerli nedene dayanmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve reddini talep etmiştir.
GEREKÇE
Dava 5846 sayılı Kanun kapsamında açılmış tecavüzün ref’i ve meni maddi ve manevi tazminat talepli davadır.
Dosyaya delil olarak … (… Yayıncılık ve … Yayıncılık), … (… Yayıncılık), Davacı ile davalının eserlerinin karşılaştırılması sonucu ortaya çıkan ayet ve dipnot tablosu, Davalı ile … Yayıncılık arasında akdedilen Yayın Hakları Sözleşmesi, …’nun “…” adlı makalesi, ….” adlı doktora tezinin ilgili bölümü, Davalının eserinin … Yayınevinden 2010 yılında çıkarılan dördüncü baskısı, Davacının Ocak 2003’te … Yayıncılıktan çıkarılmış gözden geçirilmiş üçüncü baskısı olan “…” cilt fotokopisi, … telefon kayıtlan, … Cumhuriyet Başsavcı lığı’mn … sor. sayılı dosyası sunulmuş, tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış ve davalı …’ın 2006 yılında … Matbaası’nda basılan “…” ile yine aynı yazarın 2010 yılında … tarafından yayımlanan Kuran mealinin, Dr. …en … Yayıncılık tarafından 2000 yılında basılan (ikinci baskı) “… intihal olup olmadığı bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Mahkememizce bilirkişi olarak seçilen Prof. Dr. … Yar Doç Dr … Yar Doç Dr … ve Yayıncı bilirkişi … dosya tevdi edilmiş ve dava konusu eserler üzerinde karşılaştırmalı inceleme yapılmıştır. Bilirkişi heyeti …, mealinin ikinci baskısında ciddi değişiklikler yapıldığını, ayetlerin tercümelerinde farklılıklar olduğu gibi, 2010 baskısında dipnotların oldukça azaltıldığını, 2006 baskısında 725 dipnot varken, 2010 baskısında 591 dipnot bulunduğunu, ayrıca 2010 olan baskısındaki bazı dipnotların 2006 baskısında çıkartıldığını, her iki yazarın da tercüme ettikleri metin, aynı olduğu için tercümeler arasında bir takım benzerliklerin olmasının doğal olduğunu, Ancak …’ın 2006 yılında yayınladığı mezkur Kur’an mealinde, …’in mealine benzerliğin de ötesinde, gerek cümle yapısı ve gerekse seçilen kelimeler itibariyle ondan intihal edildiği anlaşılan pek çok âyet tercümesi bulunduğunu belirterek intihale ilişkin örnekler verilmiştir.
Yayınlanmış bir eserin, sahibinin adıının belirtmeksizin bazı bölümlerinin ve pasajlarının alınması intihal olarak nitelendirilmektedir. Yayınlanmış bir eserden alıntı yapıldığında, eser sahibinin adı mutlaka zikredilmelidir, aksi takdirde intihal söz konusu olur. İntihalde bir kişi başkasının eserini kendi eseriymiş gibi göstermektedir. Dava konusu olaya intihal açısından bakıldığında, konunun uzmanı olan bilirkişilerce yapılan inceleme ve değerlendirmelere göre, … “ın, 2006 yılında özener Matbaasında basılan “…” isimli eserinde. Dr. …’in … Yayıncılık tarafından 2000 yılında basılan (ikinci baskı) “…” isimli eserinden önemli ölçüde intihaller yaptığı, ancak 2010 yılında … tarafından aynı isimle yayımlanan Kur’an mealinin ise, …’in mezkûr mealiyle âyetlerin tercümeleri ve dipnotlarda bazı benzerlikler arz etse de intihal bir eser olarak değerlendirilemeyeceği, davalının sadece 2006 yılındaki eseri açısından intihalin söz konusu olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu olayda hem davacının hem de davalının Kuran tercümesi işleme eser sayılmaktadır. Dolayısı ile bu durumda bir işlenme eserin başka bir işlenme eserden intihali söz konusu olmaktadır.
Bir esere intihal yapılmak suretiyle tecavüz edildiği takdirde; eser sahibinin veya hak sahibinin mali veya manevi haklarına yapılan bu tecavüzü durdurmak üzere ref talebinde bulunabilir. Eser üzerinde sahibinin adı hiç konulmamış veya yanlış konulmuş yahut konulan ad iltibasa meydan verecek mahiyette olup da eser sahibi 15 inci maddede zikredilen tesbit davasından başka tecavüzün ref ini talep etmişse, tecavüz eden gerek aslına, gerek tedavülde bulunan çoğaltılmış nüshalar üzerine eser sahibinin adını derç etmeye mecburdur. Masrafı tecavüz edene ait olmak üzere, hükmün en fazla 3 gazetede ilanı talep edilebilir
Tecavüzün sabit olduğu durumlarda maddi vc manevi tazminat talep edilebilir. Eser üzerinde mali hakları bulunan hak sahiplerinin, mevcut olan bu mali haklarına tecavüz sonunda zarar gelmesi halinde, tccavüzün refı davasının bir türü olarak FSEK madde 68 uyarınca; telif tazminatı alma hakları bulunmaktadır. Tecavüzün refi niteliğinde açılan bu davada zarar koşulu aranmamakta; sadece hak sahibinin telif hakkına ilişkin kaybı ve mevcut tecavüzün durdurulmasını sağlamak amaçlanmaktadır. Bu maddelere göre; ortada bir sözleşme olmasa da farazi anlamda bir sözleşme olduğu varsayılarak; şayet bu şekilde bir sözleşme olsaydı, ne kadar telif ücreti ödeneceği belirlenmek suretiyle o bedelin 3 katı telif tazminatı olarak ödenerek, tecavüzün durdurulması talep edilmektedir.
Eser üzerinde mali hakları bulunan hak sahiplerinin, mevcut olan bu malî haklarına tecavüz sonunda zarar gelmesi halinde, tecavüzün refi davasının bir türü olarak FSEK madde 68 uyarınca; telif tazminatı alma hakları bulunmaktadır. Tecavüzün refi niteliğinde açılan bu davada zarar koşulu aranmamakta; sadece hak sahibinin telif hakkına ilişkin kaybı ve mevcut Tecavüzün durdurulmasını sağlamak amaçlanmaktadır. Bu maddelere göre; ortada bir sözleşme olmasa da farazi anlamda bir sözleşme olduğu varsayılarak; şayet bu şekilde bir sözleşme olsaydı, ne kadar telif ücreti ödeneceği belirlenmek suretiyle o bedelin 3 katı telif tazminatı olarak ödenerek, tecavüzün durdurulması talep edilmektedir. Dosyada bulunan bandrol bilgilerinden İlahiyat bilirkişileri dosya ekinde bulunan 2006 tarihinde … Matbaası tarafından 1. baskısı yapılan … adlı kitap ile 2010 tarihinde … yayınevi tarafından basılan …. karşılaştırmışlar ve sadece 2006 tarihli … davacının Mealinden intihal yapıldığını tespit etmişlerdir.
Mahkememizce dosyada alınan bilirkişi raporunun 2006 yılı bandrol adedine göre yapılmış olduğu ve incelemenin bu kitap üzerinden yapıldığı anlaşılmakla davacının iddia ettiği 2006 yılından 2010 yılına kadar basımı yapılan ve Kültür bakanlığından Bandrol adetleri bildirilen diğer baskılara ilişkin de inceleme yapılarak hesaplama yapılması için Bilirkişilerden Prof. Dr. … vefat etmesi nedeni ile ve iki ilahiyat Profesörü bilirkişinin seçildiği göz önüne alınarak diğer ilahiyatcı bilirkişi Yard. Doç …’ın yeterli olacağı göz önüne alanarak diğer üç bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce …’ndan alınan ek bilirkişi raporunda bilirkişi 2006 basım tarihli kitaba ilişkin değerlendirilmenin 2010 basım tarihli ilişkin yapılan değerlendirilmenin kıyaslanması sonrası tahmini hesaplanması istenmekte olup, 2006 tarihli … Bakanlığının gönderdiği bandrol talep formuna göre 5000 adet basılmış olduğu, … kitap ve yayıncılıktan satın alınan kitabın fiyatının 15 TL olduğu, enflasyon oranları göz önüne alındığında kitabın 2006 yılında tahmini 10,00 TL %8 KDV düşülünce 9.20 TL olması gerektiği, yapılan hesaplamada tercüme eserlerde ortalama %5 telif oranı uygulanarak toplam 2.312,50 TL olacağı ve bunun üç katının da 6.937,50 TL olması gerektiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesince bozularak gönderilmesi sonucu bozmaya uyulmuş ve yargılama yapılarak hüküm kurulmuştur. Davalı vekilinin temyizi sonrası bozma ilamının gerekçesinde; telif tazminatının hesabına ilişkin bilirkişi raporunda davacının eserinden intihal yapılarak hazırlanan ve piyasa sunulan davalı eserinin basım adeti ve satış fiyatı üzerinden telif bedeli 2.312,50 TL olarak hesap edilmiş ve FSEK 68. maddesi uyarınca hak sahibinin sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep etmesi nedeniyle tazminatın 6.937,50 TL olarak belirlenmiş olmasına rağmen, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davacının tazminat istemini kabul ederken 6.937,59 TL üzerinden sehven yeniden üç katının alınarak 20.812,77 TL’ye hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle dosya iade edilmiştir.
Bozma öncesi mahkememizce kurulan hükümde her iki tarafın kitabının da FSEK kapsamında işleme eser mahiyetinde olduğu, davalının 2006 basım Mealinde benzerliğin de ötesinde, gerek cümle yapısı ve gerekse seçilen kelimeler itibariyle âyetlerin tercümeleri ve dipnotlarda davacıya ait 2000 basım … adlı Mealinden intihal yapılmış olduğunu, eser üzerinde mali hakları bulunan davacının FSEK 68. madde uyarınca telif tazminatı istemeye hakkı olduğu, buna göre davlının eseri için 2006 yılında 5000 adet bandrol alındığı, kitabın satış bedelinin 2012 tarihi itibariyle 15,00 TL olduğu, tercüme eserlerde telif tazminatının ortalama %5 olduğu, 2006 itibariyle telif tazminatının 2.312,50 TL olarak hesaplandığı, tecavüzün niteliği gereği 10.000,00 TL manevi tazminatın yerinde olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının 2006 basım … adlı eserinde davacı eserinden intihal yoluyla alıntı yapması nedeniyle tecavüzün tespitine, rayiç bedel olarak tespit edilen 6.937,59 TL’nin FSEK 68 maddesi uyarınca 3 katı olan 20,812,77 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair maddi tazminat talebinin reddine, takdiren belirlenen 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine, sözleşmesel ilişkinin kurulması nedeniyle davacının ref talebinin reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, ve alınan 15/07/2017 tarihli hüküm kurmaya elverişli bilirkişi ek raporu kapsamında telif ücretinin 2.312,50 TL olduğu ve bunun üç katının da 6.937,50 olması gerektiği anlaşılmakla 2006 yılındaki … isimli eserde davacı eserinden intihal yapılması nedeniyle vaki tecavüzün tespitine ve 6.937,59 TL’ nin faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair maddi tazminat talebinin reddine, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin kurulması nedeniyle davacının ref talebinin reddine dair mahkememizin önceki kararının ve 10.000,00 TL manevi tazminata ilişkin kararın Yargıtay kararı ile kesinleşmesi nedeniyle bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile davalının 2006 yılında … matbaasında basılan … 2006 baskısında davacı eserinden intihal yoluyla alıntı yapması sebebiyle vaki tecavüzün tespitine,
2-Mali hak ihlaline ilişkin olarak tespit edilen rayiç bedel olan 2.312,50 TL’nin takdiren 3 katı olan 6.937,50 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek değişen oranlardaki reskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair maddi tazminat talebinin reddine,
3-Manevi tazminat ve tecavüzün refine yönelik mahkememiz kararının Yargıtay İlamı ile kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar oluşturulmasına yer olmadığına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 473,90 TL karar harcının peşin yatırılan 1,485,00 TL’den mahsubu ile kalan 1.011,10 TL bakiye karar harcının davacıya iadesine,
5-Kabul edilen tecavüz talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Red edilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 5.2086,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 307,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.407,40 TL’nin -red ve kabule göre takdiren hesaplanan 120,35 TL ve 1.503,40 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.623,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere açıkça okundu, usülen anlatıldı. 15/05/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı