Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/440 E. 2019/405 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/440
KARAR NO : 2019/405

DAVA : Marka İptali ve Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 21/09/2018
KARAR TARİHİ : 03/10/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan marka iptali ve sicilden terkin davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava konusu … tescil nolu “…” ibareli markanın TPMK nezdinde … AŞ adına kayıtlı olduğunu, şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde birleşme nedeniyle … Tic. AŞ’ye şirketin malvarlığının bir bütün halinde devredildiğini, dava konusu markanın davalı şirketin mal varlığına geçtiğini, bu nedenle dava konusu husumetin davalıya yöneltildiğini, müvekkilinin 13/05/2009 tarihinde …’nde faaliyete geçtiğini, Türkiye’nin rafinaj sektöründeki tek üreticisi olan ve …, …, … ve …’da kurulu 4 rafinerisi ile yılda 28,1 milyon ton ham petrol işleme kapasitesine sahip olan… AŞ’nin (…) %100 iştiraki olup, 549 vagon ve Devlet Demiryolları’ndan kiralanan beş dizel lokomotifle … ve diğer tedarikçilerin ihtiyaçları doğrultusunda başta demiryolu ile petrol ürünü taşımacılığı olmak üzere taşıma faaliyeti gerçekleştirdiğini, müvekkilinin TPMK nezdinde … başvuru numarası ile 39.sınıf emtiaları bakımından tescil başvurusunun bulunduğunu, ancak davalıya ait … tescil nolu “…” ibareli markanın gerekçe gösterilmek suretiyle reddine karar verildiğini, müvekkilinin marka vekilleri tarafından reddedilen başvuruya ilişkin itirazda bulunulduğunu, ancak davalının markayı 39.sınıf hizmetleri bakımından kullanmadığının tespit edildiğini, müvekkili tarafından davalı ile görüşme yoluna gidildiğini, ancak davalının kullanmadığı hizmetlere ilişkin yüksek meblağlar talep ettiğini, davalının kötüniyetli bir şekilde müvekkilinin haklı kullanımlarını engellemeye çalıştığını, yeni ticari faaliyetlerinin önünü kesmekte ve kullanmadığı hizmetlere ilişkin marka tescilleriyle sicili haksız yere işgal ettiğini iddia ederek, 39.sınıftaki hizmetler bakamından TPMK nezdinde … tescil nolu “….” ibareli markasının kullanmama nedeniyle iptali ile sicilden terkinine karar verilmesini talap ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kullanmama nedeniyle iptal davalarının kanun yürürlüğe girdikten 5 yıl sona açılabileceğinden bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu markaya davacının itirazda bulunduğunu ve henüz itirazları hakkında bir karar verilmediğini, davacının da henüz kesinleşmeyen bir karara istinaden dava açmasının mümkün olmayacağını, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin …’e bağlı grup şirketlerin deniz yolu ile taşıma ve kiralama işlerini yürüttüğünü, yılda yaklaşık 2,5 milyon ton hurda ve demir taşıması gerçekleştirdiğini, davacının 6769 sayılı Kanun’un geçmişe etkili olmaması nedeniyle iptal talebini 10/01/2022’den önce öne süremeyeceğini bu nedenle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının 2017 yılında faaliyetine başladığını, markasını bu kadar kısa sürede ciddi olarak kullandığına dair herhangi bir somut delil sunmadığını, hükümsüzlük davası açabilecek ilgili kişilerden olmadığını ve iptal davası açamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış markanın iptali ve sicilden terkini talebine ilişkindir.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, şirketlere ilişkin ticaret sicil kayıtları getirtilmiştir.
Davacı vekilinin mahkememizce yapılan 03/10/2019 tarihli oturumda, karşı taraf ile anlaştıklarını, davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin mahkememizce yapılan 03/10/2019 tarihli oturumda, feragate bir diyeceklerinin olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ettiği anaşılmıştır.
HMK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Vaki feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 8,50 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır