Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/43 E. 2019/459 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/43
KARAR NO : 2019/459

DAVA : FSEK-Tecavüzün Ref’i, Men’i, Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenip Yasaklanması, Maddi Durumun Ortadan Kaldırılması, Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/02/2018
KARAR TARİHİ : 12/11/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-tecavüzün ref’i, men’i, haksız rekabetin tespiti, önlenip yasaklanması, maddi durumun ortadan kaldırılması, manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 12/10/2009 tarihinde kurulduğunu, ticari faaliyetlerini tüm Türkiye çapında bilinirliğe sahip … internet sitesi üzerinden sürdürdüğünü, … üzerinden satışa sunulan ürünlerin internet sitesinden teşhiri için müvekkilinin fotoğraf sanatçısı sıfatına haiz çalışanlarınca, güzel sanat eseri vasfını haiz fotoğraf ve görseller meydana getirildiğini ve müvekkilinin bordrolu çalışanlarınca meydana getirilen bu fotoğraf ve görsellerin mali hak sahibi olduğunu, müvekkilinin FSEK’ten doğan hakların sahibi olduğunu, anılan eserler üzerinde işleme, çoğaltma, yayma ve umuma iletim hakkının kullanılması ve bu hakların kullanım yetkisinin üçüncü kişilere devredilmesi kosunuda da izin verme yetkisine sahip olduğunu, davalının … isimli internet sitesi üzerinden ticaret mevkiine arz ettiği ürünlerin teşhiri için site içeriğinde müvekkilinin mali hak sahibi olduğu fotoğrafların usulüne uygun şekilde izin almaksızın kullandığı ve müvekkilinin haklarına tecavüz ettiğinin tespit edildiğini, müvekkilininin çalışanlarının çekimleri gerçekleştirirken yer, açı, ışık, teknik gibi hususlarda ayarlamalar yaparak, kendilerinin belirlediği çerçevede göresellere hususiyet kazandıracak teknikler kullanarak çekim yaptıklarını, durumun tespiti için … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını ve müvekkiline ait 17 görselin davalının … adresli web sitesinde kullanıldığının tespit edildiğini, davalıya tecavüzün durdurulması amacıyla ihtarname gönderildiğini, bunun üzerine davalının mankenlerin baş kısmını kaldırarak gövde kısmını kullanarak devam etmek suretiyle yeni bir tecavüz gerçekleştirdiğini, ihtara rağmen müvekkiline ait fotoğrafları kullanmaya devam ettiğini iddia ederek, müvekkilinin yapımcısı ve mali hak sahibi olduğu eserlere tecavüzün ref’ine, men’ine, haksız rekabetin tespitine, önlenip yasaklanmasına, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, 30.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin kendi bünyesinde işçi çalıştırmadığını ve işle ilgili çalışmaları için dışarıdan destek aldığını, müvekkiline satışa çıkarılacak ürünler ile ilgili fotoğrafları tedarikçiler ve anlaştığı taşeron firmaların sağladığını, bu nedenle karşı tarafça izinsiz kullanıldığı iddia edilen fotoğrafların müvekkilinin bilgisi dahilinde bulunmadığını, davacı tarafın kendine ait fotoğrafların izinsiz kullanıldığına ilişkin davalı müvekkiline ihtar çektiğini bunun üzerine müvekkilinin izinsiz kullanıldığı iddia edilen fotoğraları siteden kaldırdığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, ihtar üzerine derhal belirtilen fotoğrafları kaldırdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca açılmış tecavüzün ref’i, men’i, haksız rekabetin tespiti, önlenip yasaklanması, maddi durumun ortadan kaldırılması, manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dosyada bildirilen tüm deliller toplanmış, değişik iş dosyası dosyamız arasına alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Değişik iş dosyasında alınan raporda bilirkişi, dava dilekçesinde bulunan 17 görselin tamamının … adresli web sitesinde kullanıldığını, … adresinin “…” adına kayıtlı olduğu ve … adresli web sitesine hosting hizmeti veren firmanın … adresinde mukim … şirketi olduğu hususu tespit edilmiştir.
Değişik iş dosyasında rapor sunan bilirkişiden alınan ek raporda, … adresli web sitesinin … adresli web sitesine yönlendirildiği ve buradan yayın yapmaya devam ettiği, daha önceki raporda tespiti yapılan 17 adet görselin kaldırıldığı ancak yine davacıya ait farklı görsellerin … adresli web sitesinde kullanılmaya devam ettiği, bu iki sitenin dns kayıtlarının da aynı olduğu göz önüne alındığında aynı kişi/kuruma ait olduğu hususlarında tespitlerini bildirmiştir.
Eser Sahipliğine Tecavüz Yönünden;
Yargıtay kararlarına göre, FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı resen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Sübjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için, sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlanndan birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formalardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
FSEK m.2/3 maddesine göre, bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleri ilim ve edebiyat eseri, FSEK m.4/b.5’te fotografik eserler ve slaytlar estetik niteliğe sahip olmaları ve hususiyet taşımaları şartıyla güzel sanat eseri olarak kabul edilmişlerdir. Fotoğraflarda estetik nitelik, konunun çıplak gözle görülenden başka türlü yansıtılması halinde ve fotoğrafçının fotoğrafı çekerken yaptığı hazırlık çalışmalarında ve fotoğraf üzerine aksettirmiş olduğu hususlarda görülür. Yani bir kişinin poz verirken, ışık durumunu ayarlarken yapmış olduğu hazırlık çalışmaları ve fotoğrafa ait cam veya fitm üzerinde yapmış olduğu rötuşlar, o fotoğrafa güzel sanat eseri niteliğini kazandırır. Eğer bir fotoğraf, onu çekmiş olan kimsenin hususiyetini taşımıyorsa ve estetik bir niteliğe de sahip değilse, o fotoğraf güzel sanat eseri olarak korunmaz. Bununla birlikte, bilimsel ve teknik nitelikteki fotoğrafların her zaman bir ilim ve sanat eseri olarak korunması mümkündür.
Bilimsel ve teknik nitelikteki fotoğraf ve resimlerin eser sayılabilmesi için, bunların da sahiplerinin hususiyetini taşımaları gerekir Burada da hususiyet muhtevada veya şekilde olabilir, ancak bu kategoride özellik daha çok muhtevada belirmektedir. Bir fotoğraf veya resim aynı zamanda hem estetik niteliğini haiz hem de bilimsel ve teknik nitelikte ise bu takdirde üstün olan niteliğe göre, eseri bilim veya edebiyat eserleri veya güzel sanat eserleri kategorisi kapsamında düşünmek gerekir. Eğer iki nitelikte aynı derecede ise, bu takdirde her iki eser kategorine de dahil olduğu kabul edilmek gerekir. Ne bilimsel veya teknik ne de estetik niteliğini haiz olmayan fotoğraf ve resimler, fikir ve sanat eseri olarak kabul edilmezler, bu tür ürünler ancak mülkiyet hakkına ilişkin hükümlere göre veya kişinin fotoğraf veya resmi söz konusu ise, FSEK .m.84 vd çerçevesinde korunabilirler.
6100 sayılı HMK’nın “USUL EKONOMİSİ İLKESİ” başlıklı Madde 30-“(1)Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne amirdir.
Davaya konu fotoğrafların eser niteliği yönünden bu hususun mahkememizin benzer nitelikteki bir çok dosyasında yer alan tespitler dikkate alındığında mahkememizce değerlendirilebilecek nitelikte olduğu kanaati ve HMK 30. Maddesi gözetilmek suretiyle ayrıca bir rapor alınmamıştır.
Gerek tespit dosyasında gerekse mevcut dosyada yer alan davacıya ait ürünlerin teşhiri amacıyla çekilen fotoların, sıradan fotoğraflar olduğu, ürün tanıtımı amacıyla çekilen katalog fotoğraflarının hususiyet taşıyan eser mahiyetinde olmadıkları hususu izahtan varestedir. Zira benzer nitelikteki çekimlerin fotoğrafçılık eğitimi almış hatta bu alana ilgi duyan herkesçe yapılabileceği, kanunun aradığı sahibinin hususiyet unsurunun bu tür fotoğraflarda kabulünün mümkün olmadığı, zira burada üzerinde çalışılan hususun eser vasfına haiz fotoğraf çekmekten ziyade ürünün pazarlanmasına yönelik ticari amaç olduğu dikkate alındığında davaya konu görsellerin eser vasfına haiz olmadığı sonucuna ulaşılmış eser sahipliğine dayalı taleplerin yerinde olmadığı anlaşılmakla bu yöndeki taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir.
Haksız Rekabet Yönünden;
Tacirin ticari hayatı ile ilgili olarak yaptığı işlerde diğer şahıslardan daha çok “özen göstermesi” gerektiği kabul edilmektedir. Tacir devamlı olarak yaptığı işlerle ilgili mevzuatı, ne yapması gerekeceğini tacir olmayan şahıslardan daha iyi bilir ve bilmek zorundadır. Tacirin bilmek zorunda olduğu şeylerin başında ticari hayatı için gerekli olan kanun hükümleri, ticari hayatın gerekleri ve teamülleri ile ticari örf ve adet gelir. Bu bağlamda, tacirlerin T.T.K. M.18/f.2 uyarınca “basiretli bir tacir gibi” hareket etme yükümü altında oldukları kabul edilmektedir. Fakat; bu yükümlülüğün çok katı ve sert değerlendirilmemesi her somut olayın özelliğine göre incelenmesi gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri ise Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. ” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;….4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b) Haksız rekabetin men’ini, c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
TTK hükümlerinden de anlaşılacağı üzere başklasının haklı olarak kullandığı reklam, tanıtıcı işaretlerle kullanmak veyahut iltibasa meydan verecek eylemlerde kullanmak haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir. Somut olaya dönüldüğünde; davalının, davacının ürünlerinin teşhiri amacıyla oluşturduğu görsellerini izinsiz bir şekilde kendi ticari alanında kullanmasının haksız rekabet teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı yukarıda izahı yapılan mevzuat ve açıklamalar kapsamında değerlendirildiğinde her ne kadar eser sahipliğine dayalı taleplerde bulunmuş ise de davaya konu görsellerin – fotoğrafların eser vasfına haiz olmadığı, ürün teşhiri amacıyla oluşturulmuş katolog çekimler olduğu şu hale göre FSEK kapsamında eser korumasından faydalanamayacağı, her ne kadar davaya konu görseller eser vasfına haiz değil ise de davalının davacıya ait görselleri izinsiz kullanmasının izahı yapılan TTK 18/2 ve 54 , 55/1-a/4 vd maddeleri göz önünde bulundurulduğunda haksız rekabet olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmış, davacının haksız rekabete yönelik talebinin kabulü ile haksız rekabetin tespiti ile haksız rekabet teşkil eden kullanımların durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda ilgili foto ve görsellerin davalıya ait … isimli siteden çıkarılmasına, aksi takdirde ilgili linklere siteye erişimin engellenmesine karar vermek gerekmiş ayrıca davalının bu eyleminin TBK 58 kapsamında haksız fiil teşkil ettiği, dolayısıyla davacının manevi tazminat isteminin yerinde olduğu, davalının kullanım durumu, eylemin ağırlığı hak ve nesafet kuralları gözetildiğinde 5.000 TL manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmakla manevi tazminata yönelik talebinin de kısmen kabulüne karar verilerek hüküm özetinin ilanı yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Davacıya ait … sitesi üzerinden satışa sunulan ürünlerin teşhiri amacıyla oluşturulan ve davacının hak sahibi olduğu foto ve görsellerin davalı tarafından izinsiz kullanılmasının haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİ ile haksız rekabet teşkil eden kullanımların durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda ilgili foto ve görsellerin davalıya ait … isimli siteden çıkarılmasına, aksi takdirde ilgili linklere siteye erişimin engellenmesine, infazda mahkememizin … diş sayılı dosyasına sunulan 03/01/2018 tarihli bilirkişi raporunun dikkate alınmasına, raporun hüküm eki sayılmasına,
-Davacının eser sahipliğine dayalı taleplerinin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; takdiren 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Hüküm özetinin karar kesinleştiğinde bir defaya mahsus olmak üzere traji en yüksek 3 gazeteden birinde masrafı davalıya ait olmak üzere yayınına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 512,33 TL’den 341,55 TL karar harcının düşülmesine, kalanı 170,78 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
5-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul olunan haksız rekabete ilişkin 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebine ilişkin 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen eser sahipliğine tecavüz yönünden 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen manevi tazminat talebine ilişkin 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan: 257,00 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 42,83 TL’si ve 382,65 TL harç (peşin+başvuru+vekalet) olmak üzere toplam 425,48 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır