Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/426 E. 2021/285 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/426 Esas
KARAR NO : 2021/285

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkiline ait “…” markasının Türk Pateni Enstitüsü nezdinde … numarası ile 16 sınıfta “Kağıt, karton(mukavva) ve bunlardan yapılmış ürünler(kırltasiye amaçlı ürünler hariç). Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve cillleme malzemeleri. Basılı evraklar: basılı yayınlar, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim ve öğretim malzemeleri (mobilyalar ve cihazlar hariç)” hakları ile 2007 tarihinden ilibaren tescilli olduğunu, 17.04.2017 tarihinde mevcut tescilin yenilendiğini ve halen marka koruması devam ettiğini, ayrıca aynı marka, TPE nezdinde … numarası ile 41 sınıfta tescilli olduğunu, dava konusu “…” markası esas unsuru olan “…” kelimesinin 16. sınıf kullanım hakları müvekkile ait iken davalı şirket, aynı sınıf ve türde, müvekkil şirket markası ile ayırt edilemeyecek ve karışıklığa sebep olacak şekilde benzer markasını TPE nezdinde … marka numarası ile 26.11.2013 tarihinde tescil ettirdiğini, bu itibarla davalı markası, müvekkil markası ile esaslı unsurları aynı olduğundan ayniyet derecesinde benzediğini ve bu nedenle iltibas yarattığını, müvekkile ait olan “…” markasının benzer şekilde daha sonra davalı şirket adına aynı tür ve sınıfta tescil edilmesi mutlak ret sebebi olduğunu, bir markanın tescili sırasında var olan mutlak red sebepleri ise markanın hükümsüzlüğünü gerektirdiğini, bu sebeple davalı şirket adına tescilli “…” markasının 6769 sayılı Kanunun 25. Maddesi gereği hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davalı markasının kullanımının 6769 sayılı Kanun’un 7. Maddesi kapsamında tecavüz teşkil ettiğini, davalı ile müvekkil aynı hizmet kapsamında aynı coğrafi bölgede faaliyet yürüttüklerini, davalı markası müvekkil markası ile aynı tür, mal ve hizmete ilişkin olarak TPE nezdinde tescil edildiğini, davalı “…” markası ile müvekkil “…” markasının ilişkilendirilme ihtimalinin çok yüksek olduğunu, bu durum dava konusu markalar arasında karışıklığa yol açmakta ve müvekkil markasının ihlal teşkil ettiğini, davalının daha sonra müvekkil markası ile ilişkilendirilecek şekilde benzer bir marka ile aynı hizmet alanında faaliyet yürüterek müvekkilin markası ile oluşturmuş olduğu portföyden faydalandığını, bu durumun müvekkil markasının ihlali ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının bu hakka sahip olmamasına rağmen, müvekkile ait markayı internet ve basılı yayında kullandığını, bu sebepte davalı “…” markasının TPE nezdinde tescilinin ve bu markanın kullanılmasının tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile müvekkilin bu tecavüz sebebiyle uğramış olduğu maddi ve manevi zararının tazmini gerektiğini, davalı şirkete, müvekkil markasına tecavüze sebebiyet verecek nitelikte kullanımın durdurulması için … 8. Noterliği … yevmiye nolu ve … tarihli ihtarname gönderildiğini, davalı şirketin cevabi olarak … yevmiye numaralı ve … tarihli ihtarnamesi ile de haksız ve marka hakkının ihlali niteliğindeki kullanıma son verilmeyeceği anlaşılmakla işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirtmiş, davalı şirkete ait, TPE nezdinde … marka numarası ile 26.11.2013 tarihinde tescil edilen “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmek suretiyle sicilden terkinine, davalı “…” markasının kullanımının müvekkile ait ve “…” markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile tecavüzün durdurulmasını, mahkeme ilamının, masrafı davalı tarafından karşılanarak, Türkiye’de tirajı en yüksek gazetelerde yayın ve ilanına, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla 2.000TL maddi ve 20.000TL manevi olmak üzere toplam 22.000TL tazminatın davalıdan faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak davaetiye tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunulmamış yargılama sürecinde davalı tarafından yargılamaya katılım olmamıştır.
TPMK kayıtları dosya içerisine alınmış incelendiğinde; … tescil no.lu Kartepe markası 41. sınıfta ve … tescil nolu kartepe markası 16. sınıfta davacı adına tescil edilmiş olduğu, hükümsüzlüğü talep edilen … tescil nodu (…) markasının 16, 38 ve 40. sınıflarda davalı adına tescil edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi yönünden dosya alanında uzman bilirkişilerden oluşan heyete tevdi olunmuş bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 09/12/2020 tarihli raporda özetle; davacının … tescil no.lu markası ile davalının … tescil no.lu markası 16. sınıfta tescil edilmiş olsalar da 16. sınıfta tescil edildikleri malların aynı veya benzer nitelikte olmadıkları, davacının … tescil no.lu markası 41. sınıfta ve davalının … tescil no.lu markası 38. sınıfta tescil edilmiş olsa da 41. sınıftaki “dergi, kitap, gazete v.b. Yayımlama hizmetleri” ile 38. sınıfta “haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri nin benzer hizmetler olduğu; davacının … tescil no.lu markası ile davalının … tescil no.lu markası benzer hizmetlerde tescil edilmiş ve markalar arasında ayırt edilmeyecek kadar benzerlik bulunduğundan, dava konusu … tescil nolu “…” markasının 38, sınıfta “haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” yönünden SMK m. 6/1 uyarınca kısmen hükümsüzlüğü şartlarının mevcut olduğu, davalının “…” ibaresini gerek basılı olarak gerekse https://.. alan adlı internet sitesinde gazetecilik hizmet alanında kullanmakta olduğu; davacının davaya dayanak yaptığı ve 41. sınıfta “gazete yayımlama hizmeti” alanında tescil edilmiş olan … tescil no.lu “…” markasının başvuru tarihi davalının 38. sınıfta “haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” için tescil edilmiş olan … tescil no.lu “…” markasının başvuru tarihinden daha önce olduğu; SMK m. 29/1 ve 155 uyarınca, davalının gazetecilik hizmet alanında “…” ibaresini esas unsur olarak markasal kullanımı davacının marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğu, davalı eyleminin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği yönünde kanaat oluşması durumunda, huzurdaki davada tazminata hükmedilebilmesi için aranan kusur şartının gerçekleştiğinin kabul edilebileceği, davacının maddi tazminat talebi uzmanlık alanı dışında kaldığından, talep edilebilecek maddi tazminat hakkında bir hesaplama yapılamadığı, manevi tazminat bedelini takdirinin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
1-Asıl davadaki Hükümsüzlük iddiası yönünden;
Dava tarihi itibariyle yürürlükte dan 6769 sayılı SMK’nın 4/1 maddesi uyarınca Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.
6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesine göre 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. 5. Madde “Marka tescilinde mutlak ret nedenleri ” ne ilişkindir. Madde 5/1-ç de ” Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” mutlak red nedeni olarak düzenlenmiştir. 6. Madde ise “Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” ne ilişkin olup, madde 6/1 “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” yine 6/6 ‘e göre ” Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir. ” yine 6/9’a göre “Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir. hükmüne amirdir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte dan 6769 sayılı SMK’nın 4/1 maddesi uyarınca Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.
Somut olaya dönüldüğünde; Rapordaki tespitlerde; davacı adına tescilli … tescil no.lu “…” markası 41. Sınıfta marka tescil başvurusu 06.10.2006 tarihinde yapılıp 25.10.2007 tarihinde markanın tesciline karar verildiği, … tescil nolu “…” markası 16. Sınıfta marka tescil başvurusu 20.04.2007 tarihinde yapılıp 24.03.2008 tarihinde markanın tesciline karar verildiği, davada hükümsüzlüğü talep edilen markanın davalı adına tescilli olan … tescil no.lu “…” markası olduğu, markanın 16, 38 ve 40. sınıflarda tescilli olduğu, marka tescil başvurusu 26.11.2013 tarihinde yapılıp 20.02.2015 tarihinde markanın tesciline karar verildiğini, SMK m.6/1 kapsamında yapılan değerlendirmede davacının … tescil no.lu “…” markası 41. sınıfta (gazete yayımlama hizmetleri vs.) ve … tescil no.lu “…” markası 16. sınıfta (basılı yayınlar vs.) tescil edildiği, davalının … tescil no.lu “…” markası ise 16, 38 (haber ajansı hizmetleri vs.) ve 40. sınıflarda tescil edildiği, davacı markalarının sektörel bilinirliği olduğuna dair bir delil dosyaya sunulmamış olmakla, davacının … tescil no.lu markası ile davalının … tescil no.lu markası 16. sınıfta tescil edildiği, markaların tescil edildikleri malları karşılaştıracak olursak, davacının … tescil no.lu “…” markası 16. Sınıfta: “Kağıt, karton (mukavva) ve bunlardan yapılmış ürünler (Kırtasiye amaçlı ürünler hariç). Plastik malzemeden mamül ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri, Basılı evraklar; basılı yayınlar, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, (pullar). Kırtasiye, büro, eğitim ve öğretim malzemeleri (mobilyalar ve cihazlar hariç)” için tescil edildiği, davalının … tescil no.lu “…” markası 16. Sınıfta: “Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar” için tescil edildiği, taraf markaları 16. sınıfta tescil edilmiş olsalar da tescil edildikleri mallar aynı veya benzer nitelikte olmadığı, davacının … tescil no.lu markası 41. sınıfta ve davalının … tescil no.lu markası 38. sınıfta tescil edildiği, markaların tescil edildikleri malları karşılaştırılır ise davacının … tescil no.lu “…” markası 41. Sınıftaki tescilli olduğu mal ve hizmetler ile davalının … tescil no.lu “…” markası 38. Sınıfta: “Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajarısı hizmetleri” için tescil edilmiştir. Taraf markaları her ne kadar farklı sınıflarda tescilli olsa da 41. sınıftaki “dergi, kitap, gazete v.b. yayımlama hizmetleri” ile 38. sınıftaki “haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri”’nin benzer hizmetler olduğu tespit edildiği, davacının … tescil no.lu markası ile davalının … tescil no.lu markasının benzer hizmetlerde tescilli olduğu tespit edilmiş olmakla davacı adına tescilli olan … tescil no.lu … markası tek kelimeden ibaret olduğu, marka beyaz zemin üzerine siyah renkte “…” ibaresinden oluştuğu, davalı adına tescilli olan … tescil no.lu … markası iki kelimeden oluştuğu, marka beyaz zemin üzerine yeşil renkte “…” ibaresinden oluştuğu, markada yer alan “…” ibaresi 38. Sınıfta “haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” için tanımlayıcı nitelikte bir ibare olduğundan markanın esas unsuru …” ibaresi olduğu, davacı markasındaki “…” ibaresi ile davalı markasının esas unsuru olan “….” ibaresi aynı olmakla, taraf markalarının bir bütün olarak görsel, kavramsal ve fonetik yönden ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğu, netice itibari ile davacı … tescil no.lu “…” markası 41. sınıfta “dergi, kitap, gazete v.b. yayımlama hizmetleri” için ve davalı markası 38. sınıfta benzer nitelikteki “haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” için tescil edilmiş ve markalar arasında ayırt edilmeyecek kadar benzerlik bulunduğundan, dava konusu … tescil no.lu “…” markasının 38. sınıfta “haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” yönünden SMK m. 6/1 uyarınca kısmen hükümsüzlüğü şartlarının oluştuğu tespit olunmuş olmakla mevzuat kapsamında yapılan ve denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen mal ve hizmetlerle sınırlı olmak üzere davanın kısmen kabulü ile, TPMK nezdinde davalı adına … numara ile tescilli “…” ibareli markanın 38. sınıfta kalan “haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil), haber ajansı hizmetleri” yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, bu sınıf ve hizmetler yönünden sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl davadaki Markaya Tecavüz ve haksız rekabet iddiası yönünden;
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış marka tecavüz ile haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi, men’i, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile iîişkilendiribne ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /ifcra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanmast veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya me?ru bagtoaftsı c/maması şartıyla işaretin aynt veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
SMK’nın 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c) Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Yine 6769 sayılı SMK’nın “Önceki tarihli hakların etkisi” başlıklı 155. Maddesine göre “Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.” hükümlerine amirdir.
Somut olaya dönüldüğünde; Rapordaki tespitlerde davacının “…” markasının 2006 yılından bu yana adına tescilli olduğu, davalının, müvekkile ait markayı internet ve basılı yayında kullanmasının tecavüz teşkil ettiği, davacının marka hakkına tecavüz ettiği iddia edilen davalı şirket 06.03.2008 tarihinde kurulmuş olup, faaliyet alanı “yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın işleri, iletişim ve dağıtım hizmetleri…” vs. Konular olduğu, (… tarih, S. 7019, s. 330). davalı … tescil no.lu “…” ibaresini 16, 38 ve 40. sınıflarda adına tescil ettirdiği, markanın fiilen gazetecilik hizmet alanında kullanıldığı, davacı vekili davalının markasal kullanımını ispat etmek amacıyla gazete kapağı fotokopisini ve davalıya ait olduğu belirtilen https://www. … alan adlı internet sayfasını delil olarak sunduğu, davalıya ait olduğu belirtilen https://… alan adı Whois kaydına göre 11.10.2013-10.10.2021 tarihleri arasında davalı şirket adına tahsis edildiği, alan adının Whois kaydında … Için Who’s Sorgulama Sonucu Domain Name: … TİC. .TD. ŞTİ. …, Turkiye sanıs … olarak göründüğü, davalı davaya cevap dilekçesi sunmamışsa da, davacıya hitaben gönderdiği … Noterliği … tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamede, “…” markasının 2013 yılından beri adına tescilli olduğu, basılı yayın, basılı evrak olarak faaliyette bulunan “…”nin … ili … ilçesinde hizmet veren yerel bir gazete olduğu, muhatap (davacı) İstanbul’da faaliyet gösterdiğinden markaların karıştırılma ihtimali olmadığı, iltibasın söz konusu olmadığı beyan etmekle, davacının “…” markasının gazetecilik hizmetinde fiilen kullanıldığı hususu ihtilafsız olduğu, … tescil no.lu “…” markası 38. sınıfta “haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” için davalı adına tescilli olduğu, kural olarak, marka sahibinin tescile güvenerek gerçekleştirdiği faaliyetler marka hakkına tecavüz veya haksız rekabet teşkil etmediğini, tescil ile üstün ve öncelikli hakkın doğduğu usulüne uygun olarak tescil edilmiş bir marka terkin edilmedikçe hak sahibinin tescile dayalı haklarının hukuken korunacağı kabul edildiği, uygulamada yerleşmiş olan bu kural mülga MarKHK yürürlükte iken açılan tecavüz davalarında davalının markası tescilli ise mutlak olarak uygulandığı, ancak SMK”’nın yürürlüğe girmesiyle bu uygulama mutlak olmaktan çıktığını, zira, SMK m. 155’deki düzenleme ile bu uygulamaya istisna getirildiğini, tescilli sınai hakkın sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip markalarda hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceğini, buna göre, farklı kişilere ait farklı tarihlerde başvurusu yapılmış olan markalar arasında çıkabilecek bir çatışmada salt sonraki marka tescilinin varlığı marka hakkına tecavüzü ortadan kaldıran bir hukuka uygunluk nedeni olmaktan çıktığını, netice itibariyle, davalı “…” ibaresini gerek basılı olarak gerekse https://… alan adlı internet sitesinde gazetecilik hizmet alanında kullandığını, davaya dayanak yapılan ve 41. sınıfta “gazete yayımlama hizmeti” alanında tescil edilmiş olan …tescil no.lu “…” markasının başvuru tarihi davalının 38. sınıfta “haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” için tescil edilmiş olan … tescil nolu “…” markasının başvuru tarihinden daha önce olduğunu, davalının aynı hizmet alanında “…” ibaresini esas unsur olarak markasal kullanımı davacının marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğu kabul edilebileceği değerlendirmelerinde bulunulduğu anlaşılmakla raporda da değerlendirildiği üzere SMK davalının maddesi dikkate alındığında davalının davacıya ait marka tescili kapsamında kalan kullanımlarının markaya tecavüz teşkil edeceği bu noktada davalının tescil savunmasının dinlenilemeyeceği davalının yargılama safahatinde üstün hak sahipliğine dayalı herhangi bir savunma dile getirmediği dikkate alındığında davacının markaya tecavüze dayalı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Somut olaya dönüldüğünde; sunulan bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alındığında davalı tarafın davacı tarafa ait markayı ayniyet derecesindeki benzer sınıflardaki kullanımlarının izahı yapılan TTK md. 54 ve TTK md. 55/l-a (4) kapsamında haksız rekabete sebebiyet verdiği izahtan vareste olup, yine davacının haksız rekabete dayalı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tazminat talepleri yönünden;
6769 sayılı SMK’nın “Tazminat” başlıklı 150. maddesinde de ” Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (2) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir. (3) Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Marka sahibi kanunun 151.maddesi gereğince yoksun kalınan kazancını talep edebilir. Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. (3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur. (4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında 2. Fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması halinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.
Maddi tazminat yönünden;
Davacı SMK m. 151/2/c’ye göre maddi tazminatın hesaplanmasını, davalının haksız markasal kullanımı nedeniyle uğranılan zararların tazmini amacıyla 2.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Lisansa dayalı zarar talebinin hesaplanması yönünden davalıya defter ihtaratı yapılmış, davalı tarafça verilen kesin süre içerinde ticari defterlerini sunmamıştır.
Ticari defterlerin sunulmamış olması sebebiyle herhangi bir zarar hesaplaması yapılamaıştır.
TBK Madde 50- “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. ” hükümlerine amirdir.
Sonuç olarak yapılan bu tespitler dikkate alındığında net bir zarar tespitinin mümkün olmadığı, davalı yerel nitelikte haberleri içeren ve belli bir bölgeye hitap eden gazete olduğu dikkate alınarak şu hale göre tazminat talebinin TBK 50 vd maddeleri uyarınca tespitinin gerektiği, eylemin ağırlığı dikkate alındığında 1.000 TL üzerinden tazminatın yerinde ve hakkaniyete uygun olduğuna kanaat getirilmiş bu miktar üzerinden kısmen kabul kararı verilerek fazlaya ilişkin talep reddolunmuştur.
Manevi tazminat yönünden;
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 149. Maddesinin 1-ç bendinde ” Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini” şeklinde belirtildiği üzere, tescilli markadan doğan hakları tecavüze uğrayan marka hakkı sahibinin manevi zarar talep edebileceği hüküm altına alındığı, yasal düzenleme ve somut olay ele alındığında manevi tazminatın yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, eylemin ağırlığı tecavüze konu markasal kullanım, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 1.000,00 TL üzerinden manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı sunulan rapor içerikleri yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davacıya ait tescilli marka ile iltibasa sebebiyet verdiği değerlendirilen ve mevzuat kapsamında hükümsüzlük şartları oluştuğu anlaşılan davalı markasının 38. sınıfta kalan “haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil), haber ajansı hizmetleri” yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, bu sınıf ve hizmetler yönünden sicilden terkinine, yine SMK 155 maddesi gözetildiğinde davalı kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği bu noktada tescil savunmasının dinlenilemeyeceği, anlaşılmakla haksız rekabet ve markaya tecavüze dayalı taleplerin kabulüne karar vermek gerekmiş bu kapsamda https://… alan adlı internet adresine erişimin engellenmesine, yine maddi tazminat talebi yönünden yukarıda izah olunduğu üzere zarar tespitinin mümkün olmaması sebebiyle BK 50 kapsamında eylemin ağırlığı SMK yürürlük tarihi ile dava tarihi aralığı dikkate alındığında talebin 1.000 TL üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve yasal şartları oluşan manevi tazminat yönünden de eylemin ağırlığı hak ve nesafet gözetilerek 1.000 TL üzerinden kısmen kabul kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, TPMK nezdinde davalı adına … numara ile tescilli “…” ibareli markanın 38. sınıfta kalan “haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil), haber ajansı hizmetleri” yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, bu sınıf ve hizmetler yönünden sicilden terkinine,
2-Davalı kullanımlarının, davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, bu kapsamda https://www.kartepegazetesi.com.tr alan adlı internet adresine erişimin engellenmesine,
3-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 136,62 TL karar harcının peşin yatırılan 375,71 TL’den mahsubu ile bakiye 239,09 TL’nin davacıya İADESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan: bilirkişi ücreti ve TL posta gideri olmak üzere toplam 1096,40 TL’nin ve 136,62 TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.268.92 TL yargılama giderinin dava kabul red oranı uyarınca takdiren 634,46 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Hükümsüzlük davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.30/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸