Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/424 E. 2022/7 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/424 Esas
KARAR NO : 2022/7

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2018
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkillerinin Türkiye çapında tescilli ve dünyaca tanınan …, ve … markalarının sahibi olduğunu, müvekkillerin markaları Türk Patent ve Marka Kurumu’nda tescilli olup kayıtlı tescillerine ilişkin belgelerin sunulduğunu, müvekkili şirketlerin tescilli markalarının izinsiz bir şekilde kullanılması, ürünlerinin satışa arz edilmesi, depolanması üzerine, müvekkil şirketler ihlalin tespit edilebilmesi için davalı hakkında … 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nden delil tespiti talebinde bulunulduğunu, ihlale konu ürünlerin adet ve değerlerinin tespiti ile bu ürünlerin mühürlenerek yeddi-i emine teslim edilmesini talep ettiklerini, marka hakkı sahibi davacı müvekkili şirketlerin tescilli markasını taşıyan taklit malın üretilmesini, ithal edilmesini ve satılmasını 6769 sayılı sınai mülkiyet kanunu’nun 149. maddesi gereği önleme yetkisi olduğunu, davalı tarafın fiillerinin müvekkili davacı şirketlerin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini açıklanan nedenlerle … 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … Değişik İş sayılı dosyası ile tespit edilen ve elkoyma kararı verilen ürünler üzerindeki ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilerek ürünlerin muhafazasının devamını, davalı eylemlerinin marka hakkına tecavüz eylemi ve haksız rekabet eylemi olduğunun tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, giderilmesini, taklit ürünlerin kapladığı yer ve muhafazasının ciddi külfet meydana getirmesi sebebiyle Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 163. maddesine istinaden hızlı imhasını, Depolama-sundurma ücretinin davalıya tahmilini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 1000-TL maddi, (6769 sayılı SMK m.151/2(a) bendine göre hesaplanmak üzere) 1000-TL manevi, 1000-TL itibar tazminatının haksız fiil tarihinden işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını, davalı aleyhine verilecek mahkeme kararının Türkiye’nin bütününde yayın yapan tirajı yüksek bir gazetede masrafları davalı tarafından karşılanmak üzere yayınlanmasını, davanın kabulünü, yargılama giderleri ve herbir davacı için ayrı ayrı vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili …ın söz konusu malları kapalı çarşıda toptan aracılardan ürünlere el konulmadan çok kısa bir süre önce aldığını, söz konusu ürünlerin tescilli ürün olup olmadığı hakkında da kendisinin de bir incelemesi olamadan ürünlere el konulduğunu, bu ürünlerle ilgili de öncesinde herhangi bir satışı da söz konusu olmadığını, dolaysıyla herhangi bir kazancı da olmadığını, gelinen bu noktada ürünlerin de müvekkile gelir gelmez apar topar elinden mahkeme kararı ile alınması durumunda davacı tarafın herhangi bir maddi, manevi ve itibar kaybı söz konusu olmadığını, yine diğer davalı müvekkil …’ün ise bu ürünlerle hiçbir bağı olmadığını, ürünlere el konulduğu sırada müvekkili …’ın yerinde olmadığından karşı dükkanın işletmecisi diğer müvekkil …’ün yardım amaçlı ne olduğunu anlamak için orada bulunduğunu, bu sebeple işbu davada kendisinin taraf sıfatı dahi olmaması gerektiğini, bu yönüyle de davanın müvekkil … yönünde reddi gerektiğini, dolayısıyla açılmış olan işbu davayı kabul etmediklerini, davanın reddi ile yargılama gideri vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; iddialarda bulunan kişinin tacir olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 18. maddesinin 2. fıkrası uyarınca basiretli bir iş adamı gibi hareket etmekle yükümlü olduğunu, davalının söz konusu ürünleri mağazasında satışa arz ettiğini bu açıdan yapmış olduğu savunma aldığı ürünlerin niteliğini incelemeksizin satışa sunduğunu, basiretli bir iş adamı gibi davranmadığını gösterdiğini, bu durum aynı zamanda orijinal olduğunu düşünerek taklit ve kalitesiz ürünlerden satın alan tüketicilerin haklarını da ihlal ettiğini, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …D. İş sayılı dosyası kapsamında 18.07.2018 tarihinde söz konusu adresteki tabelası olmayan, yazar kasa fişinde … (…) ibaresi olan işyerinde yapılan; mağaza girişinde sağ ve sol raflarda dizili, sıralı ve satışa arz vaziyette ürünler olduğu Tespit, El Koyma ve Yedd-i Emin Tutanağı ile sabit olduğunu, açıklanan nedenlerle … 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …Değişik İş sayılı dosyası ile tespit edilen ve elkoyma kararı verilen ürünler üzerindeki ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilerek ürünlerin muhafazasının devamını, tazminat hesabının Sınai Mülkiyet Kanunu 151/2(b) bendine yani “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç” bendine göre yapılmasını talep etmiştir.
Dosyaya sunulan deliller, TMPK kayıtları ve Mahkememize ait … D.İş sayılı dosyalar işbu dosyaya kazandırılmış olup; Türk Patent Kurumu tarafından düzenlenmiş, … tescil numaralı “… ibareli ticaret markası, … tescil numaralı … şekilli ticaret markası, … + şekilli ticaret markası, 181969 tescil numaralı şekilli ticaret markası tespit isteyen … tarafın marka sahibi olduğu,( …, …, …, …) sınıflı olan emtiayı kapsayan sınıflarda tescilli olduğu ve söz konusu markaların tescil tarihinden itibaren 10 yıl müddetle tescil edilip yenilendiği, Türk Patent Kurumu tarafından düzenlenmiş, … tescil numaralı “…” ibareli, … tescil numaratı …] şekilli ve …tescil numaralı … şekilli ticaret markasına ait, tespit isteyen … tarafın marka sahibi olduğu, … olan emtiayı kapsayan,(kemer-cüzdan) sınıfında tescilli olduğu; söz konusu markaların tescil tarihinden itibaren 10 yıl müddetle tescil edilip yenilendiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz 2018/123 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda özetle; Suça konu adreste tespit edilen … markalı cüzdan ve kemerlerin toka şekilleri tespit isteyen ürünlerin üzerindeki marka ve logoların tespit isteyen … adına … tescil numaralı … şekilli markasının taklit olarak kullanıldığı boş ve dolu ürün kutuları üzerinde …. tescil numarali + Şekilli markasının taklit olarak kullanıldığı, adreste tespit edilen ürünlerin deri kaliteleri, baskı ve yapıştırma kalitesi orijinal ürünlerin çok gerisinde olduğu, ürünlerin metal aksesuarların kalitesinin düşük olduğu, orjinalden daha mat olduğu, adreste tespit edilen ürünlerin üzerinde fiyat etiketi bulunmadığı, adreste bulunarı … marka ve logolu ürünlerin tamamı taklit ürün olduğu, ilgili dosya içeriği ve yapılan delil tespiti ve ihtiyati tedbir ile sınırlı olmak üzere; sayın mahkemece tespiti istenilen hususlar konusunda tespit talep edilen … adresinde bulunan … /… isimli işyerine 18.07.2018 günü saat 15:00 civarı gidildiği, adresin Kapalıçarşı’da çanta, gözlük, telefon kılıfı vs, satış mağazası olduğu görüldüğü, tespit isteyenler vekili ve İstanbul Sirkeci Güvenlik Büro ekipleri beraberinde gidilmiş olup köşe başında cam vitrinli satış mağazası olan işyerinde yapılan araştırma neticesinde; işyerinin içerisinde raflarda dizili ve satış halinde tespit isteyene ait marka ve logoları bulunan taklit üretilmiş; … marka ve logolu 17 adet çanta, … marka ve logolu 24 adet kemer, … marka ve logolu 54 adet cüzdan … marka ve logolu 18 adet boş cüzdan kutusu, … marka ve togolu 9 adet kartvizitlik, … marka ve logolu 1 adet valiz, … marka ve logolu 1 adet gözlük ve 1 adet gözlük kılıfı, … marka ve logolu & adet telefon kabı, …marka ve logolu 4 adet boş telefon kılıfi, … marka ve togolu 6 adet kemer, … marka ve logolu 16 adet cüzdan ve 16 adet boş cüzdan kutusu olmak üzere yukarıda fotoğrafları bulunan ve taklit olduğu tespit edilen toplam 173 adet ürünün mahkemenin ara kararına istinaden; ihtiyati tedbiren el konulup, tutanak düzenlendikten sonra yediemine teslim edildiği belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan deliller ve belgeler kapsamında tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle davalı kullanımlarının markaya tecavüz teşkil edip etmediği, tecavüz olduğunun kabulü halinde SMK 151/2-b kapsamında davacının talep edebileceği tazminatın (davalıya ait ticari kayıtlar dikkate alındığında sunulmaması halinde sektör uygulamaları değerlendirilerek) ne olabileceği hususunda her bir davacı yönünden ayrı ayrı talepler değerlendirilmek suretiyle rapor tanzimi yönünden dosya bir marka vekili, bir mali müşavir, bir çanta/ayakkabı sektör bilirkişiden heyete tevdi olunmuş, sunulan heyet raporunda özetle; 2018/123 Sayılı D.İş Dosyası kapsamında düzenlenen, 08.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda, tespiti yapılan … ve … markalı ürünlerin tamamının taklit ürün olduğu, orijinal ürünlere kıyasla deri, baskı ve yapıştırma kalitesinin düşük olduğu, taklit ürünlerin üzerinde fiyat etiketinin bulunmadığının tespit edildiğini, bilirkişi beyanına ilişkin olarak, işbu dosya ekinde yer alan 2018/123 Sayılı D. İş dosyasında fotoğraflanan, tespiti talep edilen davalı yanın, satışa arz ettiği ürünler üzerinde yer alan marka – logo görselleri ile davacı firmalara ait markaların tesçillendiği hali ile genel görünümü ve bütünsel açısından değerlendirildiğinde, markalar arasında, iltibas tehlikesi yaratabileceği kanaatine varıldığını, davalının ticari faaliyetlerinde kullandığı marka/logo görselleri ile, davacı firmaların tescilli markaları ile iltibas yarattığı, davalının markasal kullanımının davacı firmaların markaları ile ayniyet derecesinde benzer / birebir olduğunu, dava dosyasına ekinde sunulmuş 2018/123 Sayılı D. İş dosyasında fotoğraflanan ürün görsellerinin davacı firmalara ait markalara tecavüz teşkil eder nitelikte kullanıldığı kanaatine varıldığını, … markalı 135 adet ürün, … markalı 38 adet ürün olmak üzere toplam 173 adet ürünün taklit olarak tespit edildiği ve yediemine teslim edildiği, mevcut muhasebe kayıtları üzerinden birebir ilgili ürünlerin hesap hareketlerinin takibinin zor olması ya da takip edilememesi durumlarında, davaya konu taklit ürünlerin barındırdıkları kalite unsurları ve ticari karşılık bulabilecekleri yaklaşık piyasa değerleri düşünülerek haksız muhtemel kazanç hesabı yukarıda baz alınan değerler üzerinden yapılabileceği, buna göre taklit olduğu tespit edilen 173 adet ürün baz alındığında, KDV dâhil olarak toplam 27.310 TL (yirmi yedi bin üç yüz on TL) muhtemel kazanç hesabı yapılabileceği takdirin sayın Mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine vardıkları belirtilmiştir.
Mahkememiz 22/10/2020 tarihli celsesinde ” Dosyanın rapor sunan heyetteki tekstil mühendisi bilirkişiye tevdii ile, davacının tazminat talebinin SMK 151/2-b kapsamında olduğu dikkate alınarak, tespit olunan ürünler üzerinden davalının sektör uygulamaları dikkate alındığında elde etmesi muhtemel kazancın ne olabileceği hususunda ek rapor tanziminin istenilmesine,” karar verilmiş alınan 16/03/2021 tarihli Bilirkişi Ek raporunda özetle; Davacının tazminat talebinin SMK 151/2-b kapsamında olduğu dikkate alınarak; taklit olduğu tespit edilen 173 adet ürün üzerinden sektör uygulamaları dikkate alındığında, yoksun kalınan kazanç, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği met kazanç, toplam 12.289,50TL (on ikilbin iki yüz seksen dokuz TL elli kuruş) olarak hesaplanabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde ; gerek diş dosyasında alınan raporda gerekse mahkememizce alınan heyet raporunda “davalı yanın, satışa arz ettiği ürünler üzerinde yer alan marka – logo görselleri ile davacı firmalara ait markaların tesçillendiği hali ile genel görünümü ve bütünsel açısından değerlendirildiğinde, markalar arasında, iltibas tehlikesi yaratabileceği kanaatine varıldığını, davalının ticari faaliyetlerinde kullandığı marka/logo görselleri ile, davacı firmaların tescilli markaları ile iltibas yarattığı, davalının markasal kullanımının davacı firmaların markaları ile ayniyet derecesinde benzer / birebir olduğu” tespit ve değerlendirmeleri dikkate alındığında davalı kullanımlarının davacının tescilli markalarından doğan haklarını ihlal niteliğinde olduğu anlaşılmakla izahı yapılan mevzuat kapsamında markaya tecavüz şartlarının oluştuğu sonucuna ulaşılmış buna dayalı taleplerin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Somut olaya dönüldüğünde; yukarıda izahı yapılan raporundaki değerlendirmeler dikkate alındığında davalının davacıya ait markaları iltibasa sebebiyet şekilde kullanımlarının izahı yapılan TTK md. 54 ve TTK md. 55/l-a (4) kapsamında haksız rekabete sebebiyet verdiği sonucuna ulaşılmış, yine davacının haksız rekabete dayalı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tazminat Talepleri yönünden değerlendirme;
Yine 6769 sayılı Kanunun “Tazminat” başlıklı 150. Maddesine göre “(1)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.
(2)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.
(3)Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.
“Yasanın “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı MADDE 151-
(1)Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar.
(2)Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.” hükümlerine amirdir.
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Markaya tecavüz nedeniyle marka sahibinin uğradığı maddi kayıp, fiili zarar ve yoksun kalınan kazançtan oluşmaktadır. Yoksun kalınan kazanç, marka hakkına tecavüz edilmesi dolayısıyla malvarlığında kesin olarak ya da büyük ihtimalle gerçekleşecek artışın kısmen veya tamamen önlenmesi, yitirilmesi olarak tanımlanabilir.
Davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu beyanlar ve deliller kapsamında bu hesaplama usullerinden maddenin 151/2-b fıkrası kapsamında davalının elde ettiği kazanç üzerinden hesaplanmasını talep ettiği bunun yanında davacının SMK 150/2 gereği itibar tazminatı ve 151/4 kapsamında tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.
Somut olaya dönüldüğünde ;
16/03/2021 tarihli Bilirkişi Ek raporda davacının tazminat talebinin SMK 151/2-b kapsamında olduğu dikkate alınarak; taklit olduğu tespit edilen 173 adet ürün üzerinden sektör uygulamaları dikkate alındığında, yoksun kalınan kazanç, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazancın piyasa değerinin üzerinden %45 hesaplaması ile toplam 12.289,50 TL olduğu tespit ve değerlendirmesinde bulunulduğu anlaşılmış ancak bu değerlendirmenin mahkememizin emsal nitelikteki davalarına göre yüksek belirlendiği, esasen net bir kazanç tespitinin mümkün olmadığı da dikkate alındığında BK 50 de gözetilerek tespit edilen ürün adedi sektör bilirkişinin ürün değerlendirmeleri gözetilerek %30 kar marjı üzerinden gerekli hesaplama resen yapılmak ve her bir davacı yönünden ayrı ayrı belirlenmek suretiyle (usul ekonomisi gözetilerek tekrardan bu hususta ek inceleme yaptırılmamıştır.) yine SMK 150/2 gereği hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğradığına kanaat getirilmekle takdiren 500,00 er TL maddi tazminat eklenmek suretiyle toplamda 9.193,00 TL (… yönünden 3.340*%30=1.002,00+500,00 TL itibar tazminatı, Louis Vuitton yönünden 23.970,00*%30=7.191,00+500,00 TL itibar tazminatı olmak üzere) olarak takdiren hesaplanmış ve bu miktar üzerinden talebin kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine izahı yapılan mevzuat kapsamında manevi tazminat şartlarının da oluştuğu, gözetilmekle eylemin ağırlığı hak ve nesafet gözetilerek takdiren 500,00 er TL üzerinden toplamda 1000 TL manevi tazminatın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporu ve sunulu tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde, davalı …’ün tespite ve davaya konu ürünlerle herhangi bağlantısının bulunmadığı hazirun / emanet bakan olarak tespit tutanağında isminin yer aldığı açılan dava yönünden hasım sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla bu davalı yönünden açılan davanın reddine, davalı … yönünden ise davalı kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda … 2. FSHHM … değişik iş sayılı dosyası üzerinden el konulan ürünlerin karar kesinleştiğinde yediemin ve imha masrafları davalıya ait olmak üzere imhasına, davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, toplamda 9.193,00 TL (… yönünden 3.340*%30=1.002,00+500,00 TL itibar tazminatı, Louis Vuitton yönünden 23.970,00*%30=7.191,00+500,00 TL itibar tazminatı olmak üzere)’nin 18/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (reeskont faizini geçmemek kaydı ile) bu davalıdan tahsiline fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının sübut bulan manevi tazminat davasının kabulü ile, 1.000,00 TL manevi tazminatın (… yönünden 500 TL, … yönünden 500,00 TL olmak üzere) 18/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (reeskont faizini geçmemek kaydı ile) bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ve hükmün ilanına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalı … yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Davalı … yönünden açılan davanın KABULÜ ile, davalı kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda İstanbul 2. FSHHM 2018/123 değişik iş sayılı dosyası üzerinden el konulan ürünlerin karar kesinleştiğinde yediemin ve imha masrafları davalıya ait olmak üzere İMHASINA,
3-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, toplamda 9.193,00 TL (… yönünden 3.340*%30=1.002,00+500,00 TL itibar tazminatı, … yönünden 23.970,00*%30=7.191,00+500,00 TL itibar tazminatı olmak üzere)’nin 18/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (reeskont faizini geçmemek kaydı ile) davalı …’dan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Davacının manevi tazminat davasının kabulü ile, 1.000,00 TL manevi tazminatın (… yönünden 500 TL, … yönünden 500,00 TL olmak üzere) 18/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (reeskont faizini geçmemek kaydı ile) davalı …’dan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Hükmün karar kesinleştiğinde masrafları davalı …’a ait olmak üzere tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir defaya mahsus ilanına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 627,97 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL ile 176,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 211,90 TL harcın mahsubu ile kalan 416,07 TL bakiye karar harcının davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan: 2.548,10 TL bilirkişi + posta giderinin -ret ve kabule göre hesaplanan- 1906,07 TL’nin ve 293,00 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 2.199,07 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul olunan markaya tecavüz ve haksız rekabet talebine ilişkin hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13 maddesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat üzerinden hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10 maddesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesap olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13 maddesi uyarınca red edilen maddi tazminat üzerinden hesap olunan 3.096,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı …’a verilmesine,
10-Davalı tarafça herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/01/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸