Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/414 E. 2020/268 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/414
KARAR NO : 2020/268

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan Tecavüz Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/08/2018
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan fikir ve sanat eseri ile ilgili sözleşmeden kaynaklanan tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; uzun yıllar boyu hobi amaçlı bulmaca çözme işini, emekli olunca aktif bulmaca hazırlama işine girdiğini ve meslek edindiğini, ülkemizin pek çok yerel gazetelerine bulmaca hazırladığı, tüm yayınlama haklarının kendisine ait olduğunu, hazırlamış olduğu bulmacalırn değer kazanması sonucu İstanbul’da “…” bulmaca hazırladığını, derginin sahibi olan … ile iletişim kurarak eserlerinin dergisinde yayınlanması konusunda anlaştığını, dava dışı … ile aralarında yazılı bir sözleşme olmadığını, sözlü mutabakata vardıklarını, yalnız kendi dergisinde her bir eserinin 1 kereye mahsus olarak yayınlanmasına muvafakat ettiğini, dava dışı …’a karşı ikame edeceği manevi haklarının ihlali ve taziminat talepleri bakımından haklarının saklı olduğunu, bulmaca ile ilgili yayınları izlerken, sektörde ciddi bir yere sahip ciddi tirajları olan … isimli dergide eserlerinin bire bir olarak izinsiz ve onaysız yayınlandığını farkettiğini, kendisi tarafından hazırlanan 37 adet bulmaca davalı yana ait dergide yayınladığını, bulmacaların üretim tarih ve saaatleri ile bulmacaların dergilerde yayınlandığı sayfalara ait tabloyu dosyaya sunduğunu, bahse konu tablolarda görüleceği üzere dava dışı …’a kendi dergisinde yayınlanması gayesi ile teslim edilmesinin akabinde …’a ait …’nde yayınlandıktan sonra bu bulmacaların birebir olarak davalı yana ait …isimli derginin 30. sayısnda yayınlanmış olduğunu, davalının kendisini tanıdığını ve bu bulmacaların kendisine ait olduğunu bildiğini, hukuka aykırı gerçekleştirdiği baskısından önce …dergisinin Mart 2017 tarihinde 27. sayısında, Haziran 2017 tarihinde 28. sayısında, Ekim 2017 tarihinde 29. sayısında bilgisi ve izni dahilinde eserlerinde adına yer vermek suretiyle bulmacalarının yayınladıklarını, davalının tarafına ait bulmacaları ve bulmacaların yapısını bilmesi ve kendisini tanımasına rağmen kötü niyetli olarak bunları yayınladığını, 5846 sayılı FSEK’in 25. Maddesi kapsamında davalının bahse konu eylemlerinin eserden kaynaklanan haklarımı açıkça ihlal ettiğini, 5846 sayılı yasanın 68/1 ve 70. maddeleri çerçevesinde zararlarının tazminin gerektiğini, yine davalının izinsiz ve hukuka aykırı olarak kullandığı eserleri adına da yer vermediğini belirtmiş davalının hukuka aykırı kullanımları çerçevesinde oluşan eserler sahipliğine tecavüz sebebiyle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın kullanım tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte tahsiline ve tecavüzün önlenmesi ve ref’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan 31.10.2019 tarihli raporda bilirkişiler özetle, davaya konu bulmacaların FSEK 2/1 çerçevesinde eser vasfını taşıdıklarını, davacının karineten davaya konu bulmacaların eser sahibi olduğunu, davacıdan izin almaksızın bulmacaları … dergisinin 30. sayısında izinsiz yayınlanmasının takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla eser sahibinin mali haklarından FSEK 22 anlamında çoğaltma, FSEK 23 anlamında yayma hakkının ihlali sayılabileceği, aynı şekilde kullanım sırasında davacının eser sahibi olarak belirtilmemesinin de manevi haklardan FSEK 15’te düzenlenen eser sahibi olarak belirtilmek hakkının ihlali sayılabileceği, dosyada herhangi bir emsal sözleşme veya rayiç bedel yazısı bulunmamakla birlikte yayıncı bilirkişisinin tespitlerine göre Çengel bulmacaların piyasa rayiç bedeli talebe gore değişiklik arz etse de, ortalama piyasa fiyatı parça başı 50-70,00 TL aralığında olduğu, dava konusu bulmacaların niteliği, kullanım şekli, beğeni öçlüsü gibi kritlerler de dikkate alındığında talep edilecek rayiç ücret çengel bulamacalar için 60,00 TL, kare bulmacalar için ise 50,00 TL olabileceği, bu çerçevede parça başı olarak 30 çengel bulmaca için 60,00 TL 30×60,00= 1.800,00 TL 3 katı 5. 400,00 TL, 7 adet kare bulmaca için 50.00 TL x7= 350,00 TL ve 3 katı 1.050,00 TL toplam 1.800+350,00= 2.150,00 X 3 katı= 6.450,00 TL telif bedeli hesaplandığı, FSEK 68 çerçevesinde 3 kat uygulaması yönünden takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı FSEK 70/3 çerçevesinde de maddi talep etmiş ise de hesaplama yapılabilmesi için davalının ticari defter ve kayıtlarının mali bir bilirkişi tarafından incelenmesinin gerektiği ancak her halükarda Yargıtay’a göre, hem FSEK.m.68, hem de FSEK.m.70.f.2 veya FSEK.m.70.f.3 kapsamında maddi tazminat talep edildiğinde, talep edilen toplam bedelin, anılan seçenekler uyarınca istenebilecek “en çok bedel” ile sınırlı olacağından davacının bu iki talepten birini talep edebileceği, kullanım sırasında davacının eser sahibi olarak belirtilmemesinin de manevi haklardan FSEK 15’te düzenlenen eser sahibi olarak belirtilmek hakkının ihlali sayılabileceği ve manevi tazminat talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğu yönünde kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekili sunmuş olduğu bila tarihli beyan dilekçesi ile; FSEK tazminat taleplerinin 68.madde kapsamında değerlendirilmesini talep etmiş, FSEK 70/3 bendi kapsamındaki taleplerinden vazgeçtiklerini, ıslah için süre talep ettiklerini bildirmiş, 17/03/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile de maddi tazminat taleplerini 6.450 TL olarak ıslah ettiklerini fazlaya ilişkin hakları ve fazlaya ilişkin bilcümle hakları saklı kalmak kaydıyla taleplerinin bu miktar üzerinden değerlendirilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi karşı tarafa tebliğ olunmuş herhangi bir cevap sunulmadığı anlaşılmıştır.
Dava; FSEK kapsamında eser sahipliğine tecavüzün önlenmesi, ref’i, maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Eser Niteliği ve Eser Sahipliğine Tecavüz Kapsamında Değerlendirme:
Yargıtay kararlarına göre, FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Sübjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için, sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
Bilindiği üzere dil ve yazı ile ifade olunan eserler geniş bir fikir alanını kapsarlar. Bu eserler, hikaye, roman, şiir, bir şarkının güftesi, skeç, tiyatro oyunlarını kapsadığı gibi, bilimsel konferansları, monografileri, siyasi nutukları, eğlendirici sohbet tarzında konuşmaları, çocuk hikayelerini ve benzerlerini kapsar. Bu tür fikir ve sanat ürünlerinin ilim ve edebiyat eseri sayılabilmesi için, onların mutlaka yazı ile tespit edilmiş olmaları gerekmez, başka bir ifade ile duygu ve düşünceleri ifade için kullanılan araç veya olanağın hiçbir önemi yoktur. Bu araç veya olanak yazı, çizgi, rakam, formül veya söz olabilir. Örneğin şifahen söylenmiş bir şiir, hikaye, masal da hususiyet taşıyorsa, kamuya sunulduğu andan itibaren eser olarak korunur. Yine dil ve yazı ile ifade olunan eserlerde konunun mutlaka bilimsel veya edebi olması da şart değildir. Siyasal, sosyal ve dinsel düşünce ve fikirler de, ilim ve edebiyat eseri sayılırlar. Yine kullanılan dilin yabancı veya ölü bir dil oluşu da önem taşımaz. Ayrıca bunların yapıldığı mekanın önemi de yoktur. Dil ve yazı ile ifade olunan eserlerin korunabilmesi için, hususiyet taşımaları gerekir.
Davaya konu bulmacalara ilişkin rapordaki tespitler dikkate alındığında; bulmacaların sistematik niteliği, içeriğinde cevaba yönlendiren soruların düzeyi dikkate alındığında hususiyet arz ettiği ve bu özellikleri ile FSEK 2/1 anlamında ilim ve edebiyat eseri vasfında oldukları sonucuna ulaşılmıştır.
Eser sahipliğinin değerlendirilmesi;
Yine FSEK kapsamındaki uyuşmazlıklarda, “eser sahipliği” ya da “hak sahipliği” sıfatı da mahkemece re’sen gözetilmesi lazım gelen hususlardandır.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 11 ve 12 inci maddelerinde eser sahipliğine ilişkin karinelerin neler olduğu düzenlenmiştir. FSEK m.11 hükmüne göre; “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır; meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın”.
FSEK m. 12 hükmüne göre ise; “Yayımlanmış olan bir eserin sahibi 11 inci maddeye göre belli olmadıkça, yayımlayan ve o da belli değilse çoğaltan, eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanabilir. Bu salahiyetler, 11 inci maddenin ikinci fıkrasındaki karine ile eser sahibi belli olmadığı hallerde konferansı verene veya temsili icra ettirene aittir. Bu maddeye göre salahiyetli kimselerle asıl hak sahipleri arasındaki münasebetlere, aksi karariaştırılmamışsa, adi vekalet hükümleri uygulanır”.
FSEK sistematiğinde tescil ilkesinin kabul edilmemesi nedeniyle eser sahipliğinin tespitinde yukarıdaki karinelerin öngörülmesi uygulamada ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümünde yardımcı olmaktadır. Ayrıca eser sahipliği, bu karineler dışında her türlü delille de ispatlanabilir.
Dosyaya davacı tarafından sunulan davacı ile dava dışı … ve davalı arasındaki whattsapp yazışmalarından davacının davaya konu bulmacaları daha önce …’ın … isimli dergisinde yayımlamak için verdiği, herhangi bir yazılı sözleşmenin yapılmadığı, bilahere …’ın davacının kendisine yayımlamak için verdiği bulmacaları davalıya yayınlamak üzere verdiği ve bir kez parasını ödediği bulmacaların sahibi olduğunu ve istediği kişilere devredebileceği şeklinde beyanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu bilgi ve belgeler çeçrevesinde davacının davaya konu ettiği 37 adet bulmacanın karineten eser sahibi olduğu kanaatine varılmıştır.
FSEK Kapsamında Hak İhlali Değerlendirme:
FSEK 48 ve 52 hükümleri gereğince mali haklara ilişkin sözleşmelerin yazılı olarak yapılması ve devredilen hakların, sayısı, mecra süre ve sınırının açıkça sözleşmede belirtilmesi gerekir.
Davacının dosyaya koyduğu belgeler incelenmiş ve raporda tek tek karşılaştırılmıştır. Buna göre …. adlı derginin 1. ve 2. sayısındaki … ve … bulmacaların davalı …-…’in dergisinin 30. sayısında bire bir alınarak yayınlandığı, dava dışı … tarafından yayınlanan …adlı derginin 1. sayısında, 13 tane … ile 2 tane … davalının 30. sayı dergisine aynen alındığı, dava dışı … tarafından yayınlanan … adlı derginin 2. sayısında, 17 tane … ile 2 tane … davalının 30. sayı dergisine aynen alındığı, toplamda davacının yapmış olduğu … ve … bulmacanın davalının 30 sayı dergisinde aynen yayınlandığı bilirkişi raporu ile tespit olunmuştur.
… bulmaca dergisinin Mart 2017’de 27. sayı, Haziran 2017’de 28. sayı, Ekim 2017’de 29. sayı dergilerinde yayınlanmış ve davacının adını yazmıştır. İzinsiz ve onaysız yayınlandığı anlaşılan 30. sayı dergide bulmacayı hazırlayan … adına yer verilmediği tespit olunmuştur.
Davalı … tarafından yayınlanan 27. 28. Ve 29. sayı … bulmaca dergisinde davacının adı olan …’dan başka … adının da yer aldığı, bu kişinin dergideki diğer bulmacaları hazırlayan olduğu, davaya konu 30. sayıdaki … bulmaca dergisindeki bulmacaların tamamının değil, 30 tane çengel ve 7 kare olmak üzere 37 tanesini davacının yaptığının yine raporda tespit olunduğu anlaşılmaktadır.
Dosyada hak devrine ilişkin bir yazılı sözleşme bulunmadığından davalının davacıdan izin almaksızın bulmacaları … dergisinin 30. sayısında izinsiz yayınlanmasının bilirkişi raporundaki tespitler de dikkate alındığında eser sahibinin mali haklarından FSEK 22 anlamında çoğaltma, FSEK 23 anlamında yayma hakkının ihlalini oluşturduğu, aynı şekilde kullanım sırasında davacının eser sahibi olarak belirtilmemesinin de manevi haklardan FSEK 15’te düzenlenen eser sahibi olarak belirtilmek hakkının ihlal teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Maddi – manevi tazminat talepleri yönünden değerlendirme;
Davacı hem FSEK 68 çerçevesinde hem de FSEK 70/3 çerçesinde maddi tazminat talebinde bulunmuş, davacı vekili sunmuş olduğu beyan dilekçesi ile FSEK 70 kapsamındaki taleplerinden vazgeçtiklerini 68 kapsamında taleplerinin değerlendirilmesini talep etmiştir.
FSEK m.68/l hükmüne göre; “eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlû işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir. FSEK m.68’deki kapsamında bu taleplerin ileri sürütebilmesi için, mütecavizin kusurunun olması ya da zararın gerçekleşmiş bulunması şart değildir. Yine Yargıtay’a göre; “…eser sahibinin mali haklan korunurken sadece bu tecavüzün haksız fiil olduğu varsayımından hareket edilmeyecektir. Somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi sübjektif nitelikleri, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı gibi objektif kriterler dikkate alınarak eser sahibi izinsiz yayın yapanla sözleşme yapması halinde, bu sözleşme uyarınca isteyebileceği bedel, bunun faizi 68. madde uyarınca açılacak davada dikkate alınacaktır…”. Ayrıca rayiç bedelin tespitine ilişkin taraflar arasında daha önceden yapılmış bir sözleşme, teklif var ise, başka bir deyişle rayiç bedel somuta indirgenmiş ise, rayiç bedelin tespiti taraflar arasındaki sözleşme, teklif vs. ile tespit edilecektir.
Dosyada herhangi bir emsal sözleşme veya rayiç bedel yazısı bulunmamakla birlikte yayıncı sektör bilirkişisinin hükme esas alınan rapordaki tespitlerinde; çengel bulmacaların piyasa rayiç bedeli talebe gore değişiklik arz etse de, ortalama piyasa fiyatı parça başı 50-70,00 TL aralığında olduğu, dava konusu bulmacaların niteliği, kullanım şekli, beğeni öçlüsü gibi kritlerier de dikkate alındığında talep edilecek rayiç ücret çengel bulamacalar için 60,00 TL, kare bulmacalar için ise 50,00 TL olabileceği, bu çerçevede parça başı olarak 30 çengel bulmaca için 60,00 TL 30×60,00= 1.800,00 TL, 7 adet kare bulmaca için 50.00 x7= 350,00 TL ve 3 kat hesabı ile 2.150,00 X 3 katı= 6.450,00 TL telif bedeli talep edilebileceği hesaplanmış olup , raporun hükme esas alınabileceği anlaşılmakla davacının ıslahı da dikkate alınarak bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf aynı zamanda manevi tazminat talebinde de bulunmuştur. Kullanım sırasında davacının eser sahibi olarak belirtilmemesinin de manevi haklardan FSEK 15’te düzenlenen eser sahibi olarak belirtilmek hakkının ihlali teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış eylemin ağırlığı kullanım durumu dikkate alınarak takdiren 3.000,00 TL üzerinden talebin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı sunulan rapor içeriği dikkate alındığında; davaya konu bulmacaların sistematik niteliği, içeriğinde cevaba yönlendiren soruların düzeyi dikkate alındığında hususiyet arz ettiği ve bu özellikleri ile FSEK 2/1 anlamında ilim ve edebiyat eseri vasfında oldukları, sunulan bilgi ve belgeler kapsamında davacının davaya konu ettiği 37 adet bulmacanın FSEK 11 ve 12 maddeleri gereği karineten eser sahibi olduğu, dosyada hak devrine ilişkin bir yazılı sözleşme bulunmadığından davalının davacıdan izin almaksızın bulmacaları … dergisinin 30. sayısında izinsiz yayınlanmasının bilirkişi raporundaki tespitler de dikkate alındığında eser sahibinin mali haklarından FSEK 22 anlamında çoğaltma, FSEK 23 anlamında yayma hakkının ihlalini oluşturduğu, aynı şekilde kullanım sırasında davacının eser sahibi olarak belirtilmemesinin de manevi haklardan FSEK 15’te düzenlenen eser sahibi olarak belirtilmek hakkının ihlal teşkil ettiği, rayiçler dikkate alındığında davacının izinsiz kullanım nedeniyle 2.150 TL ücret talep edebileceği, FSEK 68 kapsamında 3 kat hesabı ile davacının talep edebileceği toplam tazminatın 6.450 TL olduğu anlaşılmakla ıslah edilen bu miktar üzerinden maddi tazminatın tümden kabulüne, davacının eser sahibi olarak belirtilmemesinin de manevi haklardan FSEK 15’te düzenlenen eser sahibi olarak belirtilmek hakkının ihlali teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış eylemin ağırlığı kullanım durumu dikkate alınarak takdiren 3.000,00 TL üzerinden talebin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, fazlaya ilişkin manevi tazminat ile maddi tazminatın FSEK 68 kapsamında değerlendirildiği, bu durumda taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisinin oluştuğu, yerleşik yargı uygulamalarımız gereği ref taleplerinin dinlenilemeyeceği anlaşılmakla fazlaya ilişkin taleplerin reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile, (FSEK 68.maddesi gereği 2.150×3 hesabı ile) 6.450,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, takdiren 3.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 645,52 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL ve 93,07 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 516,55 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat talebine ilişkin 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat talebine ilişkin 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan: 1.300,00 TL bilirkişi ücreti, 240,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.540,90 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 1.271,74 TL’si ve 164,87 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 1.436,61 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır