Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/396 E. 2019/388 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/396
KARAR NO : 2019/388

DAVA : Marka Tecavüzünün Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması
DAVA TARİHİ : 07/08/2018
KARAR TARİHİ : 26/09/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan marka tecavüzünün tespiti, önlenmesi, durdurulması davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin spor malzemeleri ve giyim eşyaları sektöründe Türkiye’nin önde gelen spor kulüpleri arasında yer aldığını, … markası ve diğer marka ile işaretlerin TPMK nezdinde müvekkili adına tescilli olduğunu, marka hakkında gerçek hak sahipliği sıfatına haiz olan müvekkilinin markasını uzun yıllardır ticarette kullanıldığını, bunun yanı sıra yüksek ayırt edicilik vasfını kazanmış bir marka olduğunu, TPMK nezdinde … belgesi ile tanınmış marka statüsünde bulunan bir marka olduğunu, müvekkilinin markalarının bu tanınmışlığı ve piyasada sahip olduğu ekonomik kazanç seviyesinin markalarının suiistimaline yol açtığını, müvekkilinin orijinal ürünlerini, kendisine ait satış mağazaları, sözleşmeli bayileri ve resmi e-satış sitesi olan … alan adlı internet sitesinde satışa arzetttiğini, şikayete konu internet sitesinin hiçbir meşru dayanağının bulunmadığını, … alan adlı web sitesinde müvekkiline ait tescilli markaları üzerinde bulunduran taklit ürünlerin internet üzerinden satışa sunulduğunu, müvekkilinin marka hakkını ihlal ettiğini, hiçbir yasal dayanağı olmaksızın aleyhine tespit istenilen davalının müvekkilinin tescilli markaları ile ticari değere sahip olan marka hakkına tecavüz nedeniyle kişilik haklarının ihlaline sebebiyet verdiğini, web sitesine ait alan adında kullanılmasının yasaklanması gerektiğini iddia ederek, davalı … sitesi üzerinde müvekkilinin marka hakkına tecavüzün tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, dava konusu internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış ancak süresinde cevap sunmadıkları anlaşılmıştır.
Davalı vekili beyan dilekçesinde müvekkili …’in e-ticaret yapmak amacıyla kurduğu … isimli internet sitesinin başlangıç aşamasında satışı muhtemel veya hızlı satılabilecek malların tespiti amacıyla bazı ürünleri reklam amacıyla sitesine koyduğunu, davacının hak sahibi olduğu spor kulübünün renklerini barındıran formaların da reklamını kendi sitesinde 3 ay süreyle yayınladığını, amacının satış yapmak değil satışı muhtemel malların tespitine yönelik olduğunu ve satışın yapılmadığını, siteye reklam amacıyla konulan reklam ürünlerinin rağbet görmemesi üzerine kısa süre sonra kaldırıldığını, müvekkilinin malların rağbet görmesi halinde lisanslı ürünlerin satış izni için gerekli işlemleri yapacağını, ancak ürünlerin rağbet görmemesi üzerine bu aşamaya geçilemediğini, iddia edildiği gibi herhangi bir satışın söz konusu olmadığını, davacının uğradığı herhangi bir zararın söz konusu olmadığını, firmada yapılan kontrollerde yakalanan, tespit edilen davacıya ait herhangi bir mal olmadığını bildirmiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış marka tecavüzünün tespiti, önlenmesi ve durdurulması talebine ilişkindir.
Dosyada bildirilen deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Davacının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli, 111 adet marka tescil ve başvurusunun bulunduğu, bu markalar arasında dava konusu “…”, “…”, “…”, “… …”, “…”, “…”, “…”, “…” ibareli markaların bulunduğu, 45.sınıfın tamamında tescil edildiği ve aynı zamanda tanınmış marka olarak tescilinin olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan raporda bilirkişiler;14/06/2019 tarihinde yapılan kontrollerde … alan adı içerisinde … protokolü olmadığı için “…” ibaresinin olduğunu, … protokolü olmayan alan adı içerisinde ise yabancı bir web sitesi olarak göründüğünü, 14/06/2019 tarihinde yapılan … alan adı whois (sahibi/yetkilisi) bilgileri sorgulandığında alan adının 27/03/2019 tarihinde alındığının anlaşıldığını ve yine alan adı içerisinde yabancı bir site olduğunu, dosyada bulunan ve 17/10/2018 tarihinde alındığı görülen … alan adı whois bilgileri kontrol edildğinde ise alan adı whois bilgileri içinde 09/01/2018 tarihinde, kayıt şirketinin … Ltd. Şti olduğu, … sistemi üzerinden yapılan kontrollerde bazı günlerde alınan… alan adı üzerinde bulunan 24/08/2018 tarihli web site yedeği kontrol edildiğinde web site yedeğinin tamamının alınmadığı, dolayısıyla web site geçmişinde hangi ürün/ürünlerin satışta olduğu tespit edilemediği dosyaya sunulan ve 30/07/2018 tarihinde alındığı anlaşılan … alan adı üzerinde bulunan web sitesi ekran görüntüleri içinde bulunan ürün/ürünlerde …, …, … ve logosu, …, …, … ibareli ürünlerin bulunduğu ve bu ürünlerin satışta olduğunun anlaşıldığı, … sayılı “…” markasının tanınmış marka olarak kabul ve tescil edildiği, davalı kullanımlarının davacı adına Türk Patent ve Marka Kurumu’nda “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” markalarının SMK’nin ilgili maddeleri uyarınca tüketiciler açısından ayırt edilemeyecek ve iltibasa neden olacak derecede benzer olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
SMK m.29/I-c uyarınca markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka hakkına tecavüz sayılır.
6769 sayılı SMK’nın 7. Maddesine göre; Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir. Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması. (3)Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. (4)Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez. (5)Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez: a)Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi. b)Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması. c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yapılan incelemede davalının web sitesinde yer alan kullanımlarında davacı markalarının aynılarının kullanıldığı tespit edilmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesinde bu durum ikrar edilmiştir. Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen internet çıktılarında gerek görsel olarak ve gerekse işitsel olarak davacı adına tescilli olan başta “…” olarak tescilli ve tanınmış marka ve ayrıca davacı adına tescilli olan diğer logo ve markaların kullanıldığı, davalının markasal kullanımlarının tekstil ürünleri ve telefon kılıfları ile bunların satışında olduğu dolayısıyla davalının eyleminin SMK 27’nin yollamasıyla 7.madde gereğince markaya tecavüz eylemini oluşturduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporu ile bir arada değerlendirildiğinde; davalının davacının testil ürünleri ve telefon kılıfları bakımından tescilli ve tanınmışlığa sahip “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” ibareli markalarını dava konusu internet sitesinde kullandığı, bu durumun davalı tarafça da ikrar olunduğu, davalının bu kullanımlarının SMK m.7 ve 29 uyarınca açık şekilde davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmakla davacının sübut bulan davasının kabulü ile davalı kullanımlarının (davacıya ait tescilli ve tanınmış markaya ait görsel, şekil ve işaretleri kullanmak suretiyle iltibas yaratacak şekilde ürün pazarlamak şeklindeki) davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine karar vermek gerekmiş önleme talebi kapsamında ilgili siteye erişimin engellenmesi talebi yönünden davaya konu paylaşımların kaldırıldığı ve siteye ulaşılamadığı dikkate alınarak konusuz kalan talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına, muhtemel tecavüzlerin önlenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile; davalının … web sitesi üzerinden yapmış olduğu paylaşımların davacıya ait tescilli markalara tecavüz teşkil ettiğinin, TESPİTİNE, DURDURULMASINA, ÖNLENMESİNE, bu kapsamda ilgili siteye erişimin engellenmesi talebi yönünden davaya konu paylaşımların kaldırıldığı ve siteye ulaşılamadığı dikkate alınarak konusuz kalan talep yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, muhtemel tecavüzlerin ÖNLENMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 8,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 120,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.320,00 TL ve 71,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.391,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/09/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır