Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/392 E. 2019/110 K. 05.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/392
KARAR NO : 2019/110

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü, Marka Tecavüzünün Tespiti, Men’i, Ref’i, Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 05/03/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hükümsüzlüğü, marka tecavüzünün tespiti, men’i, ref’i, manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin TPMK nezdinde … ibaresi ve şekil markaları için …, … ve …, …, … ve …, …, …, …, …, …, …, … tescil nolu tıbbi ve sıhhi merhem ve ilaçlarının bulunduğunu, davalının davaya konu … markasının müvekkilinin … ibareli markalarına ayırt edilemeyecek ve iltibasa yol açacak kadar benzediğini, davalıların müvekkilinin ürünleri ile aynı “…” cinsi ürünler üzerinde kullandığı ibarenin, müvekkilinin markası ile neredeyse aynı şekilde telaffuz edildiğini, müvekkilinin markasının tanınmış marka olup, davalı markasının varlığının müvekkilinin tanınmış ve önceki tarihli markalarının ayırt edici karakterini zedelediğini, … ve … markalarının tamamen ve ilk kez müvekkili tarafından yaratıldığını, son derece farklı ve ayırt edici markalar olduğunu belirterek, dava konusu … tescil nolu markanın devrinin önlenmesi, internet sitelerine erişimin engellenmesi ve yazı her türlü tanıtım vasıtasının, davalılara ait işyerlerinden ve bulundukları her yerden toplatılarak yeddiemine teslimi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalılara ait … tescil nolu … ibareli markanın hükümsüzlüğünü, marka tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, men’ine, ref’ine, kullanımların önlenmesine, davalıların … ibaresi de dahil olmak üzere ve ürüne ait şişe, etiket, kalıp, kutu, koli, ambalaj, katalog, broşür, basılı evrak, yazı velhasıl her türlü ürün ambalaj ve tanıtım vasıtasının, davalıya ait işyerlerinden ve ticari amaçla bulundukları her yerden toplanmasına ve imha edilmesine, 200.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … cevap dilekçesinde özetle, marka, imalat, satış, başvurular ve itirazlarla hiçbir alakasının olmadığını, davanın niteliği gereği kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın kendi yönünden husumetten reddi gerektiğini, mahkemenin davaya bakmakla yetkili olmadığını, yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, esasa ilişkin olarak eczane olarak tescili yapılmış, kaydı bulunan, itiraza uğramamış diğer eczaneler tarafından da satılmakta olan ve halen satılan bir ürünü sipariş verdiğini, gelen ürünlerin diğer bütün müstahzarlarda olduğu gibi kayıt altına alınarak eczanesinde satışının yapıldığını, kendileri dışındaki iki veya daha çok firma arasındaki hukuki ilişkilerin kendisine sorumluluk doğurmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; yasal ve fiili adresinin, satışlarının, tespit ve yazışma adreslerinin Ankara’da olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını ve yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, dava dilekçesinin yasal unsurları içermediğini hangi davalıdan ne istendiği ve şeklindeki içeriği hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde, belli ve net olmayan dilekçenin reddine karar verilmesi gerektiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin olarak dava konusu ürünlerle ilgili taleplerin dayanaksız kaldığını, dava konusu kutunun şeklinin 02/02/2018 tarihinde davanın açılış tarihinden önce değiştirildiğini ve yeni şekliyle satışa sunulduğunu, dava dilekçesinde bitişik yazılan vaporub ibaresinin aksine iki kelimeden oluşan ayrı ayrı yazılan ve İngilizce ibareler olan “… (buharlaşmak)” ve “… (…, …, …)” ibarelerinden oluşan “…” ibaresini kullandıklarını, buharlaşan merhem türündeki ürünleri tanımlamak için kullanılan, ürünün cinsine ve amacına atıf yapan bir ibare olduğunu, marka algısı yaratmayan ve hiçbir iltibasa yer vermeyen ve herkesin kullandığı genel bir ibare olduğunu, şirketin “…” markasının patentini aldığını ve TPMK nezdinde tescil ettirdiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış marka hükümsüzlüğü, marka tecavüzünün tespiti, men’i, ref’i, manevi tazminat talebine ilişkindir.
6769 sayılı SMK’nun 156. maddesi bu kanunda öngörülen davalarda görevli ve yetkili mahkemenin tespitine ilişkindir. SMK 156/5 maddesi “üçünçü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibine aleyhine açılacak olan davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.” hükmüne amirdir.
Yine 6100 sayılı HMK’nın 19/2 maddeside “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz..” hükmü düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalıların adreslerinin Ankara olduğu, süresi içerisinde yetki itirazında bulunulduğu, davanın marka hükümsüzlüğü, marka tecavüzünün tespiti, men’i, ref’i, manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, SMK 156/5 maddesinde üçüncü kişiler tarafında sınai mülkiyet hakkı sahibine karşı açılacak olan davalarda yetki düzenlemesinin açıkça yapıldığı ve davalının yerleşim yerinin yetkili mahkeme olarak kabul edildiği, şu hale göre hükümsüzlük davası yönünden davalıların ikametgahı mahkemesi olan Ankara Mahkemelerinin yetkili mahkeme olarak kabulünün gerektiği, davacının kendi sınai mülkiyet hakkına dayalı olarak tecavüz iddiasında bulunması SMK 156/3 kapsamında değerlendirilmesi gerek ise de hükümsüzlükle açılan davalar yönünden öncelikle hükümsüzlüğün karara bağlanmasının gerektiği, sonuca göre tecavüz iddia ve taleplerinin değerlendirilebileceği dikkate alındığında birlikte açılan davalar yönünden kanun amir hükmünün dolanılmasına sebebiyet verecek türden yargılamalara sebebiyet verilmemesi amacıyla özellikle her iki davalının da Ankara ikametgahlı olması tespitin yine Ankara ‘da yapılarak davalıya ait Eczanede ürün tespitinin yapıldığı dikkate alındığında salt davalının internet adresi üzerinden yapılan tanıtım vs dikkate alınarak yetkinin belirlenmesinin usul uygun düşmeyeceği kanaatiyle davalıların usulünce yapmış oldukları yetki itirazının kabulüne karar vermek gerekmiş, yetkili mahkemenin Ankara FSHHM olduğu anlaşılmakla davalının yetkiye yönelik itirazının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. maddesi gereğince yetkisizlik kararının kesinleşmesini mütaekip iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/03/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır