Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/38 E. 2019/518 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/38
KARAR NO : 2019/518

DAVA : FSEK-Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/09/2017
KARAR TARİHİ : 05/12/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin gazeteci olduğunu ve …’de haber prodüksiyon şefi olarak çalıştığını, bunun yarı sıra … grubunda tiyatrocu olduğunu, davalı Uzm. Dr. …, Dr. … ve Dr. … adına ruhsatlandırılmış müştereken muayanehane olan … Şubesinde ilk defa 2016 Mayıs ayında çenesine ve ağız çevresindeki çizgilere dolgu, yan çene kaslarına botoks işlemi ve … işlemi şeklinde medikal estetik işlemi yaptırdığını, müvekkilinin 2017 yılında da davalılar adına ruhsatlandırılmış … Şubesinde benzer medikal estetik işlemleri yaptırdığını, anılan klinikte her uygulama sırasında işlem öncesi ve sonrasına ait müvekkilinin yüzünün fotograflarının çekilmek istendiğini, müvekkilinin fotoğraf çekimi sırasında yapılacak estetik işlemlerinin gizli kalmasını ve görüntülerinin hiçbir yerde yayınlanmamasını istediğini belirttiğini, bunun üzerine yetkililer tarafından bunun standart bir uygulama olduğunu, hasta dosyasına konularak arşivlendiğini, gizli kalacağını ve hasta mahrumiyetinin korunacağını taahhüt edildiğini, müvekkilinin …’de editör olarak çalışan arkadaşının, müvekkilinin kız kardeşini arayarak instagramda ablanı gördüm, estetik mi yaptırdığı diye sorduğunu, bunun üzerine müvekkilinin kız kardeşinin hemen müvekkilini arayarak fotoğraflarının instagramda yayınlandığı söylediğini, haberi duyan müvekkilinin şoke olduğunu, birgün sonra ise … haber kanalı haber yayın müdürünün …’in instagram sayfasında müvekkilinin fotograflarını gördüğünü ve estetik yaptırıp yatırmadığını sorduğunu, müvekkilinin bu durumu gizlemeye çalıştığını ancak yayın müdürünce söz konusu videonun müvekkiline gönderildiğini, müvekkilinin zor durumda kaldığını, bunların yanı sıra birçok tanıdığının müvekkilini arayarak aynı soruları sorduğunu,…’nin müvekkilinin izni ve onayı olmadan estetik işlemin öncesi ve sonrasına ait fotoğrafları yayınladığını, müvekkilinin özel hayatına müdahale edildiğini, davalının eyleminin haksız fiil teşkil ettiğini belirterek, 35.000 TL manevi tazminatın olay tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hukuka aykırı saldırı dolayısı ile davalılarca elde edilmiş olan kazancın tam olarak yargılama sırasında toplanacak delillere ve bilirkişi incelemesine göre tam olarak belirleneceğinden şimdilik 1.000 TL vekaletsiz işgörme hükümlerine göre müvekkiline verilmesine, kişilik haklarına sürmekte olan saldırıya son verilmesine, müvekkilinin estetik işlemlerine ilişkin öncesi ve sonrası fotograflarının sosyal medya hesaplarından kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, sunmuş olduğu 30/10/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 5.000 TL’ye arttırmıştır.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … müşterek ruhsat sahibi olmadığını, kliniğin işletmesinde ve yönetiminde herhangi bir yasal sorumluluğunun olmadığını ve şirket çalışını da olmadığını, işyerinin tüm ünvanının … Sağlık Hizm. Ltd Şti olduğundan davanın bu tüzel kişiliğe açılması gerektiğini, estetiğin bu ünvalı şirketin yaptığını, müvekkilinin bu adreste kiracı olarak bulunduğunu, şirketle aralarında bir iş sözlemesi bulunmadığını, bu işlemede herhani bir SGK kaydının da olmadığını, kira sözleşmesinin bir yıllık olduğunu ve sözleşmenin feshi ile klinikten ayrıldığını, müvekkilinin davalı olma sıfatının olmadığını, davanın bu nedenle husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, kliniğin birçok doktor tarafından kullanılan müşterek bir klinik olduğunu, ücret mukabilince hastaları uzmanlık alanına giren konularda muayene- tetkik ve tedavilerini planladıklarını ve yaptıklarını, müvekkilinin mesleğinin gereğini yerine getirdiğini, davacının müvekkiline dava açma hakkının ve menfaatinin olmadığını, instagram hesabının müvekkiline ait olmadığını, bu hesaba yüklenen hiçbir içeriğin müvekkili ile bağlantısının bulunmadığını, müvekkilinin kliniğin ortağı olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu sosyal medya hesabının … Tic Ltd Şti isimli şirkete ait olduğunu ve müvekkili tarafından kullanılmadığını, sosyal medya hesabında müvekkilinin adının, unvanının hiçbir şekilde yer almadığını, davanın şirkete karşı açılması gerektiğini, davanın pasif husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davaya konu görüntülerin kişinin tanınmasına yetecek özellikler barındırmadığını, yüzünün yalnızca belirli kısmının yayımlanması kişisel verilerin hukuka aykırı kaydedilip kullanılması hususunu oluşturmayacağını, davacının adının ve tanıtıcı diğer bilgilerin kullanılmadığını, dava dosyasında yer alan görüntülerin davacıya ait olmadığını, davacının kendisine ait görüntülerin yayımlanmasına açık şekilde rıza gösterdiğini, ekran görüntülerinde uygulama tanıtımının yapıldığını, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, dava konusu olayda vekaletsiz iş görme hükümlerinin mevcut olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri toplanmış, taraf tanıkları dinlenmiştir.
Davalı tanığı … 25/06/2018 tarihli celsedeki yeminli beyanlarında özetle ; 2015-2016 yılında … sosyal medya ajansında sosyal medya yöneticiliği yapan ekipte olduğunu, ayda bir kliniğe ziyarete gittiğini, hastaları ve yönetimi az çok görebildiğini, … hocanın burada hastaları muayene ettiğini, hangi işlemlerin gerektiğini bir forma yazdığını uygulamaya asistanların girdiğini ve hastaları videoya çektiklerini, kendilerine Whatsapp’dan gönderdiklerini, kendilerinin de montajlayıp hastaların yüzü gözükmeyecek şekilde sosyal medyada yayınladıklarını, ekibin başında …’ın bulunduğunu ayrıca iki tane de bayanın videoları montajladığını ve yayınladığını, 2015 aralık ayında işe başladığını 2016 Kasımda ayrıldığını, kliniğin sahibi … ve eşi …’in olduğunu, … hanım orada bir çalışan olduğunu, sosyal medya hesabının ödemesini yapan ve emri verenin … bey olduğunu, … hanımın görüntülere ilişkin herhangi bir talimatını almadığını” beyan etmiştir.
Davacı tanığı … 27/12/2018 tarihli celsedeki yeminli beyanlarında özetle; davacı ile aynı işyerinde çalıştığını, kendisinin yakın arkadaşı olduğunu, estetik merkezinin instagram hesabını kendisinin de takip ettiğini, davacı …’a ait fotoğrafları instagram hesabında gördüğünü, hesapta gözbebeğinin alt kısmından itibaren çeneyi de kapsayan bir fotoğraf paylaşıldığını, davacı yakın arkadaşım olduğu için fotoğrafın davaıcya ait olduğunu anladığını, kendisine sorduğun da inkar ettiğini, ancak fotoğrafı gösterince estetik operasyonu olduğunu kabul ettiğini, bu durumun gizli kalmasını istediğini anladığını, yüzündeki benlerden tanıdığını daha sonra da işyerinde başkalarının da fotoğrafı gördüğünü duyduğunu, fotoğrafın tek olarak yayınlandığını, altında da operasyona ilişkin açıklama olduğunu, bahse konu instagram sayfasının … instagram hesabı olduğunu” beyan etmiştir.
Davacı tanığı … 27/12/2018 tarihli celsedeki yeminli beyanlarında özetle; “Davacının kız kardeşi olduğunu, davacının estetik operasyonu olduğunu sadece kendisinin ve annesinin bildiğini, çalıştığı işyerinde bulunan ve davacıyı yakınen tanıyan arkadaşının kendisine gelerek ablasının estetik operasyonu geçirip geçirmediğini sorduğunu, kendisinin de böyle birşey olmadığını söylediğini, bunun üzerine bahse konu instagram sayfasını kendisine gösterdiğini, kendisinin de ekran görüntüsünü aldığını, instagramda davacı ablasının göz hizasından çeneye kadar fotoğrafının paylaşıldığını, ablasının yüzhatlarının çok karakteristik olması sebebiyle kendisini tanıyan herkesin fotoğrafta tam olarak yüzü görünmese bile o fotoğrafın ablasına ait olduğunu tespit edebileceğini, ablasının bu olayın yayılmasını istemediğini, daha sonra olayın çalıştıkları iş yerinde yayıldığını, bahse konu instagram sayfasına google reklamları verdiği için takip etmeseniz bile fotoğrafları görme ihtimalinin bulunduğunu, bahse konu instagram sayfasının … instagram hesabı olduğunu” beyan etmiştir.
… Ticaret Limited Şirketine ait Ticaret Sicil kayıtları dosya içerisine alınmış, incelendiğinde …, …’in şirketin kurucu ortağı olduğu, davalı …’in ortaklık ilişkisi olduğu, hali hazırda şirket ortaklarının davalılar görünmediği şirketi temsile yetkili kişilerin …ve … olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu instagram hesaba ilişkin reklam ödemelerinin bu şirket tarafından yapıldığı anlaşılmıştır.
Yine davacı tarafından dosyaya sunulan ve İstanbul Tabip odasına yapılan müracaat sonrası Tabipler Odası Onur Kurulunca alınan karar incelendiğinde; davacıya ait operasyon öncesi ve sonrası fotoğrafların ve video görüntüsünün … isimli instegram sayfasında yayınlanmasının kusur oluşturduğu, sayfanın düzenlenmesinde …nun kiracı olarak gözüktüğü, serbest hekimlik yaptığı, muayenehaneyi …den kiraladığı, alt kiracı olarak çalışması sebebiyle sayfanın düzenlenmesinde sorumluluğunun bulunmadığı, kusurlu fiil nedeniyle Dr … ile …’nun sorumlu olduğu gerekçesiyle para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararda benzer durumların tekrar yaşanması halinde davalı Dr …’nun alt kiracı da olsa sorumluluğunun oluşabileceğinden bahisle uyarılmasına karar verildiği kararda muayenehanenin Dr … ile Dr … ya ait olduğu, davalı Dr …nun davalı …’le olan alt kiracılık ilişki kapsamında kullanıldığının belirtildiği, yine sitenin bu muayenehaneye ait olduğunun tespit olunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle; tüm dosya kapsamı ile taraf iddia ve savunmaları incelendiğinde dava konusu uyuşmazlığın, davacının fotoğrafının ve görüntülerinin kullanılması için davacıdan izin alınıp alınmadığı, zımni izinin olup olmadığı, kullanımın reklam amaçlı olup olmadığı ve vaki kullanımın davacının haklarına tecavüz teşkil edip etmediği noktasında olduğundan söz konusu uyuşmazlığın fikri bir ürünün korunmasından ziyade davacının kişilik hakkının korunması ile ilgili olduğu, dış görünüşün yansıması ve tekrarı demek olan resim üzerinde kişilik hakkı bulunmakta olduğu ve bu yüzden resim ve portreler öncelikle kişilik hakkı olarak Medeni Kanun tarafından korunduğu, FSEK.m.86’da ise resim ve portreler özel bir hükümle belirtildiği, kişinin fotoğrafı üzerindeki hakkının Medeni Kanun ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince kişilik hakkı kapsamında herkese karşı ileri sürülebilen mutlak haklardan olduğu, ticari amaçlarla, reklam için çekilen resimlerde, fotoğrafa dahil olanların rızaları alınmadan bunların kamuya sunulmasının söz konusu olamayacağı, resimlerin kamuya sunuluşu haber verme amaçları içinde olması gerektiği, bunların reklam araçları için ya da ticari amaçla kamuya sunulmasının caiz olmadığı, tüm bu sebeplerle davacının açık veya örtülü rızası yok ise vaki kullanımın hukuka aykırı olacağı, dosyaya davacı tarafından sunulan fotoğraflarda davacının görüntülerinin ‘…’ adlı instagram hesabında kullanıldığının görüldüğü, söz konusu kullanımın bilirkişi heyeti olarak estetik merkezinin tanıtımına yönelik olması nedeniyle ticari amaçlı reklam olduğu, incelemeler neticesinde vaki kullanımın bilirkişi heyetince, takdiri mahkemeye ait olmak üzere FSEK m.86/1 hükmüne aykırı olduğu kanaatine varıldığı, davacının görüntüsünün davalının reklamlarında izin alınmaksızın yayınlanmasının kişilik haklarına aykırı olduğu, somut olayda dış görünüşte davacının yüzünün önemli bir kısmı onu tanıyacak kişilerin onu teşhis edeceği şekilde kullanılmış olup vaki yayının FSEK m.86’ya aykırı olduğu gibi, MK 24 vd hükümleri çerçevesinde davacının izinsiz olarak hastalığının ifşa edilmesi de kişilik haklarının da ihlali niteliğinde olduğu, söz konusu olayda bilirkişi heyetince davacı yanın manevi zarara uğramış olduğu düşünüldüğünden davacının manevi tazminat talep etme koşulları gerçekleştiği, manevi tazminat taleplerinin miktarının ve türünün takdirinin ise mahkemeye ait olduğu, maddi tazminat yönünden ise dosya kapsamı incelendiğinde davalının vaki kullanımla ilgili olarak elde ettiği kazancın tespitinin mümkün olamayacağından bu kazancın TBK 50 ve 51 çerçevesinde sayın mahkemece takdiri gerektiği, açıklanan tüm nedenlerle takdir mahkemece belirlenmesi gerektiği vaki kullanımın türü, şekli, niteliği, amacı ve sektörel uygulama hep birlikte değerlendirildiğinde davacının talep edebileceği maddi tazminatın 5.000 TL olabileceği yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava, 5846 sayılı FSEK madde 86 ve TMK madde 24, 25 kapsamında açılmış davacıya ait görsellerin izinsiz kullanımı iddiası ile kişilik haklarına tecavüze dayalı maddi manevi tazminat ve men talebine ilişkindir.
Husumet İtirazları yönünden;
Gerek sunulan deliller gerekse taraf kabulleri dikkate alındığında Tabipler odasındaki tespitler de dikkate alındığında dava konusu instagram hesabının her ne kadar reklam ücretleri dava dışı … Dış Ticaret Limited Şirketince karşılanmakta ise de davalılar Dr … ile Dr … ya ait muayenehaneye ait olduğu, davalı Dr …nun davalı …’le olan alt kiracılık ilişki kapsamında muayenehaneyi kullanmakta ise de gerek kendi ikrarı gerekse tanık beyanlarında belirtildiği üzere kliniğin birçok doktor tarafından kullanılan müşterek bir klinik olduğu, ücret mukabilince hastaları uzmanlık alanına giren konularda muayene- tetkik ve tedavilerini planladıkları ve yaptıkları, hastaları muayene ettiğini, hangi işlemlerin gerektiğini tespit ettiği şu hale göre instagram hesabından ve hastalara ilişkin paylaşımlardan haberdar olmadığının kabulünün mümkün olmadığı, meydana gelen haksız fiili temelli eylemden diğer davalılarla sorumluluğunun bulunduğu husumet itirazlarının yerinde olmadığı her 3 davalının da eylemden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
FSEK madde 86 ile TMK madde 24 ve 25 değerlendirmesi;
Bilindiği üzere dış görünüş, kişilik haklarının bir parçası olarak hukuken korunur. Bir kimsenin dış görünüşü üzerinde kişilik hakkı vardır. Dış görünüşün yansıması ve tekrarı demek olan resim üzerinde de kişilik hakkı bulunmaktadır ve bu yüzden resim ve portreler öncelikle kişilik hakkı olarak Medeni Kanun tarafından korunur. FSEK.m.86’da ise resim ve portreler özel bir hükümle korunmuştur. Kişinin fotoğrafı üzerindeki hak Medeni Kanun ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince kişilik hakkı kapsamında herkese karşı ileri sürülebilen mutlak haklardandır.
5486 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 86. maddesi, eser niteliğinde olmasalar dahi, resim ve portrelerin, tasvir edilen kişilerin muvafakati alınmaksızın teşhir veya başka şekillerde umuma arz edilemeyeceğini öngörmektedir . Eser niteliğini haiz olmayan fotoğrafların ve görsellerin korunması, dava konusu uyuşmazlık da dikkate alındığında, FSEK md. 86, MK md. 24 ve md. 25 hükümleri aracılığıyla sağlanır.
Kişiliği oluşturan unsurların salt manevi olmadığı, kişiliği oluşturan kimi unsurların manevi değerinin yanısıra ekonomik değeri de olduğu gerek yerli gerekse yabancı öğretide kabul edilen bir husustur. Kişiliği oluşturan kimi unsurlardan, kişinin ismi ve resmi üzerindeki hakkı ekonomik değeri de olan haklar arasındadır. Bu değerlerin izinsiz kullanımı nedeniyle, ilgili kişinin malvarlığı zararı oluşabilir. Buradaki zarar, fiili zarardan ziyade, yoksun kalınan kazanç olarak tezahür eder. Resim gibi kişilik değerlerinin ticari açıdan kullanımı daha çok ünlü kişiler tarafından gerçckleştirilmekteyse de, ünlü olmayan kişilerin de bu tür kullanımları konu alan sözleşmeler yapmasına hiçbir mani yoktur. Başka bir deyişle, ünlü olmayan kişilerin resimlerinin de ekonomik bir değeri vardır.
FSEK m.86 1’e göre “Eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilenin, tasvir edilen ölmüşse 19 uncu maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe, teşhir veya diğer suretlerle umuma arzedilemez.” şeklindedir, fotoğraflar da bu madde kapsamında değerlendirilmektedir. FSEK m.86/1’e konu koruma , fotoğrafın “eser” niteliği olmayıp, tasvir olunan kimsenin kişilik hakkıdır.
Dolayısıyla, bu yasağa aykırı nitelikteki eylemler, kişilik haklarına saldın oluşturur ve B.K/nun 49. maddesi çerçevesinde manevi tazminat yükümlülüğü doğurur. Ayrıca, anılan yasa hükmünde, 1. ve 2. fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hallerde dahi, kişilik haklarına saldırıyı düzenleyen 4722 Sayılı Türk Medenî Kanunun 24. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir.
Eser niteliği bulunmayan bir fotoğrafın umuma arz edilebilmesi için mutlaka fotoğrafta görüntülenen kişinin izninin alınması gerekir. Fotoğraf eser niteliğindeyse eser sahibi, fotoğrafta yer alan kişinin iznini almaksızın eser sahipliği sıfatına dayanarak eseri umuma arz edemez. FSEK m. 86 kapsamında bir hak ihlalinin gerçekleşmesi halinde fotoğrafta görüntülenen kişi dava açma hakkına sahip olacaktır.
TMK’nın 24. Maddesinde “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir” hükmü öngörüldükten sonra devam eden 25. Maddesinde de kişilik hakkı haleldar olanların dava haklarının neler olduğu düzenlenmiştir. Buna göre ; “davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.
Yukarıda da belirtildiği üzere gerek doktrin ve gerekse Yargıtay uygulaması ile kabul edildiği üzere bir kişinin fotoğrafının çekilmesine vermiş olduğu izin bu fotoğrafın ya da suretin ticari amaçlarla kullanılması şeklinde yorumlanamaz. Bu fotoğraf ya da tasvirin ticari anlamda kullanılması durumunda kişilik hakkının ihlali sonucunu doğuracağı kabul edilmektedir.
TMK m. 24 m. 2 hukuka uygunluk sebeplerini hükme bağlanmıştır. O halde, hukuka uygunluk sebepleri bulunmayan bir hukuka aykırılık durumunda, fotoğrafta görüntülenen kişi TMK m. 24 gereği TMK m. 25’te yer alan davalara başvurarak korunabilir. Bu çerçevede davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.
Eser niteliğinde olmayan fakat FSEK md. 84 vc FSEK md. 86 hükümleri çerçevesinde korunan bir fotoğrafın haksız kullanımı halinde, bu fotoğraf bir ücrct karşılığında kullanılsaydı verilecek olan ücretten az olmamak üzere bir tazminata hükmedilecektir. Fotoğraf eser vasfına sahip olmadığı için bu ücret alışık olunan üç kat bedele de ulaşamamalıdır. Dava konusu somut uyuşmazlıktaki resimler ve video çekimi FSEK bağlamında eser niteliğine haiz olmayan davacıya ait operasyon öncesi ve sonrasına ilişkin görsellerdir. Sözkonusu çalışmaların davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiği iddia olunmuştur. Böyle olduğunun kabulü halinde dahi bunların kullanımının kapsamı, süresi, kullanım şekli gibi konular davalı tarafça gerektiği gibi bilgilendirme yapılmadığı, ayrıca görsellerin instagram hesabında kullanılacağı konusunda herhangi bir rıza açıklamasının dosya kapsamında mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Yine kullanımların estetik merkezinin tanıtımına yönelik olduğu dikkate alındığında ticari reklam amaçlı olduğu izahtan varestedir.
Kişiye ait bir fotoğrafın ya da videonun reklam – ticari amaçla kullanımında sadece rıza almak yetmez, sözkonusu kullanımın şekli, türü, mecrası, süresi gibi hususların da belirlenmesi gerekir. Ticari amaçla kullanımlarında, kullanacak olan kişinin karşı tarafı bu konuda bilgilendirmesi gerekir, aksi takdirde, kişinin fotoğrafın ya da videonun çekilmesine açık veya örtülü şekilde rıza vermiş olması, bu konuda o an için itirazda bulunmaması, ticari kullanım şekillerine itiraz etmeyeceği, bu konuda bedel talebinde bulunmayacağı anlamına gelmez.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları, bilirkişi raporları yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde, davaya konu fotoğrafların FSEK kapsamında eser niteliğinde olmadığı ancak FSEK 86.maddesi ve yukarıda izahı yapılan TMK 24 maddesi uyarınca korunabileceği, davalı kullanımlarının FSEK 86 ve TMK 24 hükümlerine aykırılık teşkil ettiği, çekim esnasında göstermiş olduğu rızanın varlığı kabul olunsa dahi kullanımın niteliği dikkate alındığı izahı yapıldığı üzere bunun aykırılığı ortadan kaldırmayacağı davacının maddi ve manevi tazminata yönelik talepleri yönünden yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla kişilik haklarına saldırı niteliğindeki davalı kullanımları ilişkin maddi tazminat yönünden paranın alım gücü yapılan işin kapsamı BK 50 hükmü kapsamında talep değerlendirildiğinde bilirkişi heyeti tarafından tespit olunan 5.000 TL’nin yerinde olduğu ve hakkaniyete uygun düşeceği anlaşılmakla maddi tazminat davasının tümden kabulüne karar vermek gerekmiş, manevi tazminat talebi yönünden eylemin ağırlığı tarafların sosyal durumları hak ve nesafet kuralları dikkate alınarak takdiren 10.000,00 TL’nin yerinde olduğu anlaşılmakla bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş, takdir olunan tazminatların davalıların husumete yönelik itirazlarının yerinde olmadığı dikkate alınarak müşterek ve müteselsilen tahsili yönünde hüküm tesis edilmiş olup son olarak kişilik haklarına saldırı niteliğindeki davalı kullanımlarının men’ine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile; 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacıya ait fotoğrafların “…” instagram hesaplarından ve varsa davalılara ait diğer internet ve sosyal medya hesaplarından KALDIRILMASINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.024,65 TL karar harcından peşin yatırılan 683,10 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 341,55 TL bakiye karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan:2.352,00 TL bilirkişi ve tebliğ masrafından kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 2.090,00 TL’lik kısım ile 719,10 TL harç olmak üzere toplam 2.809,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul olunan maddi tazminata yönünden hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul olunan manevi tazminata yönünden hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul olunan tecavüzün men talebi yönünden hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddolunan manevi tazminat talebi yönünden hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır