Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/37 E. 2019/272 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/262
KARAR NO : 2019/346

DAVA : FSEK-ALACAK
DAVA TARİHİ : 02/09/2019
KARAR TARİHİ : 03/09/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilleri şirketin, … yazılımının tüm Dünya’da ve Türkiye’de de eser ve lisans hakkı sahibi olup dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulan Hak Sahipliği Belgesinden de anlaşılacağı üzere tüm dünyada hukuki olarak … yazılımının eser ve lisans hakkı sahibinin müvekkilleri şirket olduğunu, davalı şirket tarafından, şirketinde bulunan bilgisayara izinsiz ve yasal olmayan şekilde … yazılımının yüklendiği ve bu bağlamda lisanssız yazılım kullanımının söz konusu olduğunun tespitini yetkili mahkemeden talep edilmiş olduğunu, bu talep doğrultusunda … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası marifetiyle davalı şirketin belirtilen adresinde delil tespiti işlemi gerçekleştirildiğini, gerçekleştirilen tespit nihayetinde davalı şirketin işyerinde bulunan bilgisayarlarda müvekkilleri şirketin 5846 Sayılı yasa anlamında mali hak sahibi olduğu yazılımların, haksız ve lisanssız olarak kullanıldığını, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasından bilirkişi … tarafından düzenlenen 20.02.2018 tarihli bilirkişi raporu marifetiyle sabit olduğunu dolayısıyla davalının belirtilen adresinde yapılan delil tespiti neticesinde teknik bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve hazırlanan rapor çerçevesinde, davalı şirket tarafından, tespit olunan bir adet müvekkilleri şirkete ait yazılımın … sürümünün lisanssız olarak kullanıldığı ve bu yazılım sayesinde davalı şirketin üretim faaliyetini yürüttüğü ve haksız kazanç elde ettiğinin ortaya çıkmış olduğunu, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında düzenlenen 20.02.2018 tarihli bilirkişi raporu uyarınca davalı şirket tarafından müvekillerine ait bir adet … yazılımının lisanssız şekilde kullanıldığı hususu izahtan vareste olup, bu durumun 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu m.68 uyarınca müvekkillerinin eser haklarının ihlali niteliğinde olduğunu ve davalı şirketin bu fiillerinden dolayı cezalandırılması gerektiğini bu kapsamda dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak yazılımın rayiç bedelinin üç katı tutarında tazminata hükmedilmesi taleplerinin bulunduğunu, müvekkillerinin dava sonunda herhangi bir hak kaybına uğramaması adına, davalı firmada lisanssız yazılım kullanıldığının tespit edildiğinin mahkeme kararı ile sabit olması nedeni ile davalı adına kayıtlı taşınmaz mal ve taşınır araçlara söz konusu dava değeri miktarında hüküm kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir konulmasını, lisanssız kullanıldığı tespit edilen yazılım bedellerinin ve FSEK md. 68 vd. uyarınca dava tarihinden itibaren işletilecek ticari reeskont faizi ile birlikte hesaplanacak (tespit edilecek bedelin üç kat fazlası) tazminat tutarı olarak, bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenecek fazlaya ilişkin bedeli talep ve ıslah etme hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 USD x 5.80 TLx 3 = 348.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini, zararın meydana geldiği tarih olan delil tespitinin gerçekleştirildiği 19.02.2018 tarihinden itibaren hesaplanmak üzere tazminat talebi üzerinden işleyecek ticari reeskont faizinin de davalı şirketçe ödenmesini talep ve dava etmiştir.
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Kanun “MADDE 20-13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3.Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1)Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE 26- (1)Bu Kanunun; a) 10, 20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde…yürürlüğe girer” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesine göre “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;…. d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükümlerine amirdir.
Tüm dosya kapsamı yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “bu Kanunun (TTK) 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle uygulamasının zorunlu olduğu, aynı yasanın 23. maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını ya da arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olup, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın ise 02/09/2019 tarihinde açıldığı, ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılmadığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği görülmekle, davacı tarafından açılan davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın tensiben usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçeleri ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının davasının “davadan önce zorunlu arabulucuğa gidilmemiş olması nedeniyle” dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 5.942,97 TL’den karar harcı olan 44,40 TL’nin düşülmesine, kalan 5.898,57 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 04/09/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸