Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/355 E. 2021/65 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/301
KARAR NO : 2021/55

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Tasarımın İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 12/06/2018
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Tasarımın İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uzun yıllardır bayan giyim tekstili alanında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, tüm marka ve tasarımlarını mevzuatın öngördüğü şekilde TÜRK PATENT nezdinde tescil ettirdiğini, 05.02.2018 tescil tarihli ve … tescil numarası ile 9 ve 12 numaralı ürünlerinin tasarımında ve 19.02.2018 tescil tarihli …tescilli 2 numaralı ürünün tasarımında münhasır hak sahibi olduğunu, davalı tarafından müvekkilinin tescilli tasarımları ile iltibas yaratacak derecede birebir benzeyen ürünlerin, müvekkilinin herhangi bir izni olmaksızın veya arada herhangi bir lisans sözleşmesi olmaksızın haksız ve hukuka aykırı bir şekilde üretildiğini, toptan ve perakende olarak satıldığını, davalı ürünlerinin bilgilendirilmiş bir tüketici nezdinde karışıklığa yol açacak derecede birebir benzediğini, davalının bu eylemlerinin tescilli tasarımdan doğan hakka tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, bahse konu hususlarda … 1.FSHHM’nin …D.İş sayılı dosyası kapsamında, bilirkişi marifetiyle davalı mağazada yapılan tespitte, müvekkiline ait davaya konu … nolu 9 ve 2. Tasarımlarına, … tescil numaralı tasarımın 2.resmine ayniyet decesinde benzeyen … etiketli taklit ürünlerin bulunduğu ve satışının yapıldığının tespit edildiğini, davalının davaya konu ürünleri, ticari amaçla piyasaya sunduğu, tüketiciye arz edildiği, bu haksız kullanım sayesinde ticari kar elde ettiğinin sabit olduğunu, taklit ürünlerin piyasada olmasının, toptan ve perakende satışının yapılmasının müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalının müvekkilinin ciddi emek ve bütçe ile oluşturduğu arz-talep ilişkisinden haksız olarak yararlandığını, haksız rekabete sebebiyet verdiğini, müvekkilini maddi -manevi zarara uğradığını beyanla, öncelikle dava konusu ürünün satışının, tanıtımın engellenmesi ve taklit tasarımların toplatılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile müvekkiline ait tescilli tasarıma yönelik, fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti, muhtemel tecavüzün önlenmesi, tecavüz fiillerinin durdurulması, tecavüzün kaldırılması ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-TL maddi ve 30.000,00-TL manevi zararın tazminine, tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere ele geçirilen ürünlerin imhasına, haklı bir sebebin veya menfaatin bulunduğu kabul edilerek, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özel olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği, 24.08.2020 havale tarihli ıslah dilekçesi ile de bilirkişi raporu doğrultusunda 19.000,00 TL maddi tazminatın tespit tarihindin itibaren işleyecek faizle birlikte tahsiline, ayrıca delil tespiti için yapılan masrafın müvekkilinin bu eylem nedeni ile uğradığı zarar kapsamında olması nedeni ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının aksine söz konusu ürünler anonim olup piyasada sürekli olarak varolan ve geçmişte onlarca firma tarafından üretilmiş olan tasarımlar olduğunu, bu tasarımların endüstriyel tasarım kapsamında korunabilmesinin ön koşulunun özgün ve yeni olması olduğunu, ancak benzer nitelikteki ürünlerin hiçbirisinin orijinal bir yanı olmadığı gibi yenilik arzeden bir yanının da bulunmadığını, 25 adet ürünün şikayet konusu yapıldığını ve bunlardan sadece 3 tanesinin benzer olduğunun bilirkişi raporunda belirtildiğini, davacının piyasada herkesçe üretilen anonim bir tekstil ürününü kendi adına tescil ettirmesinin o ürünün kullanım hakkını kendisine vermeyeceğini, Sınai Mülkiyet Kanununun 56. Maddesine göre bir tasarımın anılan kanunun getirdiği koruyucu hükümlerden yararlanabilmesinin ancak bu tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla mümkün olabileceğini, davalı tasarımlarının ayırtedici niteliğe sahip olmadığını, herhangi bir yenilik ihtiva etmediğini, internette basit bir arama ile bulunabilecek sıradan modeller olduğunu, bu açıdan bakıldığında davacının kötü niyetli ve haksız kazanç peşinde olduğunu, müvekkilinin satış mağazasında 100’ün üzerinde değişik model bulunduğunu, bu kadar ürün çeşitliliği içerisinde 3 ürünün davacının ürünleriyle benzer olmasının doğal olduğunu, aynı kulvarda aynı müşteri portföyüne hitap eden firmaların model çeşitliliğinin zaten sınırlı olduğunu, sıradan olan tasarımlara yönelik davacının tescil talebinde bulunduğunu müvekkilinin bilmesinin olanaksız olduğunu, müvekkilince model olarak olarak hazırlanan tüm tasarımların kendi tasarım ofisinde istihdam edilen tasarımcılar tarafından hazırlandığını, tekstil tasarımlarında en az şekil ve görünüm kadar renk ve kumaş cinsinin de dikkate alındığını, davaya dayanak yapılan raporda bu konularda bir değerlendirme bulunmadığını, ayrıca müvekkili tarafından davaya konu modellerle ilgili olarak hiç bir satış yapılmadığını, tespiti yapılan ürünlerin tamamı numune amacıyla üretildiğini, müvekkilinin stoklu çalışan bir firma olmadığını, sadece sipariş üzerine çalıştığını, davacının haksız talepleri üzerine verilen ihtiyati tedbir kararının müvekkilini zarara soktuğunu, alınan teminat bedelinin bu zararı karşılamayacağını, bu nedenle tedbirin kaldırılmasına ya da teminatın yükseltilmesini, usul ve esasa aykırı davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, … 1.FSHHM’nin … D. İş sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, … tescil nolu elbise adlı ürünün 02-04 lokarno sınıfında, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23 çoklu tasarımının 05/02/2018 tarihinde tescil edildiği ve … Limited Şirketi adına kayıtlı olduğu, … tescil nolu elbise adlı ürünün 02-02 lokarno sınıfında, 1, 2, nolu tasarımının 19/02/2018 tarihinde tescil edildiği ve … Limited Şirketi adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan 06.08.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” … Limited Şirketi adına tescil kaydı olan; … numaralı tasarım, … numaralı tasarım, … nolu tasanm ön ve arka görünümü tespit adresinde görülen “… ibareli etiketli” modeller ile genel biçim ve aynntılar yönünden aynıya yakın benzer özellikleri taşıdığına ve bilinçli tüketiciler nezdinde aynıymış gibi algılanmak suretiyle davacı tasarımlarıyla iltibas yaratacağına, davalıya ait ürünlerin bilgilenmiş tüketici nezdinde davacının tescilli ürünlerinden ayırt edilemeyecek düzeyde benzer ürünler olması ve davalının bu ürünleri satışa arz etmesi, ticari amaçla elinde bulundurması sebebi ile davalı eylemlerinin SMK 81/1-a gereği tasarım hakkına tecavüz sayılan fiillerden olduğuna, davalı tarafın, incelenen ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğuna, davalı tarafın, ticari defterlerinde, ürün gruplarına göre alt hesaplar kullanılmadığından, dava konusu tasarımlara yönelik satış adetleri ve satış tutarlarının tespit edilemediğine, ortalama piyasa şartlarına göre, üretim süreçleri, satış tutarları ve karlılık oranlan dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davalı tarafın 19.000,00 TL. muhtemel kazanç elde edeceğine, Mahkeme tarafından, davalı tarafın mali tablolarında görünen Faaliyet Kârlılık oranı dikkate alınarak hesaplama yapılmasının istenmesi halinde ise 2.102,73 TL. muhtemel kazanç hesap edildiğine, davacı tarafın maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunun Mahkemenin takdirine olduğu…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği, 06.07.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle”…Kök raporda, % 20 karlılık oranı üzerinden yapılan hesaplamada, 19.000,00 TL muhtemel kazanç hesap edildiği, Mahkeme, karlılık oranının % 40 olarak dikkate alınmasını talep etmesi halinde, davalı tarafın elde edeceği muhtemel kazancın 38.000,00 TL olacağı, hesaplama da kullanılan karlılık oranlarının somut verilerle elde edilmiş oranlar olmadığı, karlılık oranı için yapılan tahminlerin, yukarıda belirtildiği üzere çok farklı değişkenleri olduğu, hesaplamada hangi oranın dikkate alınması gerektiği hususunun, Mahkemenin takdirinde olduğu, heyetimizde moda konusunda uzman bilirkişi bulunduğu ve bu hususta gerekli değerlendirmenin yapıldığı, ayırt edicilik hususunda gerekli incelemenin kök raporda belirtildiğine ve davalı ürünlerinin tasarım bütünlüğü açısından, davacı ürünleriyle bilinçli tüketiciler nezdinde aynıymış gibi algılanacağı, yenilik hususunun, huzurdaki dava konusu olmadığı, kaldı ki bu noktada dahi davalı tarafından, herhangi bir delil sunulmaması sebebi ile inceleme yapılamadığına, resen incelemenin yapılmasının mümkün olmadığı…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
İşbu dava; 6769 sayılı SMK, 6102 sayılı TTK hükümleri uyarınca açılmış, Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Önlenmesi, Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat talepli davadır.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununa (SMK) göre Tasarım; ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.
6769 sayılı SMK’da tescilli tasarımların korunma şartları belirlenmiştir. Tasarım ve ürün; Madde 55- (1)Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Yenilik ve ayırt edicilik; Madde 56- (1)Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (4)Bir tasarımın aynısı; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. (5)Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. (6)Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. Madde 57- (1)Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. (2)Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez. Madde 58- (1)Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2)Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır… Madde 59- (1)Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz. (2)Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez.
Aynı yasanın “Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlıklı 81. Maddesi; “(1)Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır: a)Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b)Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c)Tasarım hakkını gasp etmek. (2)Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3)Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4)Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir.” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yine “Tazminat” başlıklı 150. Maddesine göre “(1)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (2)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir. (3)Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. ” yasanın “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı MADDE 151- (1)Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2)Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. (3)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur. (4)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5)Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır. (6)Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükümlerine amirdir.
Tasarım Tecavüzü Yönünden Yapılan İnceleme
Tasarımlar ayırt edici nitelik açısından birbirleriyle kıyaslanırken farklı bilgi ve tecrübeye sahip kişilerce değişik şekilde yorumlanabilmektedir. Söz konusu sektörde bilgi ve tecrübe sahibi olan bir kişinin yapacağı kıyaslama ile herhangi bir tüketicinin yapacağı kıyaslama farklı olacaktır. Ayırt edici niteliğin belirlenmesinde ve tasarımların karşılaştırılmasında, ne sıradan tüketici gibi basit ne de ilgili sektörde uzman kişi kadar derin bir değerlendirme gerektirmeyecek şekilde, ürün hakkında temel bilgilere sahip bir kişinin yapacağı değerlendirme anlaşılmalıdır. Söz konusu değerlendirmeyi yapabilecek kişi Kanunda bilgilenmiş kullanıcı olarak yer almıştır. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcı ne kadar seçenek özgürlüğüne sahipse tasarımı o derece farklılaştırabilir. (Yasemin Şahinler Baykara, Levent Yavuz, Türkay Alıca)
Bilgilenmiş kullanıcı, kural olarak alanında uzman olan bir kişi değil aksine sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği ayrıntıları fark edebilecek düzeyde dikkatli ve deneyimli bir kullanıcı olup ürün hakkında önceden beri belli bir bilgi birikimi olan kimsedir. Bu sebeple bilgilenmiş kullanıcı olarak bu tür elbiselerin satıldığı mağazada çalışan satış elemanının ürünler üzerindeki bilgi seviyesinden bahsedilebilinir.
Genel olarak giysi modelleri üzerinde tasarımcının kullanacağı kumaşın renginden, desenlerine, giysi üzerindeki işleme ve baskılardan, kemer-düğme-fermuar vb eklentilere, dikiş noktalarına, kesimlerine kadar pek çok farklı hususta oldukça geniş seçenek özgürlüğüne sahiptir.
Dava konusu giysilerin işlevini yerine getirecek ebat ve formlarda olması gerekliliği (insan vücut yapısına uygun olmak) hariç herhangi bir teknik zorunluluğun bu tür tasarımlar açısından var olmadığı ve seçenek özgürlüğünün tasarımcısının hayal gücü ile sınırlı olacak düzeyde geniş olduğu görülmektedir.
Ayrıca genel piyasa şartlarında tasarımcıların birbirlerinin tasarımlarından etkilenme durumu da söz konusudur. Tasarımcılar birbirlerinin tasarımlarından esinlenerek (ilham alarak) kendi tasarımlarında farklı görselliklere ulaşabilmektedirler. Bu sebeple, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ayırt edici niteliklerinin değerlendirilmesinde ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
Somut olaya dönüldüğünde; gerek tespit raporu gerekse yargılama safahatinde alınan raporda davacı adına tescilli 2018/00740 (9), 2018/00740 (12), ve 2018/01106(2) numaralı ürün tasarımları ile … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosya kapsamında davalı adresinde yapılan inceleme sırasında sunulan ürünler arasında tasarım bütünlüğü açısından bilinçli tüketiciler nezdinde aynı ürünler olarak algılanacağının tespit olunduğu anlaşılmakla dava tarihi itibarı ile uygulanması gereken mevzuat kapsamında davalı eyleminin tescilli tasarıma tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Tazminat Talepleri Yönünden Yapılan İncelemede
Davacı vekili tazminat taleplerini 6769 sayılı SMK’nın 151/2-b uyarınca “b)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç” a göre hesaplanmasını talep etmiştir.
Davalı taraf ticari defter kayıtları ve belgelen üzerinde yapılan incelemesinde ürün gruplarına göre alt hesaplar kullanılmadığı, bu nedenle dava konusu tasarımlara yönelik ne kadar satış yapıldığı ve ne kadar kazanç elde edildiği tespit edilememiştir.
Muhasip bilirkişi tarafından ticari defter kayıtlarına göre, kar/zarar durumu incelemesi yapılmış olup, davalı şirketin 2017-2018 yıllarına ait Bilanço/ Gelir tablosu üzerinde yapılan incelemede, yıllara sari satış ve karlılık durumları tespit edilmiştir. Yoksun kalınan kazanç hesabı, mevcut muhasebe kayıtları üzerinden mümkün olamayan durumlarda, dava dosyasında yer alan fiyatların ortalaması ile sektörel bir ürün birim fiyat takdiri yapılarak, asgari üretim adedi üzerinden hesaplanan kazançtan katlanılan maliyet düşülerek bulunabilicektir. Somut olayda, davalı tarafın, ticari defterlerinde, ürün gruplarına göre alt hesaplar kullanılmadığından, dava konusu tasarımlara yönelik satış adetleri ve satış tutarlarının tespit edilemediği, ortalama piyasa şartlanna göre, üretim süreçleri, satış tutarları ve karlılık oranları dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davalı tarafın 19.000,00 TL. muhtemel kazanç elde edebileceği hesaplanılmıştır.
Davacı vekilinin, 06.08.2019 tarihli itiraz dilekçesinde; sektör ve piyasa üretim şartları gözetildiğinde karlılık oranının %40 olarak değerlendirilmesinin uygun olacağının belirtildiği, tazminat hesabının ayrık raporda belirtilen %40 karlılık oranı dikkate alınarak hesaplanması gerekliliği itirazında bulunmuşsa da, ek raporda da belirtildiği üzere karlılık oranlarının, işletmenin yapısına, büyüklüğüne, tanınmışlığına, ürünün kalitesine, ürüne olan talebe vb. ölçülere göre değişeceği, bir firmanın %20 oranında kazanç elde ederken, diğer firma ürün talebi, işletmenin tanınmışlığı, markanın güvenirliliği gibi ölçülere göre %30, başka bir firmanın % 40, diğer bir firmanın ise % 50 oranında kazanç elde edebileceği, kısacası somut olayın özelliğine göre hesaplama yapılabileceği şeklindeki değerlendirme neticesinde, % 20 karlılık oranı üzerinden yapılan hesaplama sonucu belirlenen 19.000,00 TL. muhtemel kazanç tutarının; alınan bilirkişi raporları, davalı yana ait ticari defter ve kayıtlar, tespit edilen ürün adedi, ihlale konu tasarım sayısı, paranın alım gücü ve hak ve nesafet gözetilerek TBK 50. Maddesi gereği makul olduğu kanaatine varılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 149. Maddesinin 1-ç bendinde ” Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini” belirtildiği üzere, tasarımdan doğan hakları tecavüze uğrayan tasarım hakkı sahibinin mahkemeden manevi zarar talep edebileceği hüküm altına alındığı, bu madde ve somut olay ele alındığında davacı tasarım hakkı sahibinin tasarımdan doğan haklarına tecavüz edildiği, manevi tazminatın yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, eylemin ağırlığı tecavüze konu tasarım sayısı, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 10.000,00 TL manevi tazminat yerinde olduğu anlaşılmakla talebin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, fazlaya ilişkin kısım reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporları ve izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davalı kullanımlarının davacı adına TPMK nezdinde tescilli … (…), … (…), ve …(…) numaralı ürün tasarımlarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile, bu tecavüzün durdurulmasına, önlenmesine, bu ürünlerin toplatılarak davalının uhdesinde kalacak şekilde muhafazasına ve karar kesinleştiğinde masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına, 19.000,00 TL maddi tazminatın tespite ilişkin hazırlanan rapor tarihi olan 25/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,10.000,00 TL manevi tazminatın tespite ilişkin hazırlanan rapor tarihi olan 25/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yukarıda açıklanan gerekçelerle fazlaya ilişkin talebin reddine, … 1.FSHHM’nin … Değişik İş sayılı tespit dosyasından ve mahkememizin işbu dosyasından aldırılan 16/08/2019 tarihli bilirkişi raporlarının kararın infazında dikkate alınmasına, tecavüz eylemi sabit olup, hukuki yarar bulunduğundan karar kesinleştiğinde hüküm özetinin tirajı en yüksek üç gazeteden birinde, masrafı davalıya ait olmak üzere bir defaya mahsus ilanına, karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının davacı adına TPMK nezdinde tescilli… (…), … (…), ve …(…) numaralı ürün tasarımlarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile, bu tecavüzün durdurulmasına, önlenmesine, bu ürünlerin toplatılarak davalının uhdesinde kalacak şekilde muhafazasına ve karar kesinleştiğinde masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına,
2-Maddi tazminat talebinin kabulü ile 19.000,00 TL maddi tazminatın 25/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın 25/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-… 1.FSHHM’nin … Değişik İş sayılı tespit dosyasından ve mahkememizin işbu dosyasından aldırılan 16/08/2019 tarihli bilirkişi raporlarının kararın infazında dikkate alınmasına,
5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin tirajı en yüksek üç gazeteden birinde, masrafı davalıya ait olmak üzere bir defa ilanına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.980,99 TL karar harcından peşin yatırılan 836,80. TL’nin mahsubu ile kalan 1.144,19 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile durdurulması, önlenmesi talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan manevi tazminat talebi yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan: 4.800,00 TL bilirkişi ücreti, 143,00 TL posta gideri ve … 1.FSHHM’nin …D.İş sayılı dosyasında yapılan 778,00 TL (750,00 TL bilirkişi ücreti, 28,00 TL posta gideri) olmak üzere toplam 5.721,00. TL den oluşan yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesap edilen 3.385,89TL’si ile 872,70 TL harç (peşin+başvuru+ıslah), … 1.FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyasında yatırılan 95,00 TL harç (peşin +başvurma ) olmak üzere toplam 4.353,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09/02/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.