Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/346 E. 2019/206 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/346
KARAR NO : 2019/206

DAVA : Markadan Kaynaklanan Manevi ve İtibar Tazminatı
DAVA TARİHİ : 05/07/2018
KARAR TARİHİ : 21/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan markadan kaynaklanan manevi ve itibar tazminatı davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin bünyesine topladığı ve halen de yenilerini eklemeye devam ettiği üretici ve gönlünü çizgi filme kaptırmış usta yeteneklerle birlikte büyük mücadeleler ve emek sonucunda 2008 yılında … Stüdyosunu kurarak sektöre adım attığını, Türkiye’de de çizgi film yapılabileceğini Türk halkına göstererek, en çok seyredilen çizgi film olmayı amaçlayan ve yarattığı karakterlerle adını Dünya çapında duyurabilmeyi hedefleyen bir şirket olduğunu, ilk projesi … karakterini yaratarak, çizgi film sektörüne kazandırdıklarını, … karakterinin ardından “…” ve “…” adındaki iki çocuk karakterin hikayesini anlatan “…” ve Türkiye’nin ilk çizgi sinema filmi olma özelliği taşıyan “…” çizgi filmleriyle başarısını sürdürdüğünü, davacının “…” ve “…” markalarının yazı ve/veya şekil markası ve tasarımlar olarak Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli olarak koruma altında bulunduğunu, marka ve tasarımların üretim ve lisans verme yetkisinin de münhasıran davacı şirkete ait olduğu halde davalının hukuka aykırı olarak üretilmiş olan taklit ürünleri satışa sunduğunu, bu hususun … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin …esas ve … karar sayılı dosyasında yargılama yapılarak, davalının suçunun sabit görüldüğünü ve hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, davalının düşük kalite ve düşük fiyattaki ürünleri satışa arz ederek, yaptıkları eylemin suç olduğu bilinciyle genellikle faturasız satış yaparak, davacı şirket ile iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı şekilde TTK 54 vd.hükümleri kapsamında haksız rekabet içine girdiğini, aynı zamanda faturasız satışları ile devleti de ciddi derecede vergi kaybına uğrattığını, davacının kendi lisanslı satış mağazalarında belirlenen konseptten uzak, farklı müşteri portföyleriyle mütecavizler aracılığıyla ticari ağı da bozduğunu, davacının marka hakkına karşı yapılan bu tecavüzün manevi tazminatı gerektirdiğini, yapılan bilirkişi incelemesi ile ürünlerin taklit olduğunun ceza yargılamasında görülen ve sonuçlanan davada alınan raporlarla da sabit olduğunu, düşük kaliteli ürünlerin marka sahibi açısından markanın haksız sömürüsü ve bir yandan da itibar kaybı anlamına geldiğini, bu türden ürünlerin yaygınlaştırılması markanın imajını zedelemekte ve itibar kaybına yol açmakta olduğunu, ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir düzenlemesi karşısında davacının itibar tazminatına da hak kazandığını belirterek, 4.000,00 TL manevi, 1.000,00 TL itibar tazminatının 22/05/2015 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen cevap sunmadığı, delil bildirmediği ve duruşmalara da katılmadığı anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış davacı adına tescilli markalara ilişkin ürünlerin davalı tarafından izinsiz kullanımı nedeniyle manevi ve itibar tazminatı talebine ilişkindir.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, Türk Patent ve Marka Kurumu Markalar Dairesi Başkanlığından tescil kayıtları getirtilmiş, … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası getirtilmiştir.
… 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin … esas ve … karar sayılı dosyasının incelenmesinde sanık/davalı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu Markalar Dairesi Başkanlığının cevabi yazısından, … tescil nolu “…” ibareli markanın 01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45 sınıfı emtialarında, … tescil nolu “…” ibareli markanın, 28, 38 ve 41.sınıf emtialarında, … tescil nolu “…” ibareli markanın, 28, 38 ve 41.sınıf emtialarında, … tescil nolu şekil ibareli markanın, 09, 16, 18, 25, 28, 35, 38, 41 ve 42.sınıf emtilarında, … tescil nolu şekil ibareli markanın, 20.sınıf emtialarında, … tescil nolu şekil ibareli markanın, 01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 17,19, 21, 22, 23, 26, 28, 31, 33, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 44 ve 45.sınıf emtilarında, … tescil nolu “…+şekil” ibareli markanın, 28, 38 ve 41.sınıf emtilarında, … tescil nolu “…+şekil” ibareli markanın, 28, 38 ve 41.sınıf emtilarında, … tescil nolu “…+şekil” ibareli markanın, 28, 38 ve 41.sınıf emtilarında, … tescil nolu “…+şekil” ibareli markanın, 28, 38 ve 41.sınıf emtialarında, … tescil nolu “…” ibareli markanın, 03, 05, 09, 10, 12, 14, 15, 16, 18, 21, 24, 25, 27, 28, 29, 30, 35 ve 41.sınf emtialarında, … tescil nolu “…+şekil” ibareli markanın, 03, 05, 09, 12, 14, 15, 16, 18, 21, 24, 25, 27, 28, 29, 35 ve 41.sınıf emtilarında, … tescil nolu şekil ibareli markanın, 10 ve 30.sınıf emtilarında, … tescil nolu “…+şekil” ibareli markanın, 09, 10, 12, 14, 15, 18, 21, 24, 25, 27, 28, 29, 30, 35 ve 41.sınıf emtilarında, … tescil nolu şekil ibareli markanın, 29 ve 31.sınıf emtilarında davacı … Şirketi adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ceza mahkemesine sanık sıfatıyla verdiği savunmasında, suçlamayı kabul etmediğini, suç günü iş yerinde yapılan aramada ele geçen dava konusu çocuk kol saatlerini tanımadığı seyyar pazarlama yapan kişiden faturasız ve taklit marka taşıdıklarını bilmeden satın aldığını, davacı markasının tescilli olduğunu da bilmediğini, iş yerinde ağırlıklı olarak açık parfüm satışı yapmakta iken çeşit olması amacıyla dava konusu saatleri satın aldığını, suç kastının olmadığını, olayın dört ay kadar sonrasında iş yerini kapattığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Ceza mahkemesi dosyasında alınan raporda bilirkişi, Adli Emanet Memurluğunca … emanet nolu ürünler olarak çıkarılan ürün numunelerinin, davacı firmanın orijinal ürünleri olmadığını, ürünlerin daha önce kullanılmamış yeni ürünler olduklarını, üzerinde davacı firmaya ait …tescil nolu …, … tescil nolu şekil ve … tescil nolu … şekil markasının iktibas yapılarak taklit edildiklerini, markaların iktibas yoluyla taklit edildiği ürünlerin, sıradan tüketiciler üzerinde aldatmaya yol açacağını, bu nedenlerle suça konu ürün numunelerinin marka taklidi yapılmış sahte ürünler olduklarını, ürünlerin emtia sınıflarına göre incelendiğinde, … tescil nolu … ve … tescil nolu … şekil markasının saatler için emtia sınıfının korunmadığı, sadece diğer markanın koruma altında olduğunu, eylemin sadece … tescil nolu şekil markası için marka hakkına tecavüz sayılan fiiller kapsamında olduğuna ilişkin kanaatini bildirmiştir.
Her ne kadar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olmakla, Ceza Mahkemesi kararı Hukuk Mahkemesini bağlayıcı nitelikte değil ise de, ceza mahkemesi dosyasında toplanan deliller, mahkememizce de yeterli görülüp değerlendirilmek suretiyle davalının davacı adına tescilli markayı taşıyan ürünlerin orijinal olmayanını ticaretinde kullandığının sabit olduğu anlaşılmıştır.
Somut dava dosyasında incelenen deliller ve somut olayın özelliği nazara alındığında davalının tacir olarak işletme işlettiği, davacının tescilli markasını bilmediğinin ileri sürülemeyeceği, gelen marka tescil belgeleri kapsamına göre markanın halen davacı adına tescilinin geçerli olduğu bir başkası adına lisans verilmediği, ele geçen ürün üzerinde davacıya ait markaların şekil ibareleri ile satışa sunulduğu gerçeğinden hareketle manevi tazminat ve itibar tazminatı ödenmesinin şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Gerek olay tarihinde yürürlükte bulunan 556 Sayılı KHK ve gerekse dava tarihinde yürürlükte bulunan SMK’nın 150 maddesi uyarınca, “Sınai Mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi, yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat isteyebilir”.
Görüldüğü gibi madde metninde itibar tazminatının oluşabilmesi için tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi şartını aramıştır. Söz konusu taklit markalı ürünler davalı işyerinde tespit sonucu ele geçmiştir. Söz konusu mallar orijinal lisanslı ürünler değildir ve sahte olarak hazırlanmıştır. Davalı da tacir olarak bilerek ürünü ticari saha içine alarak kabul etmiştir. İtibar tazminatına hükmedilebilmesi için, davalının kusurlu eylemi, marka sahibinin itibarının zarara uğraması ve davalının kusurlu eylemi ile itibarın zarara uğraması arasında illiyet bağı aranır. Bu durumda söz konusu taklit markalı ürünler piyasaya sürüldüğünden söz konusu markayı kullanan tüketici nezdinde, ürünlerin çocuklara hitap ettiği hususu da göz önüne alındığında davacının emek, masraf ve uzun zaman sonucunda oluşturduğu itibarının, markasının çekim gücü ve reklam değerinin kalitesiz taklit/ sahte ürünler satılarak zedelendiği ve markaya olan çekim gücünün azalmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından davacının 1.000,00 TL itibar tazminatına hak kazandığı anlaşılmıştır. Zira itibar tazminatı tüzel kişi işletmeden ziyade doğrudan markanın itibarına yönelik meydana gelen zararın giderilmesi amacını gütmektedir.
Gerek olay tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK, gerekse dava tarihinde yürürlükte bulunan SMK’nın 149/1-ç ve 150. Maddeleri uyarınca davacı marka hakkına tecavüz nedeniyle manevi tazminat talep edebilir. Mütecavizin kusurlu olması şartıyla, markası ile işletmesinin ticari hayattaki imajının ve kendisine duyulan güvenin sarsılması nedeniyle, marka sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılması amacıyla manevi tazminat ödenmesine karar verilebilir. Somut olayda davalı tarafından taklit ürünler ticari saha içinde yani işyeri içinde ele geçirilmiştir. Somut olayda davalı, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek, davacıya ait markayı taşıyan ürünleri taklit olduğunu bilerek satışa sunduğu ve davacının marka hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi, TBK 58. Maddesi çerçevesinde Hakimin takdir yetkisindedir. Bu yetki kullanılırken olayın oluş şekli, ele geçen taklit ürün miktarı, ihlal süresi, sayısı, tarafların ekonomik ve sosyal konum ve durumları dikkate alınmalıdır. Davalı, davacıya ait tescilli markanın popülerliğinden yararlanarak, taklit ürünler satması, davacının haksız rekabet içinde bulunduğunu da göstermektedir. Davalının, davacının marka hakkına tecavüz eylemi ve haksız rekabeti kusur niteliğinde olduğundan davacının manevi tazminata hak kazanacağından, dava konusu olayda ele geçen ürün sayısı, eylemin gerçekleştirildiği tarih, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve manevi tazminatın amacı gözetildiğinde, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, takdiren 2.500,00 TL manevi tazminatın tahsiline, uyuşmazlığın niteliğine göre bu miktarın 22/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; 2.500,00 TL ‘nin 22/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacının (itibar tazminatına dayalı) maddi tazminat davasının KABULÜ ile; 1.000,00 TL’nin 22/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 239,08 TL karar harcından peşin yatırılan 85,39 TL’nin mahsubu ile kalan 153,69 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına maddi (itibar) tazminatına ilişkin hesap olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına kabul edilen manevi tazminat talebine ilişkin olarak hesap olunan 2.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 70,00 TL posta giderinin -ret ve kabule göre hesaplanan- 49,00 TL ve 121,29 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 170,29 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kabul ve reddolunan miktarlar yönünden kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/05/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır